Bunun üzerinden 2 hafta geçmişti. Sokaklarda kediler meov'dayarken köpekler havlıyordu. Güneşin doğmasıyla Sabah olur, şehrin lambaları söndürülürken, insanlar şehri dolduruyordu. Jan, sabah uyandı, yatağını toplayıp lavaboya gitti. Lavabodan sonra kahvaltı yapmaya gider ve masaya geçdi. Her zaman olduğu gibi İmparator ve Maria, Jan'den sonra geldiler ve masaya geçip kahvaltı etmeye başladılar. İmparator Jan'e bakarak şöyle dedi : 


 - Jan, dün Maria'yı ağlamış bir şekilde gördüm. Kızım bana, seni sevdiğini söyledi. Aranızda bir ilişgi mi var? Jan içtiği suyu fışkırtırker, Maria kıp kırmızı oldu. Jan ve Maria bir ağızdan : 


 - Yok öyle bir şey... 


 Bunu fark eden Maria ve Jan bir birine bakarak utandılar. İmparator bu sırada ikisine kahkaha atarak dedi : 


 - Sanırsam var. 


Jan eğer kızımla evlenmek istersen buyur. Ben razıyım Jan, İmparatorun bu sözü karşısında kıp kırmızı oldu, Maria ise Gözleri pırıl - pırıl olarak Jan'e bakarak kıpıtdaştı. Kahvaltıdan sonra İmparator masadan ayağa kalkarak şöyle dedi : 


 -Jan, Maria, iyi dersler. 


Bundan sonra Jan ve Maria her zamanki gibi Faytonla Akademiye yola düştüler. Maria bu sefer farklı olarak Jan'in karşısında değil yanında oturuyordu. Jan açıkçası sakin görünse de, içten gergin ve tetirgindi. Akademiye vardılar. Akademi her zamanki gibi öğrencilerle doluydu. Maria ve Jan ikilisini gören kızların kimisi dedikodu yapıyor, kimisi hayran oluyor, kimisi ise kıskanıyordu. Erkekler ise istisnasız hepsi Jan'e ters ters bakıyordu. Bu sırada Maria tek bakışıyla herkesi dizginledi. Sınıfa kadar birlikte gittiler. Sınıftaki her kes bu ikisini görerek selam veriyordu. Jan her zamanki yerine oturdu. 2 dakika sonra Fred ve Rudi sohbet ederek Jan'in yanına geldiler. İlk önce Fred selam vererek : 


- Selam kanka, naber? 


 
Fred'den sonra Rudi morali bozuk şekilde : 



 - Yazıklar olsun size! 



 Fred elini yüzüne doğruıtarak dedi :  



- Dostum, sana sordum gelmek ister misin? Diye sen gelmek istemedin. 


 Jan meraklı şekilde : 


- Rudi, neden yazıklar olsun ki? Fred'in de dediğine göre sen istemedin. 


Rudi başını sallayarak dedi : 



 - Tamam. Tamam anladık. 



 Öğretmenin girmesiyle ders başladı. Öğretmen; kel, Yapılı, ciddi surata sahipdi. Jan anlık obadaki kel adama benzetti. Ama sonra onun Rotelia'lı olduğunu, bunun ise Crossfeald'da yaşayan  vatandaşı olduğunu düşündü. Öğretmen sağ elindeki kamçısı ile masaya hafifçe vurarak kendini tanıttı : 


 - Ben Crossfeald Imparatorluğu baş generali ve aynı zamanda sizin spor ve savaş stratejisi öğretmeniniz, Schnitzel Rommel. Schnitzel Rommel, masasına oturarak çantasından kayıt defterini çıkardı ve sırayla öğrencilere ayağa kalkıp, kendilerini tanıtmasını istedi. Öğrenciler bir bir kendini tanıttı. Sıra Jan'e geldi. Jan ayağa kalkarak : 


 - Ben Jan Wolfenstain, efendim. 



