Antik Çağ’ın şok edici çekiminden kurtulduktan sonra, Oathkeeper Kozmik hazineyi sıkıca tuttu ve manası çılgınca ona aktı, İlkel Öz yığınları etrafını sararken, bozulmamış beyaz bir ışık ona doğru uzandı!
İlkel Öz etrafını sardıktan sonra figürü daha dengeli hale geldi ve yoğunluğu artmaya devam ederek, yoğun bir öz çemberine sarılmış gibi görünüyordu.
Antik Çağ’ın yoğun otoritesi yüzünden kimse çevreyi terk edemiyordu. Bunun yüzünden Yeminli, Antik Çağ’ın ellerinin ona doğru uzandığını görünce kendini içeri kapattı. Yani Elindeki Kozmik Hazineye Doğru!
Böylece özünün son kalıntıları da dışarı aktı ve etrafını sıkıca saran bir İlkel Öz kozası oluşturdu; bu varoluş Antik Çağ’ın ellerini Kozmik Hazine’den uzak tutmaya niyetliydi!
Noah’ın sözleri Antik Çağ’ı gafil avladı ve bilinci onun konumuna doğru yöneldi.
Sözlerini bitirdiği anda Noah sessizce [Deus Ex Machina] büyüsünü yaparken, derin bir iç çekti!
Bu, Kader’inin ona en çok fayda sağlayacağını söylediği şeydi ve o da öyle yaptı.
Plot Armor veya Kaydetme Noktası değil, kaderi Deus Ex Machine’yi kullanmasını söyledi!
"Hayat kesinlikle mücadelelerle doludur... ama sandığınız kadar anlamsız değildir!"
RUMBLE!
Antik Çağ’ın yaşam, ölüm ve Boyun Eğdirme arasında konuşan sözlerine... Noah, becerinin etkilerinin ne olacağını görmek için beklerken, sakin bir şekilde konuştu.
Zihni, aynı zamanda önündeki bu Antik Çağ’ın sadece belli bir mavi gezegendekilerin bilebileceğini umduğu şeyleri söylemesinin ne anlama geldiğine dair çılgın olasılıklarla oynuyordu. Burada gerçekten derin bir şey mi vardı, yoksa evrenler ve kozmoslar içindeki kentilyonlarca ve sayılamayacak kadar çok galaksi nedeniyle bunların hepsi şansa mı bağlıydı?
Belki de tüm bunların tesadüf olduğunu ya da hesaba katmadığı başka bir şey olduğunu düşünerek fazla anlam yüklüyordu ama şu an Deus Ex Machina’dan ne geleceğini görmek için beklerken, mevcut duruma odaklandı.
Üç Mavi Balçığın klonları etrafını sarmış, auraları Antik Çağ’ın otoritesini geri püskürtmüş, Noah’ın sesi yankılanmaya devam ederken, balçıkların figürleri Büyük Gaspçı’nın otoritesine direnmek için muhteşem bir ihtişamla parlamıştı!
"Hayat mücadelelerini her zaman neşe ve mutluluk takip eder... ve hepimizin aradığı şey budur. Bunu ne ölümle ne de boyun eğdirerek elimizden alamazsınız!"
RUMBLE
Üç Balçıktan kaynaklanan Apokrif bir Antik Çağ’ın otoritesi gerçekten de çevreye yerleşirken, sözleri kararlıydı ve Antik Çağ’ın gözleri kısa bir süreliğine Noah ve Mavi Balçıklara odaklandı!
"Sen."
...!
Noah’ın gözleri, Büyük Gaspçı’ya kilitlenirken, parlak mavi bir ışıkla parladı!
Bakışları ışık kıvılcımlarına neden olurken bir varlık diğerine baktı, ancak Antik Çağ’ın kudreti, kadim sesi devam ederken, Mavi Balçıkların üzerine yerleşti.
"Bu sahte varlıkla bir bağlantın mı var? Apokrif Antik Varlıklara çok nadiren rastlamışımdır... Evrensel Araçlarını yok eden sen miydin?"
WAA!
Bakışları ona doğru çevrilen Noah, yüzünde hiçbir şey belli etmeyen vurdumduymaz ifadesiyle üzerindeki baskıyı daha da fazla hissetti!
Tek odaklandığı şey Apokrif Antik Çağ ile gerçek Antik Çağ arasındaki farktı ve Mavi Balçığın klonlarının şu anda ne kadar dayanabileceğini bilmek istiyordu... aynı zamanda şu anda bile planladığı bir şeyin kazancını düşünüyordu.
Elbette bu, çok kısa bir süre önce ektiği tohumlardan kaynaklanıyordu - İlkel Kozmos’taki en güçlü varlıklardan birini altına alma eylemi!
Sessizce, manasının son korlarını yakmakta olan Yemin Bekçisi’ne zihinsel bir mesaj gönderdi.
"Bundan sağ çıkmak ve Kozmik Hazinenin onun eline geçmesini önlemek istiyorsak birlikte çalışmalıyız. Kökeninizi yakmanıza gerek kalmadan hazinenizi kullanmaya devam etmeniz için ihtiyacınız olan tüm manayı size sağlayabilirim! Sadece... Sadakat yemini et!"
RUMBLE!
Parlak sözleri Yemin Bekçisinin zihninde yankılanırken, koruyucu kozasına sarılmış olan bu varlık, gözlerinin önünde birçok Paragon ve daha düşük rütbeli varlığın önünde beliren bir komutun belirdiğini gördü.
Zalim İmparator’a Yemin Etmesini isteyen bir komut!
"..."
Oathkeeper’ın kasvetli gözleri, bu komutu izlerken ve ardından Antik Çağ’ın soğuk bakışlarına bakarken...
Ardından göz ucuyla eski dostunun ve etrafındaki Hegemonyaların hayal kırıklığıyla söndüğünü ve bakışlarının son derece sönükleştiğini izlerken...
Noah gerçekten de en mükemmel zamanda plan yapmıştı, çünkü İlkel Kozmos’un bir düşmanıyla karşı karşıya olduğu bu anda... Yemin Bekçisi aslında yüksek gururunu ve duruşunu yavaşça serbest bıraktırmış ve gözleri neredeyse onlara ulaşan Antik Çağ’ın avucuna kilitlenmişti!
"Zalimin Hegemonyası’na sadakat yemini ediyorum."
...
WAA!
Bu gün, İlkel Kozmos’un en eski varlıklarından biri, güç yoluna başlayalı henüz bir yıldan az olmuş bir varlığa Sadakat yemini etmişti!
O anda vücudunu kaplayan İlkel Öz’ün muhteşem parıltısı titredi, Oathkeeper böyle bir noktada gözlerini kapattı, çünkü şu anda kullanacak neredeyse hiç manası olmayan kurumuş Kökeni... bir anda dağ gibi su dalgalarıyla patlayan kuru bir nehir gibi hissetti!
Sanki bir çölün üzerine koca bir deniz dökülmüştü ve bu deniz o kadar uçsuz bucaksızdı ki uçlarını göremiyordu!
Not: Yemin Bekçisi de elimize düştü!!!!! 😈😈😈😈😈
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
