YeXun banyodan çıktı ve saçlarını kurulayarak salona doğru ilerlerken çamaşır sepetinin yerinde olmadığını fark etti. Nerede olduğunu düşünürken gözüne asılı kıyafetleri çarptı. Kıyafetlerinin yanında gitti, gömleği ve pantolonu... Hepsi yıkanmıştı.... Güzelce asılmış kıyafetlerden duş jelinin kokusu geliyordu. YeXun banyodan çıktıktan sonra ShuCi gözünü YeXun'ün üzerinden hiç ayırmamıştı. YeXun asılı kıyafetlerin önünde hiç konuşmadan dikilirken ShuCi onun ne düşündüğünü bilemediğinden yorganın altındaki eliyle pijamasını sıkı sıkı tutmuştu. "Sabaha kadar kururlar mı?" Soruyu duyan ShuCi bir an durdu ve hemen :" Kurur?... Ya da ben saç kurutma makinesiyle kuruturum? Saç kurutma makinesiyle çabucak kurur." ShuCi konuşurken yorganı açtı ve yataktan çıkacakken YeXun onu durdurdu. "Gerek yok, kuruyup kurumaması önemli değil." YeXun ShuCi'ya doğru ilerledi. "Neden?" dedi YeXun kısık bir sesle "Neden yıkadın ki? Ben sadece seninle uğraşmak için söylemiştim." Aslında olan şey şuydu, YeXun'ün kıyafetlerine baktıkça gülesi geliyordu, kalbi eriyormuş gibiydi. Kim bir otelin lavabosunda başkasının kıyafetini yıkardı ki? Hemde duş jeliyle? ShuCi'nın o banyodayken kıyafetlerini alıp yıkandığını, sıktığını, teker teker astığını düşündükçe ne kadar soğuk birisi olsada YeXun'ün kalbini eritmişti YeXun çok kısık sesle konuşuyordu ve birbirlerine çok yakınlardı. ShuCi kendisini çok zor tutuyodu. İçinden birkaç kere "Kendine hakim ol kendine hakim ol." dedi ve derin bir nefes alarak "Evet ben kendi kendimi kontrol edebilirim!" dedikten sonra. "Ben senin söylediğin her şeyi ciddiye alırım." Bu cümle ShuCi'nın ağzından kendi kendine çıkmıştı. Ne dediğinin farkına varan ShuCi kendisine bir tokat atmak istedi. Siktir! Düşündüğümü aynen söyledim.. Ben salak mıyım?!?! ShuCi hemen "Demek istediğim sen bayramda bana iş buldun. Ayrıca bana yemek ısmarladın. Gece için bana kıyafetini ödünç verdin...O yüzden sana teşekkür etmek istedim... Kendimi tutamayıp senin için kıyafetlerini yıkadım." Bunları söyledikten sonra ShuCi'nın beyni iki katı eror vermişti. Kendimi tutamayıp kıyafetini yıkadım ne demek ya?!? Bu nasıl bir cümle böyle? ShuCi nasıl kıvıracağını düşünürken YeXun'ün sesini duydu" Donumuda mı yıkadın? " YeXun'ün ağzından o sözleri duyduğunda ShuCi'nın beyni neredeyse alev alacak gibi oldu ve kafasını evet anlamında aşağı yukarı salladı. Yıkarken başından sonuna kadar gözlerini hiç açmaması hakkında bir şey söylememişti. Ama YeXun onu böyle kolay bırakmayı düşünmüyordu. "Elinle mı yıkadın?" "Evet." "Temiz yıkadın mı?" "Temiz yıkadım." ShuCi YeXun'ün ne kadar temiz yıkadığını sormasından korktuğu için " Ben...