Yukarı Çık




3827   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3829 


           
Bölüm 3828: Bilinmeyen’e Giriş! I


Kara Sular kıpırdadı.


Paradoksal Hapishane’de yavaş bir uğultu yankılandı - Melodi olmayan bir Ezgi, rüzgarsız bir şekilde sürükleniyordu. Yüzey kırıldı ve gölgeli, daha yüksek sesle uğultu yapan bir Figür ortaya çıktı, sanki bir seyirci bekliyormuş gibiydi. 


“Kaçınılmazlığ’a beslendiğin için bana cevap veremeyeceğini biliyorum, Küçük Bobby,“ dedi Thauron, eğlenceli bir Ses’le, çenesini kaldırarak, omuzlarından Su damlarken. “Ama işler gerçek olamayacak kadar iyi göründüğünde her zaman dikkatli olmak gerekir... Bu Hapishane’yi gerçekten tek başlarına mı bıraktılar? Bir gardiyan olmadan? Katlanmanlar’dan nefret eden Primarchlar ve Varoluş Ustalar’ından dolu bir Hapishan’eyi?“


Ses’i yüksek değildi. Olmasına da gerek yoktu. Varoluç’u tek başına Paradoks’un Kıvrımlar’ında dalgalanıyordu.


Thauron, Obsidiyen Dalgalar dan tamamen yükseldi, uzun boylu ve yıpranmış koyu ipek giysiler giymiş, üzerinde Yıkıcı İşaretler vardı. Kaçınılmazlığ’ın Tentaküller’i, sanki onlar da Melodi’yi dinliyormuş gibi, yozlaşmış bir şekilde arkasında tembelce kıvrılıyordu.


Gülümsemişti. 


Alçak, inanamayan. Neredeyse etkilenmiş gibiydi. 


“Ben, ölmedim,“ dedi yumuşak bir sesle, Gözler’i Gardiyan’ın Varoluş’unun ağırlık gibi bastırması gereken boş Gökyüzü’nü tarıyordu. “Bu Hapishane gerçekten Boş bırakılmış.“


El’ini kaldırdı, Son’un Gerçek Kaynağı’ndan gelen titrek bir Işık’la parlıyordu. Güç, Cild’inde sessiz nabızlar halinde dalgalanmıştı.


“İşte buradayız, Küçük Bobby,“ dedi, Sonsuz Zincirler’de yüzen Binler’ce Siyah Tabut’u izlerken, yavaşça dönerek. “Yemekler’le dolu, Kutular’a kilitlenmiş bir yer.“


Yine güldü.


“Tabii ki yavaşça yemek yemek gerekir. Ama bu Hapishanede’ki Her Şey’i Yutar’sa Varoluş ne elde edebilir? Bu’nu, iki Katlanmamış Olan’ın bu kadar aceleyle dışarı çıkmasına neden olan Sır’la birleştirirse... . Kendim’i gerçekten bir şey yapabilir miyim, Küçük Bobby?“


Gözler’i parladı.


Yıldızlar gibi parlamıyorlardı. Uzun zaman önce küle dönüşmüş eski fırınların sönmekte olan Közler’i gibi yanıyorlardı.


Bakışlar’ını aşağıya çevirdi.


“Önce, diğer Yaşayan Varoluşlar’ı bulmam gerek.“


Dil’ini şaklattı, gülümsemesi genişledi.


“Ama bu tek başına zor. Buradaki tüm Katlar Yaşayan Paradokslar tarafından yönetiliyor. Etrafta dolaşan çok fazla Yaşayan Köken yok. Yaşayan Ruhlar da yok. Yaşayan Elementaller de yok.“


Ayaklar’ı havalandı, Vücud’u tembelce havada süzüldü. Kaçınılmazlık, sadık bir gölge gibi yanında yükseldi.


“Zor, Küçük Bobby. Önümüzdeki yol zor,“ dedi, Ses’i sessizdi. “Ama zor olan şeyler, sahip olmaya değer şeylerdir. Önce Hapishane’den başlayacağım.“


Kaçınılmazlığ’ın kahkahası arkasında çığlık attı. Açlık Çığlığ’ı.





Paradoksal Hapishane’den uzakta, Thauron’un karanlık kıvrımlarından ve mırıldanmalarından uzakta, başka bir hareket kıpırdadı.


Paradoksal Hapishane’yi Sınırlayan Sınır’ın Ötesi’nde, Nullvein Mezarlığ’ın Kıvrımlar’ında.


Bu, Peçeli Güneş Katlar’ı idi. 


Gölgenin altında, Nullvein’in eğriliğinin Sonsuz alacakaranlığında, Güneş Katlar’ı sessiz, doğal olmayan Altın bir Işık’la parlıyordu.


Ve orada, Işıksız Uzay’ın Kıvrımlar’ında gizlenmiş, haç şeklindeki Yaşayan Köken Labirent’i bir kez daha açılmıştı. 


Labirent, Köken’in yapılandırılmış Rünler’iyle nabız gibi atıyordu. Salonlar’ı Sonsuz’ca dallanıyordu, Taş’tan değil, Gerçekliğ’in ve Varoluş’un İplikler’inden oyulmuştu - Uzay, Hafıza ve Zaman’ı Aşıyor’du.


