Kabiliyetlerinin çok ötesinde olması gereken korkunç bir düşmanı yendikten sonra, Noah kendini tekrar tekrar bu Kavram’ı düşünürken buldu. Aklın’ı bu konudan alamıyordu.
Bu Zehir’li Bölge’de az önce başardığı şeyin yarattığı yıkımın ortasında dururken, kendini yukarıya, Sonsuz Açılım’ı oluşturan o kaynayan sislerin ve korkunç ortamların enginliğine bakarken, buldu.
Düşüncelerini sakin bir kesinlikle dile getirdi.
“Yol... Bütünsellik’tir.“
HUUM!
Sanki derin bir hakikate dokunuyormuş gibi, sanki Varoluş’un kendisi anlayışını kabul ediyormuş gibi Varoluş’u vızıldadı.
Tor, Noah’ın şanlı zaferinden sonra onun bunu söylediğini duydu ve tekrar yanında belirdi. Varoluş, sanki Noah kritik bir testi geçmiş gibi onu tepeden tırnağa süzdü.
“Evet,“ dedi Tor, dipsiz gözlerinde parlayan bir memnuniyetle. “Yol, Varoluş’un Varoluş’unu Yaşama Biçim’inin Bütünüdür. Sadece nasıl savaştığın değil, her şey.“
Elini genişçe savurdu.
“Varoluş’un konuşma şekli, yürüme şekli, yeme şekli, sıçma şekli, sikişme şekli, uyuma şekli, nefes alma şekli... Hepsi iddia ettiğin Hükümdarlığ’ın Temel Doğası’yla eşleşmelidir. Eğer Yol’un Açlık’sa, yaptığın her bir şeyde Bütünüyle Açlık duymalısın. Sadece Savaş’ta değil, sadece Düşmanlar’ı Tüketirken değil; Her Şey’de.“
Sesi muhteşem bir nitelik kazandı.
“Hükümdarlığ’ını,keşfetmeye daha yeni başlıyorsun, Yabancı. Varoluş Yol’unu meşru ve uygulanabilir şekillerde kullandıkça; Mesela Yol’unun doğrudan bir çatışmada diğer Yollar’a karşı koymasını sağladıkça, bu, kılıcını bilemek ve her darbede onu daha da keskinleştirmek gibi olacaktır.“
Noah’a yoğunlukla baktı.
“Kullanarak, Çatışarak, Uygulayarak, Varoluş Yol’un hakkında daha fazlasını idrak ediyorsun. Az önce savaştığın gibi, Varoluş’undaki o BU pırıltısıyla Yol’unu ortaya koyduğun bir savaştan sonra, şu anda Varoluş Yol’una karşı son derece algısal olmalısın.“
Tor’un gülümsemesi genişledi.
“Hatta sanki Varoluş’un zirvesinde duruyormuşsun gibi hissedebilirsin. Sanki Dokunulmaz, Yenilmez, Mutlak’sın. Bu, içinde bulunulması Eşsiz ve iyi bir Zihin halidir; Hızlı büyümeye izin veren Yükselmiş bir Farkındalık. Sadece aşırı güven yüzünden ölmemeni sağlamalıyız.“
Ufku işaret etti.
“Ama sırada savaşabileceğin başka rakiplerin yerini çoktan belirlemiş olmamın nedeni de bu. Yol’un şu an olduğu gibi parlak bir şekilde yanarken, Hükümdarlığ’ının her yönünü kristal berraklığında hissedebiliyorken; Demir’i sıcakken dövmeye devam etmeli ve bu yükselmiş farkındalık hâli solmadan önce ne kadar ileri gidebileceğini görmeliyiz.“
...!
Noah, bu bilgeliğe hafifçe başını salladı ve konuştuğunda, sesi mutlak kesinliğin ağırlığını taşıyordu.
“Mana ve Açlık,“ dedi sakin bir Otorite’yle. “Bunlar, sadece kullandığım Dokumalar değil. Onlar Varoluş’umun Bütünüdür.“
Devam ederken’ gözleri uzaklara daldı.
“Nefes aldığımda, çevreden Mana Soluyorum ve Varoluş’umu beslemek için Atmosferde’ki Otorite’yi Açlık’la Yutuyorum. Hareket ettiğimde, Vücud’um Mana Yakıyor ve daha fazla harekete, daha fazla eyleme, daha fazla ilerlemeye Açlık duyuyor. Düşündüğümde, Düşünceler’im desenler halinde düzenlenmiş Mana’dan oluşuyor ve Zihnim Bilgi’ye, Anlayış’a, Vahiy’e, Quintessence’ye Açlık Duyuyor.“
Elleri yumruk şeklinde sıkıldı.
