Şık giyimli adam memnun bir şekilde gülümseyerek dedi: 

- Tanrıya şükürler olsun, uyanmışsınız.

İçten şöyle dedim : 

- Adam biraz türkçe biliyor. 

 Ben de burada olanları anlamak için sorular sordum :

- Siz...siz kimsiniz? neden burdayım? 

Adam tebessümle dedi: 

- Ah, özür dilerim, ben Crossfeald Imparatorluğu imparatoru III. Alfred von Crossfeald'im. Tanıştığımıza sevindim ve burası da Imparatorluğun başkenti "Crossa" şehri ve de hastanedeyiz.

 Şaşkına dönmüş bir şekilde : 

- Ne? İmparator mu? -peki tamam. Buraya nasıl getirildim? 

İmparator cevap verdi: 

- Ben ve kızım gezmek amaçlı sizin topraklarınızda dolaşıyorduk. Merak etmeyin babanızdan izin almıştık. 

Yine şaşkın şekilde : 

- Babamı tanıyor muydunuz? 

İmparator : 

-Evet, arkadaşımdı.... Tanrı Ruhunu şad etsin. 

Boyumu eğerek kederlendim ama İmparator yanıma gelerek bana şöyle dedi : 

- Artık sen benim korumamdasın Seoman... 

Ben başımı kaldırarak imparatora baktım İmparator güven verici gülümsemesiyle : 

- Artık bundan böyle senin adın Jan.....Jan... Ahh buldum?! Jan Wolfenstain. 

Ben ne yalan söyleyemim bu adı sevmiştim. 
Gece oldu ve hizmetçi beni kalacağım odaya götürdü.  Odanın numarası 98'di en azından azdan çoktan İlbey hocanın ara sıra obada olduğu zamanlarda bir az Crossfealdçe öğrenmiştim. Oda çok şık ve güzeldi. Yatağıma uzandım gene Obamı ve ailemi düşündüm ve şöyle dedim : 

- Sizi özledim. Obam, Ailem. 

Bunu söyleyerek uyudum. 
Sabah oldu Tuvalete gidiyorum fakat bu sırada Maria ile karşılaştım

Ben çekingen ama aynı zamanda tebessümle :

- M-Merhaba g-günaydın

O ise biraz utangaç şekilde:

- S-Sana da....günaydın 

Tuvaletimi yapıp ellerimi ve yüzümü yıkadığım an aklıma hala anamın, babamın ve Saranın ölmesine alışamadığımı hatırladım. 
İçimden:

 -Kendimi toparlamam gerek artık, yoksa benim yaşadığım ve çektiğim acıları başkaları da yaşar.


Bundan 3 hafta sonra ancak kendimi toparladım ve hayata yeni bir sayfa açmaya karar verdim.
Bu süre zarfında Crossfeald dilini, edebiyyatını, kültürünü ve tarihini öğrendim.      
Artık Crossfeald Imparatorluğu vatandaşıydım ama resmiyete girmesi için basit ama önemli bir şey lazımdı. Kayıt olmak. Bunun için Soyadımı, bu ülkesin geleneklerine göre anne adımı ve adımı belgelendirip imzalayarak "İmparatorluk Vatandaşlık Nazırlığına" (Bakanlığına) götürmem gerekti. 1. Ay sonra iyileştiğim gibi ilk işim bunu yapmak oldu. Ben hastaneden çıktığım gün imparator bana Soylu giysisi ayırmıştı. Doğrusu bu giysi bana biraz garip geliyor. Zira hayatımın büyük kısmını bozkırlarda geçirdim. Neyse, onu giyinip çıktım. Sonra imparator beni sarayında ağırlamak istedi ben önce kabul etmedim ama sonra ısrar edince kabul ettim. Crossfeald Imparatorluğu başkenti olan "Crossa" göz alıcı dercede güzeldi. Şehir sadeliğin ve Şıklğın vahdetinde adeta. Kimi sokaklar dar, kimisi Genişti. Neyse, imparator benim için Kraliyet faytonu gönderse de saraya ayakla gitmek istedim. Saray o kadar şaşalı, şık ve güzeldi ki, gözlerimi kamaştırıyordu. Biraz heyecan bastı içimi, inanılmaz bir görüntü. İçeri dahil oldum içerisi dışında daha güzeldi. Aklımı daha fazla karıştırmak istemedim ve hizmetçinin rehberliği ile misafir salonuna geldim. İmparator beni mutlu ve konuksever şekilde: 

-Sonunda geldin. Gel yanımda otur. Kızım da birazdan gelir. 

5 dakika sonra prenses odaya dahil oldu. Kız inanılmaz derecede güzeldi. Bir anlık tutuldum ama düşününce. Bu kız bana hayatta bakmaz sanırsam. İmparator kızını tanıtarak : 

- Bu kızım ve Crossfeald Imparatorluğunun Tek varisi "Maria von Crossfeald" 

Ben de aynı şekilde kendimi tanıtarak dedim : 

- Ben de Seo - öhöm..Jan Wolfenstain... tanıştığımıza şad oldum. 

Biraz soğuktu prenses ama biraz geçince sanki bana bakıyormuş gibi geldi. İmparator bana bakarak şöyle dedi : 

- Jan, seni "Crossa Şehri Akademisine yazırdım. 

Şaşkınlık içinde Maria ve ben İmparatora baktık.