Noah duruşu ve ifadesi sakin, fakat içten içe heyecanlı ve gergin bir şekilde Yaşlı Lua'yı takip ediyordu. Her adımına oldukça dikkat ettiğinden bir asilzadeyi andırıyordu. Yaşlı Lua, Noah'ın bu zarif hareketleri karşısında şaşırsa da gizemli bir şekilde, "Hohohoho." diye güldükten sonra "Pekala. Bekleme alanına yaklaştık sayılır. Sınavlar hakkında ne kadar bilgin var?" diye sordu. Annesi hiç bir şey bahsetmediğinden -muhtemelen Yuen'in gelişiyle unuttu- boş bir ifade ile Yaşlı Lua'ya baktı. Yaşlı Lua iç çekti. "Pekala. İlk sınav potansiyel testi. Potansiyelinin ne kadar iyi olduğu bir taş yardımı ile öğrenilecek. Sönük yeşil ortalama iken parlak renkte mor dahiliğin de ötesi bir dahiliğin sembolü. Bu test genelde kolay olur ki sen benim desteğim sayesinde buradan çöp çıksan bile geçersin. "İkinci sınav ise nispeten daha zor. Azim sınavı. Geçenler çeşitli ilizyonlar gösterecek bir formasyona konulacak. Bu ilizyonların temelde üç aşamalı bir sistemi var. İlki acıya karşı töleransını, ikincisi arzulara karşı dayanıklılığını, üçüncüsü ise en kötü kabusunu yanii ileride kalp şeytanına dönebilecek bir kabusun ile karşılaşmanı sağlayıp seni ölçecek. Eğer iraden yeteri kadar sağlamsa zaten geçersin. "Üçüncü sınav ise tamamen gizem. Tarikat efendisi nedense bu seferki sınavı bizzat yapacağını söylediğinden hiçbir bilgimiz bulunmamakta. "Pekala. Anlamadığın bir şey var mı?" Noah, Yaşlı Lua'nın dediklerini sindirmek için biraz sessiz kaldıktan sonra, "Bir şey yok anlamadığım Lua amca." dedikten sonra saygı gereği eğilmeye çalıştı. Fakat Yaşlı Lua aceleyle onu durdurdu. "Ne yapıyorsun sen? Oğlum sayılırsın. Eğilmene gerek yok." derken bile aklında "Bin Mana Hapı" kelimeleri dolaşıyordu. Noah anlamadı fakat sıcak ilgi karşısında biraz içi ısındı. Yüzünde bir gülümseme belirdi ve "Tamam." dedi mutluca. Yaşlı Lua onun niyetini yanlış anladığını anlasana da bir şey söylemedi. Bunun yerine yakınmış gibi birbirleriyle sohbet etmeye başladılar. Yaşlı Lua, bencil, açgözlü birisi olsa da karşısındaki çocuğa kanı ısınmıştı. Belki de dış sahada ki en katı Yaşlılardan olan Yaşlı Lua ilk defa bir müride kanı ısındı. Bunu duyan herhangi birisi -söyleyen en yakın arkadaşı olsa bile- sizi yalancılıkla suçlayabilir ve de asla inanmazdı. [Yaşlı Lua ile yakınlaştınız. +1 Karizma.] Noah yine kendi sesine benzer sesi duydu. Üstelik bu sefer daha net gibiydi. Fakat kimseye bir şey söylemedi ve sese de aldırış etmedi. Ne olduğunu anlamadığı olaylar olmaya başlamıştı. Noah da yapılabilecek en iyi tercih olmasa da yerinde bir tercihi seçti; akışına bıraktı. Sonunda onun gibi katılmak üzere seçilen müritlerin olduğu kocaman bir odaya geldiler. Odanın genişliği hemen hemen bir sinema salonu kadardı. Ortada bir büst, üstündeki şeyin düşmemesi için yastık, en üstünde ise camdan küre gibi gözüken bir cisim vardı. Etrafına ise çeşitli koltuklar düzenli bir şekilde dizilmiş, en arkada Yaşlılar ve yönetimden sorumlu olmak için görev alan iç saha müritleri, kalan koltuklarda ise dış saha mürit adayları vardı. Yaşlı Lua orada ki kızıl saçlı kıza işaret verdi. Kız kimin onu çağırdığını görünce eli ayağı birbirine girdi. Gözleri endişe ve korku ile doldu ve ikiletmeye cesaret edemeden hızla Yaşlı Lua'nın yanına geldi. "E... Efendi