ELİZA BÖLÜM 36 – YOL BOYUNCA, KISIM 4 “-Sorun ne. Bana karşı bu kadar saygısız davrandığınıza göre yalvaracağınız bir şey olmalı.” Bana karşı daha önce böyle bir suç işlemiş olmalarına rağmen yalvarmalarını gerektiren ne olduğunu merak ettim. Önümdeki köylülerin aptallığıyla karşı karşıya kalınca aklım önümde diz çökmüş iki kadının ne hakkında konuşmaları gerektiğinden uzaklaştı. Şu anda Kaldia alanında Ar Xia kilisesine adanmış kutsal tapınaklar yok. Yasayı öğretmek kilisenin işi olarak kabul edildiğinden ve köylüler genellikle öğretmen tutamadığından, doğum günü kutlamamın olması gerektiği gibi kutsal tapınakta olmadığını ve kilise memurlarının yerini köylülerin aldığını hatırlıyorum. Bu arada, Kaldia’daki kilisenin kutsal tapınakları babam tarafından yok edildi. Sebebi “çok lüks” olmalarıydı. O sırada alanda sebebi babam olan ekonomik bir kriz vardı, bu yüzden savurganlığı yasaklayan bir yasa çıkarttı. Alanın vatandaşların konut ve yaşam tarzları orijinalde mütevazıyken kiliseden olanların daha iyi taş evleri vardı ve nispeten daha süslü kıyafetleri karşılayabiliyorlardı. Muhtemelen insanların hayatları yıllardır başlarının üstündeki çatıyı zar zor tutabilecek kadar fakir olduğundan ve kilise dikkat etmeye başladığından kiliseyi kovmuştu. Alanı yeniden inşa etme bahanesini kullanarak babam vatandaşlardan para, yemek ve insan kaçırdı, buradaki korkunç duruma dikkat çekemesinler diye diğer alanlardan rahipleri dışladı bu yüzden de eğitim düzeyi minimumdu. Basitçe eğer yabancıları alan dışında tutarsa buradaki insanlar daha iyisini bilemezdi. Eh, her halükarda bunların hepsi on beş yıl önce oldu. Yeni vatandaşların özümsenmesine yardımcı olmak için kiliseyi geri döndürebilirsem en iyisi olur. Krallık kurulduğundan beri kiliseden ayrılmazdı. “Lütfen, size yalvarıyorum. Yetimin sebep olduğu kazanın ücretini ödeyeceğiz, bu yüzden lütfen bizi ‘zorunlu hizmet’e göndermeyin……!” Düşüncelerimi bölen yürek burkan bir ağlamaydı. Göz kırptım, kendimi düşüncelerimden kopardım ve önümde diz çöken iki kadına geri baktım. Ne dedi az önce? ‘Zorunlu hizmet’……? “...... Görüyorum, yani bunun hakkındaydı. Anladım.” Kızın omuzları fena halde titriyordu. Görünüşe göre sesim düşündüğümden daha soğuk çıktı. Ancak neden çok umutsuz ve üzgün göründüklerini anlasam da hayal kırıklığı hissetmekten kendimi alamadım. Babam suç işleyen her vatandaşı neşeyle öldürürdü. Üstüne üstlük tüm köyü suçtan sorumlu tutup “ücret” ödemeye zorlardı yoksa “işçi” olmak zorunda kalacaklardı. “…… Önceki alan lorduyla aynı olduğumu düşünmeyi keser misiniz?” * Saygısızlıkları yüzünden iki kadını bizimle birlikte Jugfena Kalesine seyahat etmekle cezalandırdım. Claudia üstlerini basitçe kontrol etti ve zehir ya da silah gibi bir şey bulamadı. Jugfena Kalesi yakında savaş alanı olacağından tek kızını yanımda götüreceğimden köy muhtarı bana itiraz etmeye çalıştı ancak onun yerine sorumluluk almak istiyor mu diye sorduğumda sessizleşti. Ve böylece, hala loş ve sabahın erken vakitleri olsa bile sonunda tekrar Jugfena Kalesine yola çıktık. “İkisine eşyalarımızdan taşıtın. Paulo, onları izleme görevini sana veriyorum.” Bugün de atımı yönlendirmekten sorumlu çaylak askerdi ve ona öne