Tiranlığ’ın ardından, Noah’ın Zihni, son ikisi de Kendiler’ini ifade ederken, uğuldamıştı!
|Rafine Edilmiş Erken Yaşayan Varoluşsal Yağma Glif’i|:: Yağma, değerli olan Her Şey’in nihayetinde Onlar’ı Talep Etme Güc’üne ve Bilgeliğ’ine sahip Olanlar’a ait olduğu gerçeğidir. Bu Hırsızlık değildir. Bu, Varoluş’un Doğal Düzen’inin Kendi’ni gösterdiği, Güçlüler’in zayıflardan aldıkları, Zekiler’in aptalları alt ettikleri, Hak Edenler’in her zaman Hak Ettikler’i Miras’ı aldıkları Durum’dur. Bu Glif, Şu Ânlık Bir Mil Yakınlık içindeki herhangi bir Düşman veya Tarafsız Varoluş’tan sessizce Otorite Emme Yeteneğ’i Verir, Onlar’ın Güc’ü, Onlar’ın Bilgi’si olmadan size doğru akan Sonsuz Saf Ganimet Kabarcıklar’ı oluşturur. Bu Pasif edinim, Karmaşıklık ve Saflık Katsayılar’ınızı sürekli olarak artırırken, aynı zamanda Potansiyel tehditleri Temel Otoriteler’ini kademeli olarak tüketerek, zayıflatır. Bu Glif’in aktif kullanımı, neredeyse Tüm Ganimetler’i bilinmeyen bir Faktör’le Çoğaltabilir ve Geliştirebilir.
|Rafine Erken Yaşayan Varoluşsal Yükseliş Glif’i|:: Yükseliş, Sıradanlığ’ın Üstünde Üstünlüğ’ün kaçınılmaz Yükseliş’i, Olağanüstü Olan’ın Sıradan Olan’ın Üstünde doğal Yükseliş’idir. Bu, yalnızca kişisel gelişimi değil, büyüklükle ilişki kurarak, Başkalar’ını da Yükseltme Kapasitesi’ni kapsar. Bu Glif, tüm Dönüşümler’i Ân’ında Beş kat daha Hız’lı ve daha etkili hale getirir, ancak Yükseliş tek başına bir Kavram değildir. Bazı Varoluşlar’ı Yükselişçi olarak seçebilir, Kendi Varoluş’unuzun yeterince Hız’lı İşleyemediği Büyümeyi Paylaşabilir ve seçtiğiniz Alıcılar’a dağıtabilirsiniz. Bir Yükselişçi, Karmaşıklık ve Saflık’ta On Milyon İşaret’ine ulaştığında, normal gereklilikler olmadan herhangi bir Osmont Kulesi’ni Ân’ında kurabilmenizi sağlayan bir Yükseliş Varoluş İşaret’i alırsınız. Ek İşaretler, Elli Milyon ve Yüz Milyon Katsayı’sı Seviyeler’inde kazanılır. On İşaret, herhangi bir Osmont Kulesi’nin Ân’ında ikinci Aşaması’na ulaşmasını sağlar...
...!
Noah, kazandıklarının Anlam’ını kavradıkça, doğan Tiranlığ’ın parlaklığıyla Gözler’i ışıldamıştı!
Keşfetmek istediği o kadar çok uygulama, bu yeni yeteneklerle yapmak istediği o kadar çok deney vardı ki!
Sadece Yağma’nın Glif’i bile her karşılaşmayı bir ilerleme fırsatına dönüştüreceğine söz verirken, Tiranlık O’na normal Sınırlar’ı Aşan bir doğrudanlıkla Gerçekliğ’e ve Varoluş’a İradesi’ni dayatma imkanı verecekti.
Ancak bu yeni Dokumalar’ı keşfetmeye kendini tamamen kaptırmadan önce, dikkatini daha acil meselelere çeken hafif bir dürtü hissetmişti.
Heidrun, genellikle kibirli bir memnuniyetle güneşlendiği Kutsal Sonsuzluk Totemi’nin sıcak ışığından ayrılmıştı.
Muhteşem Keçi, daha önce hiç görmediği bir yoğunlukla parlayan Gözler’le O’na yaklaşıyordu, tüm tavırları, her zamanki İmparatorluk küçümsemesini Aşan bir heyecan yansıtıyordu!
O yaklaşırken, acil dikkat gerektiren bir Şey’in acil parıltısıyla başka bir Uyarı belirivermişti!
>Heidrun, Aeternitas Concordia’daki Varoluş’unun Dokumalar’ı aracılığıyla, O’nun inceliği olan bir Şey’i hissediyor!>
WAA!
“Ho?“
Heidrun kadar muhteşem bir kibirli Varoluş’un dikkatini ne çekebilirdi ki?
Keçi’bin standartları o kadar yüksekti ki, Moiraine’nin değerini bile kayıtsız bir küçümsemeyle reddetmişti, ancak Aeternitas Concordia’nın uzak köşelerinde bir şey O’nun ilgisini harekete geçirecek kadar uyandırmıştı.
>Heidrun Gözler’ini ödünç almak ve diğer Beden’in aracılığıyla koklayabildiği lezzeti sana göstermek istiyor.>
...!
