Beyaz Portallar açılmaya başlamadan hemen önce Topluluğ’un gözünden kaybolan Varoluş.
Böyle bir Varoluş muhtemelen OMNİFATHER’IN İradesi’ni başlatan ve Tresorverse’ye açılan Beyaz Kapılar’ın patlamasına neden olan Varoluş’tu.
Bu ne tür bir Güç’tü? Böyle bir Başarı’ya ulaşmak için hangi Karmaşıklık Seviyesi’ne ulaşmak gerekiyordu?
Noah, Antediluvian Leviathanlar’ın Bağımsız Devletler’e karşı yaptıklarını düşündükçe, Dokumalar’ı çalkalanıyordu.
Onlar daha Güçlü’ydü ama yine de saldırdıklarında, Bağımsız Devletler Topluluğu’na karşı savaş açmamışlardı.
Bu... OMNİFATHER tarafından bırakılmış bir Bağ olmalıydı ama yine de Soru şuydu: Neden?
Neden?
Noah’ın Gözler’i Işıl Işıl Parlıyor’du.
OMNİFATHER.
Eğer Megalonyalılar’ın Yok Edilmesi’nde Parmağ’ı varsa.
Eğer bunun için Kendi’ni suçladıysa.
Teorik olarak umutsuzluğa kapılabilir ve Antediluvian Leviathanlar’a, mecbur kalmadıkça, Tüm Varoluş gruplarını kasten yok etmemeleri için Kurallar Koyabilir’di!
Bu bir Olasılıktı, ama Noah’ın Dokumalar’ı Kendi Kendi’ne başını sallarken, en Olası olanı bulmuştu.
Bu sırada, İhtiyar Eudemus başınısallayarak, Noah’a yakından bakarken, El’i Beyaz Tahta’ya doğru gitmişti, TekilliklerCden birini alıp, kaldırdı ve Anın’da kalan İki Tekillik birbirleriyle farklı Etkileşimler benimsedi.
Sadece İki Beden olduğunda daha kararlıydı.
Daha az Tepkisellik!
"Peki ya sen, genç dostum? Ne biliyorsun? OMNİFATHER hakkında. Bu Sonsuz Megalos Ynnere hakkında?"
Yaşlı adam O’nu sınıyordu.
Az önce ifşa ettiği bilgiler karşılığında bir iyilik istiyordu ki Noah cevap verirken, gülümsemişti.
"OMNİFATHER... Muhtemelen Megalonyalılar’ın Yok Edilmesi’nden sorumlu bir Domino Taş’ı. O, bir Antediluvian Leviathan’dı. İçinde bulunduğumuz Yeniden Yapılanma, tüm o Döngüler Önce yaşananlardan duyduğu suçluluk duygusuyla oluşturduğu bir Yapılanma’dır ve muhtemelen Antediluvianlar’ın çok daha Güç’lü oldukları halde Bağımsız Devletler’e karşı savaş açmamalarının nedenidir."
...!
Sözler’i sakindi ama sakalı çılgınca dans eden Yaşlı Adam Eudemus’un Gözler’inin kısılmasına neden olmuştu.
Megalonyalılar’ın Yeniden İnşa’sı, OMNİFATHER’IN Traoverse Ayet’ini Yaratarak gerçekleştirilmişti ve OMNİFATHER bir Antediluvian Leviathan’dı!
Pyrrhus’un bulunduğu Dağ’da Yeniden Yapılandırma’nın ilk günündeki sahneye çok az Varoluş tanıklık etmişti; Pek çok Ele Geçirilmiş Megalonya’lı 81 Dağ’a dağılmıştı.
Henüz hiçbir Bağımsız Devletler’in Koruyucu’su o Dağa’ ulaşmayı başaramamıştı bu yüzden de Hiçbir’i yaşanan Sahne’yi görmemişti.
İhtiyar Eudemus için bu muazzam bir Haber’di ve sakalını birkaç tüyü dökülene kadar kaşımıştı.
"Yeniden Yapılanma..." Noah’a sorarken, Gözler’i Otoriter bir Işık taşıyordu.
"Bu Yeniden Yapılanma Kaç Gün sürecek?"
Kaç gün.
Noah, böyle bir Soru karşısında başını sallamıştı.
