Bölüm 4535: Çaresiz ve Meydan Okuyan! IV


Erken Örtülü Kıyı’da.


Sigrid, Ayaklar’ının altındaki Altın Kumlar:ı hissederken, her geçen Saniye genişliyormuş gibi görünen bu devasa Kozmoloji’ye bakıyordu. Büyüme ince ama sürekliydi; Tıpkı hızlandırılmış zamanda olgunlaşan bir çocuğu izlemek gibi.


Kutsal Bitkiler’le dolu Parseller’in sayısı artmaya devam ediyor, Otomatik Sistemler ve gerçek Bakıcılar tarafından sorunsuzca ilgileniliyordu. Devasa Akvaryum, farklı Varoluşlar’dan gelen parıldayan Çok Renk’li Yaratıklar’la dolarken, Deniz Yaşam Formlar’ı yakalanmaya ve kataloglanmaya devam ediyordu.


Bu Kozmoloji’nin çeşitli köşelerinde, her biri Otorite’yle titreşen devasa Osmont’un Egemenlik Kuleler’i görülebiliyordu. Primus Kaçınılmazlıklar’ı orduları, Medeniyet Uzmanlaşması’ndan geçmek üzere sürekli bu Yapılar’a akıyor, girdiklerinden daha Güç’lü ve daha Yetenekli olarak çıkıyorlardı.


Tüm Alan, Yaşam’ın ve Varoluş’un görkemli bir açılışı gibi hissettiriyordu. Birinin çok küçük bir noktadan alıp, işlediği, adanmışlık ve vizyonla şimdiki etkileyici aşamasına yükselttiği Kutsal bir şey gibi.


Noah, Erken Örtülü Kıyı’yı inşa etmeye ilk başladığında, Sigrid orada değildi ama Noah ona burayı sevgiyle anlatmıştı. Başlangıçta Boyut’unun ne kadar küçük olduğunu, şurada burada sadece birkaç ağaç ve neredeyse hiç gelişim Parsel’i olmadığını. Bir Japon Balığ’ına karşı nasıl savaştığını!


Bu anıya gülümsedi. O şu an fiziksel olarak burada olmasa bile, böyle bir yeri koruyabilmek istiyordu. Onun evini ve inşa ettiği her şeyi muhafaza edebilmek istiyordu.


Bu yüzden gözlerini kapattı ve Alan’ın dört bir yanındaki birden fazla Varoluş’a bağlantıları aracılığıyla sesini ve niyetini gönderdi.


Ve Ânlar sonra, figürler maddeleşmeye başlarken, Uzay dalgalandı.


Birden fazla Varoluş, Sigrid’in durduğu Altın Kumlar’ın etrafını sarmaya başladı. Bunlar arasında Omniversler’den oluşan akışkan Formu ve Yeşil-Altın ışığıyla Infiniverse; Obsidiyen-Kızıl Açlık aurasıyla Khor; Kristal ihtişamıyla Protos; Yanan mavi gözleriyle Riya ve disiplin yayan Kael vardı.


Noah’ın Kan Bağ’ı Otoritesi’ni taşıyan Henry oradaydı. Moiraine ve Malphas karanlık bir güç yayıyorlardı. Adelaide büyüklükle parlıyor ve Barbatos ölümcül gölgelere sarınmış halde duruyordu!


Hepsi, onun etrafında bir yarım daire şeklinde belirdiğinde, Sigrid konuşmadan önce her birine sırayla baktı.


“BU Öl’ü Düzen, Yaşayanlar’ın Topraklar’ına BU Yaratığ’ın bir Mürid’ini göndermeyi planlıyor,“ dedi ölçülü bir sakinlikle. “Özellikle bize yönlendirilmiş. Böyle birisi potansiyel olarak Sahte BU Güç Seviyesi’nde olabilir. Ayrıca ek kuvvetler olarak Düzen Rehberler’ini de yanında göndermesi muhtemel.“


En önemli detayı eklemeden önce durakladı.


“Ve o bizi korumak için burada değil.“


O.


O anda kimi kastettiğini hepsi hemen anladı. Toplu yükselişlerinden bu yana ilk kez, Noah’ın doğrudan koruması veya müdahalesi mevcut değilken, önemli bir tehdit yaklaşıyordu.


Henry’nin figürü, sakin bir güvenle konuşmadan önce toplanan herkese baktı.


“Babam fiziksel olarak burada olmasa bile, Güc’ü ve Temel’i hâlâ bizimle,“ dedi, sözlerinde inanç ve Nepotizm yankılanarak!


“Üzerimize hangi Güçler’i atarlarsa atsınlar, Aşılmaz olmamalılar. Biz çaresiz çocuklar değiliz.“


Sözler’i gerçek bir sükunet ve sarsılmaz bir güvenle doluydu. O konuştuktan sonra Sigrid, toplanan diğerlerine bakmadan önce bir onaylamayla başını salladı.


O anda, tüm başlar yavaşça Infiniverse ve Khor’a odaklanmak üzere döndü. Sigrid dışındaki en güçlü iki Varoluş. 



Bilgi’yi İşlerken bu iki Kadın’ın bakışları buyurgan ve asil bir cazibeyle parlıyordu.


