Yukarı Çık




52   Önceki Bölüm 
           
Elena ve Carlisle yemeklerini bitirdikten sonra restorandan ayrıldı. Elena sıcak binadan soğuk olan geceye geçerken teninde bir ürperti hissetti, derin bir nefes aldı ve temiz havanın tadını çıkardı. Buraya ilk geldiklerinde görünen Carlisle’nin adamları hiçbir yerde görünmüyordu. Ancak yine de keskin duyuları sayesinde onların varlığını hissedebiliyordu.
C-“...Lütfen.”
Carlisle arabanın kapısını açtı ve her zamanki gibi elena’ya yardım etti. Elena çatalı dart tahtasına attıktan sonra Carlisle çok sessizleşmişti. Yüzünde kafasındaki kaos yüzünden konuşamıyormuş gibi bir ifade vardı.

Ama Elena, Carlisle’nin nasıl hissettiğini bilmiyormuş gibi davrandı. Korunacak kişi değil koruyucuydu. Carlisle’nin duyguları ne olursa olsun bu söylediklerinin anlamını değiştirmiyordu. Şu anda ona doğru bir ok fırlatılsaydı Elena tereddüt etmeden kendine önüne atardı. Hiç kafası karışmazdı.

Elena arabanın içine sessizce adım attı.

Hinng-

Bir at  ateşli bir şekilde inledi. Kalbi böyle serin gecede havasız arabaya binmek yerine at sırtında gitmeyi diledi. Ancak asil bir kadın rolü oynuyordu ve arzularını bastırmak zorunda kaldı.

Elena özlemli gözlerle ata baktı ve sonra gözlerini arabaya çevirdi.



Carlisle hiçbir şey söylemeden arabanın kapısını kapattı sonra Elena’dan uzaklaştı.

E-“Ne...?”

Duygusuz bir ifade ile sorusunu cevaplamadan önce gizemli davranışının sebebini sormak üzereydi.

C-“Binmek istemiyor musun?”

E-“Bir an düşündüm ama...”

C-“O zaman söyle. Ağzın iyi laf yapıyor ama bazen kendini garip bir şekilde ifade ediyorsun.”

E-“...”

C-“Sadece bana ne yapmak istediğini söyle, ne yapman gerektiğini değil.”

Güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip olan Elena için şok edici bir açıklamaydı. En çok istediği şey istediklerini yapamama pahasına ailesini kurtarmaktı.

E-“Ben iyiyim. Geç olsa da seninle açık alanda görülemem.”

Arabada iken kimlikleri belli olmuyordu ama at sırtında açıkta farklıydı. Carlisle ve Elena bu şekilde konağa gidemezlerdi.

Carlisle onu görmezden geldi ve emir verdi.

C-“Atımı getirin.”

Sonra ormandan gelen biri sıradan bir attan daha büyük, devasa  siyah bir atın dizginlerini tutarak geldi. Elena bunun iyi bir at olduğunu söyleyebilirdi.

Carlisle rahatça ata bindi ve elini Elena’ya uzattı.

C-“Neden ilişkimizi açıklamak istemediğini yeterince duydum. Söz veriyorum kimliğimizin açığa çıkmasına izin vermeyeceğim bu yüzden elimi tut.”

Elena tereddüt etti. Gereksiz bir şey yapmaya çok karşıydı.

Carlisle onun tereddüt ettiğini hissetti.

C-“Kolum hemen ağrıyor.”

Carlisle büyük bir ata binerken tam olarak peri masallarındaki beyaz atlı bir prens gibi olmasa da çok daha tehlikeli bir cazibesi vardı. ince, eğik gözleri Elena’yı deldi geçti, kapkara saçları ve uzun burnu ay ışığını yansıtıyordu.

Tam olarak ne yapacağına karar vermemişti. Aklından geçen karmaşık düşüncelere rağmen....

Eli tuttu. Görünmeyeceklerine dair verdiği söze inanıyordu ve at sırtında olmayı özlediği de bir gerçekti.  Carlisle’nin onun istediği şeyi yapma teklifini reddetmek için hiçbir nedeni yoktu. Ancak yük olmak  istemiyordu.

Carlisle’nin böyle bir düşüncesi yoktu ve Elena’nın elini tutar tutmaz hafifçe gülümsedi.
Hwigg-

Carlisle onu yukarı çekti ve Elena önüne yerleşti. Uzun eteği yüzünden rahatsız olan Elena at sırtındaki geniş açıklığı seviyordu.

Tadak tadak.

At ileriye doğru yürümeye başladı. Birden omuzlarının etrafında sıcak bir şey hissetti ve başını çevirdiğinde Carlisle’nin ceketini çıkarıp ona sardığını gördü.

E-“Ben iyiyim. Soğuk değil.”

C-“Yine de kendini koru. Ya biri seni görürse.”

Ceket kesinlikle yüzünü kapatmıyordu ama elbisenin tamamını açığa çıkarmaktan  daha iyiydi. Reddetmeye başlayacaktı ama haklı olduğunu anladı.

E-“Evet, o zaman... teşekkür ederim.”

Carlisle Elena’nın  cevabını tahmin etmişti. Elena’nın ceketini giydiğini doğruladıktan sonra konuştu.

C-“Hadi gidelim.”

Carlisle düzgünleri kırdı ve at dörtnala koşmaya başladı. Elena serin havayı yanaklarında ve kulaklarında hissedince gülümsedi.

C-“Korkmuyor musun?”

E-“Bu hiçbir şey. Daha hızlı gitmek istiyorum.”

C-“Emredersiniz.”

Atı daha hızlı sürdü. Havanın tazeliği vücudunu arındırıyor gibiydi. Eskisinden daha  şanlı bir şekilde yaşadığını hissetti. Karanlık bir orman yolunda  özgürce koştuğundan beri ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyordu.

Carlisle, elena’nın kızarmış yüzünü göremiyordu ama istemeden kaçan küçük mutluluk seslerini duyuyordu. Elena şövalye iken yaptığı gibi serin rüzgarın tadını çıkardı.

Bölüm resmi burada.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


52   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.