Anlaşılamayacak kadar uzun bir süre yaşamış olan Varoluşlar’ın Karakter’i her zaman belirli bir İlgisizlik taşırdı - Özellik’le de Varoluş’un Dokumalar’ına Bakarlarken.
Çünkü Ölçülemez Sayı’da Ölüm’e, Çağlar boyunca Dokumalar’ın Doğuş’una ve Bitiş’ine tanık olduğunuzda ve Ölçülemez’in - Soluş’unu izlemek bir Titreşim’den başka bir şey değildir. Bir zamanlar Binlerce Yıl Sür’en bir Süreç Artık Ağlar içinde gerçekleşiyordu.
Ve böylece... Megalos’un Çöküş’ünü İzleyebilirlerler’di.
Varoluş Frekanslar’ının -Madde, Anti-Madde ve Karanlık Madde ile Kaplı Girift Genişlikler’in- Harabe’ye Dönüştüğüne, Sakinler’inin sessizce Unutulmaya doğru çığlık attığına Tanık Olabilirler’di.
Ve Hâlâ... Hiçbir Şey hissetmezlerdi.
Ama Noah orada durup, bir Frekans’ın düşmeye başlamasını izleseydi - Megalos patlıyor, Ölçülemez Sayı’da Varoluş Ölmek Üzere - Ne Yapar’dı?
Cevap, Teorik değildi. Çok’tan gerçekleşmişti. Bob Düğüm’ünü Manipüle ederek, Bütün bir Frekans’ı Parçaladığ’ında... Noah ne yaptı?
O’nu Geri Dirilt’ti.
Yazılmamış’ın Yankılar’ı ortaya çıkarken, bile, Noah, uzandı ve o Frekans’ı geri çekerek, İçinde’ki Ölçülemez Sayı’da Varoluş’u Canlandır’dı. Savaşlar’ı ne zaman başka bir Frekans,a yayılsa, Aynı’sını yaptı.
Sırf Güç’lü olduğu için... Sırf Sonsuz Ölüm görmüş olduğu için... Ölüm Göz’ünün önündeyken, Boş Duracağ’ı Anlam’ına gelmiyordu.
Ama Herkes O’nun gibi değildi.
Tanık, tamamen başka bir şeydi - Varoluş un Dakumalar’ını daha soğuk bir mercekten gören bir Karmaşıklık Taraf’ından şekillendirilmiş bir Varoluş idi.
Ve şimdi, Bura’da Değişkenler’den bahsediyordu. Çark’ın İmkânsız Kader’ini değiştirebilecek Şeyler’den. Ama Noah’da gördüğü tek şey bir Anormallik’ti. Anlayamadığ’ı bir Varoluş idi. Tanığ’ın ortaya çıkması için Dua Ettiğ’i Değişkenler’e Bağlı Bir Varoluş idi.
İşte o zaman Infınıverse Megalos Beden’i kıpırdandı. Ayağ’a kalktı, İfade’si Ayetler Gibi Keskin’di, Ses’i Sessizliğ’i Çekilmiş bir Bıçak gibi Kesiyor’du.
“Dokumalar’ınızın bir Şey’i Anlayamaması O’nu bir Anormallik yapmaz. Bu Sadece... Daha Az Oşduğunuz Anlam’ına gelir.“
WAA!
Ses’i, Göz Kamaştırıcı Denizler’de Çatlamış’tı!
“Çark’ın Yekrar Tekrar Kırılması’nı izlediniz ve hiçbir şey yapmadınız. Sayısız yıl geçirdin ama yine de asla bir Değişken olamadın, sadece bir Değişken olmayı bekledin. Şimdi, Dokuzun’cu Kırılma’nın Arifesi’nde, Ciddiyet içinde Somurtuyor, Kader’inden Yakınıyor’sun. Ve nihayet bir Değişken ortaya çıktığında -Kavrayamadığ’ınız bir Değişken- Yanıtınız Bu Mu? Acınası.“
BOOM!
Sözler’i Derin’den etkilemişti.
Karmaşıklığ’ı bir Fırtına gibi kabarmış, Öfkesi’yle birlikte yükselmişti.
Efendi Dediğ’i Varoluş’a doğru dönmüştü. Varoluş’u sessizleşti... Ve Dizler’inin Üzerin’e çöktü.
“Usta, bu Değişken Sen’in için Bir Şey hazırlıyor.“
...!
Noah, Gülümseyerek O’nu nazikçe kaldırmak için hareket etti.
“Ben’im Önüm’de Diz Çökmen’e asla gerek yok. Bu’nu biliyorsun.“
“Biliyorum,“ Diye Yumuşak’ça cevap verdi. “Ve hâlâ Bu’nu seçiyorum. Başkalar’ının Anlamadığ’ı Şeyler Ben’im için Asla bir Anormallik değildir. Onlar’ın Korktuğ’u Şey’le Ben Her Zaman Bağlantılı oldum. Ve Şimdi, Bana Verilen’in bir Kısmı’nı bile sunmak için geri vermek istiyorum. Siz’e, Mutlak Karmaşık Gerçek Kaynağ’ı Sunmak istiyorum. Başka hiçbir Şey’i benzemeyen bir Varoluş Çark’ını.“
HUUM!
O, Konuşur’ken, Formu Söylenmemiş bir Güç’le titreşen bir Parlaklık’la Işıldamıştı. Noah, Bu’nu Göğsü’nde ve Aralar’ındaki Büyük Bağlantı’da hissetmişti- Sakin, Saf Bir Şey!