“Savaştığımda, Mana ve Açlığ’ı sadece silah olarak kullanmıyorum. Ben, karşıma çıkan her şeye karşı duran, Fiziksel Form’da tezahür etmiş Mana ve Açlığ’ım. Düşmanlar’ımı Tükettiğ’imde, sadece Güçlenmiyorum. Yol’umun temel gerçeğini ifade ediyorum: Her Şey’in Mana’ya Ayrıştırılabileceğ’ini ve Her Şey’in, olduğu şeyden fazlası olmaya Açlık duyduğunu.“
Noah’ın sesi daha emredici bir hâl aldı.
“Yol’um Sonsuz Derece’de derin çünkü onu Sayısız Tezahür’de uygulayabilirim. Attığım her Eylem, söylediğim her Söz, işlediğim her Düşünce; Hepsi Mana ve Açlığ’ın Varoluş’un en Temel Seviyesi’nde gerçekten neyi temsil ettiğine dair anlayışımı pekiştiriyor ve derinleştiriyor.“
Bakışları soğuk ve zorba bir hâl aldı.
“Öyleyse evet. Görelim bakalım Yol’um uğruna başka kimler kesilip, biçilecek. Görelim bakalım başka hangi sözde Hükümdarlıklar Uutulacak ve Bünye’ye katılacak. Anlayışım öyle derinliklere ulaşana kadar devam edelim ki, BU Varoluşlar’ı bile onu kabul etmek zorunda kalsın.“
...!
Bu sözler üzerine Tor’un gözleri şaşaalı bir memnuniyetle parladı. Açlığ’ın Obsidiyen-Kızıl dalgaları her ikisini de sardı ve Zehir’li bataklıktan kayboldular.
Noah, seyahat ederlerken, etraflarındaki Uzaysal Sıkıştırma’nın kabaran dalgalarını hissetti. Ellerine bakmaya devam etti; Sönüp, giden ve şimdi bir kez daha aktive edilmeyi bekleyen Mana ve Açlık Hükümdarlığ’ının Gerçek İfadesi’nin korkunç gücünü hissediyordu.
O ancak, yalnızca BU Medeniyet Organı’ndan gelebilecek bir ürünün kullanımıyla serbest bırakılabilirdi.
Primus Mana’sını ve Mana ile Açlığ’ın Medeniyet Otoritesi’ni Sonsuz bir şekilde Organ’a akıtmaya devam etti; Çünkü o geliştikçe, muhtemelen aynı anda daha fazla Ölçülemez ’Her Şey’ Birim’i dövme kapasitesine sahip olacağını biliyordu.
Mutlak Hükümdarlığ’ın BU Yüzeysel Derinliği’ne doğru, Mobius Şeritler’i formundaki bu Otorite, onun sahip olması için akıl almaz derecede normal bir şey olacaktı. Güc’ünün her bir Zerresi’ni ve Kırıntısı’nı oluşturacaklardı.
Böyle bir zaman geldiğinde, BU Çöküntü’ye dayanabilmeye ne kadar daha yakın olacaktı?
Çevresine odaklanırken, bu düşünceyle gözleri soğukça parladı.
Tor, onayla konuşmadan önce ona bakıyor ve sessizce gülümsüyor gibiydi.
“Böyle bir zaferden sonra kibirle yanıp, tutuşmanı, Güç hissiyle sarhoş olmanı beklemiştim,“ Drdi ölçülü kelimelerle. “Ama kendini büyük ölçüde dizginliyor gibisin. Bu iyi bir nitelik.“
İfadesi sertleşti.
“Güçlü ol, evet. Yol’una güven, kesinlikle. Ama işin büyük resminde hâlâ zayıf olduğunu unutma. O zayıflığı, sanki seni kovalayan, seni daha fazla Güc’e doğru akıl almaz bir Hız’la koşmaya zorlayan Canavar’ca bir yırtıcıymış gibi kullan.“
Sesi alçaldı.
“Çünkü eğer o canavar seni yakalarsa, eğer seni sadece atıştırmalık niyetine kullanmak isteyen başka bir BU Varoluş’una denk gelirsen ve kaçamaz ya da saklanamazsan; Varoluş Yol’un ne kadar Büyük olursa olsun, eğer yeterince olgunlaşmamış ve gelişmemişse, tamamen söndürülecektir.“
İlerisini işaret etti.
“Ama hey, işte buradayız. Bakalım bizi raydan çıkaracak bir şey kaçınılmaz olarak gerçekleşmeden önce ne kadar büyüyebileceksin... Haha!“
...!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.