Bölüm 1891: Düzensiz! II 


Mikrosaniyeler içinde çok fazla derin şey olmuştu.


>İlk olarak, bu Çağ bir sonraki Çağ olarak tanımlandı... daha sonra Gözlerimin önünde bir Düzensiz’i onayladım>.


Lillith hafifçe düşündü ve ruhunun sadece bu küçük kısmında mikrosaniyenin çok küçük bir bölümünde aklından milyarlarca düşünce geçebiliyordu; algılama ve karar verme yetisi hayal bile edilemeyecek kadar korkunç olduğundan, zihni bir anda günlere ya da yıllara yayılabiliyordu.


Yine de hayal edemediği şey, tanıştığı >Düzensiz>in aynı zamanda kendini tanımlayan ve daha sonra bu Çağın tanımlanmasına yardımcı olan kişi olduğuydu.


Böyle bir düşüncenin aklından geçmesi mümkün bile değildi. Kaderi hakkında oldukça yetenekli olsa bile.


Şaşırtıcı bir şekilde, normalde kontrol ettiği Doğa Yasalar’ı ve Decretumlar’ın bir benzerini kullanabildiği halde, İradesinin bu kısmının kaderinin çok da parlak olmadığını gördü!


Böyle bir şey imkansızdı çünkü mevcut planları mümkün kılmak için Kun Peng’lerin bir Soyunu kontrol ettiği hazinelerinden biri olan Kader Kalbini bile bırakmıştı.


Tüm bunların boşa gitmesi hayal kırıklığı yaratırdı ve kaderinin neden kasvetli olduğunun cevabı sadece birkaç faktöre bağlanabilirdi.


Ya güçlü Alfa Tabakası EFSANELER’İ mevcut Etki Alanı’nın kısıtlamalarını aşmayı başarmıştı ya da Grotto Haeven varlıkları onun kaderini öğrenmişti... ya da açıklanamayan bir faktör!


Açıklanamaz faktörü, Genevieve’in anılarından geçip, söz konusu varlığın kendisine baktığı anda anladı.


Gözleri ışıl ışıldı ve Cehennem Gözleri’nin bile derinliğini göremediği bu varlık şaşırtıcı bir kaderle doluydu, yaşam çizgisi ise akıl almazdı!


Bir Düzensiz.


Gerçekten de böyle bir yerde bir Düzensiz’e rastlamıştı ve bu adam özellikle dikkatli birine benziyordu, tıpkı onun gibi herhangi bir duraklama veya konuşmadan kaçınıyordu - hemen saldırıya geçiyordu.


Hem de gülünç derecede saldırgan bir şekilde, milyonların hayatı anında biçilirken, bu şok edici saldırının kalıntıları şimdi ona doğru yükseliyordu.


>Kokum bile ruhuna işlemedi mi? Onu zaten bir Decretum ile koruyor olamazsın, değil mi?


Bu Düzensiz’in özellikle genç bir ruh olduğunu görebiliyordu bu yüzden henüz çok fazla büyük başarıya sahip olmamalıydı.


Vücudu her zaman şok edici derecede güçlü bir koku yayıyordu ve bu koku bilinçsizce başkalarının, özellikle de daha az deneyimli olanların onun otoritesine girmesine neden oluyordu; ancak şu anda onu engelleyen çok fazla sinir bozucu şey vardı.


Avalon Decretum’unu serbest bırakırken, onur ve adalet çığlıkları atan sinir bozucu  Avalon’lu bir varlık.


Çok kanatlı İlkel, Gerçekliğin birden fazla Doğa Yasası’nın özlerini düzensiz ve kontrolsüz bir şekilde dokuyordu.


Ayna Boyutundan gelen Boyutsal Kraliyet öyle bir saflık seviyesine sahip bir Kan Soyuna sahipti ki Lillith, Ayna Boyutu’nun Hükümdarlar’ından birinin soyuna rastladığını düşündü!


Tüm bu otoriteler, Düzensiz’in Rüyalar Decretumu’nun otoritesinin üzerinde dönüp, duruyor ve Lillith’in kendi otoritesinin kendini göstermesini son derece zorlaştırıyordu!


