Sessizlik oldu. Rahatsız edici ve acı bir sessizlik.
Sigrid, tek elini kaldırdı. “Biz’i rahatsız etmeyin.“
Beyaz-Altın Reng’i bir ışık parmaklarından döküldü ve Onlar’ı diğerlerinden ayıran Lutsal bir Parlaklık Kubbes’ini oluşturdu. Işık, Onlar’ı çevrelediği anda sönükleşti ve İkili’yi sessizlikten daha sessiz bir Şey’e sardı.
Noah, hareketsiz kaldı.
Gözler’inin, Baş’ının üzerindeki Rün’e düştüğünü izledi. O, henüz anlamadığı bir Hüzün’le O’na bakıyordu.
“Ben... Sen’i istemeden işaretledim,“ Diye mırıldandı. “Bu’nun için... Özür Dilerim.“
Yavaşça Baş’ını salladı, hareketi yumuşaktı, Çelişki yoktu.
“Sigrid,“ Diye sessizce söyledi, “İyi misin?“
Bir zamanlar Çok Güçlü, bir zamanlar çok gizemli olan Gözler’i titremişti!
Ve sonra, beklenmedik bir şekilde, gülümsedi. Dudaklar’ının Kıvrım’ı neşe değil, Keder taşıyordu.
“Bana bir şey söyle.“ Ses’i artık daha yumuşaktı. “Sen, iyi bir... Varoluş musun?
Sorusu yapmacık değildi. Bir Yargı değildi. Bir ihtiyaçtı. Bir dilekti.
Noah, O’na baktı. Ruh’unun dinginliği bozulmadı.
“Hayır,“ diye cevapladı, Gözler’ini kırpmadan. “Ben iyi bir Varoluş değilim.“
Gözleri bu cevaba karardı.
Ama o henüz bitirmemişti!
“Ben kötü bir Varoluş da değilim,“ Diye devam etti. “Ben, sadece Quintessential’im.“
WAAAAAAA!!!!!
Hava Durum’unu bildirir gibi konuşmuştu!
“Noah Osmont. Quintessential.“
Sigrid’in Bakışlar’ı birkaç saniye daha üzerinde kaldı. Sanki O’nda adlandıramadığı bir şey arıyormuş gibi. Son’unda nefes verdiğinde, Nefes’i titriyordu.
“Sen’i anlaşılmaz bir karmaşaya sürüklediğimi söylemek istiyorum...“ Dedi, sesi gergindi, “Ama Sen’in Varoluş’un, Sen’in Varoluş’un da aynı derecede Sıradışı. Sen’in, Ben’im parçaladığım, mühürlediğim Şey’i uyandırman...“
Baş’ını sallarken, parmaklarını büktü.
“Gelecek olana hazırlanmak için,“ Diye fısıldadı, “Öncesinde olanları anlamalısın.“
...!
El’i yükseldi. Avucunda ışık parladı.
Parlak Beyaz bir Küre orada süzülüyordu - Güç’le Dokunmuş, Her Bir İpliğ’i Kutsal Hatıralar’la uğuldayan.
Bir Kayıt.
Büyük bir Kayıt.
Noah, uzanıp, O’nu aldı, Işık Su Durgunluğ’a karışır gibi içine süzüldü.
Ve Zihni’nde... Bir Deniz açıldı.
—
Beyaz.
Sonsuz.
Saf ve Sarsılmaz Yaşayan Köken Otoritesi’nin Okyanus’u.
Bu Okyanus’un içinde bir Kadın yüzüyordu.
Anlaşılmaz Derece’de Güzel’di.
Yüz Hatlar’ı Katlar gibi dinginlik taşıyordu. Beyaz Cüppe’si Mükemmel bir şekilde Vücud’una yapışmış, Saçlar’ı Kutsal bir Peçe gibi sırtına dökülüyordu.
Etrafında Ağaçlar vardı.
Devasa, Kutsal Beyaz Ağaçlar, Damarlar gibi Okyanus’un üzerinde uzanıyordu ve Düzineler’ce Çark Büyüklüğünde’ydi.
Dallar’ında, Varoluş’un Aşkınlık Çarklar’ı duruyordu, Amaç’tan yapılmış bir Saat mekanizması gibi yavaşça dönüyordu.
Bu, Beyaz Okyanus’ta yalnız değildi.
On binlerce Figür O’nun etrafında yüzüyordu, her Bir’i muazzam bir Güç yayıyordu.
Yaşayan Kökenler.
Hepsi, sessizce O’nu izliyordu.
Gözler’i acımasız değildi.
Ama daha kötü bir şeyle doluydu.
Amaç.
Kadın, hafifçe kaşlarını çatarak, döndü. Hepsi’ni tanıyordu. Onlar, O’nun ailesiydi. Soy’uydu. Hepsi, Beyaz Yaşayan Köken’den doğmuştu. Kökler’iydi.
Ama bir şeyler ters gidiyordu.
Gözleri O’nu görmüyordu.
O’nun ne olacağını görüyorlardı.
Bir Adam öne doğru yürüdü, heybetli bir duruşu vardı, Işık Kanatlar’ı sırtında Katlanmış’tı.
