The World After The Fall - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   11 


           
https://novelci.com/ dan oku

[Uyanış].

Beastlain buna inanamıyordu, ancak bu akıl almaz olayı tanımlamanın başka bir yolu yoktu. ’Uyanış’ değilse, o zaman neydi? 

Her nasılsa, şok olacak zaman yoktu. Üzerine sayısız kılıç saldırısı yağıyordu. Saldırı gücü de artmıştı. Beastlain saldırılardan sakınmak için çılgınca pençesini salladı. Her atağı engellediğinde ya da saptırdığında her şeyin bittiğini sandığı anda kaybettiğini anladı. 

"Ne... Bu nasıl olabilir?.."

Varlığının özünü parçalıyormuş gibi yakıp kavuran bir acı hissediyordu. Bedeninde görünür bir hasar yoktu ama acıyı hissedebiliyordu. 

"Endişelenme, bu seni öldürmeyecek. Ancak hayatta kalmak daha acı verici olabilir."

Jaehwan’ın saldırdığı şey Beastlain’in burada duran ruhu değildi. Kulenin dışına uzanarak onunla bağlantı kuran çizgiye saldırıyordu. Jaehwan bilmiyordu ancak bu, Beastlain’in ruhu ile bedeni arasında var olan ’Bağlantı’ydı. 

Jaehwan’ın saldırısıyla bağlantı koptu. 

"AAAAAAAĞĞ!!"

Beastlain dehşet verici bir ızdırapla haykırdı. 

Jaehwan derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı:

"Beni son defa dikkatle dinle. İnsanlar satabileceğin şeyler değildir. Biz, aptalca seviyeler ya da statülerle ölçebileceğin ve üstüne fiyat etiketi yapıştırabileceğin şeyler değiliz."

Kabuslar Kulesi gözle görülür seviyede titredi. Jaehwan devam etti, 

"Sizin hazırladığınız lanet olası senaryoya uymayacağım. Burayı yok edip sıradaki kata geçeceğim. Senin dünyanın sonuna ulaşana kadar çıkmaya devam edeceğim."

Beastlain ilk defa bu [Ürün]e karşı korkuyla doldu. 4. Adaptasyonun üstüne geçmiş yüksek seviye adaptörler bile Jaehwan gibi bir his yayamazlardı. 

[Hükümsüz] seviyesindeki uyanmış. 

Sistem tarafından statüleri okunamayan bir varlık. Bu kulenin efendisi olan Beastlain bile Jaehwan’ın statülerini göremiyordu. 

[Kullanıcı Detayları]

İsim:????????????? 

Ünvan:????????????? 

Sınıf:????????????? 

Beceriler:????????????? 

Beastlain acıyla haykırdı. 

"LÜTFEN! DUR! Yok... Başka kat yok!"

"Hayır, var."

Jaehwan sadece tahminine dayanarak ’sıradaki kat’ demiyordu. 

"Olduğunu biliyorum."

1. kattan 99. kata kadar. Jaehwan, hayatta kalanları ararken 77. kat ile 78. kat arasındaki geçişte karalamalar bulmuştu. 

[Kule içinde kule. Kabus içinde kabus.]

Bunun gibi daha çok ipucu vardı. 

Kulenin 66. katında. Succubus’un sandalyesinin sırtında da bu karalama vardı. 

[Bütün Kabus Kuleleri ’Hayal Ağacı’nın tepesinde duran ’İlk Kabus’un kopyalarıdır. Eserlerimi yaparken sadece tek bir şey hakkında düşünürüm. Eğer onun gücünü ödünç alırsam her zaman aynı sorunla karşılaşacağım. Bütün eserlerim sadece ’İlk Kabus’u besleyen kökler.]

Karalamalar bir sanatçının elinden çıkmışa benziyordu. Jaehwan bunun gizli bir ipucu olabileceğini düşünüp not almıştı. 47. katta da buna benzer karalamalar bulmuştu. 

[Şu sonuca vardım. ’Hayal Ağacı’nı tırmanmamalı mıyız? Gerçek eserin sırrını görmemeli miyiz? ’Hayal Ağacı’nın tepesinde ’İlk Kabus’la yüzleşmemeli miyiz?]

O zaman bunun ne anlama geldiğini anlamamıştı. Ancak kule hakkındaki gerçeği öğrendikten sonra o karalamalar yeni bir anlam kazanmıştı. Hemen farkına varmıştı. 

Bu karalamalar kulenin yaratıcısı Mulack tarafından yazılmıştı. 

Bütün harfleri anlayamıyordu ancak bu ona yeni bir anlayış kazandırmıştı. 

Kule içinde Kule, Kabus içinde Kabus. 

Hayal Ağacı, Kökler. 

Tepedeki İlk Kabus. 

Bu, bir gerçeğe işaret ediyordu. 

’Dünya bağlantılıydı.’

Bu sadece bir teoriydi ama gerçek olma ihtimali denemek için yeterliydi. 

Jaehwan 100. katın tavanına baktı ve sapladı. Tavan çatladı ve Beastlain feryat etti, 

"HAYIR! KULEM! HAYIIIIR!"

Tekrar tekrar. 

Jaehwan [Şüphe]si sayesinde apaçık görebiliyordu. 

Kuleyi koruyan parçacıklar gönderen büyük bir enerji akımı vardı. Üstten alta. Bu alan, devasa bir enerji akımı ağının dibindeydi. 

Jaehwan eğer akımı takip ederse dünyanın sırrına ulaşacağını biliyordu. 

100. kat son değildi. 

’Eğer bu bir kökse muhtemelen onun içinden geçip yukarı çıkabilirim.’

Tavan, Jaehwan’ın atağıyla çöktü ve oradan canlı bir ışık parladı. 

"HAYIR! Eğer oradan gidersen asla! -"

"Görüşmek üzere."

Gelecekte gerçek oyunu oynayabilirdi. Ancak şimdi zamanı değildi. Zayıftı ve bilgisi eksikti. Sadece bir Şeytanı bile alt etmek zordu. Daha çok şey öğrenmek ve daha güçlü olmak zorundaydı. 

Işık, içine atlarken Jaehwan’ı kucakladı. 

Ne geçmişe ne de arkasında bıraktığı dünyaya geri dönmeyecekti. 

Şimdiki zamanda olmayı seçiyordu. Bu, içinde olmayı seçtiği dünyaydı. 


https://novelci.com/ dan oku
Çevirmen ihtiyacımız var, başvurmaktan çekinmeyin. 
https://discord.com/invite/rpAKEfetEh

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   11 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.