Bölüm 2901: Hızlanma! I


Noah’a aşina olmayanlar, belki, sadece belki... onun üzerinde sadece bir Otorite kırıntısı elde etmenin mümkün olabileceği varsayımında bulunabilirler.


Vitalis ve Vacuous Hyperversal Etki Alanlar’ın Atalar’ı da şu anda benzer bir düşünce yapısına sahipti; Yedinci Aşamada düzinelerce Varlık, Sekizinci Aşamada birkaç saygın Extremity ve Altıncı Aşama ve altında kalan yüzlercesi...


Birçoğu ona bir Otorite’sini indirebilmeli!


Muhtemelen, Planalith Krystallos’a erişimlerini kolaylaştırmak ve Varoluşsal Extremity Otoriteler’ine dahil olmalarını hızlandırmak için bu koşulları oluşturdu.


Muhtemelen.


Birçoğu da temkinliydi ve onun gibi Onurlu Biri için burada gerçekten bir zorluk olabileceğini düşünüyordu!


Bir de Noah’la birlikte yaşamış olanlar vardı.


Tahtlar’ından bile kımıldamayan bir grup vardı.


Adelaide.


Barbatos, Athena, Katelyn, Eowyn.. Sonsuz Hyperversal Cenneti’nin tüm Kraliçeler’i bir adım bile atmadı.


Barbatos, başını iki yana sallayarak, aşağıdaki Varlıklar’ı işaret ederken, sesi, sadece onların arasında çınladı.


"İmkânsızı başarmaya çalışanlara bak..."


...!


İmkânsız olan!


Haremler’in Extremity’si sayesinde, Varoluşlar’ı boyunca, Noah’ın gücünün bir kısmını aldılar.


Yani onun sahip olduğu gücün bir kısmını biliyorlardı.


Bunu bildikleri için de kıllarını bile kıpırdatmadılar.


"Ayrıca, Küçük Balık bana gizlice düzinelerce Orta Sınıf Planalith Krystallos verdi bile... haha! Adelaide Abla, sen de benzer miktarda aldın, değil mi?"


Bakışlarını, sorusuna gizemli bir gülümseme ile karşılık veren Adelaide’ye çevirdi.


Bu gülümseme, Barbatos’un bakışlarının anında değişmesine neden oldu ve keskin gözlerle sordu.


"Adelaide kardeş... Küçük Balık sana kaç tane Planalith Krystallos verdi?"


Diğer Kraliçeler de, Noah’tan otomatik olarak Ganimet aldıkları için artık ilgilenmeye başladıklarından kaşlarını kaldırdılar, ancak karşılaştırmayı ve diğerlerine kıyasla ne kadar farklı olduğunu görmeyi düşünmemişlerdi!


Adelaide, cevap verirken, ışıl ışıl gülümsedi, mavi saçları, Tahtı’nın üzerinde huzurla dalgalanıyordu.


"Yeterli, böyle şeyler için endişelenme Barbatos Abla."


...!


Sözler’i, çevredeki herkesin rekabetçi Ruhu’nun yükselmesine neden olurken, sayıyı söylemedi!


Barbatos, Noah’ın görkemli yüzüne doğru dönüp,  bakarken, kükredi.


O... onun favorisiydi, değil mi?


Bakışlar’ı, ondan ayrılıp, kendi mübarek göğsüne ve endamına yöneldi.


Sonsuz Hyperversal Cenneti’nin Kraliçeler’i kendi sahalarındayken, Noah’ı çok yakından tanıyan başka Varlıklar da vardı.


İmparator Penguen. Kazuhiko. Kendi Oğlu.


Onun gücünü biliyorlardı.


Ama... kendilerini denemek istediler, çünkü aradaki farkı görmek istiyorlardı.


Aradaki farkın ne kadar uzak olduğunu görmek istediler!


Sonra, Neferet’tin Kızı ve Ayame gibi olanlar vardı. Erikson gibiler.


Kendi güçlerini biliyorlardı. Hiçbir yere yaklaşamayacaklarını biliyorlardı! Ama denemek zorundaydılar.


Daha da yükseklere çıkmak için çaresizlikten denemek zorundaydılar!