 Schnitzel onaylayarak Jan'e yerine oturmasını söyler ve Jan de oturur. Shnitzel öğrecileri deftere kaydettiktek sonra ayağa kalkarak dedi: 


 - Evet arkadaşlar bu gün ilk dersimiz olduğu için sizi sıkmayacağım. Ama gelecekte ki derslerde size nefes de aldırmayacağım. Bu yüzden derslerinizi sıkı çalışmalısınız! 



Öğrenciler bu sözlerden tetirgin oldular. Schnitzel öğrencilere seslenerek dedi : 



-Hazırlanın spor salonuna gidiyoruz. 



Öğrenciler soyunma odalarına gittiler. Erkekler soyunma odasındayken, Fred şöyle dedi : 



 - Vay anasını... İmparatorluk baş generali Hah?! 



 Jan espiri yaparak dedi : 


 - Bizi öldüresiye dövmese bari?! Çok fena olacak! 



 Kızlar soyunma odasındaysa, Maria'nın çocukluk arkadaşı Sofia la Bossia sırıtarak şöyle dedi : 



- Jan. yeni çocuk hani. Maria ona karşı bir şey mi duyuyorsun? 



 Maria kızararak ve utanarak şöyle dedi : 



 - Ha-Hayır! Hiçte bile?! 



 Sofia Maria'ya arkadan sarılarak dedi : 



 - Hadi hadi! Söylesene doğru olduğunu Maria sert bakışlar atarak dedi : 



- Hayır dediysem hayır! Tamam mı! 



Sofia sinsi bakışlar atarak dedi : 



- Aa...Sanırım Jan kapının ağzında seni dikizliyor! 



Bunu duyan Maria tez kapıya doğru zıpladı ve kapıyı açıp hiç kimse olmadığını gödü. Bu sırada Sofia ve diğer kızlar kıkırdaştılar. Şakaya kızan Maria kızlara bağırdı :

- Kesin sesinizi! Hmph... 

 Erkekler bu sesi duyarak korktu. Bundan sonra her kes spor kiyafetleri ile spor salonunda toplandılar. Schnitzel hoca öne geçerek şöyle dedi : 


- Şimdi her kes beni iyi dinlesin! Tahta kılıçlarla duello antrenmanı yapacaksınız sırayla. Tamam mı? 



Öğrenciler bir ağızdan : 


- Peki öğretmenim! 



 İlk önce Rudi ve Maria eşleştiler. Rudi, hareketli hızlı ve ani saldırılarına yaparak iyi dövüşüyordu. Fakat Maria, Rudi'yi sağ taraftan saldıracakmış havasını verip kandırarak, soldan Rudi'nin kafasına Kılıcını koydu. Bundan sonra diğer öğrenciler de aynı şekilde Duello yaptılar. Sıra Fred ve Jan'e gelmişti. Schnitzel duelloyu başlatarak, Fred ve Jan kapışmaya başladılar. Kıyasıya mücadele gidiyordu. Fred'in yızlı akrobatik saldırılarına karşın, Jan ise Fred'den nispeten yavaş ama ağır vuduşları ile denge sağlanıyordu. 15 dakikadan fazla kapışmadan sonra Jan'in sabrı tükenerek vahşileşmeğe başladı. Gözleri öfkeli bir kurdunki gibi kıp kırmızı oldu ve kombo vuruşları art arda gelmeye başladı. Fred daha fazla dayanamayarak yere yığıldı. Kendini kaybeden Jan tahta kılıçla az daha Fred'in kalbine sokacakken, Maria çığlık atarak :


- Jan! Dur artık!!!


   Maria'nın çığlığına kendine gelen Jan, şöyle dedi :


- Allah! Maria geldi! 


Jan, Fred'den özür dileyerek ayağa kaldırdı. Bu sırada Schnitzel, sinsi gülüşleriyle olan biteni seyrediyordu. 


 6. Bölümün sonu.