üç dört kere yıkadım."dedi Daha sözünü bitiremeden YeXun'ün başını eğdiğini ve omuzlarının titrediğini gördü. Gülüyordu. İlk başta YeXun ShuCi utanmasın diye sessiz sessiz gülüyordu fakat ShuCi'nın ciddi ciddi " Üç dört kere yıkadım... Çok mu komik? " diye sorduğunu duyunca kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı. ShuCi'nın yüzü kıpkırmızı olmuştu ama neyi yanlış yaptığını bilmiyordu. Kafasını yorganın altına sokup saklanmak istiyordu. ShuCi gerçekten kafasını yorganın altına sokmayı düşünürken YeXun yeterince güldüğü için durmuştu. "Hayır,komik değil." Göözlerinin içi bile gülüyordu. "Sen çok komiksin." "Ha...?" ShuCi YeXun'ün ona söylediği şeyin iyi mi kötü mü olduğunu düşünüyordu, henüz bir sonuca varamadan YeXun'ün yanına oturdu. Aynı şampuanı kullanmış olsalar bile YeXun'den gelen meyve aromalı şampuanın tatlı kokusu ShuCi'nın kızarmasına ve kalp atışlarının hızlanmasına neden oldu. Neredeyse kasları gevşemişti. "Bende senin donunu yıkayayım mı?" ShuCi damarlarındaki kanın ters akmaya başladığını hissetti. Dakikalar sonra ağzından zar zor bir kaç kelime çıkmıştı. "... Ne?" "Her şey karşılıklı." YeXun onun utançtan yerin dibine girebileceğini görünce daha da meraklandı. "Sen daha değiştirmemişsindir zaten, değil mi? Banyoya girmeden söylemeyi unutmuşum benim çantamda don vardı, temiz." ShuCi hemen kafasını sağa sola sallayarak "Ben yurttan çıkmadan önce yıkanmıştım, o yüzden gerek yok." ShuCi eğer gerçektende YeXun'e yıkatırsa uyuyamayacağını düşünüyordu. ShuCi YeXun'ün darılmış bir tavırla "Hıh!" dediğini duydu ve bu konunun burada kapandığını düşündü. "Senin için yıkamama izin vermiyorsan bari hangi renk giydiğini söyle." dedi YeXun " Haksızlık sen benimkini gördün bile." Hasiktir ShuCi ağlayabilirdi. Bugün YeXun'e ne oldupunu çözememişti, durmadan onunla uğraşıyordu. Sarhoşmuş gibi davrandığı gün bile aralarına belirli bir mesafe koyuyordu ama şimdi... Keşke önceden bilseydim... Önceden bilseydim... çıkmadan duş almazdım. ShuCi yorganın kenarını sıkıca tutarak kısık sesle "Beyaz." diye cevap verdikten sonra kendini tutmayı kesip zıplamak istiyordu. Kontrolden çık ak üzereyken YeXun ona güldü ve "Güzel." diyip yerinden kalkarak saçlarını kurutmaya gitti. ShuCi gittiğini gördükten sonra sanki tim gücü çekilmiş gibi kendisini yatağa attı. Ne "güzel"i ya? Beyazın nesi güzel!?! Acaba... Hayır hayır, saçma sapan düşünme YeXun öylesine demiştir. ~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Yorgun oldukları için ikisi de çok derin uyumuşlardı. ShuCi sabah uyandığında odayı teslim etmeleri gereken zamana çok az bir vakit kalmıştı. Odalarına dönerken YeXun "Oda arkadaşların dönmüş mü?" dedi. Bayram tatili bitmek üzereydi, bu yüzden birileri mutlaka dönmüş olmalıydı. Xia XinHang'la Lin Chuan'da seyehatlerini tamamlamış ve dönmüşlerdi. ShuCi kafasını aşağı yukarı salladı. "Tişörtünü yıkayıp sana geri veririm, olur mu?" YeXun güldü "Benim kıyafetlerimi yıkamayı bu kadar çok mu seviyorsun?" ShuCi'nın beyni bir süre çalışmadı, sonra hızlı hızlı "Şey, ben senin kıyafetini giydim ya o yüzden, yıkamadan verirsem ayıp olacak o yüzden... Eğer istemiyorsan... ben..." ShuCi kendisini zorlayarak lafının sonunu söyledi"... Ben yıkamayayım. " " İstiyorum." YeXun ShuCi'ya baktı."Benim için yıkamaya razıysan neden istemeyeyim ki? " YeXun'ün şakasına söylediğini bilse bile kalbinde bir şeyler hissetmişti. ShuCi yurt binasının girişinde YeXun'le vedalaştıktan sonra odaya döndü ve Xia XinHang ile Lin Chuan'ın