Bu korkunç, seçkin, Erken Yaşayan Kara Canlı’sı gerçekten anlaşılmazdı - Bir Keçi, Kendi’si kadar Karmaşık Bir’inin Gözler’ini nasıl ödünç alabilirdi?
Daha da şaşırtıcı olanı, diğer Beden’i aracılığıyla, en sevdiği Lezzet’in Kokusu’nu nasıl algılayabilirdi?
Gözler’ini O’nun parlak Vücud’una çevirdi, saf beyaz kürkünün, sanki sıkıştırılmış Yıldız ışığından oyulmuş gibi görünen, Erken Saatlerde’ki Örtülü Kıyı’nın Altın Reng’i Işığ’ını yakalayıp, yansıttığını görmüştü!
Kristal gibi Gözler’inde, belki de beklenti olan bir şey gördüğünde, Gözler’i hayretle dolmuştu!
Bir Ân düşündükten sonra Baş’ını sallamıştı.
Bir sonraki anda, Heidrun’un Gözler’i, Varoluş’un Dokusu’nu delip, geçen içsel bir parlaklıkla alevlenmişti!
---
Aeternitas Concordia’da, Noah’ın Baş’ı, aniden Dışsal bir İrade tarafından etkilenmiş Bir’inin keskin hassasiyetiyle dikkatini çekmişti.
Hareket o kadar Âni ve önceki rahat gözlemlerinden o kadar farklıydı ki, Sigrid sessizce kaşlarını kaldırarak, soru sormuştu.
Ancak endişesini dile getirmeden önce, Noah kararlı bir şekilde hareket etmeye başlamıştı ve adımları O’nu Altın yol boyunca ileriye götürüyordu.
Heidrun’un etkisini Gözler’inin arkasında hafif bir baskı gibi hissedebiliyordu, Bilinc’i, muhteşem Empyrean Çarşısı’nın Genişliğ’inde Bakışlar’ını oraya buraya yönlendiren ince öneriler sunuyordu.
Bu His ne rahatsız edici ne de rahatsızlık vericiydi, daha çok, bilmediğiniz bir bölgede gezinirken, bilgili bir Rehber’in kulağınıza yol tarifini fısıldaması gibiydi.
Sigrid’in El’ini bilinçsiz bir samimiyetle tutan Noah, meraklı küçümseme ile açık düşmanlık arasında değişen ifadelerle onlara bakmaya devam eden kalabalık insan topluluğunun arasından geçmesine izin vermişti.
Rehberlik sonunda Onlar’ı Altın yoldan yükselen ilk devasa Lule benzeri binalardan Bir’inin önüne getirmişti!
Ancak dikkatlerini çeken Kule kendisi değildi, zemin katında uzanan Parlak Bahçe’ydi, Kendi Anlaşılmaz ihtişamıyla nabız gibi atan, özenle yetiştirilmiş bir Cennet’ti!
Bu botanik harikanın merkezinde, Yüzey’i kristalize Güneş Işığ’ından yapılmış gibi görünen Parlak Altın bir Taht duruyordu.
Bu Güç koltuğunda, Varoluş’u ile etrafındaki Bahçe’yi dönüştüren Canlı bir Elemental uzanıyordu.
Altın Alevler, sadık Evcil Hayvanlar’ı gibi O’nun etrafında dans ediyordu, hareketleri, Mutlak Otorite’nin rahat kibriyle uzanmış olan O’nun Nefes’inin ritmine uyumluydu!
Ancak Noah’ın gelişmiş algısını aniden ilgiyle dolduran, Taht’ın altındaki Çimler’di.
Bu Bitki, daha önce gördüğü hiçbir Şey’e benzemiyordu, Her Bir Yaprağ’ı Altın Yeşil’i bir parıltıyla ışıldıyordu!
|Auric Vitae Çim’i|:: Bu Olağanüstü Bitki, Tezgâh’a giden bilinmeyen bir Kapı Alan’ından geliyordu ve yok edilmeden önce Saf Yaşam Güc’üyle doldurulmuş bir Kaçınılmazlığ’ın cesedinde yetiştiği keşfedilmişti. Çim, Hücresel Yapısı’nda Kaçınılmazlığ’ın Varoluş’unun Yoğunlaşmış Öz’ünü taşıyor ve Mükemmelliğ’e yakın bir Şey’e dönüştürülmüştü. Auric Vitae Çim’e yakınlık, tüm ilerleme Biçimler’ini Üç Kat Hızlandırır’ken, tüketilmesi, Varoluş’un Karmaşıklık Katsayısı’nın bir Kısmı’nı Saflık Katsayı’sı ile değiştirme ve tersini yapma gibi olağanüstü bir Yetenek kazandırırdı - Bu dönüşüm, Kişisel gelişimde benzeri görülmemiş bir esneklik sağlardı...
WAA!
Noah’ın Gözler’i parlamıştı!
Not: Ne diyeceğimi bilemiyorum. Otorite’yi de artık emebiliyoruz. Yani Enerji’yi. He Saf Enerji’yi değil Mana gibi ama Otorite de Enerji olduğu için bir nevi Artık istediğimiz kadar Enerji’yi Emebiliyor’uz.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.