Ariel'in aniden irkilmesi Leandro'yu rahatsız etti ve kalçasına büyük eliyle kenetlenmesine neden oldu.

Onun kalçasının yarısını kaplayacak kadar büyük olan eli yara izleri ile doluydu. Şu an olduğu yere gelebilmek için ne kadar kan ve katliam dökmüştü?

Belki kanların birazı Ariel'in anavatınından küçük bir krallık olan Shekina'dan dökülmüştü.

"....Aklın nereye gidiyor?" Leandro dudakları onun girişine yapışmışken, ona keskin gözlerle bakıp mırıldandı.

Hava ve titreşimler onun dudaklarından iletildi ve onun sersemlemiş hissetmesine sebep olaraktan Ariel'in ağzı uyarılmıştı.

"Ah... bir şey yok.... Majesteleri..."

"Bana yalan söylüyorsun. Bayağı rahatlamış görünüyorsun."

Leandro dudaklarını çekti ve hemen kendi bedenini onunkinin üzerine bindirdi. Boğucu ağırlığın altında göğsü aşağı yukarı kaldırılırken Ariel'in dudakları kocaman açıldı.

"İtaatsiz kız için bir ceza."

"Ah!"

Leandro bacasını onun içine ittirdi. Onun ıslak suyu ve onun girişini ıslak yapan Leandro'nun salyası, zorluk çıkarmadan onun kalınlığını ve genişliğini kabul edecek kadar şanslıydı.

"Ah... ah... ah..."

Sanki onun sarmal etini paramparça edecek bir şekilde dürtmüştü. Yumuşakça inlerken Ariel acılı bir ifade giydi, büyük erkekliği onun içinde merhametsizce döverken boğuldu.

Ariel kafasını arkaya attı ve nefesi kesildi.

"Bu beğendiğim görünüş." dedi Leandro.

O acıda ne kadar mücadele ettikçe, Leandro'nun yüzü daha çok hoşnut oluyordu. O ikisinin yüzü gittikçe terle ıslanıyordu.

"Ha..... unnngh...."

Onun boyunu tamamen kabul etmek için daha ne kadar derine inmeliydi? Umursamaz saldırıdan mutsuz olan Ariel biraz biraz elini oynatıp Leandro'nun omzuna dokundu.

Ariel'in Leandro'nun göğsüne dokunmasıyla Leandro iki koluyla kendini kaldırdı ve aşağı serdi. Avucunu Ariel'in çenesinin yakınındaki dirseğinin etrafına sararken Leandro başını çevirdi.

"Majesteleri, biraz daha yavaş..."

"Acı içinde misin?"

"Evet, majesteleri. Birazcık..."

Ariel'in dudakları kıpırdadı, yüzü narin ve güzeldi. Onun acı dolu güzel yüzünü görerekten Leandro belini yavaşça oynattı, gerçi bu kısa sürdü.

"Bana nerenin ve nasıl acıdığını söyle."

Bu yaramaz bir soruydu.

Onun dudaklarından müstehcen kelimeleri duymak için azimliydi.

Ariel kapalı gözlerini açtı ve Leandro'ya baktı, aşağı bölgesini parçalayan adama.

"Majesteleri... nngh...!"

"Bana seslenmeni istemedim."

Leandro'nun sert bir şekilde saldırdığı bacası tek seferde onun bahçesine girmişti. Ariel, bir kelime söyleyemeden önce acı girdabının ortasında bir inilti bıraktığında Leandro gülümsedi.

Şişlik noktasında, işkence gören içleri acımasızca dövüldüğünde bir andı. Ariel fark etmeden tırnağı Leandro'nun koluna batıp çizmişti.

"Yine söyle. Neresi acıyor?"

"Ahhh..."

'Nngh! Gerçekten bir cevap mı istiyorsun?'

Leandro içine saldırıken belini oynattı. Onun kasıkları Ariel'in kalçasına vurdu ve odada yankılandı.

Ariel anlaşılır kelimeler söyleyecek bir durumda değildi. Tek yapabileceği Leandro'yu kolunu daha sert çizerken bir an durması için yalvarıyormuş gibi belini geri bükebilirdi.

"Duymak istediğimi duyana kadar durmayacağım."

Alt kısmı acı ile kurumuştu. Çarşafları ıslatacak kadar bol olan sıvı iz bırakmadan yok oldu. Su vücuduna girince sanki hepsi kurumuş gibiydi.

Ağzının kuru olan çatısı Leandro'nun dili ile nemlendirilmişti.

Ariel inilti bir gözyaşı döktü.

Eğer onun acılı ifadesi Leandro'nun sempatisini kışkırtamazsa, göz yaşı dökerek kalbini sallamayı istedi.

"Ah... uhhh... Majesteleri..."

Lenadro yavaşça geri çekince Ariel rahatlayarak iç çekti.

Ama...

Bu sadece bir dakika sürdü. Leandro'nun gözleri, nefes alması için bir an vermeden bacasını Ariel'in köklerinin en derin kısmına çarpmadan önce parladı.

Belini sertçe itti ve yatağın çılgınca sallanmasına neden oldu.

"Ahh!"