kapıyı kapatmadan, odada eşyalarını yerleştirdiklerini gördü. ShuCi nedense yanlış bir şey yapmış gibi hissederek tişörtün olduğu poşeti arkasına sakladı. Xia XinHang onu gördü ve selam verdi. ShuCi " Seyehatiniz nasıldı?" diye sordu. "Çok kalabalıktı." Xia XinHang alnındaki teri silerek "Gölün kenarındayken bir kızın selfie çubuğu az kalsın gözüme girecekti. Neredeyse kör oluyordum... O elindeki ne?... Kıyafet?" "Evet evet." dedi ShuCi "Bir tişört sadece..." Xia XinHang ona biraz baktıktan sonra hiçbir şey demeden işine döndü. ShuCi hızlıca balkona gitti, leğene tişörtünü koydu ve suyu doldurmaya başladı. Su yeterli seviyeye geldiğinde suyu kapadı ve kendi duş jelini alarak biraz sıktı. Kumaşı kaliteli ve pahalı olan kıyafetlerin duş jeliyle yıkanması gerektiğini okumuştu. Tişörtün kumaşını bilmiyordu ama her ihtimale karşı duş jeliyle yıkamayı tercih etmişti. Perry : ShuCi'nın kıyafet yıkamakla ilgili bi fetişi var herhalde kıyafet yıkamaya nasıl meraklı. ShuCi yıkamaya başladı. Li Xiang döndüğünde Xia XingHang'la Lin Chuan etrafı toplamayı bitirmiş sohbet ediyorlardı. Li Xiang odaya baktı ve "ShuCi döndü mü?" diye sordu. "Döndü." dedi Xia XinHang "Döndüğünden beri yarım saattir kıyafet yıkıyor, tatilde ne yaptı bu yüz yıldır kimsenin kıyafet yıkamadığı bir yere mi gitti." Li Xiang balkon kapısını açtı ve balkona çıktı. Xia XingHang kafasını balkona uzatıp baktı ve ShuCi'nın elindeki tişörtü gördü. "Yarım saat öncede sen aynı kıyafeti yıkamıyor muydun?" LiXiang'ın girdiğini gören ShuCi'nın ilk düşündüğü şey kıyafeti saklaması gerektiği olmuştu. Li Xiang ShuCi'ya bakarak "YeXun'ün mü o kıyafet?" ShuCi'nın neden yarım saattir bir kıyafet yıkadığı şimdi anlaşılmıştı. "Sen o yüzden mi iki saattir yıkıyorsun onu?" ShuCi bu durudan kurtulabilmek için "Ne...Yoo hayır.... YeXun'ün değil." "Fiyatı dört basamaklı onun." dedi Li Xiang ShuCi'nın elindeki tişörtü işaret ederek "Bir zarar verirsen nasıl ödeyeceksin?" "..." "Aferin ShuCi!" dedi Li Xiang. Keyfi yerine gelmişti. "Dün akşam ilişkinizi bir adım ileriye taşıdınız sanırım kıyafetini bile yıkadığına göre." "Hayır...hiç adım falan atmadık..." dedi ShuCi Li Xiang balkonun kapısını kapatıp içerdekilerin onaları duymayacağından emin olduktan sonra ShuCi'yı sıkıştırmaya başladı. "Otelde mi kaldınız?" "Peki, gece aynı yatakta mı yattınız?" "Bütün gece hiç bir şey yapmadan uyudun mu?! Aptal mısın sen?" "Hayır en azından uyurken bir kerecik olsun öpseydin...Bir de utanıyorsun...Ne yaptında utanıyorsun şimdi?!" "Eğer kıyafetlerini yıkadıysan...." Li Xiang duraksadı"... donunuda mı yıkadın?" ShuCi'yla Li Xiang göz göze geldiler. ShuCi kafasını önüne eğdi ve hiçbir şey söylemedi. Li Xiang şüpheci bir tavırla "Sen bu çocukla yattın mı?" "Hayırhayırhayır!!!!" ShuCi kafasını hemen kaldırdı ve "Senin aklından ne geçiyor..." "Adi pezevenk." Li Xiang gerizekalıya bakar gibi ShuCi'ya bakarak "Daha yatmadınız bile ama sen onun için don mu yıkıyorsun?" Li Xiang durdu ve düşündü "...ulan ShuCi ne kadar fedakarsın "
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.