Bölüm-2: Üstün İnsan
Şimdi bu bildirimlere göre ben rüya görmeyip çift hayat yaşıyordum yani. Ama şu anda her iki bedenimde boş gibi duruyordu. Soldaki zayıf vücudumun olduğu kısımda şu anda beni hastaneye götürüyorlardı.
Sağdaki uyuyordum, ama karşımda duran kırmızı gözlü gölgede neyin nesiydi acaba?
-
BİLDİRİM
EVRENİN BIR SIRRINI KEŞFETTİNİZ.
İNSANOĞLUNDAN BAŞKA VARLIKLAR İLE KARŞILAŞTINIZ.
TÜR:GÖLGE
İSİM:GÖLGE İBLİSİ(E)
GENELLİKLE SUİKAST VE GÖZETLME İÇİN KULLANILIRLAR.
-
BİR YETENEK ÖĞRENİLDİ
ASTRAL ALGILAMA(F)PASİF: SİZE YÖNELTİLEN KESKİN DUYGULARI ALGILAYABİLİRSİNİZ. (GELİŞTİREBİLİR YETENEK)
TEBRİKLER
-
BİLDİRİM
(ASTRAL ALGILAMA)
SİZE KARŞI GÜÇLÜ BİR ÖLDÜRME NİYETİ TESPİT EDİLDİ.
-
Öldürme niyeti mi? Buda neyin nesiydi böyle. Hepsi geldin mi zaten art arda gelirdi. Zayıf kısmım biraz bekleyebilirdi galiba.
Ama diğer tarafa geçip ne yapabilirdim ki. Tamam, güçlü bir bedenim vardı ama gerçekten o şeyden kurtulabilir miydim?
Ben bu düşünceler ile boğulmuşken, Gölge İblisi annem ile babama doğru harekete geçti. Gölgeler birleşip sivrilmeye başladılar. En sonunda sanki, ince uçlu obsidyenden oluşma bir hançer halini aldılar. Bunu gördüğümde vücudum kendi kendine harekete geçti ve sağ taraftaki görüntülerin içine doğru atıldı…
Gözlerimi açmaya çalıştığımda üzerime sıcak bir şeyler akıyordu. En sonunda gözlerimi açmıştım. Ocaktan vuran ufak ateş ile üzerimdeki sıcaklığa gözlerimi kısıp baktım ….
Bu-bu kandı! Ve üstüme damlamaya devam ediyordu. Hemen aklıma demin gördüğüm görüntüler geldi.
-Yo-yo bu olamaz dimi! Geç kalmış olamam dimi! Bunlar doğru olamaz!
Korkunç düşünceler zihnime dolmaya başlamıştı ki, gözlerim iki kırmızı göz ile göz göze geldi. Hiç beklemediğim bir anda üstünde kandamlaları olan hançer bana doğru hareket etmeye başladı. Bu vücudum diğer vücuduma göre daha sağlıklı, güçlü ve atletikti. Can havli ile kendimi sönmek üzere olan ateşin yanına attım. Hançer havada ıslık çaldı ve yastığıma gömüldü. Ama kardeşim hala uyuyordu. Hançerin hedefini bulmamasına sinirlenen Gölge İblisi gözleri öfke ile kısılıp bana doğru döndü. Tam üzerime atılacakken, ocaktan yanmakta olan bir odun parçasını alıp Gölge İblisine doğru salladım. Gölge İblisi bir duraksadı ve kendisini geriye doğru attı.
-
BİLDİRİM
EVRENİN BİR SIRRINI KEŞFETTİNİZ.
GÖLGE İBLİSLERİ DOĞASI GEREĞİ ATEŞE KARŞI KORUMASIZDIRLAR.
-
-Demek zayıf noktan ateş.
Ocağın yanında bulunan yağ kâsesini iblise doğru attım. Gölge İblisi tek bir hançer darbesi ile kâseyi havada paramparça etti. Bütün yağ üstüne boca olmuştu.