Baş’ıyla onayladı.
Sonra Kız’ın El’ini Kendi El’inin içine alarak, uzaktaki Varoluş Çarkı’na doğru baktı ve sordu.
“Çark ne olacak? Tanık ne olacak?“
...!
Onlara Kırılma’yı gösteren Varoluş. İmkânsız’ı değiştirmek için Değişkenler’i beklediğini iddia eden Varoluş.
Infınıverse Megalos Beden’i Bakışlar’ını O’na çevirdi, Ses’i Cam gibi Soğuk’tu.
“Tanıklık etmeye devam edebilir.“
WAA!
“Çark’a gelince... O’nun İlk Kırılış’ından yararlandım. Ve bu yüzden, O’nu yok olmaktan kurtararak, Borcum’u ödeyeceğim.“
BOOM!
Sarsıcı bir Sadelik’le Söylenmiş Sözler... Ve Yıkıcı bir Ağırlık’la.
Az önce Çark’ı Kurtaracağ’ını ilan etmişti.
Ve Sesinde’ki Kesinlik Tanığ’ı Titretmiş’ti.
Ama sonra Bakışlar’ı Çark’tan Noah’a Kaymış’tı.
“Artık bizim için bir Anlam’ı yok. O’nun Frekanslar’ına ya da Dokumalar’ına Dokunmayacağ’ım. Kendi Temeller’imi İnşa edeceğim -Herhangi bir Kusur’la Lekelenmemiş bir Saflık sağlayarak. Karmaşıklık bunu takip edecek. Gelin, Usta. Siz’e göstereyim.“
...!
Hâlâ bozulmamış Varoluş Çarkı’nın kutsal Bölgesi’nin içindeydiler. Sonsuz Beyaz-Altın bir Deniz Onlar’ı çevreliyordu - Sonsuz ve Sessiz idi. Ve İlk Kırılma’dan Beri Orada Olan Tanık Hâlâ Bekliyor’du.
Hâlâ bir Değişken arıyordu.
Ama Infınıverse Megalos Beden’i... Her Şey’e sırtını dönmüştü. Sanki artık hiçbir önemi yokmuş gibiydi.
Noah, Baş’knı salladı.
Sonra uzaktaki Çark’a baktı, Hareketsiz’di ama yine de dönüyordu - Altın Fraktallar’a kazınmış bir Çeliş’ki.
Bob, buraya bir Şey Aramaya Gelmiş’ti.
O’nun Tezgâh dediği Şey’le bağlantılı bir şey.
Şimdi Dokuzuncu ve Son Kırılması’nın eşiğinde olan bu Ölmek’te olan Çark’ın içinde mi saklıydı?
Noah, bu soruyu sadece bir an için cevaplamıştı.
Sonra O’nun El’ini tuttu ve birlikte ortadan kayboldular.
Tanığ’ı tek başına bırakarak.
Tekrar.
Beyaz-Altın Deniz Her Yön’e doğru uzanıyordu. Çark’ın Parçalanmış Parçalar’ı durgun bir Merkez’in Yörüngesi’nde Sonsuz’a dek Sürükleniyor’ru. Tanık, Ayak’ta duruyordu, kördü ama bir şekilde sersemlemişti.
“Öylece... Gittiler mi?“
Beklemişti. Infınıverse Megalos Beden’i Çark’a Dokunduğ’unda ne olacağını görmek için beklemişti.
Ama yine de Dokunmamış’tı.
Bu’nu Reddet’ti. Reddet’ti. Kendini’nkini yapacağını söyledi.
Ve Şimdi.
Kırılma olmasa bile, Tanık bir kez daha... Yalnız’dı.
-
Son’un Ana Frekans’ında.
Noah ve Infınıverse Megalos Beden’i geri dönerek, Işıltılı, Çok Renkli Sonsuzluk şeklindeki Infınıverse Damar’ının Ön’ünde durmuşlardı. Gökyüzü Göksel IşıkCla dalgalanıyor, Cennetler Uzaklar’da Süzülüyor’du.
Biçim’i Nabız gibi Atıyor’du; Varoluş’unun Her Zerresi’nden Karmaşıklık Akıyor’du.
“Üstat, Süreklilik ve Entropi’yi Kavramak üzere olduğuna göre - Tanık ve Romulus’un Tanımlar’ından yola çıkarak ve Onlar’ın Tanımlar’ından Kendimizinki’ni oluşturarak... İlerleme’me Onlarl’a başlayacağım. Dış Müdahale Olmadan. Kirlilik Olmadan. Gerçek Kaynaklar’ının Temel’inden Sürekliliğ’in Gerçek Frekans’ını ve Entropi’nin Gerçek Frekans’ını İnşa Edeceğ’im.“
HUUM!
Karar’i Bir Şey’i ateşlemişti. Olduğ’u Her Şey’in Üzeri’ne İnşa edilmiş bir Amaç Fırtına’sı.
Ve o andan itibaren... Infınıverse Megalos Beden’i Varoluş’un Gerçek Frekanslar’ını oluşturmaya başlamıştı.
Ödünç alınmamıştı.
Kalıtsal değildi.
Ama Kendi Yaratıcılığ’ından Doğmuş’tu.
Akıl Almaz Derece’de Büyük’tü.
Anlaşılmaz Derece’de Saf’tı.
Akıl almaz Derece’de...Büyülü idi!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.