Büyük... Büyük Yaşlı Lua yanlış bir şey mi yaptım...?" sesi korkudan titriyordu. Noah böyle sevecen bir adamdan neden korktuklarını anlamadı. Fakat bilmiyordu ki aslında tek sevecen davrandığı kişinin o ve başka birinin olduğunu... Yaşlı Lua "Yanımdaki çocuğu ayrıcalıklı dış saha müritlerinin olduğu yere oturt. Soran olursa çocuk benim korumam altında. Anlaşıldı mı?" diye sordu. Daha doğrusu bu bir emirdi. Sadece laf icabı soru olarak çıkmıştı. "E... Emredersiniz!" dedi kız ve Noah'a onla gelmesi için işaret yaptı. Noah onayladı. Fakat gitmeden önce Yaşlı Lua'ya dönüp, "Teşekkür ederim Lua amca. Seninle sohbet etmek oldukça zevkliydi. Umarım en yakın zamanda tekrar muhabbet edebiliriz." dedi masumca. Yaşlı Lua buz tutmuş kalbinden hafif bir ısı hissetti. İçtenlikle gülümsedi. "Umarım evlat umarım. Hadi kızı daha fazla bekletme." dedi. Kaç zamandır onu böylesine gülümseten birisi olmamıştı. Ondan biraz mutlu biraz da buruk hissediyordu. Noah, "Tamam. Sonra görüşürüz Lua amca." dedi ve kızı takip etmeye başladı. Kız oldukça güzeldi. Bir metre yetmiş beş santimetre boylarında gibiydi. Her hareketinde kalçalarını sanki özellikle yapıyormuş gibi sallıyor ve karşısında daha kız görmemiş bir kişi olsa bile kalkmasına neden olacak kadar orantılı ve erotik kalçaları vardı. Saçları siyah renkte, topluydu. Kız desekte ortalama bir ölümlü kadından daha çekici ve güzel bir vücudu vardı. Noah gibi deneyimsiz daha eline annesi dışında birisinin eli değmemiş birisinin bile göğsü sıkıştı. Bu hissi anlamlandırabilecek onun için en iyi tabir göğsünün sıkışması ve nefesi kesilmesiydi. Fakat ilginç bir şekilde kız da onunla ilgileniyor gibiydi. Arada bir Noah'a göz ucuyla bakıyor ve fark edilince hemen önüne dönüyordu. O sırada kız en sonunda konuştu. "Burası." Kızın işaret ettiği yere oturdu ve "Teşekkür ederim." dedi Noah nazikçe. Kız, soğukça "Sorun değil." dedikten sonra dönüp gitti. Fakat giderken farkında olmadan Noah'ı tarifi imkansız bir hisse soktu. Bu sırada eline bir numara tutuşturulduğunu fark etti. Bunu hangi ara verdiğini bile fark etmemişti! Bu sırada o kendi derdi ile meşgul iken diğer insanlar tanımadıkları bu çocuk hakkında dedikodu yapmaktaydılar. Kimisi onun yüksek mevkili birisinin gayrimeşru oğlu olduğundan ve o yüzden oraya oturduğundan kimisiniinse Noah'ın büyük bir entrika çevirip oraya oturduğunu düşünmekteydi. Fakat kim ne düşünürse düşünsün kısa sürenin ardından yükselen ses herkesi bastırdı. "Kesin sesinizi!" Sesin kaynağı kürenin hemen yanında duran bir adamdı. Ne çok genç ne de çok yaşlıydı. Yirmi beş yaşından yaşlı otuzdan genç gibiydi. Bu adam tarikatın dış saha da en çok söz hakkında sahip olan ikinci kişi Yaşlı Duo idi! Herkes dut yemiş bülbül hesabı susmuştu. Öyle ki ne olduğunu bilmeyen Noah bile sesten korkup konuşmaya cüret edemedi. Gerçi korkmasa bile konuşacağı kimse yoktu. Fakat bu konudan tamamen bağımsızdı. [Gizli Görev Açıldı!] Ses ilk defa oldukça net bir şekilde duymaya başladığı sırada birden retinasında bir yazı topluluğu belirdi. [000. Görev: ????] [Aşama 1: Potansiyelin ile herkesi şaşırt.] [Aşama Ödülü: Sistem hakkında temel bilgi] [Aşama Durumu: 0/4] Neler olduğunu anlamasa da sakindi. Görev ödülü tüm sorularının cevabı olacağını