Yukarı Çık




59   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   61 


           
Windknight’s Lot şehrinde, yaralarımı iyileştirdim ve güç kazandım.
Aynı zamanda oradaki hapishaneden mahkûmları ve mezarlardan suçluların cesetlerini kullanarak zombilere dönüştürdüm. Güçlü hizmetkârlar yaratıyordum.

Ama sadece bununla kalmadım.
Yapmam gereken başka şeyler de vardı.

Yani, insan deneyleri.

“Taş maskenin” olasılıklarını araştırıyordum.
Ölümsüzlük olasılığını.

Yine de, o zamana kadar taş maskeyi başkaları üzerinde denememiştim.
Bir daha da böyle bir deney yapmadım.
Çünkü taş maskeyi takma ayrıcalığının sadece bana ait olması gerektiğine karar verdim.

Bu bir önlemden çok, doğal bir sonuçtu.

Ben ölümsüz bir vampir olsam da, eğer benim gibilerden çok olsaydı, bu özel bir şey olmaktan çıkardı.
Zirvede olan şey, sadece bir tane olduğu için güzeldir.
Ben de bunu düşünüyordum.

Yaptığım deneyler arasında örneğin şunlar vardı:
— Bir insanın kafasını bir köpeğin vücuduna, ya da tam tersine bağlamak.
— Bir zombiyi yaşayan bir insanın vücuduyla birleştirmek ve tersini yapmak.
— Cesetlerin içine yılanlar yerleştirmek… gibi şeyler.

İlk bakışta bu deneyler korkunç oyunlar gibi görünebilir ama ben kesinlikle oyun oynamıyordum.
Ve o deneyler gerçekten meyvesini verdi.

Benim vampir kafam ile Jonathan’ın insan bedeni arasındaki “füzyonun” başarıya ulaşmasının sebebi, işte o çok sayıdaki deneydi.

Deneylerim hayat buldu.

Jonathan Hamon gücünü üzerime gönderdiğinde, kendi kafamı hiç tereddüt etmeden kesebildim.
— Çünkü daha sonra bir başkasının bedenini ele geçirebileceğime dair bir kanıtım vardı.

Hamon uygulanmış olan kendi bedenimi gözümü kırpmadan feda edebildim.

Ve dürüst olmak gerekirse, herhangi birinin bedeni işimi görebilirdi.
— Jonathan’ın bedenini almam gerekmiyordu aslında.

Eğer sıradan bir insanın, zayıf bir bedenini ele geçirseydim,
belki de 100 yıl boyunca denizin dibinde mühürlü kalmazdım.
— Ama ben bunu yapmadım.

Bunu çok iyi biliyor olmama rağmen, yine de o bedeni istedim.

Jonathan Joestar’ın bedenini.

Onu çok ama çok istedim.
— Düşmanım Jonathan Joestar’a o kadar büyük bir saygı duyuyordum o zamanlar.

Özellikle onun bedenine.

O bedeni kendi bedenim gibi görüyordum.

Bu yüzden — onu ele geçirmeye çalıştım.

Bir “alan” (taker) olarak, onu alacağım dedim.

Ve sonuç olarak, bu düşüncede yanılmadığımı gördüm.
— Bu bedene biraz daha uyum sağlarsam, kesinlikle “ben” olacağım. Başkası değil, sadece ben.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


59   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   61