Ancak bu durumda olduklarının farkında bile olmadıkları için Figürler’i tamamen donmuş halde kalmıştı!
İradeler’i, Gözler’i, Varoluşlar’ı kesinlikle hiçbir şey bilmiyordu.
Böyle bir ortamda...
TING!
Barbatos da, Varoluş Sicimler’inin Kopuşu’nu izlerken, Başı’nı kaldırdı, her Kopuş’ta Bakışlar’ı sertleşiyordu... Genişlikte’ki Dokumalar’ın Konsantrasyonu’nun azaldığını hissetmişti!
Başı’nı, Amalthos’la birlikte Kimlikler’ini bilmeden yardım ettikleri Üç Varoluş’a doğru çevirmişti.
Donmuş Figürler’ine doğru süzülürken, şimdi Onlar’la da sarmaş dolaş olmuştu - Parmaklar’ından Gümüş Işık Dallar’ı sızıyor ve Üç Varoluş’un Alınlar’ına bağlanıyordu!
WUU!
Donmuş Öncü Heracles, Antiope ve Nisa’nın Gözler’i bomboş olurken ve Başlar’ı zorla yukarı kaldırılırken, Parlaklık titreşti ve titredi.
Barbatos bilmek istiyordu.
Kim’i hedef alıyorlardı? Neden?
Varoluş Dokumalar’ına istilacı bir şekilde girdi ve çok Hız’lı bir şekilde ifadesi değişirken, incelemeye başladı!
Dokumalar’ının çoğu dağılmıştı. Dağınık Varoluş Dokumalar’ı yüzünden Anılar’ı kaybolmuştu.
Kendi Dokumalar’ından kaçtıktan sonra buraya düşerlerken, bu Varoluş Dokuması’na ait bile değillerdi!
O yerin uzak Dokumalar’ına gelince, Barbatos hiçbir şey çekemiyordu, çünkü sadece Varoluş’un bu Frekansı’ndaki Dokumalar’ında gezinebiliyordu.
Ve orada, İsimler’i buldu.
"Kutsal Köken İlkel Megalonya’lı..."
Kalb’i, daha da acırken, bu Sözler’i söylemişti.
Bu, gönderilmesine yardım ettiği Adam’dı.
O kaçınılmaz Frekans’ta tamamen yok olan Blancverse Âyet’inin içinde, Minyatür bir Dünya gibi görünen Parlak Dairesel bir Şey’in olduğunu fark etmişti.
Zamanı’nda içini görememişti ama içinde bol miktarda Yaşam Formu vardı! Bu Frekans’ın içindeki Varoluş Versiyon’u orada mıydı, yoksa hala başka bir yerde miydi?
Önündeki Üç Varoluş’a soğukkanlılıkla bakarken, cevaplara ihtiyacı vardı, ortaya çıkarmayı başardığı Dokumalar çok az ve çok dağınıktı.
Ama en azından artık bir Yön’ü vardı.
Eller’ini salladı ve bir sonraki anda Son derece Net, Hâyâlî bir görüntü belirdi.
Az önce elde ettiği tüm Dokumalar’dan ve Kendisi’nin gördüğünden oluşan bu görüntü, Kutsal Köken İlkel Megalonyalı’nın Hâyâlî görüntüsüydü.
Gözler’i Sert ve Sayısız Dokuma’nın illüzyonuyla doluyken, Vücud’u Akıl Almaz bir cesaretle parlıyordu.
Barbatos, O’na baktığında, Kalbi’nin daha da sıkıştığını hissederken, tüm Görüntü’sü bir Hakimiyet ve Güç Hava’sı yayıyordu!
O’nun hakkında daha fazla şey öğrenmeliydi. Dokumalar’ı hakkında. Kim olduğu hakkında.
Ve içinde bulunduğu bu Frekans... Cevaplar’a sahip olmalıydı!
O’nun Hâyâl’i Görüntüsü’nü Avuçlar’ının içine aldı ve kristalleştirdi, daha sonra ortadan kaybolurken, O’nu yakınında tuttu.
Birkaç dakika sonra donmuş Alan Normal’e döndü.
"Bu da ne böyle? Bu neden oldu?! "
Saray Ustası Antiope yukarıdan bakarak, Varoluş Sicimler’inni neden Koptuğu’nu sordu!
Bu daha önce hiç duymadıkları ve şimdiye kadar görmedikleri bir şeydi.
İçler’inden Hiçbiri Dokumalar’ının son birkaç dakika içinde okunan Anılar’ıyla birlikte dondurulduğunu bilmediği ya da fark etmediği için hepsi muazzam bir önsezi duygusu hissetmişti!
Tek bir Varoluş bile!
Öncü Heracles son derece kasvetli bir hale bürünürken, Kalpler’inde sadece bir huzursuzluk hissi vardı.
Kendi Kendi’ne sormaya başladı.
Az önce gerçekten ne yapmışlardı ve bunun ne gibi sonuçları olacaktı?
Varoluş Sicimler’inin Koptuğu’nu görmeye başladığında, hiçbirinin ne yaptıklarını gerçekten ve tam olarak Kavrayamadıklar’ını fark etti!
