Holy Emperor’s Grandson is a Necromancer - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




28   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   30 


           
**

Vampir Kont, kalkanın üstünde yatan cesedi parçalayıp yuttu. Çürümüş bir kol oldukça gürültülü şekilde çiğnendi.

Zombiler tahtırevanı aşağıdan tutuyorlardı ancak dengeyi sağlamakta zorluk çekiyorlardı. Vampir Kont dilini tıklattı ve gözlerini Ronia kalesine çevirdi.

- Ah ah!! Hissedebiliyorum.

Kont yaşayanların aurasını hissedebiliyordu.

Elli yıldır tadamadığı taze etler hemen orada yağmalanmayı bekliyordu. Kaç kişi korku içinde bir araya toplanmıştı? Birkaç yüz mü? Binlerce mi? Belki on binlerce?

Etlerinin ve kanlarının tadı ne kadar taze olacaktı?

Bütün bu insanlar öldürüldüğünde ve ölümsüz askerlere dönüştüklerinde ordusu ne kadar güçlenecekti?

Bu canavar son elli yıldır bir fırsat bekliyordu. İçgüdülerine göre hareket eden egosuz bir zombi olarak başladı, sonra bir gulyabaniye, daha sonra dullahan'a ve ardından zombi lorduna dönüştü. Sonunda vampir haline geldi.

Uzun lafın kısası, 'düşünebilen' ve 'yargılama' yetisine sahip bir varlık haline gelmişti.

Vampir Kontu bu anı ne kadar bekledi?

Ölümsüz ordusunu komuta edecek kadar güce sahip olacağını düşünmek bile inanılmazdı, aynı zamanda muazzam düzeyde şeytani enerjiyi de kullanabilirdi!

Vampirler arasındaki aristokrat sınıflandırma, sahip oldukları şeytani enerji düzeyine dayanıyordu. Her ne kadar bu özel canavar diğer vampirler tarafından henüz kabul edilmemiş ve rütbesini kazanmamış olsa da bir vampir kontu kadar güçlü olma konusunda kendinden emindi.

'Bir Kont mu? Hayır, ben bu rütbenin üstündeyim!'

Şu toplanan orduya bakın! Marki rütbesindeki bir vampir bile yirmi binden fazla ölümsüzden oluşan bir orduyu toplayamaz!

'Doğru, ben sadece Kont değilim. Vampir Lordu olmak için fazlasıyla yeterliyim, hayır, Kral olmak için!'

Vampir Kontu yavaşça boynundaki kolyeyi okşadı; bu, insan kafatasından çok daha büyük olan bir dağ keçisinin kafatasıydı.

'İşte bu, Necromancer Kralı Amon'un kafatası!'

Yaratığı bir Vampir Kontuna dönüştüren araç buydu. Normal bir zombi, 100 yıl kadar şeytani enerji topladıktan sonra bile vampire dönüşemezdi ama bu kafatası sayesinde yalnızca birkaç on yılda dönüşmeyi başardı.

Canavara şeytani enerji toplama, bedenini koruma ve daha da güçlendirme gibi birçok konuda yardımcı oldu. Çok yakında Kont rütbesini aşabilecek ve Vampir Kralı olma yoluna adım atabilecekti. Ve bu an, son birkaç on yıldır özenle hazırladığı krallık yolunun ilk adımı olacaktı.

– Ben hükümdarım, Ölüm Tanrısı Yudai’nin mirasçısıyım!

Vampir Kont zarifçe kollarını açtı ve tuhaf bir kahkaha patlattı. Aniden, Kral Amon'un kafatasındaki göz yuvalarından ışık sızmaya başladı.

Şeytani enerji her tarafa yayıldı. Ölüm aurasını hisseden ölümsüzler, gıcırdayan sesler çıkarırken başlarını yukarı kaldırdılar.

– Ah, sevgili ölümsüzlerim!

Vampir Kont, tombul ve kalın parmağını Ronia kalesine doğrulttu.

– Şimdi gidin ve cezalandırın...

Canavar sırıttı ve bağırdı.

– Yaşamla sınananları!

Sözleri sona erdiğinde tüm ölümsüzler aynı anda hareket etmeye başladı.

Ordu, Ronia'ya doğru ilerlerken çığlıklar atıp kükrüyordu.

**

(1. kişi bakış açısıyla)

Buraya hapsedileli tam bir hafta oldu.

Serbest bırakılmam gerekiyordu ama nedense kimse gelip beni çıkarmadı. Burada neler oluyor? En azından Charlotte, kahvaltımla birlikte buraya gelmiş olmalıydı.

Demir parmaklıklara tutunup dışarıya bir göz attım. “Hey, orada kimse var mı? En azından yiyecek bir şeyler vermelisin! Burada açlıktan ölüyorum!”

O sırada gürültülü bir karmaşa duydum.

"Daha hızlı! Acele edin...!"

Feodal Lord, askerleri eşliğinde bulunduğum yere doğru yaklaşıyordu. Hala tombul bir vücudu ve özenle şekillendirilmiş sakalı olsa da teni mümkün olan en soluk renkteydi. Aynı durum, refakatçileri için de geçerliydi.

Bir şey tarafından kovalanıyormuş gibi aceleyle hapishaneye koştular. Askerlerden biri titreyen elleriyle hücremin kapısını açmaya çalıştı.

"Kahretsin! Neden açılmıyor?”