“Kızım,“ dedi, Yüz’ünde eşit ölçüde sevgi ve Keder vardı. “Katalizör bulundu. Zaman’ı geldi.“
Gözler’ini kırptı, omurgasını bir ürperti sardı.
“Katalizör mü?“ Ses’inde ihtiyat vardı. “Kraliyet Kökenler’i çok agresif bir şekilde arıyor. Onlar’ın Yargılar’ına güvenmiyorum.“
Baba’sı Baş’ını salladı. “Onlar, Biz... Her Şey’i bir amaç için yapıyoruz.“
Gözler’ini kısarak baktı. “Bir Amaç mı?“
“Başlangıc’ımız için.“
Yaklaşarak, El’ini omzuna koydu.
“Senin Aracılığ’ınla... O’nu geri alacağız. Senc Tohum’sun. Sen’in aracılığınla Düzen Yeniden Uyanacak.“
Kalbi atladı.
“Düzen mi?“
Baş’ını salladı. “Kraliyet Kökenler’i tüm sonuçları gördü. İçinde uyuyan Düzen’in Kalıntısı’nı uyandıracak tek bir Katalizör var.“
Geri adım attı. “Nedir O?“
Babası’nın Gözler’i parladı.
“Tüm Soy’unun Son’u... Başlangıc’ından akıyor.“
Ses’i, eski bir Ayin’i okurmuşçasına derinleşmişti!
“Başlangıcımız’ı Miras Almalısın, Küçük Bundle. Tüm Soyumuz’un Başlangıc’ını.“
Korku dolu bir titreme Vücud’unu sarsmıştı!
“Bu... Delilik. Kim böyle bir çözüm önerdi?!“
“Düzen,“ Baba’sı Baş’ını salladı ve fısıldadı, “Sonlar’dan gelir. Kaos’tan. Yıkım’dan, eğer yönlendirilir ve tamamlanırsa. Yıllar önce Yaşayan Paradoks tarafından yapılan Yıkım sadece Doğa’nın bir parçasıydı, Yeniden Kurulmadan önce bir ön koşuldur. Düzen, her zaman o Yıkım’dan geri dönmek için Yaratılmış’tı.“
HUUM!
Ses’i alçak ve saygılı hâle gelmişti ç
“Ve Biz, O’nu yönlendireceğiz.“
“Hayır...!“ Diye fısıldadı.
Döndü. Ayaklar’ı uzaktaki iki siluete doğru kaydı - Anne’si ve İkiz’ine.
Kız Kardeş’i!
Anne’si gülümsedi.
Sıcak.
Bilge.
“Anne... lütfen,“ Dedi. “Onlar’ı dinlemek zorunda değilsin. Sen, Kraliyet Kökenler’ine ait değilsin!“
Anne’si öne çıktı ve yanağını avuçladı.
“Kimse Biz’i kontrol edemez.“
“O zaman neden?!“
Annesi’nin Ses’i titredi.
“Bu’nu Sen’in için yapıyoruz. Ben’im Amac’ım.“
Bu Sözler O’nun içinde bir şeyleri parçalamıştı.
Baba’sı da onlara katılmıştı.
“Umarız bize kızmazsın. Başkalar’ına da kızmamalısın. Sana Her Şey’i veriyoruz. Her Şey’imizi. Amac’ımızı.“
...!
Nazikçe gülümsedi.
“Sana Başlangıc’ımızı veriyoruz.“
Ve sonra...
Diğerlerine döndü ve ciddileşti. Ağır. Parlak!
“Kalbi’ni ver.“
BOOM!
“Amac’ını ver!“
BOOM!
“Ver... Başlangıc’ını, Her Şey’ini, Düzen’in görkemli Yükseliş’ini başlatmak için!“
BOOM!
Okyanus, Alev aldı.
On binlerce Yaşayan Köken Beyaz Alevler’e dönüştü. Başlangıçlar’ı, Takımyıldızlar’ından koparılan Yıldızlar gibi Göğüsler’inden sökülüp, alındı.
Alevler, O’na doğru uçtu.
O, Çığlık attı.
“Hayır!“
Durmadılar.
Anne’si. Baba’sı. Teyzeler’i ve Amcalar’ı. Kuzenler’i. Akıl Hocalar’ı.
Hepsi. Hatta Asal Yaşayan Kökenler. Birkaç Tane’si... Hatta Onurlu olanlar.
Ve O’na bunu gerçekten yapmak istemediğini söyleyen bir Korku izi. Öyleyse neden yaptı?!
BOOM!
Ve Kız Kardeş’i de yanmaya başladı.
Sigrid, çığlık attı.
“DURUN!“
Ama kimse dinlemedi.
Ve son Alev O’nu doldurduğunda...
Tek bir Şey vardı.
Sessizlik.
Ağlamalar’ı Beyaz bir Boşluk’ta yankılandı.
Dokumalar’ı Parçalan’dı.
Soy’u sona erdi.
Ve o kaldı.
Amaç Demet’i.
İçindeki Sonsuz Boşluk... Tüm Soy’unun Başlangıc’ını barındırdığında, nihayet dolmuştu!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.