—Bu gerçekten hiç iyi değil. Yüzünde zeminin sert dokusunu hissettiğinde yüzü koyun yere kapaklandığını anladı. Yeltenmiş olsa dahi hareket edemiyordu ve zaten parmaklarını hissedemiyordu. Hissettiği tek şey kaçınılmaz bir sıcaklıktı ve bütün vücudunu bunaltmıştı.
—Sıcak, sıcak, sıcak, sıcak, sıcak, sıcak! Öksürdü ve boğazında yükseldiğini hissettiği kanı —solgunlaşan hayatının kaynağını— tükürdü. O kadar çok çıktı ki ağzının kenarları köpürdü. Puslu görüşüyle kırmızıya boyanan zemini görebiliyordu.
—Benimle... Dalga geçiyor olmalısın. Bu kanın hepsi benim mi? Vücudundaki bütün kanın dışarı akmış gibi hissederken titreyen elini bedenini saran sıcaklığın kaynağına götürdü. Parmak uçları karnındaki büyük kesiğe vardığında anlamıştı.
Çok sıcak hissetmesine şaşmamalı. Muhtemelen acı ile sıcaklık hissini karıştırıyordu. Göğsüne çizgi çeken açık yara onu neredeyse ikiye ayırmıştı. Yalnızca zerre miktar derisi onu tek parça tutuyordu.
Bir diğer deyişle hayatını ortaya koyduğu satranç oyununa doğrudan “şah mat“ olmuştu. Bunu fark eder etmez bilincini kaybetti.
Gözlerinin önünde kanın üzerinde dalgacıklar oluşturarak adımlarını atan bir çift siyah bot vardı. Orada birisi vardı. Muhtemelen onu öldürmüş olan kişiydi bu.
Ama o kişinin yüzüne bakmayı düşünmemişti bile. Artık bir önemi yoktu.
Tek istediği “o kızın“ güvende olmasıydı.
“—baru?“
Çan gibi çınlayan bir ses duymuş gibi hissetti. O sesi duymak, o sesi duyabilmek... Onun kurtuluşuydu. Böylece—
“!“
Kısa bir çığlıkla birisi daha kanlar içinde üştü.
“O kız“ tam yanına kapaklanmıştı. O orada yatıyor, hafifçe kızın eline ulaşmaya çalışıyordu.
Beyaz eli güçsüzlükle düştü. Kanlı elleriyle hafifçe onun elini sıktı. “O kız“ da karşılık vermeye, elini sıkmaya, çalışıyormuş gibi hissetti.
“Sadece bekle...“
Biraz daha zaman kazanmak için solan bilincini ele geçirdi
“Seni kesinlikle...“
—kurtarmanın bir yolunu bulacağım.
Bir dakika sonra o —Subaru Natsuki— hayatını kaybetmişti.
Çevirmen: Divechy
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.