-Senden de bu beklenirdi zaten. Yardım için teşekkürler.
Küçük bir gülümseme ile elimdeki yanan odun parçasını Gölge İblisine attım. Her tarafı yağ ile kaplanan İblis bir anda alev almaya başladı. Gölge iblisin ince ama insanın içine işleyen bir çığlık yükseldi. Alev gölgeyi yavaş yavaş kaplarken, gölge iblisi aleveler içinde kaybolmaya başladı.
-
TEBRİKLER
BİR GÖLGE İBLİSİ AVLADINIZ.
LEVEL ATLADINIZ.
STATÜ PENCERİSİNE ERİŞİM İZNİ VERİLDİ.
-
Gölge İblisinin ince çığlığına Züleyha uyanmıştı. Korku dolu gözler ile bana baktı.
-Abi neler oluyo…
Ağzından kelimeler dökülmeden bir anda ikimizin de nutku tutulmuştu Bu kadar ses varken anne ve babamızın uyanmaması garipti. Yerlerdeki yanan yağ ile oda hafif de olsa aydınlanmıştı. Bütün her şeyi ortaya çıkarmıştı. Bir çığlık sesi daha yükseldi ama bu sefer bu çığlığın içinde hüzünün vermiş olduğu acı vardı. Züleyha, sinmiş olduğu yerden kalkıp hemen anne ve babamıza doğru koşmuştu. Ama her şey için çok geçti.
Alınlarında ince bir delik vardı. Ve o delikten sızan kanlar yastıklarını boyamıştı.
Kardeşim ağlayarak sesleniyordu. Ama nafile, artık her şey için çok geçti. Bende kabullenmek istemiyordum. Ama onlar çoktan ölmüşlerdi.
Kardeşimin yürekleri burkan feryadını duyan komşular bir anda başımıza üşüşmeye başlamıştı. İlk gelen babamın en yakın arkadaşı Esad amacaydı. İçeri girip annem ile babamın o halini görünce hemen Züleyha’yı kucaklayıp zor bela evden çıkarıp ve eşine bıraktı. Sonra benim olduğum yere, öylece donup kaldığım yere gelip.
-Aktan-Aktan kendine gel!!!. Duyuyor musun beni Aktan!!!. Neler oldu burada Aktan.??!!
Bir yandan beni sarsıyor, diğer taraftan neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Ağzımdan sadece;
-G-g-göl-Gölge İ-i-blisi !
Kelimeleri döküldü.
Az çok neler olduğunu anlayan Esad amca beni kucakladı. Ve “tamam geçti, geçti” gibi kelimler ile teselli etmeye çalışıyordu.
Ama bunlar neden bizim başımıza geldi! Neden oldu bunlar?! Biz kime ne yaptık? Bu sorular sürekli zihnimde tekrarlayıp duruyordu. Esad amca beni kolumdan tutup kendi evlerine götürdü. Kardeşim beni görür görmez koşarak yanıma geldi. Ve hemen birbirimize sarılıp ve salya sümük ağlamaya başlamıştık. Kardeşim anne babamızın ölümüne ağlıyordu, ama ben pişmanlıktan ağlıyordum. Eğer biraz daha hızlı olsaydım bunların hiç biri yaşanmamış olabilirdi.
Kardeşim artık ağlamaktan bitap düşüp en sonunda uykuya dalmıştı. Ama uykusun da hala “anne-baba” diye sayıklayıp ağlıyordu. Bende galiba en sonunda bitap düştüm. Veya yine kaçmak için gözlerimi yumdum. Ama kendimde iyi biliyordum ki ben hiçbir zaman uyumam. Ve kendimi yine Astral Evrende iki bedenimi izlerken buldum.
-
BİLDİRİM
TEBRİKLER LV1 OLDUNUZ.
EVRENİN SIRRINI ÖĞRENDİNİZ.
KAZANILAN ÖDÜLLER HESAPLANIYOR….
-
Şu anda bunların hiç biri umurumda değildi. Artık feryat ediyordum.
