Büyük Gaspçı’nın görüntüsü zihninde parıldarken, Megalos Nihilos’a giden Sicim’r bakmıştı.
Bu Kopmuş Sicim, bu Eşsiz Atkadaş’ı için endişelenmesine gerek bırakmayacak kadar sağlamdı ama...
Megalos Ynnere’de birbiri ardına kararan bölgelere giden Sicimler’e baktı.
Daha önce tanıştığı Bağımsız Devletler Topluluğu’nun Simialılar’ı.
Bağımsız Devletler Topluluğu’nun Kılıc’ı.
Tüzük Birleşmesi ve Varoluş Tüzükler’i Varoluşlar’ı OMNİFATHER’IN Tresorverse Âyet’inde bir araya gelmişti.
Bir şey ya da birileri Megalos Ynnere’deki en güçlü Varoluşlar’ı öldürüyormuş gibi göründüğü için birbiri ardına söndüler ya da sönüyorlardı!
Ama Noah’ın oturup, merak etmesine bile gerek yoktu.
Koparılmış Varoluş Durumu’nda, şu anda olduğu gibi pek çok şey yapabiliyordu... Sezgiler’i, O’na başkalarıyla olan Nedenselliği’ni temsil eden bu Sicimler’le çok daha fazlasını yapabileceğini ve görebileceğini söylüyordu!
Muazzam Karmaşıklığ’a sahip olanlar veya Kendisi’nden Daha Yüksek Karmaşıklığ’a sahip olanlar söz konusu olduğunda, bir Zorluk Seviye’si olacaktı, ancak daha Düşük veya hatta yok olmuş biri olsaydı...
"Göster bana."
Kendi’si ile Bağımsız Devletler Kılıc’ı arasındaki Nedenselliğ’i gösteren Sicim’e doğru emredici bir şekilde konuştu.
Silik.
Zar zor fark edilebiliyordu.
Ama oradaydı.
Tam o anda, bu Ölü Sicin Işık saçmaya başladı ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nun Kılıcı’nın Düşünceler’i akmaya başladı!
Dokumalar’ı çökmeden hemen önce deneyimlediği şey...
Noah, bunu yaparken, Ozymandias’ın Beden’i yanı başında titredi ve kayboldu - Megalos Beyond’a dönerken, Outerversal Otorite Denizler’i Bedeni’ni sarıyordu!
-
Genişlik’te.
Genişliğ’in Taşınmaz Kutsal Sarayı’nın yakınında.
Ayna benzeri Çatlaklar her yerde gözlemlenebilirken, şu anda etrafta sağır edici bir sessizlik vardı.
Varoluş Öncüler’inin veya Varoluş’u Koparan Varoluşlar’ın Kükremeler’i duyulmuyordu.
Kutsal Muhafızlar’ı ve Halkı’nı barındıran Sonsuz Kutsal Saray’ın Blancverse’inde bile, Sonsuzluğ’un farklı Saraylar’ında isimlerini duydukları ya da hakkında bilgi sahibi oldukları Varoluşlar’ın Korkunç Karmaşıklıklar’ıyla dolu Sonsuzluğ’un Işıltı’lı Alan’ı önlerinde dururken, Gözler’inde uyuşuklukla birlikte şüphe dolu bakışlar vardı... Hepsi yok olmuştu.
Altın Titanlar- yok olmuştu!
Outerversal Morphonlar- Yok oldular!
Entler- Yok oldular!
Burada bulunan Sayısız Varoluş soyundan herhangi biri, az önce tanık oldukları büyülü sahne tarafından ortadan kaldırılmıştı.
Tek bir Varoluş bir kirişi geri çekti ve bu kirişten korkunç bir Yıkım çıktı. Daha önce gördükleri her türlü Koparma işlemini aşan ağır bir Karmaşıklık, Varoluş’un diğer Kopmuş Dokumalar’ını ve Öncüler’in Yollar’ını parçalayarak, patlak verdi ve BEYONDER’İN Aleti’nin Bedeni’ni çevreleyen Kıpkırmızı Altın Kürecikler’den oluşan Nehirler Yutulur’ken, BEYONDER’İN Karmaşıklığ’ını artırıyorlardı.
"...."
Genişliğ’in Taşınmaz Kutsal Sarayı’ndaki hiç kimse konuşmadı. Az önce tanık oldukları şey, Genişlik’te meydana gelen Akıl Almaz değişikliklerle birleşince, hepsi tanıdıkları en güçlü destekçilerine mesajlar gönderdi - Çevreler’indeki değişiklikleri anlamaya çalışırlarken, burada olan her şeyi tasvir ettiler!