Hatta Düzensiz, bir Decretum ile bağlanmış güçlü bir saldırı gönderdiğinde, az önce ortaya koyduğu Yerçekim’inin Doğa Yasası’nın otoritesini hatırlamak ve taktiklerini değiştirmek zorunda kaldı.


Bu bedenin sınırlamalarına rağmen kendini bir şekilde korumak zorundaydı ve bundan sonra...


>Eğer bu kadar genç bir Düzensiz üzerinde bir iz bırakabilirsem...anhh!>


Otoritesini ve hayatını hiç tereddüt etmeden yok etmek için harekete geçtiğinde kırmızı dudakları onun acımasızlığı karşısında somurttu... ama o hala bir Boyutlu Cehennem Hükümdarıydı.


Yaklaşan saldırılar, gevşek bir Alfa Tabakasını potansiyel olarak yok edebilecek on milyarlarca Hasar Değerini serbest bırakacak olsa bile, yine de kendi yöntemleri vardı!


Görünen o ki, kendi yöntem ve araçlarıyla bile ona yaklaşmak son derece  zorlu olacaktı.


Yine de Lillith hala kararlı bir şekilde hareket ediyordu, aklı ve entrikaları pek çok kişinin kavrayabileceği türden değildi!


BZZZT!


Yerçekimi geri çağrılırken, Doğa Yasalar’ının çıldırtıcı Özü çıldırtıcı bir şekilde iç içe geçti, kendini başka bir Doğa Yasası’nın Özüne sararken, otoritesi bir seferde yalnızca tek bir seçilmiş olanı göstermesine izin veriyordu.


Kutupluluk.


Sonsuz Gerçekliklerde ve 9 Boyutta her şeyin dualiteye ve kutupsal zıtlıklara sahip olduğunu belirten bir Doğal Gerçeklik Yasası!


Anlaşıldığında ve kişinin ayaklarının altına serildiğinde, etkileri akıl almazdı.


SHIING!


Lillith’in kıpkırmızı altın gözleri parlarken, dört boynuzu güçle ışıldadı, Kutupluluk Özü etrafını sararken, yaklaşmakta olan zarar verici ruh ışığı ışınları... anında vızıldadı ve karşılarında aynı güce sahip kasvetli beyaz ışık ışınları yükseldi!


Kutupluluk Özü şaşkınlıkla çalkalandı ve bir kişinin gülünç miktarlarda Hasar alması için birçok benzersiz yöntem vardı!


Dalgalanan saldırıların çoğu şok edici bir şekilde benzer nitelikte bir karşı saldırıyla karşılandı, ancak Kutupluluk Özü her şeyi saramadı çünkü çok sayıda ölü EFSANE’DEN kaynaklanan Kesici ışık ışınları hala önemli miktarda ileri doğru dalgalanıyordu.


Bunun için, kırmızı dudakları şeytani gülümsemesini sürdürürken, Lillith’in etrafında bir Boyut Decretumu’nun otoritesi dalgalandı, bundan sonra geçecek her türlü saldırının hala acı vereceğini biliyordu... ama bir şekilde dayanılabilir olacaktı!


>Bundan sonra biraz nefes alacak yer olmalı. Sadece küçük bir iz, benim küçük Düzensiz’im... Senden tek istediğim bu...>


...!


Doğa Yasa’sı ve bir Decretum öfkelendiğinde gözleri tehlikeli bir parıltıyla parladı, Quintessential’in Kainos İmparatoru’nun ağır saldırıları ona doğru indi!


BOOOM!



-


Lillith’e doğru ilerleyen yetenek kümesini izlerken, Noah’ın onun pek çok otoritesinden neyi söküp, çıkaracağını düşünmesine bile gerek yoktu.


Normalde elde etmekte zorlanacağı, kavraması gereken en önemli şey ne olabilirdi?


Cevap bir Boyut Decretumu değildi.


DHARMA Katmanı Fermanları da değildi.


Gerçekliğin Doğal Yasalarıydı çünkü bunlar normalde tanımlanamayacak ve yakalanamayacak kadar soyuttu ve bir tanesini kullanarak, bir DHARMA Kademesi Fermanı bile oluşturabilirdi!


Yani cevap basitti.


Geriye kalan tek şey hangi Doğa Yasayı seçeceğiydi!