-Tüm bunlarda neyin nesi? nedir bunlar böyle? Biri açıklasın artık bunları!
Tabi sesim boşluğa doğru dağıldı. Ve hiçbir cevap gelmedi. Gelen bildirimler hariç. Her gelen bildirim “ding” sesi ile beni daha da sinir edip, olumsuz düşünceler içine sürükleniyordum. Bir süre sonra olumsuz düşünceler sessizleşmeye başladı. Ve içimde yeni bir duygu yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Zihnim korkunç derecede sakinleşmeye başladı.
Bu yeni duygu intikamdan başka bir şey değildi. Buna sebep olanları bulup ve hakkettikleri cezalarını verecektim. Artık üzüntü ve öfkenin yerini intikam ve sakinlik duyguları aldı. İntikamın en büyük korkulan tarafı bir kere hedef belirlendi mi artık zihin berraklaşır ve tek bir noktayı odaklanır.
Oturmanın bir faydası olmayacağı için yavaş yavaş ayağa kalktım ve önümde duran iki ben’e baktım. Biri zayıf olan vücudum, artık gece olmuş ve etrafımdakiler dağılmıştı. Hastane odasında kendim yatıyordum. Diğer taraftaki vücudum, kardeşime sıkı sıkı sarılmış bir halde yatıyor ve sabahın ilk ışıkları üstümüze gelmeye başlamıştı bile.
Anlaşılan bir tarafta gündüz iken diğer taraf gece oluyordu. Bu benim için iyi bir şeydi. Sonuçta aynı anda iki tarafta da olamazdım. Olayları değerlendirirken sinir eden “ding” sesi yine geldi.
-
TEBRİKLER
EVRENİN SIRRINI ÖĞRENDİNİZ.
YAŞAMIŞ OLDUĞUNUZ İKİ PARALEL EVRENİN ZAMAN FARKINI FARK ETTİNİZ.
-
-Şimdi önceden gelen bildirimleri de kontrol edelim. Bu bildirimler tıpkı oyun gibi. Zayıf olan bedenim bu tür şeylere çok alışkındı sonuçta.
-
TEBRİKLER
LV1 OLDUNUZ. ÖDÜLLERİNİZ HESAPLANDI:
1-SATATÜ PENCERESİNE ERİŞİM.
2-SATAT DAĞILIMI İÇİN 3 PUAN KAZANDINIZ.
3-TEBRİKLER İLK DEFA GÖLGE İBLİSİ ÖLDÜRDNÜZ. RASTGELE GÖLGE İBLİSİNİN YETENKELERİNDEN BİRİNİ KAZANADINIZ.
-
BİLDİRİM
YETENEK KAZANILDI.
KIZIL GÖZ: GECELERİ GÜNDÜZ GİBİ GÖRMENİZİ SAĞLAR.
TEBRİKLER
-
TEBRİKLER
EVRENİN SIRRINI ÖĞRENDİNİZ.
FARKLI IRKLARA MENSUP İLK ÖLDÜRDÜĞÜNÜZ DÜŞMANLAR İÇİN RASTGELE YETENEKLERİNDEN BİRİNİ ALACAKSINIZ.
-
TEBRİKLER
EVRENİN SIRRI GELİŞİM GÖSTERDİ
EVRENİN SIRRI(ACEMİ) ----> EVRENİN SIRRI(ACEMİ LV1) OLDU
ARTIK DAHA FAZLA BİLGİYE ULAŞABİLECEKSİNİZ
-
-Daha fazla bilgi diyorsun. O zaman kısa bir soru. Bunlarda neyin nesi böyle? Nesin sen?
-
EVRENİN SIRRI
İKİ HAYATINDA DA EVRENİN BÜTÜN SIRLARINI BARINDIRAN “YAŞAM ÇİÇEĞİ” İLE TEMASA GEÇTİN. VE ARTIK DOĞUŞTAN HAKKIN OLAN ÜSTÜN İNSAN SEVİYESİNE YÜKSELDİN.
