Tanıtım
“Seni neden seçti biliyor musun Rhoslyn?”
‘’Selina’ya benzediğin için. Saçların, bakışların, ses tonun … Her şeyin… her şeyin onu andırıyor. İyi bir aileden geldiğin yada iyi biri olduğun için değil. Sadece ona benzediğin için.’’
Rhoslyn duyduğu cümleler karşısında ne üzüldü ne de sinirlendi. O da biliyordu. O da sevilmediğini, birinin gölgesi altında karşılıksız aşkını yaşadığını o da biliyordu. Ama yine de bu evliliği devam ettirmeyi tercih etmişti . Önceleri bunu aşabileceklerini düşünmüş, onu unutabileceğine inandırmıştı kendini… Şimdi geldikleri nokta ise …
Rhoslyn bir süre gökyüzüne baktı. Gökyüzünde tek bir bulut yoktu. Hava berrak ve güneş en güzel haliyle parıldıyordu.
‘’Aptalsın! Benim yaşadıklarımı mı yaşamak istiyorsun?’’
‘’Ne yapayım anne? Benden boşanmayan bir adamla ne yapayım? Beni sevmediğini biliyorum…’’ (derin bir nefes alır)
‘’Sevmeyeceğini de biliyorum.’’
Lindsay düşesi bir süre kızına baktıktan sonra, elindeki fincanı masaya bırakıp ayaklandı. Şapkasını nazikçe koyu saçlarına yerleştirdikten sonra başka bir şey deme gereği duymadan ayrıldı.
Bunu gören şövalye ve hizmetçisi çabucak toparlanıp efendilerini takip ettiler. Bahçede yalnız başına kalan Rhoslyn bir süre daha oturmaya devam etti.
Annesinin yaşadığı hayatın kopyasını yaşadığını biliyordu. Hikayenin sonunun mutlu bir şekilde bitmeyeceğinin de farkındaydı. Yine de sevgisinin bir şeyleri değiştirebileceğine inandırmıştı kendini.
Annesinin dediği gibi o aptaldı.
Her şeyin iyi olacağına inanan bir aptal.