Yukarı Çık




           
“Ailemde senin gibi bir kıza gerek yok.”
 
Yürek  delen bir haykırış. Ama  bugün Catherina’ya hakaret içeren bu sözler onun için  yediği yemek gibiydi.
 
Yavaşça gözlerini kırpan Catherina solandaki sandalyeye oturdu.
 
‘Yine başladık. Bugün ne kadar gürültü yapacaksın bakalım?’
 
Çok geçmeden üvey annesi Bayan Laura topuk sesleriyle ilerledi ve konuşmaya hazırdı. “Aman Ya Rabbim.... misafir hala ayakta ama ailenin en büyük kızı önce sandalyeye oturyor? Sana böyle mi öğrettim Catherina?”
 
Catherina’nın burnunun dibinde Laura’nın beyaz parmak uçları titredi. Elma gibi kızaran suratıyla birlikte, oldukça zıt renklerdi.
 
'Öğretmek mi dedin? Geçen böceğin öğretmenim olduğunu söylemeyi tercih ederim’
 
Catherina, misafiri Kont Charles Killholder’e bir bakış attı.
 
Charles Killholder.
 
Tek  nişanlısı ve artık tek düşmanı ile tamamen sahte bir “bağlılık” ilişkisi içindeydi, ama gerçek hepsinden daha kötüydü. Bakışları buluştuğunda  omuzunu silkti. Önce  Etrafa ardından yere baktı. Catherine, Charles’in pasif davranışlarına baktıktan sonra Laura’nın sorusuna cevap verdi.
 
“Yani benden tam olarak ne yapmamı istiyorsun?”
 
Bekliyormuş gibi keskin bir sesle konuştu.
 
“Sana demedim mi? Senin gibi bir çocuğa orleans ailesinde ihtiyacımız yok! Skandala bulaşmış olman ayıp değil bence ama Kont Killholder’ın önünde düşüncesizce davranman—“
 
Catherina içini çekti ve kaşına dokundu.
 
Laura on yıldır  onun üvey annesi ve  Orleand ailesinin yeni viskontesi idi. Orleans’daki yerini aldığından beri Catherina’yı görmezden geliyordu. İkisinin arasını bulmaya çalışan  veya tek başına en büyük kızıyla ilgilenen Viskont Orleans artık Catherina’nın varlığından sıkılmıştı.
 
Viskont Orleans onun sinirlerini bozduğunda üvey annesinin isyanı daha da artıyordu ve tuhaf şeyler birbiri ardına olmaya başlıyordu. Bu en eğlenceli tarafıydı.
 
Bunun Catherina’nın üvey kardeşi Anna Orleans ile ilgisi vardı.
 
“Yani kaleyi terk etmemi mi istiyorsun anne?”
 
Catherina’nın dediklerinden dolayı endişelenmiş gibi davranan Anne Laura’nın koluna yapıştı.
 
“Dedikodular doğru olamaz. Öyle düşünmüyor musun abla? Korkunç söylenti sahte olmalı. Abla, sana inanan tek kişi benim!”
 
Catherina kaşlarını çattı ve küçük bir iç çekti. Hemen ardından Anna’nın gözleri doldu. Charles Anna’nın göz yaşlarını gördüğünde hemen omuzlarına sarıldı.
 
“Anna ağlama. Göz yaşların böyle bir yerde akmak için çok değerli--!” ÇN: aha sapık
 
“C-Charles! Ama annem—“
 
‘Bu beni deli ediyor.”
 
Sonuç olarak Catherina’nın yüzü etkilenmemişti.  Ve yavaş yavaş sakinledi.
 
Elinde olsaydı, Sahneden “Kaybolun” anlamına gelen beyaz bir mendili yere atardı.  Sokak tiyatrocuları’nın kukla gösterileri bundan daha iyiydi. Gözlerinin önündeki bu iğrençliğe tahammül edeli iki yıl olmuştu.
 
‘Uzun zaman oldu.’
Catherina’nın sabrı iki yılın ardından tükenmişti.
 
“Ah, canım Anna. Bebeğim çok nazik.”
 
Anna’ya acıyarak bakan Laura gözünü kaldırdı ve Catherina’yı işaret etti.
 
“Catherina, kardeşin böyle ağlarken bile ona bakmıyorsun—“
 
“Pekala, gideceğim.”
 
