Ve Böylece, İç’e odaklandı - Son ve Gerçek Varoluş Sistem’i Dokuzuncu Güç Mundi’sinde dövülürken, Dikkat’i Frekanslar arasında yayılan mevcut savaşa kilitlenmişti.
Öl’ü Şey’e karşı savaş, Bob!
-
Mana Frekansı’nın içinde.
Mavi bir Balçık Sonsuz, Masmavi bir Saf Enerji Denizi’nde Yüzüyor, Parlak, Dairesel Gözler’i etrafı tararken, Kendi Kendi’ne mırıldanıyordu. Yakınlarda Sürüklenen diğer Balçık Kümeler’ini fark etti.
Doğruldu ve Manası’nın Saflığı’nı göstermek için bir grup Zarif Dişi Balçığ’a yaklaşmayı hedeflerken, aniden...
BOOM...CRACK!
Etrafı’nı saran bir Zamanlar’ın istikrarlı Mana Dalgalar’ı, sanki Varoluş’un Kendi’si Siliniyormuşçası’na Korkunç bir Çağlayan Hâli’nde Patla’dı ve Paramparça oldu.
Etrafındaki her şey yok olma ve çöküşle karşı karşıya kaldı. Mavi Balçık Kendi’ni Sayısız Parçaya Bölünür’ken buldu, Varoluş Dokumalar’ı tamamen dağılmanın eşiğindeydi.
Tam yok olmak üzereyken onları, yani sorumluları gördü.
Kel, Yuvarlak Kafa’lı, Dokunaçlı bir Varoluş Mor ve Siyah Işık’la parlıyordu. Karşısı’nda Yıldız Siyah’ı Parlaklığı’yla Parıldayan İnsan’sı bir Varoluş duruyordu. Arkasında, Obsidyen Haleler Dmnüyor ve Yıldızlar’ın Aydınlattığ:ı Gölge’den Kanatlar tamamen açılıyordu.
Başı’nın üzerindeki Haleler şiddetle döndü ve korkunç bir Varoluş Dokuma’sı fışkırdı. Çevredeki Bölgeler’de Işık Yıllar’ı boyunca uzanan çöküş ve dağılma...
Tersi’ne dönmeye Başlamış’tı.
Mavi Balçık, Parçalanmış Dokumalar’ının Eski Hâli’ne döndüğünü hissetti. Varoluş’un Kendi’sini Parçalayan Çatlaklar Onarılma’ya başladı.
Ve sadece kısa bir an İçinde-
SAA!
Her şey Normal’e dönmüştü.
Mavi balçık ve bölgedeki Sayısız diğer Varoluş Şok içinde etrafa baktı, titreyen Gözler’i endişeyle fırladı. Ve sonra, ilk çığlığı Cesur Küçük Balçık attı.
“Bu da neydi böyle?!“
Hepsi Varoluşlar’ının Çöküşü’nü hissetmişlerdi, ancak tekrar eski Hâli’ne dönmüşlerdi. Ama sorumlu olanlar?
Gitmişlerdi.
Çoktan Örgü’nün içinde kaybolmuşlar, bir Varoluş ve Gerçeklik Düzlemi’ni paramparça ederek, tamamen başka bir Frekans’ta Yeniden Ortaya çıkmışlardı.
BOOM!
Her darbe Varoluş’u Oaramparça ediyordu. Khaos’un Korkunç Gerçek Kaynağ’ı Her Geçen Saniye Daha da Güçleniyor ve daha da Çözülüyor gibiydi.
Sanki Bob Her Vuruş’ta, her Nefes’te Gücü’nün Tamamı’nı Yeniden Kazanıyor, Daha Eksiksiz bir Uyumlaştırılmış Kaynağ’a Bağlı İkon olmaya daha da yaklaşıyordu.
Varoluş her Çarpışma’da Daha Hızlı Parçalanıyor’du. Noah, Kendi Gerçek Varoluş Kaynağı’nı serbest bırakarak, Frekanslar aracılığıyla çoğalmasına izin vererek, Kırılmış olanı onararak ve bir zamanlar Olan’ı geri getirerek, ayak uydurmak zorundaydı.
Savaş bir çıkmaza girmişti. Khaos’un ham Gücü’ne rağmen, Noah’ın Varoluş’u Aktif Olarak Uyum sağlıyordu. Her Geçen an Karmaşıklığ’ı Artıyor’du.
Bob, bunu gördü. Başı’nı salladı ve Asırlar gibi gelen bir Süre’nin Ardından bir kez daha konuştu.
“Bunlar“ın hiçbirine gerek yok. Bunlar’ın hiçbiri olmak zorunda değil. Şu anda bile, arkamdaki iki Çark’ın Dokumalar’ını çoğunlukla uykuda tutuyorum. Hiçbir Şey’i lekelemek istemiyorum. Tek ihtiyacım olan... Gerçek Frekans’a girmek. Tüm bunlar’ı Barışçıl bir şekilde sonlandırabilirsin, Dostum.“
...!
BOOM!
Dokumalar’ı tekrar çarpıştı. Varoluş çatladı, Büküldü, Çarpıtıldı - Ve sonra Yeniden biçimlendi - Bir kez daha Örgü’nün Karanlık Kucağı’na daldılar.
Noah, merhamet etmedi. Gerçek Varoluş Kaynağ’ı Uzay’a nüfuz etti ve Karşılaştığı her Khaos Kalıntısı’nı ezmek ve çökertmek için Dış’a doğru yayıldı.
