Ertesi sabah herkes gergin bir şekilde kahvaltı masasında toplandı. Hava, gece boyunca odalarda biriken huzursuzlukla dolmuş gibiydi. Estelle sessizdi, Letis düşünceliydi, Benya ise her zamanki gibi kayıtsız bir görünüm sergiliyordu. Jerome masanın başında oturmuş, her zamanki sakin gülümsemesiyle olanları gözlemliyordu. "Seyahate hazır mısınız?" diye sordu Jerome, sesindeki nezaket neredeyse alaycı bir his taşıyordu. "Elbette," diye yanıtladı Letis, abisinin aksine tamamen ciddi bir tavırla. "Planladığınız gibi her şey yolunda gidecek." Jerome başını salladı, fakat gözlerinde garip bir parıltı belirdi. "Harika. Fjeya’ya varmamız birkaç gün sürecek. Bu süre boyunca dikkatli olmalıyız. Yol, her zaman tahmin ettiğimiz kadar güvenli olmayabilir." Bu sözler, odadaki gerginliği daha da artırdı. Estelle’in yüzü soldu, Benya ise sessiz bir homurtuyla çatalını tabağına bıraktı. "Seyahat sırasında her şeyden emin olmak istiyorum," diye ekledi Jerome. "Bu yüzden, birbirimizden asla uzaklaşmamalıyız. Bir tehlike sezerseniz, hemen haber verin. Özellikle sen, Sasha." Bana doğru baktığında, içinde ne sakladığını anlamaya çalıştım. Jerome’un sesindeki samimiyet mi, yoksa tehdit mi olduğunu kestirmek zordu. Ama hissettiğim rahatsızlık daha da arttı. Kahvaltıdan sonra, eşyalarımız toparlanmaya başlandı. Büyük bir arabaya yerleştirilmiş birkaç sandık ve valiz, seyahate hazırdı. Ancak tam yola çıkmak üzereyken, küçük ama ürpertici bir detay dikkatimi çekti. Jerome, arabaya birkaç fazladan sandık eklenmesini emretti. "Bu da ne?" diye sordum, cesaretimi toplayarak. Jerome bir an duraksadı, sonra gülümseyerek cevap verdi. "Gerektiğinde kullanmamız için erzak. Yolda neyle karşılaşacağımızı kim bilebilir ki?" Açıklaması mantıklıydı, ama içimdeki huzursuzluk dinmedi. Araba hareket ettiğinde, pencereden dışarı bakarak çevreyi izlemeye başladım. Yol boyunca geçen sessizlik, herkesin içinde bir şeylerin yanlış gittiğini hissettiğinin kanıtıydı. Letis ve Benya, bir köşede sessizce konuşuyorlardı. Estelle, başını pencereden dışarı uzatarak rüzgarın tadını çıkarmaya çalışıyordu, ama gözlerindeki tedirginlik açıkça görülüyordu. Jerome ise arabanın köşesinde, sakince oturmuştu. Ama bakışları sürekli üzerimizdeydi. Ve böylece, hiçbirimiz bilmeden, kaçınılmaz sona doğru ilerliyorduk.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.