The World After The Fall - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




6   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   8 

           
https://novelci.com/ dan oku

Jaehwan cevap vermedi ve bu, Beastlain’i eğlendirdi. Dört gözle beklediği o an şimdi gerçekleşiyordu. 

"Sebebi yok. Tamamen keyfine sizin dünyanızı seçtim."

Bir anlık hevesten kaynaklanan bir afet. Bir [Ürün]ün en kabul etmek istemediği şey. Irklarının böyle bir sebepten dolayı yok olduğunu bilmek onları kahrediyordu. Genelde böyle bir şeyin arkasında büyük bir neden ya da büyük bir olay olduğunu düşünüyorlardı; ama öyle bir şey yoktu. 

Sadece tesadüftü. Bir hevesti. 

"Keyfine mi?"

"Evet. Sadece dünyanıza geldim ve oyunu başlattım. Sizin dünyanızı seçmemin bir sebebi yok. Sadece bir anda oluverdi. Senin, kendi dünyanda doğman gibi."

Beastlain devam etti. 

"Talihsiz olduğunu düşünebilirsin. Benim gibi bir şeytan dünyanıza geldiği ve insanlarınızı öldürdüğü için üzülebilirsin."

Jaehwan cevap vermedi. 

"Bir düşün. Ben gelmeseydim bile ırkın sonsuza kadar yaşayacaktı mı sanıyorsun? İmkansız. Hepiniz zamanla ölecektiniz. Evrendeki her şey er ya da geç yok olur."

Beastlain devam etti. Şu an zirve noktaya geliyordu. Şimdi gerçeklikle yüzleşemeyen [Ürün]e ümitsizliği tattıracaktı. Bu, Beastlain’in en sevdiği şeydi. 

"Bu yüzden kendini şanslı sayabilirsin. En azından yeni bir dünyaya geçme şansı kazandın. Bu bütün ölümleri değerli kılar. -Ulu Diyar-a gidebilme şansı ve..."

"Bu kadar yeter. Sıkıcı masalları atlayalım."

"Ne?.."

Beastlain duyduğu şeye inanamıyordu. 

"Merak ettiğim şey bu değil."

"Ama..."

"Yanlış anlamışsın gibi görünüyor. Tekrar, açık bir şekilde sorayım."

"L-lütfen, devam et."

Tartışmanın dizginleri el değiştirdi. 

"Bilmek istediğim şey neden bu kuleyi işlettiğin. Bunu yaparak ne tür bir menfaat kazanıyorsun?"

"Ş-şey..."

Beastlain şok olmuştu. Bu [Ürün] anlattıklarından hiç umursamamış ve etkilenmeden can alan soruyu sormuştu. 

"Bu sadece- sadece gönüllü işi. Birilerinin yapması gerekiyordu, bu yüzden buradayım. Haha."

Tuhaf gülümsemesini gören Jaehwan gözlerini kıstı. 

’Gönüllü mü?’

Jaehwan, Beastlain’in üzerinde yüzen parçacıklara baktı ve düşündü. [Şüphe] becerisi güçlendiğinden, şimdi bazı parçaları diğerlerinden ayırabiliyordu. Bazıları sabit dururken diğerleri canlı bir şekilde hareket ediyordu. Beastlain’in üstünde uçuşan parçalar çok fark edilebilirdi. Beastlain’e dokunuyorlar ve bir düzen içinde hareketleniyorlar, sonra hızla kulenin dışına ulaşıp gözden kayboluyorlardı. 

Bu düzen Jaehwan için kelimeye benziyordu. Beastlain uzaktaki biriyle iletişim kuruyor gibiydi. 

’Lord... Gönderiyor... Mesaj...’

’Ürün... Yetiştirme... Hasat... Henüz...’

’Diyarla... Görüşme yok...’

’Belirlenen... Yapamazsın... Zaman yok...’

Jaehwan tekrar konuştu. 

"Hmm. Tekrar senin hikayene dönelim öyleyse."

"Peki."

Beastlain sırtından terler boşandığını hissediyordu. 

"’Lord’ demiştin."

"Evet."

Nihayet gelmişti. Beastlain daha önce hiçbir [Ürün]le bunu gerçek oyunu bitirmeden önce konuşmamıştı, bu yüzden ağzından yetiştirme ya da hasat gibi şeyler kaçırmamak için fazlasıyla dikkatliydi. 

"Onlar kim? Krallar gibi mi?"

"Benziyor. -Ulu Diyar-ı yöneten kişiler. -Ulu Diyar-a giren kişiye Lordlardan birinin kuvvetlerine katılması teklif edilir."

"Kuvvetleri mi?.."

Beastlain, Jaehwan’ın ilgisini fark etti. Hiçbir [Ürün]ün -Ulu Diyar-ın lordlarına ilgi duyduğu görülmemişti. Doğru Lordu seçmek geleceklerinde büyük rol oynardı. 

’Nihayetinde sen de hâlâ bir ürünsün.’

Beastlain sırıttı ve devam etti. 

"Hepsine teklif edilmez. Sadece en güçlülere teklif edilir... Ama sana en güçlü Lordların teklif edeceğine eminim."

[Ürün]e güven aşılamak. Bu ilk adımdı. Ama Jaehwan duygusuz görünüyordu. Bu, Beastlain’i endişelendirdi ama yine de devam etti. 

"Eğer rehberliğimi takip edersen, Şeytanların onuru üzere yemin ederim ki bunun geleceğine yardımı dokunur. Bu, seni Lordların en iyisine göndermek için elimden geleni ardıma koymayacağım anlamına geliyor. Elbette, bunların hepsi eğer gerçek oyunu tamamlarsan gerçekleşecek."

Jaehwan neredeyse dudak bükmek üzereydi. 

’Yüzsüz tüccarlara benziyor.’

Jaehwan uzun bir süre durdu, sonra sordu, "Yalan söylemediğine beni nasıl inandırabilirsin?"

Beastlain, Jaehwan’ın tongaya düştüğünü sandı, yüzünde ufak bir sırıtış belirdi. 

"İstemezsen güvenmek zorunda değilsin. Elimden gelen her şeyi açıkladım. Bundan fazlası yok."

Jaehwan başını salladı. 

"Pekala. Senin dediğini yapacağım."

"Nihayet fikrin değişti mi?"

"Tam 10 gün. 10 gün içinde burayı terk etmiş olacağım."


https://novelci.com/ dan oku
Çevirmen ihtiyacımız var, başvurmaktan çekinmeyin. 
https://discord.com/invite/rpAKEfetEh


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


6   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   8 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.