Onlar, her zaman var olduklarına karar vererek ortaya çıktılar, Onlar’ın gelişi, Ân’i Tezahürler’ini barındırmak için Tarih’i Yeniden Yaz’dı!
Onlar’ın Büyük Paradoksal girişi, tüm Varoluşlar’ı... Öl’ü ve Yaşayanlar’ı, dikkatlerini gökyüzüne çevirmeye neden oldu.
Bu İmkansız topluluğun ön saflarında, Birikmiş Otoritesi’nin büyüklüğüyle dikkat çeken bir Figür uçuyordu.
O, başkası değil... Diviticus’tu.
Lanet olası Diviticus!
Diviticus, artık sadece Onur’lu değil, Dük rütbesine yükseltilmişti!
Vücud’u parlak beyaz ve siyah bir ışıltıyla yanarken, Varoluşsal Paradoks Güzel Yüz’ünde doğrudan etine kazınmış korkunç bir Glif’i andıran çekici bir dövme vardı.
Bu işaret kendi iç ışıltısıyla nabız gibi atıyordu. Bu sadece bir süs değil, O’nun özüne kalıcı olarak Entegre Olmuş Otorite’nin Tezahür’üydü!
Dük Diviticus’un arkasında, Yaşayan Paradoks’um bir araya gelen Güc’ü, tarih kitaplarında yer alan en görkemli Fetih ordularıyla boy ölçüşecek bir görüntü oluşturdu.
Dük Elagabalus, Güc’üne hiç kimse karşı çıkamamış Bir’inin Kendi’ne özgü rahat kibiriyle süzülüyordu. Obsidiyen-Altın Reng’i Saçlar’ı sıvı metal gibi akarken, Cüppe’si, Işığ’ı Paradoksal bir şekilde Emip, yansıtıyor gibiydi.
Onur’lu Altın, eski bir asaletle konumunu korumuştu.
Diğer korkunç Yaşayan Paradoks Dükler’i de düzenli bir şekilde sıralanmışlardı!
Ancak tüm bu muhteşem ve olağanüstü Yetenek gösterilerinin arkasında, sessizce duran, kıyaslandığında neredeyse sıradan görünen bir Figür vardı... Görünüş’ü, Kendi Anlayış’ının Çok Ötesi’nde yerlere dolaşmış bir Dilenci,den daha tehditkar olmayan bir Adam.
Bu, Dük Schrodinger’dı ve Düzen’in en arkasında bulunması, Varoluş’un Temel Doğas’ını Yeniden Şekillendirmek için adanmış bir demirci ocağından yayılan ısı gibi, konumundan yayılan derin tehlike hissini hiç azaltmıyordu!
O geldiği Ân’da, Noah tehlike duyularının paniğe varan bir yoğunlukla tepki verdiğini hissetmişti. Diviticus O’na tehlike hissettirmiyordu. Onur’lu Altın veya diğer Paradokslar da öyle. Öyleyse neden arkadaki o Dilenci’den muazzam bir tehlike hissediyordu?
Yaşayan Paradoks liderliğinin bu şok edici girişinde, Diviticus Varoluş’u tanıyarak, sarsan hareketlerle öne çıktı.
Birçok Dük’ünkini gölgede bırakan korkunç bir Âura, O’nun dönüşmüş hâlinden fışkırdı. Boyutlar arasında yankılanan Ses’iyle kükrerken, ortaya çıkan Ölüler’e tehditkar bir hassasiyetle çarpan Sıkıştırılmış İmkansızlık dalgaları patladı.
“Ben! DIVITICUS! GELDİM!“
Bu ilan savaş Alan’ında yankılandı, her kelime, başkalarının şu anda bilmediği yöntemlerle dönüştüğü Her Şey’in Sıkıştırılmış Öz’ünü içinde taşıyordu.
Tamamen Kendisi’ne ait olmayan bir Güç’le!
BOOM!
O’nun bulunduğu yerden kıyamet gibi bir darbe patladı, sadece O’nun Varoluş’unun şok dalgası, Varoluş’un genişleyen yırtığından ortaya çıkmaya çalışan üç İlkel Ölüm’ü geri püskürtmeye yetti.
Diğer Dük düzeyindeki Paradokslar, Kendi Paradoksal Otorite Denizler’ini dışa doğru yayarak, çözemeyecekleri veya kaçamayacakları Çelişkiler içinde Son’un Yaratıklar’ını boğmaya çalışan, üst üste binen İmkansız Güç Alanlar’ı yarattılar.
Paradoksal Otorite, çatışma boyunca defalarca kanıtlandığı gibi, Öl’ü Varoluşlar’a karşı en etkili yöntemdi.
Gelen Paradokslar, Koordine’li İmkansızlık uygulayarak, İlkel Ölümler’i sistematik olarak Yırtığ’a geri itti ve birleşik çabaları, Dükler’le Güç açısından rekabet eden Varoluşlar’ı, hayatın hâlâ var olmaya cesaret ettiği Alemler’den geri çekilmeye zorladı.