İşte böyle bir anda.
HUUM!
BEYONDER’İN Aleti’ni çevreleyen Alan eşsiz bir Parlaklık’la titredi ve etrafa yayılmış olan Alan’ın Parçalanmış Aynalar’ı bir araya geldi; BEYONDER’İN görüntüsü her tarafta bir duvar oluşturdu ve Dokumalar’ını ileri gönderseler bile artık Gözler’i tarafından görülemez oldu!
Ama az önce tanık olduklarından sonra Dokumalar’ını ileri göndermeye cesaret edebilecek biri var mıydı? Uzay’ın kapalı Dokuması’nın içinde.
Genişliğ’in Dokumalar’ı korkunç bir Kaynak tarafından bu şekilde bir araya getirildi, Ozymandias, birden fazla Öncü Kan’ı Damlası yutarken, Gözler’ini açtı ve Onlar’ı Kendisi’nin farklı Parçalar’ını Koparma’ya yönlendirdi.
Gözle’iini açtığında, Beyaz bir Cübbe’nin altında İnsan’sı bir görünüme sahip, Pürüzsüz Yuvarlak Kafalı ve Saçsız bir Varoluş gördü!
Kafa’sı şu anda Beyaz, Altın ve Siyah karışımı bir parıltıyla yanıp, sönüyor gibiydi, sanki Ten’i hangi Reng’e bürüneceğine karar veremiyordu.
Bu, başka bir Beden’de daha önce tanıştığı biriydi.
Genişliğ’e geldikten sonra O’na bir Blancverse’ye erişim sağlayan Varoluş.
Bob!
İçini çekerken, Ozymandias’a doğru baktı ve konuşmaya başlarken, etraflarındaki paramparça olmuş Varoluş Dokusu’na baktı!
"Ben, Kaos’la büyürüm. Her geçen çağda ve Kaos’un artışında daha da güçleniyorum ve güçlenmeye devam ediyorum. Beni’m Yolum Khaos’un yoludur. Düzensizliğ’in Daha Eski, daha Eski bir Biçim’i."
....!
"Yıllar geçtikçe, Kaos’un uzun bir Düzen Dönem’i için gerekli olduğunu anladım. Kaos Dönem’i olmadan asla sadece Düzen olmazdı. Bu yüzden geleceğini bildiğim Değişim için hazırlanıyordum. Geçtiğimiz çağlarda olduğu gibi Kaos ve Savaş dönemleri için her şey fazlasıyla huzurluydu. Düzen ya da Kaos’a katkıda bulunabilecek Varoluşlar buldum ve onlara yardım etmeye çalıştım. Bazıları farklı Frekanslar’da. Diğerleri ise bu Frekans’ta."
Bunu söylerken, devam etmeden önce bakışları Ozymandias’ın üzerinde oyalandı.
"Bunu çağlar boyunca anladığım şey yüzünden yaptım. Değişim için Kaos gerekliydi, evet, ama öngörülemeyen ve tamamen felakete yol açan bir Kaos değil. Kontrollü bir Kaos olmalıydı. Kontrollü Düzensizlik. Paradoksal, değil mi?"
Konuşmak istiyor gibiydi.
Konuşmak istediği için Ozymandias dinleyecekti, çünkü bu Varoluş Akıl Almaz olsa da Ozymandias ondan korkmuyordu. Bu yüzden dinlemeye devam etti, Bob’un Gözler’inin girdap gibi dönen Tekillikler’inde Işık Parlıyor’du.
"Bazen... bırakmayı düşünüyorum. Bırakın benim dışımdaki diğer taraflar Varoluş Çark:ı ile ilgili ne isterlerse yapsınlar. Bırakalım Kaos herhangi bir kontrol ya da yönlendirme olmadan ortaya çıksın. Ama bunu her düşündüğümde, her zaman müdahale etmek için geri çekiliyorum. Kıpırdamadan oturamıyor gibiyim. Sonunda kendime sormaya başladım... Bunu kendi Özgür İradem’le mi yapıyorum? Bilmediğim bir şekilde Çark tarafından bağlanıyor ve kontrol ediliyor muyum? Uzun zaman önce Kopmuş olmama rağmen Varoluş’un kölesi miyim? Her seferinde aynı şeyi seçtiğim için ne yapmak istediğimi seçmekte özgür müyüm? Ben Özgür Müyüm? Sen... Özgür Müsün?"
HUUUM!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.