Valentina, etrafındaki herkesten yükselen şok edici Hegemonyaların auralarını gördüğünde, aldığı bilgilerden dolayı kafasını inanamayarak sallamaktan kendini alamadı ve inanamayan bir ses tonuyla yavaşça konuştu:
"Ben... Ben Çağırıcı arketipini seçiyorum."
Çağırmanın Küçük Dao’sunu oluşturan kişi olarak, bu Sınıfı seçmek zorundaydı, tüm sıkı çalışmasıyla bu projeye başlamıştı ve yine de başka biri dizginleri ele geçirmiş ve üzerinde çalışmaya devam etmişti!
THRUM!
Valentina’nın saldığı aura daha da genişlerken, etrafındakiler de aynı fenomeni yaşadı; Elena Kan Hükümdarı arketipini seçtikten sonra kıvrımlı vücudu titrerken, Çelik Mikahil’in vücudu da Akkor Muhafız arketipini seçtiği için yakınlarda parlıyordu.
Mana’nın Antik Çağının komutası altında hareket edecek Vasalların doğuşu bu şekilde yavaş yavaş şekillendi ve Noah, bu sınıra ulaşılana kadar zaman geçtikçe 500 kişinin kim olacağına dair seçimini tamamladı.
Gelecekte... bu Büyük Dao’yu Kozmik bir Dao haline getirirse 500 sınırını yükseltebilirdi!
Oathkeeper ve İlkel Kozmos’un orijinal sakinleri şaşkınlıkla izlerken, Noah’a yakın olan varlıkların bedenlerinden görkemli ışıklar parlamaya devam etti, odağımız bu varlıklardan biraz tehlikeli bir şeye kalkışmak üzere olan Noah’a kaydı.
Dao’ları tasarlamak ve hatta Runik Dao Çizgilerini keşfetmek gibi yapmak istediği pek çok şeyi halletmiş, Muhteşem Evrenlerini henüz tamamen bitirmek istemediği için şimdilik Yok Oluş’un yapısını bozmayı bırakmıştı.
Şu anda yapmak istediği şey, Kahramanın Yer İşareti’ni inen ve kendisine bir İlkel kalp bahşeden korkunç İlkel üzerinde kullanmaktı.
Yıkım Âleminde.
Noah yavaşça nefes verirken, meditatif bir pozisyondaydı, kaderini dinlerken kaderin gelgitlerini onaylarken, gözlerinden yanardöner altın bir parıltı geçiyordu.
Son birkaç gündür Kader ve Talih’i ayırt ettikten sonra biraz olsun kendinden emin olmasaydı, yapmak üzere olduğu şeye kalkışmazdı! Ancak birkaç kez onayladıktan sonra, seslenirken, gözleri bir inanç ışığıyla parladı.
"[Kahramanın Yer İşareti]."
RUMBLE!
İçinin derinliklerinden eşsiz bir öz fışkırdı ve dışarı doğru çiçek açtı. Ruhunun bir kısmına odaklandı ve bir parça alarak bedeninden uzaklaşmaya başladı, Yıkım Diyârının uzay kıvrımlarına girerken, bu ruh parçası anında Sonsuz Kozmos’a fırladı ve hemen ardından uçsuz bucaksız Yıkım Denizine doğru fırlamaya başladı!
Normalde Noah’ın bile ulaşamayacağı hızlarda, ruhunun küçük bir kısmı Yıkım Denizi’ni geçerken, Noah hedefini kısa bir süre önce tanıştığı İlkel olarak seçmişti.
Hedef çok uzakta olduğu için bu seferki yolculuk çok uzundu, Kahraman Özelliğinin eşsiz özü Noah’ın ruhunu önümüzdeki birkaç saat boyunca kızıl parıltılı Yıkım Denizi boyunca taşıdı!
---
Uçsuz bucaksız Yıkım Denizi boyunca.
Kıpkırmızı denizlerde yaşayan sayısız Kozmos arasında, diğerlerinden daha farklı olan birkaç tanesi vardı ve bazıları içlerinde en eşsiz varlıkları barındırdıkları için büyük önem taşıyordu!
Bu varlıklardan biri, kısa bir süre önce bahsi geçen bir varlıktı: Vücudunun her yerinde kadim dövmeleri bulunan ve çok renkli Runik Dao Çizgilerinin ışıltısıyla parlayan ve çıplak elle Büyük İlkel Canavar’ı parçalayan varlık.
Hiç boşluk kalmamış gibi göründüğü için tüm vücudu baştan aşağı kazınmıştı ve özünü ellerinde bulunan gökkuşağı rengindeki ışıklarını parlatmak için harekete geçirdiğinde bu durum şu anda daha da belirginleşmişti.
Koyu renk saçları omuzlarına dökülen bu varlığın figürü şu anda Yıkım Denizi’nde yüzüyordu ve birkaç bin ışık yılı aşağıya bakıyordu; giydiği cübbeden bile zarif bir şekilde tanımlanmış kaslı vücudu görülebiliyor ve gözlerinde vahşi ve kadim bir görünüm algılanıyordu!
Bakışları aşağıya, şok edici bir sahneye doğru kayıyordu... Bu, Yıkım Denizi’nde huzur içinde yüzen birden fazla Kozmos’un görüntüsüydü.
"Bu gurur duyman gereken bir başarı, Küçük Aegon."
...!
Aegon’un yanında, bembeyaz giyinmiş peçeli bir figür, altlarındaki çok sayıdaki Kozmos’a bakarken konuştu.
Bu, Noah’ın Kahramanının Yer İşaretininin hedefiydi ve son saatler boyunca uçsuz bucaksız Yıkım Denizlerini geçtikten sonra, Noah’ın ruhu tesadüfen onun peçeli figürünün üzerine geldi ve sessizce kafasının içine battı!
THRUM!
"Hmm?"[Not: Bir dakika yerinde dur ya bir şey hissetme!]
Bu sırada son derece şok edici bir şey oldu, çünkü peçeli figürün kendisi hiçbir şey hissetmedi, ancak yanındaki adam gerçekten döndü ve keskin bir bakışla etrafına bakmaya başladı![Not: Aegon mu hisseden???]
İlkel değil, hisseden onun yanında bulunan Kozmik Alemdeki adamdı![Not: Aegon!]
"Sorun nedir?"
Bu değişikliği gören İlkel şaşkınlıkla sorarken, Aegon’un zarifçe tanımlanmış yakışıklı yüzü hemen ardından heybet ve asalet damlayan bir sesle cevap verdi:
"Bir an için yakınımızda başka bir varlık varmış gibi hissettim."[Not: Yaw 1 dakika bekle!!!]
"Hmm? Yakınımızda mı? Küçük Aegon, sence kim bu uçsuz bucaksız denizlerdeki en güçlü varlığın karşısına çıkmaya cesaret edebilir.... hem de yakınlarda bir İlkel varken? İltifatı kabul et, oluşturduğun İmparatorlukla gurur duymalısın - burası senin önderliğinde hiçbir İlkel Canavarın yıkamayacağı bir kale."
RUMBLE!
Konuşmaları kaldığı yerden devam ederken, Noah’ın ruhunun ve bilincinin bir kısmı İlkel’in içine battı ve şok içinde Siyah saçlı adama baktı!
Bir şeylerin ters gittiğini hisseden İlkel değil, vücudu Runik Tao Dövmeleriyle dolu olan bu adamdı - bir İlkel ile aynı seviyede olmaması gereken bu varlık!
Bu nasıl mümkün olabilirdi?! İlkel dışında bu varlık kimdi?