Duydukarından dolayı Laura, anna ve Charles’in ifadeleri  karardı. Diğer yandan Catherina onların tepkilerine heyecanlanmak yerine rahatsız oldu.
 
“Yüzünüze ne oldu? Dilediğiniz gibi gideceğim. “Metresi bedenini ve ruhunu şehvetli Kont’a adadı” ya da “ eniştesiyle oynaşan kaba kadın”  gibi söylentilerin sorumluluğunu alacağım.”
 
Son zamanlarda popüler olan romantik romanlar bile bu kadar karışık değildi.
 
Gülünç dedikoduların kurbanı olan Catherina, orada burada sürterek dedikoduları yayan Anna’yı alkışlamak istedi. Ölmüş annesinin hatrna dişini sıkmaya çabalamıştı ama artık bunu yapmasına gerek yokmuş gibi hissetti.
 
Catherina geçen iki yılda yalnızca on parça elbise almıştı. On elbiseye sahip olmak her mevsim için yalnızca tek elbiseye sahip olmak demekti.
 
Peki anna’dan ne haber? Catherina 50 dış kıyafete sahip olduğunu hatırladı yani dolabında en az 80 elbise olduğuna emindi.
 
Kolye gibi lüks şeyler istemiyordu.
 
Laura doğum günü hediyesi olarak Ann’nin odasındaki eski bir saati fırlattığında onu almak için isteksizdi. İğrenç yatak odasındaki perdeler  kötü değildi çünkü uçları paramparça olmuştu. Giydiği topuklular, numaraları farklı olan, onlar da iyiydi.
 
“Sen aniden ne...”
 
“Ne demek istiyorsun aniden mi? Gitmemi söyleyen annemdi.”
 
Catherina da bundan bıkmıştı. Köylü olmak bu şekilde davranılmaktan daha kolaydı. Aksi halde bir saat fabrikasında çalışacaktı.
 
Laura’nın dudakları o açıklamasını bitirirken buruştu. Üvey annesi Catherina’nın önünde neşesini saklamıyordu. Ağlarını doldurmuş bir balıkçı gibi mutluydu.
 
“Bu evi terk ederek Orleans’ı küçük düşürmem için affedilebileceğini düşünüyor musun Catherina?”
 
“O zaman kendi mi burada öldürmemi mi istiyorsun?”
 
Sandalyeye yaslanırken bacak bacak üstüne attı. Catherina, önceden onun nişanlısı olan Charles’e bakarken gülümsedi.Önceden  onunla göz göze gelince yanakları kızaran bir adamdı.
 
“Katılıyor musun Charl? Senin ve Orleans’ın onuru ben burada kendimi asarsam geri gelecek mi?”
 
 “Şey...”
 
Kont nefes nefeseyken başını çevirdi.  Adamın  gömleğini sıkan Anna’nın elinin üstündeki mavi damarlar belirdi.
 
“Ben, ben, Bayan Catherina...”
 
“Abla! Lütfen gideceğini söyleme. Tamamen benim hatam. Beni suçla.”
 
Charles konuşmasını bitirmeden önce. Anna bacak bacak üstüne atmış Catherinaya yaklaştı, elbisesinin kenarını tuttu ve asıldı.
 
‘Her zaman asılıyor. Kendini ağustos böceği sanıyor zaar.”
 
Mikrofon yutmuş üvey anne, aptal bir nişanlı ve bir de gösteriş budalası bir üvey kardeş kast tamamlanmıştı. Catherina Anna’nın tuttuğu parçayı kıvırarak yerinden kalktı. Sanki tozları silkeliyor gibiydi.
 
“Sükut ikrardandır değil mi? O zaman yukarı çıkıp hazırlanmaya başlayacağım. Hiçbir şey götürmeden ayrılmanın iyi bir fikir olduğuna inanmıyorum.”
 
 
Catherina yukarı çıktı, giderken Laura ve Charl’ın omuzlarını iterek. Artık odasına dönmüştü ve yapabileceği bir şey yoktu. Mücevher kutusunu açarak başladı ve bütün eski takılarını aldı. Odasında paraya çevirebileceği  her şeyi aldı.
Bir tanesini bile bırakmadan özel günler için annesinin sakladığı bütün kıymetli eşyaları aldı. Evet, bu kadarı bir valiz doldurmaya yeterdi.
 