-
-Doğuştan hakkın derken? Ne demek istedin?
-
EVRENİN SIRRI
SEN ÇİFT BENDE DE TEK RUHSUN. BU OLAY O KADAR NADİRDİR Kİ TARİHTE O KİŞİLER TANRI DİYE ANILMIŞTIR.
-
-Tanrı demek. Peki, bunlar kimdi?
-
EVRENİN SIRRI
YETERLİ SEVİYEYE SAHİPSİN DEĞİLSİN
-
-Yeterli seviye demek ha. Anlaşılan ilk başta yeteneklerimi yükseltmeliyim. Stat puanları ile başlayalım. 3 puan kazanmıştım.
-Statü Penceresi
Dedim ama önüme gelen şey beni şok etmişti. Burada resmen üç kısım yani üç kişinin statü penceresi vardı.
-
İSİM: AKTAN SİRİUS
BULUNDUĞU BOYUT: DÜNYA
SAĞLIK:2
MANA:8
GENEL DURUMU: SAĞLIKSIZ VE ZAYIF BİR VUCUT İLE DOĞDU.
-
İSİM: AKTAN SİRİUS
BULUNDUĞU BOYUT: GAİA
SAĞLIK:8
MANA:2
GENEL DURUMU: GÜÇLÜ BİR VUCUT AMA ZAYIF MANEVİ KUVVET.
-
İSİM: AKTAN SİRİUS
BLUNDUĞU BOYUT:ASTRAL
SAĞLIK:???
MANA:???
ZEKA:10
-
Neden astral boyutta üç tane stat var? Ve en önemlisi bu soru işaretleri nedir? Gaia mı?! Bu zaten başka bir dilde Dünya demek değil mi? Sanki işin içine biraz fantastik olaylar karışmaya başmıştı. Gerçi şuan yaşadığım her şey aşırı fantastikti. 3 puanım olduğuna göre hepsine birer tane vereceğim galiba. Tam hepsine birer tane vermek üzere iken bir şey fark ettim acaba 3’ünüde dünyadaki vücuduma verirsem ne olurdu? İyileşir miydim acaba?
-
BİLDİRİM
SAĞLIK 5 VE ÜZERİ OLURSA DOĞUŞTAN GELEN ZAYIFLIKLAR YOK OLACAKTIR.
-
Bu bildirimden sonra fazla düşünmem gerekmedi. Hepsini dünyadaki vücuduma verdim. Beklediğim gibi ışıklı bir sahne olmadı.
-En iyisi kendim kontrol etmeliyim.
Dünyadaki vücuduma yöneldim. Gözlerimi aralamaya başladım, hissettiğim şey beni şok etmişti. Ayakları artık ağrımıyordu ve istediğim gibi hareket edebiliyordum.
-Zuhal hemşire Aktan beyi kontrol edebilir misin? Nabzında hafif bir yükselme var.
Cümlelerinden sonra, odama doğru yönelmiş ayak sesleri duydum. Kendimi tekrar astral boyuta attım.
Hemşire geldi, ekranlara baktıktan sonra:
-Her şey normal. Galiba rüya görüyor.
Diyerek odadan çıktı.
Evet, rüya görüyor olmalıyım! Ama bu benim için fantastik bir gerçeklikti.
-Bu statlar ile gerçekten üstün bir insan olabilirim. Sadece seviye atlayıp puan kazanmam lazım.
Ben heyecanlı düşünceler ile dolmuşken, bir ses beni kendime getirdi. Bu Züleyha’nın sesiydi.
-Abi, abi,
Ağlayarak bana sesleniyordu. Sanırım Gaia’ya gitmem lazım artık. Gaia ya doğru ilerledim. Ve gözlerimi araladım. Ağlayan kardeşime sarılarak:
-Korkma kardeşim ben senin ile birlikteyim.
Diyerek teselli etmeye çalışıyordum. Diğer yandan içimde yanan soğuk intikam ateşi körüklendikçe körükleniyordu.