gidip iki kadına hafif eşyalar taşıtmasını emrettim. Atım hızlı gitmediğinden birisinin benim için dizginleri çekmesine ihtiyacım yoktu. İsmen atımı yönlendiriyor olsa da daha çok bana eşlik edip sohbet ediyordu. “Eh, ah, evet.” Aniden emir alan Paulo bir an Gunther’a baktı. Ancak yanındaki Claudia’nın onayladığını görünce hiçbir şey demeden öne gitti. Tekrar, Claudia gerçek niyetimi hızlıca anlayabildi. Diğer askerlerin yetimin vatan hainliğiyle alakalı oldukları için iki kadına karşı berbat tavırları olduğundan onlar yerine Paulo eşlik etsin diye düşündüm ve onun[url=file:///C:/Users/Lenovo/OneDrive/Masa%C3%BCst%C3%BC/Novelria/1%20I%20Reincarnated%20as%20a%20Noble%20Girl%20Villainess%20But%20Why%20Did%20It%20Turn%20Out%20This%20Way/Yay%C4%B1nlananlar/B%C3%B6l%C3%BCm%2036.docx#_edn1][i][/url]şövalyelik uygun olduğundan herhalde gözleri parlıyor gibiydi. Claudia hislerini hiç saklamadığından bir açıdan onunla olmak diğer herkesten daha eğlenceliydi. Hiç soylu gibi değildi ve duygularıyla hareket ediyordu ama son olarak onun için gardımı almam ve gizli niyetlerine bakmam gerekmiyordu. Ama Claudia’nın duygularını göz önünde bulundurursam iki kadını Jugfena Kalesindeki gerçek savaş hattına getiremem. Claudia’yı kullanmak istiyorsam bunun zayıf noktası olduğu söylenebilir. Mevcut durum göz önüne alındığında sadece işleri Claudia’ya bırakıp hayatımı ona emanet edebilirim. Claudia Jugfena Kalesinden güvenle geri dönene kadar kullanmam gereken birisi olduğundan iki kadına hafif şeyler taşıttım. Muhtemelen basitçe başka bir askeri onlara bakması için gönderemeyeceğimi anladı. Sonuçta Claudia ve ben tek kadınlarız. * Alanımın sınırına yaklaştığımızda kamp kurduk. Tıpkı dünkü gibi askerler becerikli bir şekilde çadırlar kurdular, basit ocaklarda yemekler pişirdiler ve çevreye basit, tahta bir çit kurdular. Göl alanında olduğumuzdan korkunç derecede çamurluydu. Askerler gölün yakınında el ve ayaklarını yıkadılar ve çevredeki ormanda yemek için avlandılar. Ben çadırda kaldım. Acil bir durum olmadıkça görünüşe göre asillere rahatlama izni veriliyor. Tabii ki madalyonun öbür yüzünde acil durumda herkes uğruna asillerin daha çok çalışması gerekiyor. Dünkü gibi benim için hazırlanmış yerdeki minder ve bezlerin olduğu yere oturdum ve önceki hayatımdaki satranç parçasına benzediğini düşünerek aldığım taşla oynadım ve yanımda bekleyen Claudia huzursuzca dolanmaya başladı. Bakışlarını çadırın dışına takip ettiğimde Cyril köyünden bizimle gelen iki kadının ocaklardan birinin ateşini yaktığını gördüm. Ocak kullanmada askerlerden çok daha iyi gibi görünüyorlardı ve görünüşe göre Claudia bir şey söylemek istiyordu. “…… Claudia-dono.” “Ohh, bir şey yapmama mı ihtiyacın var?” “Biraz sıcak su istiyorum, seni benim için getirme zahmetine sokabilir miyim?” Ocağa gidebileceğini ima ettim ve neşeli bir gülümseme Claudia’nın suratında çiçek açtı. Gunther da çadırın girişini koruduğundan Claudia’yı biraz göndersem çok sorun olmazdı. “Hemen sana getireceğim!” Claudia enerjiyle çadırdan çıktı…… Daha sonra döndüğünde bana su getirmediğini fark etmesi birkaç saniyesini aldı. Bir sonraki bölüm: Jugfena Kalesi
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.