Girişin yakınında, Usta Hannibal bir kez daha geldi. Yüz’ü örtülüydü. Gözler’i kısılmıştı.


Arkasından, Varoluşsal Boyutsal Kafesler’i bastırarak, Örtülü, Mannafolds ve Kronosekt’inden gelen Güçler geliyordu. Fısıltılar gibi, Düşünce’nin kenarında kayan pişmanlıklar gibi hareket ediyorlardı. İçeri sızdılar. Fark edilmeden.


Bu yeri çevrelemek için gelen birkaç Varoluş Usta’sı, yanlış bir şey olduğunu hissetmemişti!


Labirentn içinde.


Labirent’in En Derin Odalar’ının Kıvrımlar’ında, sıradan kaşiflerin ulaşabileceği yerlerin Çok Ötesi’nde, iki Yaşayan Köken Torun’u sessizce tartışıyordu.


Erkek, uzun boylu ve düşünceliydi, Cild’inde Saf Dokuma’nın izleri hafifçe belirgindi.


Eş’i olan Kadın, Noah’ın Taklit Mutasyon’a Uğramış Kaçınılmazlığ’ı yenmesini gösteren yavaşça kararan İllüzyon ekranına Gözler’ini kısarak, merakla başını eğmişti! 


Yanlarında, bir Peri benzeri Yaratık, Kılavuz olduğu için Köken Işığ’ından Kanatlar’la uçuyordu.


“Bu Kat Sakinler’i“ Dedi Kadın, Ses’i zengin ve meraklıydı. “Onlar, Yaşayan Paradokslar’ın gözetimi altındaki bölgelerden geliyorlar, değil mi?“


Erkek, iç geçirmişti. 


“Evet,“ dedi, tekrar onaylayarak.


Kadın solan görüntüye doğru eliyle işaret etti.


“Ve yine de, Köken yoluna düzgün bir şekilde başlamadan önce, bir Kaçınılmazlığ’ı Yendiler mi?“


Adam, sessiz kalmıştı. 


Kadın gülümsedi. Parlak ve aç bir gülümseme.


“Daha fazlasını bilmek istiyorum.“


Adam, başını salladı.


“Yaşayan Paradokslar’la uğraşmak asla kolay bir iş değildir,“ dedi. “Ve son zamanlarda... Köken’in Kıvrımlar’ından Çekirdek Köken Torun, bir şeylerin değiştiği konusunda uyarıda bulundu. Paradokslar huzursuzlanıyor. Bir şeyler değişti.“


Kadın, elini sallayarak, O’nu reddetmişti! 


“Uyarılar’dan ibarettir. Bu’nu gerçekten görmezden gelecek misin? Varoluş Ustası bile olmayan, daha yeni İnisiye olmuş bir Kat,Sakin’i, Kaçınılmazlığ’ı yenmiş? Araştırmak istemiyor musun?“


Adam ilk başta cevap vermemişti. 


Kadın, öne eğilerek, O’nu ikna etmeye çalışmıştı.


Adam, Gözler’ini kapatmıştı. 


“Onların girdiği bölgeye Dokumalar’ımı genişleteceğim,“ dedi sonunda. “Paradoksal Varoluş’un Katlar’ını nasıl koruduğunu göreceğim. Sonra karar vereceğim.“


Kadın, ellerini çırptı.


“Yap, yap!“


Adam, elini uzattı.


Peri benzeri Yaratık aşağıya doğru süzüldü, Parlaklığ’ı yoğunlaştı. Avucunun içine yerleşti.


Parmaklar’ını O’nun etrafında kapattı. Nefes aldı.


Ve Varoluş’u dalgalandı.


Karmaşık Dokumalar, hayalet ışığı gibi ondan uzanarak, Katlar boyunca uzanan görünmez kumaşların içinde kayboldu.


Sessizlik.


Sonra, bir nefes sonra, Gözler’i birden açıldı. Yüzünde bir kaş çatma belirdi.


“Ne oldu?“ diye sordu kadın.


Ses’i sessizdi.


“Ben... Yaşayan Paradoks’un şu anki etkisini hissedemiyorum,“ Dedi.


Kadın, Gözler’ini kırptı.


“Yani, bu Kat Sakinlernin geldiği Katlar... İzlenmiyor mu?“


Böyle bir şey saçma olurdu, değil mi?


Yavaşça başını salladı.


“Paradoks tarafından değil. Şu anda değil.“


Peri, sanki kafası karışmış gibi bir kez titredi.


“Bu,“ diye fısıldadı Kadın, sesinde şaşkınlık vardı, “ilginç.“


Gülümsemesi genişlemişti 


“Paradoks Katlar’ının neden boş olduğunu görelim mi?“


Cesur bir fikir. Bu sefer... Reddedilmeyen bir fikir!


Sahib’inin keskin bakışlarından yoksun bir Katlar. 


Sahib’inin keskin bakışlarından yoksun bir Hapishane!


Belki de Ânlık bir şeydi. Belki de tesadüftü.


Ama elbette, bundan çok büyük bir şey çıkmazdı, değil mi?


Değil mi?!


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


3827   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   3829