anlamıştı. Fakat görev... Bu görevi nasıl yapacaktı!? Noah bunları düşünürken, yazılar sessizce yok oldu. Fakat Noah istediği zaman onları tekrar görebilecekmiş gibi hissetti. O anda ise Yaşlı Duo gür sesiyle konuşmaktaydı. "Buraya kadar gerek torpilli gerekse kendi çabaları ile gelen herkes. O baştaki test sadece önemsizlerden kurtulmak içindi. Şimdi ise gerçek sınavlar başlıyor. İlk sınavınız potansiyel ölçümü..." devamı Yaşlı Lua'nın anlattıklarıyla birebir aynıydı. Tek fark ilk sınav daha detaylı anlatılmıştı. Sönük yeşil en vasat yetenek kabul ediliyordu. Parlak yeşil ortalama, sönük mor ortalamanın üstü,parlak mor dahi, onun ötesi ise canavar olarak kabul ediliyordu. "...Tüm bunları anladığınızı varsayarak potansiyel ölçümü başlatıyorum. İlk olarak bir numara." Dış sahanın ayrıcalıklı bölümünden oldukça zarif bir genç, kibirli bir şekilde aşağı doğru inmeye başladı. "Bu, Ölümsüz Luca değil mi?" "Evet duyduğuma göre tek başına kendinden güçlü iki kaplanı halletmiş." "Oha! Bu imkansız. Kendisi daha temel kurma aleminin dokuzuncu aşamasında!" "Bilmiyor musun? Kısa süre önce son aşamaya ulaştı ve her an sınırı aşabilir." "Haha! Gözümüzün önünde bir dahinin yükselişini izleyeceğiz yanii." Bu ve benzeri diyaloglar her yerdeydi. Noah'ın da işitmemesi elde değildi. İstemsizce o da Luca denilen bu elemana baktı. Luca bu kadar övülmekten zevk alıyor gibiydi. Oldukça yavaş ilerliyordu. Bu da onu rahatsız etti. Evet güçlü olabilirsin ama bu kadar üstün gibi davranmasan olmaz mı? diye düşündü Noah. Luca kibirli bir şekilde kürenin yanına kadar geldi. "Nasıl yapılacağını biliyorsun değil mi?" "Elbette." Luca, parmağını ısırıp, kanını küreye damlattı. Sönük yeşil, parlak yeşil, sönük mor... Tüm ihtişamı ile birlikte parlak mor! Fakat kimse şaşırmadı. Potansiyelinin bu kadar iyi olması beklenilen bir şeydi. "Sıradaki iki numara..." Bu şekilde sırayla isimler söylendi. Sönük yeşil olan kimse çıkmadı şu ana kadar. En kötüsü parlak yeşil en iyisi ise sönük mordu. Sıra en sonunda Noah'a geldi. "Yüz numara." Noah ayağa kalktı ve normal bir hızda ilerledi. Diğer ego kasan dahilerin aksine o oldukça mütevaziydi. Ondan dolayı kimsenin ilgisini çekmedi. Yaşlı Duo'nun yanına geldi. Asılı duran hançeri alıp parmağına küçük bir kesik attı ve heyecanla beklemeye başladı. Sönük yeşil, parlak yeşil, sönük mor... Parlak mor! Herkes şaşırdı. Bu çocukta kimin nesiydi? Fakat daha durmadı. Sönük bir şekilde beyaz renkte, ardından ise parlak bir şekilde beyaz bir renkte parlamaya başladı! Tüm herkes afalladı. Noah bile anlamasa da retinasında beliren bir çift yazı onun için yeterli oldu. [Aşama 1 Tamamlandı!] [Görev ödülü zihninize entegre edilecektir.] Noah başında bir ağrı hissetti. Fakat ifadesinde bu ağrıyı pek belli etmedi. Bunun yerine acısının üstünü örtmek için sanki çıkandan memnun olmamış gibi bir ifade gösterdi. Bu sırada tüm dış saha adayları, Yaşlı Duo, hatta gizlice izleyen yaşlılar dahil herkes şaşkındı. "B... Bu da ne böyle!? Bu renkte neyin nesi?" "İmkansız! Böyle bir varlığın olması imkansız!" "Lanet olsun! Bu adamda nereden geldi böyle!?" Bu ve bunun türevleri olan sesler doldurdu her yeri. Noah gülümsedi. Fakat yine de mütevazi bir şekilde Yaşlı Duo'ya dönüp, "Yerime geçebilir miyim?" diye