-
Noah Osmont.
Dokumalar’ı, Varoluş’u.
Yokluğ’u sadece birkaç yerde hissedilirken, O’nunla ilgili her şey ortadan kaldırılmıştı.
Tresorverse OMNİFATHER’IN Âyet’i.
Koruyucular’ın Omniverse’si.
Megalos Ynnere içindeki Küçük Alanlar.
Dokumalar’ı tamamen kayboldu aslında şu anda Çark’ın bu Frekansı’nda Noah Osmont’tan hiçbir Parça yoktu!
Genişlik içinde.
Outerversal Morphonlar’ın Bol Auralar’ının kaynadığı Genişliğ’in İlkel Eldritch Sarayı’nda.
HUUUM!
Büyük Anne ve Büyük Ayırıcı Ozymandias’ı gözlemlemek için dönerken, Çekirdek Bölge’de Dokumalar şiddetli bir şekilde titriyordu.
Ozymandias’ın Yıldızsı Obsidyen Çehresi’nden yayılan Muazzam Öfke duygusu, Outerversal Morphonlar’ın Dokunaçlar’ının titremesine ve Büyük Anne sorarken, O’na şaşkınlıkla bakmalarına neden olmuştu.
"Ey Beyonder’in Alet’i, ne oldu?"
Birçok güçlü Morphon’un Büyük Ayırıcı’nın Etki Alanı’na girmesine neden olan kısa süreli Otorite patlamasının ardından diğer herkes gönderilmiş ve Büyük Ayırıcı’nın daha önce elde ettiği Kazanımlar’dan sonra çok hoşnut olmasıyla sadece üçü kalmıştı.
Ama şimdi... Bu kadar büyük ölçüde değişen neydi? Hepsi, Gözler’i Sonsuz bir Parlaklık’la yanan Ozymandias’a doğru bakmıştı.
Ozymandias.
Ozymandias!
O, Noah Osmont değildi.
O, Noah Osmont’tu - Tamamen Farklı bir Megalos’ta doğmuş ve farklı bir Varoluş Kaynağı’na Sahip olan bir Parça’sı!
Ama... Ozymandias hala Noah’tan bir şeylere erişebiliyordu ve Noah da, Ozymandias’tan bir şeylere erişebiliyordu!
Ozymandias, bir sonraki Anda Eli’ni kaldırdı.
WUU!
Sonsuzluğ’un gürleyen Tüzüğ’ü, Yıldız Siyah’ı Teni’nde görkemli bir Mavi’yle çiçek açmıştı.
WUU!
Bundan sonra Tiranlık, Hileler, Baş Kahraman ve daha fazlası ile birlikte, Quintessence çiçek açarken, Hız’la Renksiz hale geldi!
Noah Osmont tarafından inşa edilen düzinelerce Tüzüğ’e da erişebildiği için Vücud’u Işıl Işıl Parlıyor’du!
Ancak... Ozymandias şu anda diğer benliğiyle ilgili hiçbir şey hissedemiyordu.
Bu, Ölüm değildi ama Bu his Ozymandias için bile son derece Acı vericiydi.
Sanki Kesilmiş gibi, Ozymandias Noah’ın hiçbir Dokuması’nı Kavrayamıyor’du.
Anılar yok. Görüntü yok. Hiçbir şey.
Ve Ozymandias’ın Infiniverse Megalos Tohumu’yla paylaştığı Ağır Bağlantı... Sanki O kadar uzak ve kapalıydı ki, O’ndan hiçbir Güç Çekemiyor’du!
İçine çekildikleri o korkunç Frekans her neyse, şu anda Ozymandias Noah Osmont’un Varoluş Durumu’nu tespit edemediği için tüm Dokumalar Dışlanmış gibi görünüyordu.
Ama yine de yapabileceği pek çok şey vardı.
WAA!
Başı’nı kaldırıp, soğuk bir Ses’le konuştu.
"Genişliğ’in Taşınmaz Kutsal Saray’ı Haysiyetim’i çiğnemeyi seçti ve yok olmalı. Bundan haberin var mı?"
...!
Büyük Anne ve Büyük Ayırıcı doğru duyduklarından emin olurken, O’na kuşkuyla baktılar.
Uçsuz Bucaksız Kutsal Saray O’nun onurunu mu çiğnemişti? Ama... O Genişliğ’e daha yeni gelmişti ve bunca zamandır Onlar’la birlikteydi!
Onlar O’na bu şekilde bakarken, Ozymandias’ın Megalos Beyond’daki Beden’i de hareket etmeye başladı.
Megalos Ynnere’ye iniş yapmak zorundaydı.
Megalos Ynnere içinde, Omniverse X-999’da Kavrama’sı gereken bir şey vardı!
Şu anda meydana gelen pek çok şey ve çalkalanmaya başlayan Sayısız Hareketli Parça vardı ama en büyük şey Tek’ti.
Kendisi’nin diğer Parçası’nın tam olarak nereye gönderildiği sorusu!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
