"Ne oldu? Istersen ona iletebilirim" hevesle bakışlarına hayır diyemedi ve konuştu Huajin. " Ona konuşmayı yarın akşam devam ettireceğimi iletir misin?"
"Pekala" Jian'ın başını eğmişken gözlerinin keskinleştiğini göremedi. Aklında başka bir şey vardı Huajin'in.
Ayrılan çocuğun ardına bakarken düşünüyordu.
Önceki hayatında ismi Gui Jian değildi. Yumurtadan yeni çıktığından ismi yoktu ama onunla ilgilenmediğinden ona isim vermedi de. Umursamazca davrandı ve sadece 'çocuk' diye seslendi. Ismini yalan yanlış "h" ile başladığını hatırlıyordu ama emin değildi.
Belli ki bu hayatta onu bulmakta geç kalmıştı ve çoktan bir başka isme sahip olmuştu. Lâkin ya saçları? Saçları siyah değildi. Koyu yeşildi...
Davranışları da oldukça korkakçaydı. Yapışkan ama çekingen.
O değişti.
"Geri döndün" adım seslerini duyunca ardını döndü. Jian olduğunu sanmıştı ama Afeng idi.
Önüne oturarak "Tartışacak bir mesele var" dedi gözlüklerini iterek. "Halk isyan belirtileri gösteriyor, yeni yasanın yayınlanması tetikleyici olabilir.
"Öyle mi ? İsyan çıkaranları idam ederiz. Krallığın düzen ve dengesinin bozulmasına izin vermeyiz."
"İdam..mümkünse son çözüm. İsyan yerine açlık grevleri ve tepki olarak intiharlar da olabilir" başını salladı Afeng.
"Öyleyse bırak ölsünler" başını koluna dayayarak sakince konuştu. "Canlarının değeri buysa benim elimden bir şey gelemez. Israrla denize atlamaya çalışan biri kördür, yapacak bir şey yok. Kör birinin görmesini bekleyemezsin, sadece seni dinlemediği için denizde boğulmasını izleyebilirsin"
Afeng düşünce yapısına alışmıştı ama hala bunu kabullenemiyordu. Duydukça hala kanı donuyordu. "Ama bu..."
"Kendi seçimleri. Herkes kendi hayatı adına bir karar kılar. Sen daha onlara ne kadar bakıcılık yapacaksın? Bırak da halk kendi seçiminin sonuçlarını olduğunu öğrensin. Bu büyüyen herkesin geçmesi gereken aşamadır" Birkaç cümle ile ikna edildi. Haklıydı.
"Tamam." Başını eğdi, hala içten içe biraz rahatsız. Uzaktan yaklaşan çocuğu görünce yavaşça ayağa kalktı. "Sonra konuşuruz" iyi geceler diyerek ayrıldı.
Jian ardına bakarak somurttu. Niye herkes o gelince 'sonra konuşuruz' diyerek susuyor ? Sanki düşman krallığın adamıymış gibi davranıyorlardı. Halbuki onu satın almaya kimsenin gücü yetmezdi. Huajin dışında. Kişi o ise para ödemesine bile gerek yoktu.
Yaklaştı ve parlak gözlerle baktı.
'Öv beni' diye resmen ışıl ışıl parıldıyordu. Huajin dayanamayarak kucağına alarak başını okşadı. "Aferim"
Yüzü sevinçten daha da parlıyordu. Huajin garip ve ilginç hissediyordu. Bir çocuk işte bu kadar basitti. Sadece övülmek istiyorlardı ve mutlu olmaları için ilgi göstermek yetiyordu.
Daha da yumuşadı Huajin. Daha önce hissetmediği bir şefkat hissi ile çocuğa sarılarak ayağa kalktı ve ilerledi.
Çocuk ise alışkanlık olarak başını boynuna gömmüştü.
Huajin bir şey hissetmiyordu ama Jian için aynı şey söylenemezdi. Vücutları çok yakındı, başını boynuna gömmek? Bir lükstü. Ustasıyla asla bu kadar yakın olmamıştı.
Ama hatırlıyor, çocuklara sadece birazcık daha iyi davranıyordu.
Bir defa daha çocuk olmanın en iyisi olduğunu hissetti. Büyük olsa bu keyfin tadını nasıl çıkarırdı?
Başını omzuna sürterken esnedi.
"Uykun mu geldi ?" Çocuk olduğu için bu tarz hareketlerini bile görmezden gelmişti.
"Evet " Hayır. Sadece rol yapıyor. Yoksa biraz sonra kucağından indirip indirmeyeceğini nereden bilecek?
Harektsizdi ve Huajin yavaş nefes alışları nedeniyle uykuya daldığını düşündü. Lâkin Jian gözlerini keskince kısmış bir şekilde ağır ağır nefes alıyordu.
Sapık olduğunu hissetti.
Yoksa nasıl ustasına bu tür düşünceler hissedebilir? Ama ah hayır...
Bu elinde olan bir arzu değildi.
Yumuşak ve hafif adımlar gerçekten uykusunu getiriyordu. Ustasının sırtını okşaması dahi rahatlatıyordu. Belli ki sadece bir çocuk olarak alabileceği bir bakım bu. Sonsuza kadar yanında bir çocuk olarak kalmak ve ustasının onunla ilgilenmesini istedi.
Lâkin aynı zamanda onunla gerçekten baş başa, normal bir şekilde yüzleşebilmek de istiyordu. Onunla olmak, gerçek bir ilişkiye sahip olmak.
Gözlerini yumdu.
Ne yazık ki hepsi bir hayalden öteye gidemez.
Ne burası gerçekti, ne ustası gerçekten hayattaydı ne de bu iki şey olsa bile asla onunla olamazdı.
Cinsiyet sorunundan bahsetmiyorum bile, ustası tam olarak bu konularda duygusuzun tekiydi.
Yavaşça uykuya dalıyordu. İmparatorun bedeni sıcak ve hoş kokulu. Ona sarılmak çok hoş bir histi, sonsuza kadar böyle kalmak istedi.
-Devam Edecek-
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.