Önce Khor, yaşanmış bir bilgelik hissiyle konuştu!


“BU Öl’ü Düzen, ciddi yükler ve çözülmemiş travmalar taşıyan kinci bir kaltak,“ dedi soğuk bir Gözlem’le. “Yıllar önceki o felaket Savaş’ında Çökertilen ve yenilen tek YAŞAYAN Varoluş o. Gurur’u asla iyileşmedi...“


Gözleri karanlık bir anlayışla parladı.


“Tehdit ettiği şeyi kesinlikle yapacaktır çünkü devam eden geçerliliğini kanıtlamak onun için gereklidir. Kontrol ettiğimiz tek değişken, onun saldırganlığına vereceğimiz yeterli yanıttır. İlk darbeyi vurmak için Ölüler’in Topraklar’ına giremeyeceğimize göre, burada bekleyip, ortaya çıkacak her şeye karşı hazır olmaktan başka çaremiz yok.“


Düşünceli bir değerlendirmeyle kollarını kavuşturdu.


“Medeniyet Uzmanlaşması’nın Yetenekler’i ve emrimizdeki Milyonlar’ca Primus Kaçınılmazlığ’ı ile, Sahte BU bir Varoluş’a karşı başarıyla durmak sadece boş bir hayal olmayabilir.“


Khor, bu ölçülü sözlerden sonra sustu ve birçok göz beklentiyle Infiniverse’ye kaydı.


Konuşurken, bakışları sakin ve son derece buyurgandı.


“Efendim, Ölüler’in Topraklar’ına, BU Öl’ü Düzen’in kendisinin bile farkındalığı tarafından algılanamayan birini çoktan konumlandırdı,“ diye açıkladı güvenle.


“Ölüler’in Topraklar’ından tam olarak hangi Güçler’in çıkacağı ve varışlarını ne zaman bekleyebileceğimiz konusunda istihbarat toplamak için bu Varoluş’la iletişim kuracağım.“


Formu Otorite’yle titredi.


“Şu anda Gezgin Bölgeler içinde konumlanmış durumdayız. Tam konumumuzu bulmaları, eğer bizi bulmayı başarırlarsa, önemli zaman ve kaynak gerektirecektir. Ve izimizi sürmeyi başardıkları durumda...“


Sesi yırtıcı bir hâl aldı.


“Sadece sistematik olarak Yiyip, bitirmem ve entegre etmem için başka bir Fetih hedefi olacaklar. Bırakın arzuladığı güçleri göndersin. Primus Kaçınılmazlıklar’ı hazırlanacak ve konumlandırılacak. Özelleşmiş lejyonlar hazır olacak. Maksimum verimliliği sağlamak için her şeyi şahsen koordine edeceğim.“


GÜM!


Sözleri, şüpheye veya korkuya yer bırakmayan korkunç, buyurgan bir cazibe yayıyordu. Konuşmasını bitirdikten sonra, parlak figürü daha fazla tartışmaya gerek kalmadan hemen kayboldu.


Üzerlerine gelen tehditler ne olursa olsun gerçekten korkmuyordu.


Sigrid, Infiniverse’in Ânlar önce durduğu Altın Kum’daki Ayak İzler’ine bakarken, gülümsedi. Bu savunmada yalnız değildi ve kimse ondan onları korumak için kendini feda etmesini talep etmiyordu. Kendini çevrelemek için gerçekten iyi Varoluşlar bulmuştu.


Gelecek, Anlatılmamış Olasılıklar ve zorluklar barındırıyordu ama geldiklerinde onlarla yüzleşeceklerdi.


Ve koruyucularını kaybedip, savunmasız kaldıklarına inanan BU Öl’ü Düzen’e gelince?


Yakında aksini öğrenecekti!



Not: Birisi konuyu başlattı ben de dedim ki: @Adui, Ayrıca Herkes Gezegendekiler bile Sonsuz Ömür ve Sonsuz Enerji’ye ve Zeptosaniye saniye içinde düşünüp, hareket edebilse işler kontrolden çıkar. Bunu getirmelisin. 


Not: Hayal etsenize. Canon’u geçtim Fan Kurgular’da bile Gezegendeki karakterleri Galaksi’deki karakterleri falan ayrı olarak kapıştır İnfinite Mana Fan Kurgu’da dahi %99’unu ezer. Hangi seri Gezegen’deki Varoluşlar dahi Sonsuz Enerji’ye Sonsuz Ömre ve Zeptosaniye içinde hareket edip, düşünebilir? Bunları saymasak bile İnfinite Mana’daki Varoluşlar aynı seviye de diğer Noveller’e kaybetmez. Ama bu dediklerim bir gelse var ya... Ne derler biliyor musun İnfinite Mana hakkında? Bu Parodi, Fan Kurgu Novel’ini ciddiye almayın. Goku, Saitama, Rimuru... Falan daha güçlü der. Yani İnfinite Mana’yı ciddiye alan olmaz. Ama gelsin hatta daha sa abartı olsun. Abartı. İstedikleri kadar dalga geçsinler gene de gerçek değişmez.