Ancak, Üstün Yeteneğ’in gerçek göstergesi, oluşumlarının arkasından gelen Dilenci’ye benzeyen Figür’ün Yırtığ’ın merkezinde ortaya çıkmasıyla gelmişti.
Duke Schrodinger, Normal Algı’nın Algılayamayacağ’ı kadar ince bir Otorite’yle parıldayan Boşluğ’u parmakları arasında sıkıştırarak, rahat bir hassasiyetle El’ini kaldırmıştı.
Bu basit hareketi yaparken, Ses’i savaş Alan’ını, kaçınılmaz bir Sonuc’u bildiren Bir’inin sakin hassasiyetiyle doldu... Neredeyse sıkılmış gibi bir Ses’le!
“Eşzamanlı Gerçekler’in Kırılan Ayna’sı. Çelişkili Kesinlikler’in Kab’ı. Birleşik Muhalefet’te var olmak ve yok olmak. Tüm Olasılıklar’ı tek bir seçime indirgemek. Belki ve Asla’nın dans eden Gölgeler’i. İmkansız Kararlar’ın Quantum Taht’ı. Kesin Belirsizliğ’in Kendi’ni Yalanlayan Tac’ı. Birleşmek. Çelişmek. Paradoks’un Bilgeliği’ni kabul etmek ve seçtiğim Varoluş’a boyun eğmek. Tüm Olasılıklar’ın eşzamanlı olarak var olduğu durumda, bu yaranın...Hiç açılmamış olduğu Olasılığ’ını seçiyorum. Öyleyse. Varoluş... Ben’im seçimime uy.“
...!
HUUM!
Bir tutam boşluk. Rahat bir güvenle söylenen kısa bir Söz.
Ve yine de bir sonraki Ân’da, Neden ve Sonuç hakkındaki tüm varsayımları sorgulatan bir Hız’la...
WAP!
Yırtık Ân’ında bile olmadan Kendi’ni kapattı, Varoluş Paradoksal komuta yanıt vererek, yaranın başından beri hiç var olmamış olduğuna karar verdi. Uzay-Zaman, Olaylar’ın bu Yeni Yorum’una uyum sağlamak için Kendi’ni Yeniden Düzenledi ve devasa yırtık ortadan kayboldu!
“...“
Birden fazla Dük’ün koordineli çalışmasıyla bile başaramadığını, sıradan bir hareketle başaran dilenci görünümlü Varoluş, Noah’ı anlaşılmaz bir ciddiyete sürükledi.
Dük Schrodinger Varoluş’u değiştiren müdahalesini tamamladığı Ân’da, Kadim Varoluş, Milyonlar’ca Yıllık Birikmiş dikkati tek bir Ân’lık odaklanmış incelemeye Sıkıştırmış gibi görünen hareketlerle döndü.
Gözler’i, çevredeki Alan’ı sarsacak kadar yoğun bir şekilde Moiraine’yr kilitlendi.
Sadece o da değildi. Dük Elagabalus, Onur’lu Altın ve canlı Dük Diviticus da O’na dönerek, soğuk bir hesaplama ile derin bir ilginin karıştığı ifadelerle O’na baktılar.
Onlar, O’nun... Ozymandias ile olan tek bağlantı olduğunu biliyorlardı! Muhtemelen Erken Yaratıklar’ın mirasını devralmış Biri’si!
O Ân’da, Diviticus soğuk yüzlü iskelet İlkel Öl’ünün üzerinde belirdi... orijinal istiladan geriye kalan tek Yaratık, Varoluş’u Işığ’ı engellemekten çok Emen gölgeler Yaratıyor’du.
Değişmiş hâlinden korkunç Obsidiyen Güc’ü sızarken, etrafındaki Yaşayan Varoluşlar’ı süzdü, Bakışlar’ı Koalisyon’un bir araya gelen Güc’ünü içine alırken, Ses’i savaş alanında bir bildiri ağırlığıyla yankılandı.
“Görünüşe göre...“ Dedi, Varoluş’un Kendi’si daha yakından dinlemek için eğilmesine neden olan sakin bir kesinlikle, “Yaşayan Paradokslar’ın da Katmanlar Boyunca Yönetimin Masası’nda bir yer edinme zamanı geldi.“
Bu Sözler’i, bu eşi görülmemiş kararı izlemek için toplanan diğer Yaşayan Varoluşlar’a doğrudan bakarak, söyledi.
Özellikle Moiraine’ye bakarak,mkonuştu.
O’nun girişi ve Paradokslar’ın birleşik bir Güç olarak girişi, tam anlamıyla muhteşemdi. En büyük kriz Ânında ortaya çıkmışlar ve en acil sorunları verimli bir şekilde çözmüşlerdi!
Şimdi, yırtık kapatılmış ve başlıca tehditler etkisiz hâle getirilmişken, geriye kalan tek şey Öl’ü Varoluşlar’ı temizlemekti ama işler daha da Karmaşık hâle gelmiş gibi görünüyordu!
Not: Düşünceleriniz Neler?
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.