Sinirlenen asker yüksek sesle bağırdı.

Neredeyse korkudan delirmişti, hatta bir an için feodal lordun ve İmparatorluk Prensinin yakında olduklarını unutmuştu.

"Bu ne? Bir şey mi oldu?"

Sorum feodal lordun irkilmesine neden oldu. Soğuk terini hızla sildi ve cevap verdi. "P-pek bir şey değil Ekselansları. Ha, hahaha!"

Çok da bir şey değil mi? Öyleyse hava bu kadar soğukken neden terliyorsun? Ayrıca gözlerinin de endişeden titrediğini görebiliyorum.

Hafifçe kaşlarımı çattım ve feodal lordun ismini [Zihin Gözü] aracılığıyla kontrol ettim.

--------------------------------------------------------
[İsim: Jenald Ripang (Vikont)
Yaş: 43
Uzmanlık Alanı: Teselli, iletişim becerileri, merhametli.]
-----------------------------------------------------

Bu ne lan? İmparatorluk Sarayı'na ait vergileri kaçırdığı için buraya indirilmedi mi? O zaman bu Buda benzeri özellikler nereden geliyor?

Feodal lord Jenald, sinirli askerin omzuna dokundu. "S-sakin ol dostum."

S-sör? Ah... Elbette.”

Asker, hücrenin kapısını buruk bir tebessümle açmayı başardı. Muhtemelen, efendisi kendisinden daha fazla korkmuş olsa da onu sakinleştirmeye çabalamasını oldukça dokunaklı bulmuştu.

Bu arada feodal lord zoraki bir gülümsemeyle bana döndü. "S-size eşlik etmeye geldik Ekselansları. Lütfen bir an önce buradan ayrılalım.”

Bu sözleri dinlerken hücreden çıktım ve onlarla birlikte meydana doğru ilerledim. Derebeyliğin yüzlerce tebaasının, birçok askerin rehberliğinde hareket ettiğini görebiliyordum.

Kalenin atmosferindeki bu ani değişiklik nedeniyle doğal olarak şaşırdım.

Jenald daha sonra askerlerine yeni emirler verdi: "Sör Harman'a Ekselansları İmparatorluk Prensi'ni güvence altına aldığımı haber verin."

"Evet efendim!"

Feodal lordu gerektiği gibi selamlayarak protokollere sıkı sıkıya bağlı kaldığına bakılırsa, bu askerin mahkûm değil de gerçek bir uzman olduğu anlaşılıyordu. Selam verdikten sonra hızla başka yere koştu.

"Ekselansları, gidelim mi? Lütfen size daha güvenli bir yere kadar eşlik etmeme izin verin.”

“...Burada neler oluyor?”

Çevremi bir kez daha inceledim.

Askerler sokaklarda koşuşturuyordu. Bazıları vatandaşları tahliye ederken, diğerleri ise savaş teçhizatlarıyla donatılmış şekilde aceleyle ters yöne koşuyorlardı.

“...Ölüm Dalgası yüzünden, ekselansları.”

Ölüm Dalgası mı?

Ah, doğru. Neredeyse ayın 25'iydi, değil mi?

Aslında ölümsüzlerin her zamankinden daha da vahşileşeceği zamandı.

Ama bunun bu kadar kargaşaya değer olmadığını düşünmüştüm. Bilgiler en fazla üç ya da dört bin ölümsüze karşı savaşmamız gerektiğini söylemiyor muydu?”

Üstelik bu canavarların kuşatma silahları bile yoktu, yalnızca temel içgüdülerine güveniyorlardı. Kale duvarlarının arkasında kaldığınız sürece o kadar da tehlikeli olmazdı.

Doğru, bu canavarlar çocuk oyuncağıydı, kalitesiz duvarlar ve mahkumlar bile onları kolaylıkla durdurabilirdi.

Vikont Jenald çaresizce iç çekti ve saf düşüncelerime son vermek istermiş gibi cevapladı. "Durum bu sefer tamamen farklı, Ekselansları. Onların ölçeği bambaşka bir alemde."

“...Tamam. Öyleyse kaç tane geldi?”

“Yirmi binin üzerinde.”

"Geçen haftadan beri?"

...Hayır, bu yalnızca bugün ortaya çıkan sayıdır, Ekselansları. Hepsi aynı anda hamlelerini yaptı.

Bunu duyunca tamamen suskun kaldım. Bu ne lan? Kale duvarlarının arkasında kalmanın güvenli olması gerekmiyor muydu?

"Her ne olursa olsun, birlikte ayrılalım Ekselansları. Olasılık düşük olsa da kale istila edilebilir, bu yüzden size daha güvenli bir yere kadar eşlik...”

"Efendim!"

Bir şövalye hızla yanımıza koştu ve Jenald'ın kulağına bir şeyler fısıldadı:

“Etraf…etrafımız mı sarıldı?"

"Arka kapıların yakınında bizi bekleyen yaklaşık üç bin ölümsüz var lordum."

“...Henüz saldırmadılar mı?”

"Hayır ama ima edildiği gibi beklemedeler. Sanki tahliye olmayı uman herkesi yutmayı bekliyorlar lordum.”

... Ne yani, şimdi gerçekten tehlikeli mi?

“Öhm-hm ekselansları. Konağıma dönmeye ne der..."

SOOOOSH-!!

Ka-boooom!!


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


28   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   30 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.