Ancak bunu yaparken, Bob’a Etrafını Saran canlı Zorbalık dalgalarıyla cevap verdi.
“Akrep ve Kurbağa Masalı’nı duydun mu?“
...?!
Bob, gözlerini kırpıştırdı, açıkça hazırlıksız yakalanmıştı. O’nu doğru duyup, duymadığını anlamaya çalışarak, Noah’a baktı, sonra Baş’ını salladı.
Daha önce hiç böyle Saçma bir Hikâye duymamıştı.
Gerçek Kaynaklar’ı Çarpışma’ya devam ederken bile -Her Vuruş’ta Varoluş’u çarpıtarak- Noah devam etti, Gözler’i Megalos’un Parlaklığ’ıyla Işıldıyor’du ve bu da O’nu Yıldız Obsidyen Parlaklığı’na sahip eski bir Titan gibi gösteriyordu!
“Bir Akrep ve bir Kurbağa azgın bir nehrin kıyısında karşılaştı. Nehir Akrep’in geçemeyeceği kadar tehlikeliymiş, bu yüzden kibarca Kurbağa’dan kendisini karşıya taşımasını istemiş. Kurbağa ne yaptı biliyor musunuz?“
...!
Noah bunu gelişigüzel sormuş. Bob Hikâye’nin gidişatını duyunca yüzünde bir Öfke Parıltı’sı belirdi. Etrafındaki Khaos kaynayan bir yoğunlukla Fokurdama’ya başladı.
Yine de Noah devam etti.
“Kurbağa çok şüpheciydi. ’Beni sokmayacağını nereden bileceğim?’ dedi. Akrep de -Tamamen mantıklı bir şekilde- ’Çünkü seni sokarsam ikimiz de boğuluruz’ diye cevap verdi. Mantık’lı gelmişti. Kurbağa tereddüt etti ama sonunda kabul etti ve nehri geçmeye başlarken, Akrep’in sırtına binmesine izin verdi.“
Noah’ın Ses’i kısıldı.
“Ama Yol’un yarısında Akrep saldırdı. Kurbağa’yı soktu ve O’nu Zehirle’di. Batmaya başladıklarında, ölmekte olan Kurbağa sormuş, ’Bunu neden yaptın? Şimdi ikimiz de öleceğiz!’ Ve Akrep cevap vermiş...“
Fırtına’nın ortasında durakladı, gürleyen Kaos’un ortasında Ses’i sakindi.
“’Bu, Ben’im Doğam’da var.’“
Bob’un ifadesi bozuldu. Cevap vermedi, sadece zor bir kararla boğuşuyormuş gibi arkasına, Siyah ve Beyaz iki Devasa Çark’a baktı.
Noah durmadı.
“Peki bundan nasıl bir ders çıkardın? Çünkü benim için Sen Akrepsin. Sen’i öldürse bile. Her Şey’i yok etse bile yine de sokacaksın. Bu Sen’in Doğan’da var.“
Nefesi’ni sertçe verdi.
“Yani hayır. Seni Nehrin Karşısı’na taşımayacağım. Sen’i Varoluş’un Gerçek Frekans’ına götürmeyeceğim.“
Ses Ton’u koyulaştı.
“Bu’nun yerine Sen’in hakkında daha çok şey öğreneceğim. Çünkü Sonsuz Vadiler’e geldiğimden beri... Doğanız’la ilgili şeyler netleşmeye başladı.“
...!
BOOM!
Bir çarpışma daha. Dokumalar’ı Çarpış’tı ve Nanzara değişti.
Artık Gece’nin Frekansı’nda duruyorlardı.
Sonsuz Megalos’un Yıldız Işığ’ı Sonsuz Boşluk Boyun’ca uzanıyordu.
O anda, Bob’un Dokuma’sı duraksadı.
“...Ne dedin sen?“
Akrep ve Kurbağa’yı pek önemsememişti.
Ama şimdi -Başka bir şeyden söz edilince- Gözler’i soğuk bir Hesaplama’yla kısıldı. Sesi temkinli bir şekilde alçaldı.
“Sonsuz Vadiler mi? Sonsuz Vadiler’e mi girdin?!“
...!
Not: Bu Bölüm Ayrı Bir Güzel’di. Savaş’a Zaten bir Şey demiyorum.
Not: Bir Önceki Bölüm’deki Yorum vardı Ya. Ha O’nun atan Ben’dim ve Güzel bir Beğen’ide Aldı Adui Dahi. Şimdi Bırısı Yorum’uma Evet Dedi ve o da yorum atarak şunu dedi: Noah’ı Kurgu’da, Gerçek Hayat’ta, Ötesi’nde Her Şey’de bir numaralı Karakter yapmalısın... O’nu Hiçbir Romanda’ki Hiçbir Karakter’in O’nunla Karşılaştırılamayacağ’ı bir Karakter yapmalısın.
@Authoradui
Not: Ofkfodmdkdkdkdmd. Ben’i Destekliyorlar. Adui Geri’si Sen’de. Sana Güveniyoruz.
Not: Zaten İnfinite Mana Şu anda Saçma Derece’de Karışık oldu şimdi Kurgu’nun Öte’si, Gerçek Hayat ve O’nunda Öte’sini Çıkarıyoruz. Yazmasını İstiyoruz. Ofkffkfkfkgktpeş. Anlar’ız değil mi Roman’ı? 😆😆😆
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.