sordu. "E... Elbette." diye kendini zar zor toparlayan Yaşlı Duo konuştu. Noah yerine geçerken Yaşlı Duo derince nefes aldı. Bugün oldukça güçlü bir canavar çıkmıştı karşısına. "Sıradaki! Yüzbir numara!" ... Bu şekilde devam ederken kimisi Noah'a hayranlıkla kimisi ise kıskançlıkla bakıyordu. Fakat tüm bu bakışların hedefi olan Noah'ın bu pek umurunda değildi. Çünkü zihninde doluşan bilgileri hazmetme çabasındaydı. Kısa bir süre sonra mırıldandı. "Durumum." Retinasında yazılar belirdi. [Noah, ????, ?????...] [Irk - İnsan] [Ölümlü Diyarı - Temel Oluşturma - Üçüncü Kademe] [5 Karizma] [Özel Yetenek - Doğaüstü Sakinlik] Irkı mevcut ırkını belli ediyordu. Karizma kendi çekiciliğini gösteriyordu. Sistem denilen şeyin verdiği bilgi kadarıyla şu anlık sadece bu kadarını görebilme iznine sahipti. İsim kısmını ise izni olmadığı şeyleri göremediğini öğrendiğinden düşünmedi fazla. Kişiye özel yetenek, ya da daha kısa hali ile özel yetenek ise kendi kişiliğinden veya soyundan etkilenen yeteneklerdi. Şu an sadece olmadık anda sakinleşme yeteneği olsa da ileride çok daha fazla yetenek elde edebilirdi. O sırada yeni aşama görevi ne zaman geleceğini sisteme sorduğunda ise oldukça ilginç bir cevap aldı. [Kullanıcı aşamayı aktive edecek bir olay yaşayana kadar aşama kilitli kalacaktır.] 'Yanii tamamen şansa bağlı.' diye düşündü. Yaşlı Duo o sırada konuşmaya başladı. "Bu seferki müritlerimiz oldukça iyi gibi. Güzel. Şimdi..." Parmağı ile sırasıyla üç koltuğu işaret etti. "Siz üçünüz. İlk sınavı geçemediniz. Umarım diğer sınavlarda beklentimizi aşarsınız." O üç kişi suratını astı. Yaşlı Duo ise devam etti. "Tüm herkesin potansiyelini ölçtüğümüze göre sırada Azim Sınavı var. Şimdi. Herkes düzene geçsin ve beni takip etsin." Yaşlı Duo'nun isteği ile herkes hızla sıraya girip onu takip etmeye başladılar. Noah kendisine yöneltilen bakışlardan rahatsız olmuştu. Kimisi hayran kimisi ise hasetle ona bakıyordu. Hatta ona arzu ile bakanlarda vardı. Noah rahatsız bir ifadeyle Yaşlı Duo'yu takip etmeye başladı. Kısa süre sonra ikinci sınavın olacağı yere -ortalama bir basketbol sahası kadar büyük olan bir alana- geldiler. "Pekala. Bu boş alanı görüyorsunuz değil mi? Sınavınız burada yapılacak. Sınav..." yine Yaşlı Lua'nın anlattıklarının aynısını anlattığından dediklerini dinlemek yerine Noah aklındakileri sindirmeyi tercih etti. O sırada beklenmedik şekilde "Yüz numara ilk sıra senin." diye bir ses duydu. Noah gülümsedi. Yaşlı Duo'nun niyetini tahmin edebiliyordu. Bir başarısızlık yapmasını bu sayede de diğerlerine ibret olmasını istiyor gibiydi. Buna uyan şekilde Yaşlı Duo pis bir şekilde sırıtıyordu. Noah karşı çıkacak bir şey söylemedi. Bunun yerine itaatkar bir şekilde, "Peki." dedi ve adım adım ilerledi. İlk sınav muhtemelen işkence konsepti işleneceğinden acıya tahammül etmesi gerekecekti bolca. Tam formasyona girdiği anda hiç tahmin etmediği bir şey gözüktü retinasında. [Sistem kullanıcıya saldıran zayıf bir formasyon tespit etti! Etkisi yok edilsin mi?] [Evet/Hayır] Retinasında bi anda beliren yazıları görünce şaşırdı. Kısa bir tereddüdün ardından hemen onayladı. [Etki yok edildi.] Hiçbir şey hissetmediği için şaşırsa da adım adım ilerlemeyi kesmedi.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.