"Bundan emin olamam ama Yeniden Yapılanma’nın sona ermesine bir haftadan az bir süre kaldığına inanıyorum. Ve sona erdiğinde, muhtemelen Tresorverse’de bir daha görünmeyecek. Henüz OMNİFATHER’IN Tresorverse’ine girmemiş olan Koruyucular varsa, bunu çok ama çok çabuk yapmalılar."
...!
Yaşlı Adam Eudemus’a bu Sözler’i söylerken, Alev Alev yanan Altın Gözler’i, Eli’ndeki Tekilliğ’i Beyaz Tahta’ya geri döndürmüştü.
Beyaz Tahta’da bir kez daha Üç Beden vardı.
Ve Etkileşimler’i Anın’da Kaotik ve Öngörülemez bir hal almıştı.
İşler çok daha Karmaşık hale geldikçe, Hız’la bir Kaos Faktör’ü ortaya çıkmıştı.
Üç Beden.
İhtiyar Eudemus bir cevap bulamayınca, Gözler’ini kırpmadan Onlar’a bakmıştı.
İçindeki Otorite Yoğunluğ’u, dışındakinden Kat Kat Daha Güçlü’ydü ve sadece seçilmiş birkaç Varoluş buna Erişebiliyordu; Şu anda, çalkalanan Obsidiyen Altın Rengi Kum’lu bir Rüya Denizi’nin üzerinde, bir Maymun bir Diz’i Kadim Enstrüman’ın önünde duruyordu.
Rüya Aletheian Cenneti’nin Güçlü Otoritesi’yle Dolu Olan Obsidyen Kumlu Altın Rüya Deniz’i etrafında bir Galaksi gibi dönüyordu ve etrafında bunun gibi düzinelerce Otorite Küme’si vardı ve burada Yeryüzü veya Gökyüzü yoktu - Sadece Sonsuz Omniverse’nin Yoğun Otorite Kümeler’inin Yıldızsal bir Genişliğ’i vardı!
Ve her Küme’nin üzerinde bir Varoluş vardı.
Etrafında, Enstrümanlar olan Yoğun Hâyâl Kümesi’nin üzerindeki Maymun, Eli’ne Bagetler’i alıp, kaldırırken, gülümsedi ve Henry’nin ana gövdesini gösteren bir Küme’ye doğru baktı... Henry, Altın bir Efsane’vi Omniverse ile dönüyordu.
Renksiz Altın Kürk’ü heyecan saçıyordu çünkü Ozan olarak sahip olduğu ayrıcalık, şu anda olup bitenler için bir İhtişam Senfonisi çalmak istemesine neden oluyordu.
Sonsuz Omniverse’nin En Üst Düzey Güç Merkezler’inin Varoluşsal Hâkimiyet Âlemi’nden çıkıp, Omniversal Âlem’e giren Kitle!
DU! DU! DU!
Eller’i, daha da hızlanmıştı!
Ritmi daha da şiddetlenmişti.
Bu Çok Renkli Yıldız, Işıltı’lı Uzay’da Kendi ayrı Otorite Kümeler’inde tek başlarına bulunan diğer Figürler’e bakmıştı.
Sona.
Kazuhiko. İmparator Penguen. Lilith!
Birbiri ardına bu Varoluşlar, her biri tek bir Kavram’ı ve Yapay Olarak İnşa Edilmiş Hearthrae Taklitler’inin Nimetler’ini alarak, kendi Efsane’vi Omniverseler’ine itmek için kendi Efsane’vi Omniverseler’inin Tek’li veya Çok’lu Katmanlar’ını göstermişlerdi!
Bu, Tarih’in yıllıklarına kaydedilmeyi hak eden görkemli bir sahneydi ve bunu gören Quintessence Ozan’ı ulumaktan kendini alamamıştı.
"WOO! WOO! WOO!"
Maymun’a benzeyen Ozan, Eller’i ve Ayaklar’ı ritim ve karizma ile hareket ederken, Başı’nı sallarken, gürleyen bir Senfoni başlamıştı.
Sadece Ritim bile, Müthiş bir sahne gerçekleşirken, çevredeki Öz’ün çalkalanmasına ve Karmaşıklığı’nın artmasına neden olmuştu.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