Yalnız değillerdi, Sima Kahini’nin görüntüsü bile kıpırdadı, sesi, zar zor seçilebiliyordu.


"Bu yaşlı kemiklere iş yaptırmak..."


HUUM!


Otoriteler’in gürültüsü patladı.


Apollyon Aletheian Cenneti’nin cehennem gibi savaş alanında çok fazla hareketli parça vardı ve bazı Varlıklar ın diğerlerinden daha fazla parlaması gerekiyordu.


Çeliğ’in Ata’sının çehresi sağlamlaşırken, onu çevreleyen tüm Gerçeklik bronz bir parıltıya bürünmeye başladı.


Uzaklarda, Vücud’u kader iplikleriyle titreşen Komutan Feng’in, yani İmparator Feng’in görüntüsü görülebiliyordu!


Apollyon Aletheian Cenneti’nin arenasına koştuktan sonra, Kader iplikleri ondan birçok Varlığ’ın zihnine aktı.


Hyperion, onun sesini duydu.


Şeytan’i Zaman Açıcı onun sesini duydu.


Sargon, Ishtar ve Elodie onun sesini duydu.


Düzinelerce Extremity’nin Son’u onun sesini duydu!


"Bu imkansız görevin Dokuması’nda, bir planım var."


...!


Bu hayret verici Komutan bile Kader’in bitmek bilmeyen dalgalarını bir araya getirmeye çalışırken, bunun imkansız bir görev olduğunu biliyordu!


Niyetler’i Dokundu ve birden fazla Varlığ’a gitti.


Ve kısa bir süre sonra, ilk hamleyi yapmadıkları için Arena’nın arka planına karıştılar ve Vitalis ve Vacuous Hyperversal Etki Alanlar’ının geçmiş Atalar’ı saldırdıkça, kaosun ortaya çıkmasına izin verdiler.


Ve hiçbiri, Extremity’nin Sekizinci Kademesi’ndeki Çeliğ’in Ata’sı kadar parlak değildi.


Kendi görüntüsü de benzer bir renk alırken, paslı bir gümüş çelik parıltısı etrafına yayılmaya başlamıştı bile ve sadece büyürken, gülünç bir ölçüde genişlemişti.


Yavaş yavaş... yaydığı ve etrafındaki Gerçekliği ve Varoluş Düzlemler’ini değiştiren paslı gümüş parıltı gerçekten de, yakındaki tüm Kayıtlar’ın Dokumalar’ını Çeliğin bayrağı altına çeviriyor gibi görünüyordu ve bu Otorite’nin Dallar’ı, bu Varlık seslenirken, dışarıya doğru yayılmaya devam etti.


"Yaşayan Cephanelik!"


HUUM!


Etrafında, düzinelerce Extremity Silah’ı belirirken, genişleyen bedeni parladı.


Çoğu, bozulmamış ve görkemli görünümlü Orta Dereceli Extremity Silahlar’ıydı ve ortaya çıktıkları anda... vücuduna doğru akan ışık akımlarına dönüştüler!


Sanki onunla birlikte yükseliyorlardı.


Sanki bir bütün oluyorlardı.


...!


Tek başına bedeni, buradaki diğer herkesten yüz kat daha büyük hale gelirken, zaten güçlü olan figürüne birden fazla Extremity Silah’ı kaynaşmıştı, gerçekten Çeliğ’i temsil eden Extremity Otoritesi’nin göz kamaştırıcı Dallar’ı böyle bir durumda olduğu gibi her şeyi çarpıttı... bu Ata, Extremity Niyeti’nin Quintessence’nin Extremity’sini hedef almasına izin verdi!


En gösterişli ve güçlü olanlardan biriydi.


Ancak onunla birlikte, diğer tüm Atalar’ın Extremity Noktalar’ı da Noah’a saldırmak için aktı.


Yaşam.


Ölüm.


Su.


Kılıç.


Toz....


Niyetler’i ve Arzular’ı, hedefledikleri bu Onurlu Kişi karşısında bile kendilerini öne çıkarmaya çalışırken, çok sayıda farklı kavram birbiri ardına aktı!