“Catherina, ne yapıyorsun? Aile malını almaya nasıl cüret edersin, ne kadar rahatına düşkün olsanda!”
 
Arkasındaki Laura Caherina’nın peşinden bağırdı ama işini bitirdiğinde tek duyabildiği kulaklarındaki karıncalı gürültüydü. Catherina, küçük parmağının ucuyla kulağını dürterek cevap verdi.
 
“Beni kovuyorsun bari  hiç olmazsa bana bir iyilik yapar mısın? Bir anne gibi düşünmelisin.”
 
“Annene nasıl cevap verirsin..?”
“Tamam, artık kapa çeneni. Çok gürültülüsün.”
 
Catherina gösterişli çantasını alarak yatak odasının kapısına gitti.
 
Hayatında ilk defa üvey annesine bağırmıştı. Hiç utanma hissetmedi. Aksine Catherina rahatlama hissetmişti.
 
Bu aileye huzur getirmek için çok uğraşmıştı. Ama bu sadece lafta kolaydı.
 
Bu her zaman itaatkar olan en büyük kızın dürüstlüğü müydü? Bayan Laura ona ahmakça baktı ve konuştu.
 
“Neden bahsediyorsun—“
 
“İleride beni arama; ben de seni aramayacağım. Babama ne istersen söylemekte özgürsün. Başkasının aksine büyük bir kalbim var. Artık yollarımız ayrıldığına göre bana bu cömertliği gösteremez misin?”
 
Tekrar Lauranın omzunu itti.bu kez iki elinde de çanta vardı. Ensesini kavrayıp parmaklarıyla onu gösteren zayıf bedeni bir kağıt parçası gibi düştü.
 
Gündüz koridor bir farklıydı. Kont Charles ve Anna, sanki romantik romanlardan bir sahneymiş gibi görünen  sarı güneş ışığıın düştüğü  küçük yolda sarılmışken göründüler.
 
Catherina onların önünde tökezledi. Şlak! Bununla birlikte nişanlısını tokatladı, hayır, eski nişanlısı, Charles’i çok sert bir şekilde yanağından.
 
“Ahh!”
 
“İşimiz bittiği için memnunum, Charles.”
 
“C-Charles iyi misin? Ne halt yiyorsun abla- ah!”
 
Eski nişanlısının yanındaki kardeşinin tekmeledi. Anne  acıyla bağırarak bayılırken sendeledi ve onun dizini sıktı.  Kız kardeşine vurmak istiyordu.  Ona yukardan bakan Catherina her zamankinden daha  parlak bir şekilde gülümsedi.
 
Gün ışığı Tanrı’nın lutfu kadar parlak ve harika bir şekilde salonun halısına süzülüyordu. Catherina’nın bilekleri ailesininden atılırken  sinir ve üzüntüyle şişmemişti.
 
Sadece çok mutluydu.  İstediği her şeyi söylemiş olsaydı ne  kadar mutlu olacağını bilmiyordu.
 
Catherina merdivenlerden inip köşkten çıkarken gülümsedi. Toplanmış olan çalışanları geçti. Belli ki şartlar sonucunda terk edilmişti ama daha da hafiflemişti.
 
Durdurulamayan bir güçle karşıya geçen Catherina önünden geçen arabaya bindi. Arabacı şapkasını çıkardı ve arkaya baktı.
 
“Sizi nereye götürme mi istersiniz bayan?”
 
“Şimdilik Orleans’tan çıkalım. Yolda nereye gideceğimizi düşüneceğim.”
 
Çantasına tıktığı haritayı açması uzun sürmedi.
 
Kıtanın üçte birini kaplayan İterana İmparatorluğu.  Ve Orleans, İmparatorluğun doğusunda küçük bir Viskontluk idi. İmparatorluğun toprakları ile karşılaştırıldığında avuç kadardı. Hayır , onu çevreleyen büyük topraklara kıyasla bir avuç olarak tanımlamak utanç vericiydi.
 
‘Böyle küçük bir yerde, hiç nefes alamadım.”
 
“Bir yere gezmeye mi gidiyorsunuz?”
 
“...Hayır, ben evden kovuldum.”
 
“Amanın, böyle tatlı ve güzel bir bayan mı? Neler oluyor be!”
 
Catherina’nın da ne olduğuna dair bir fikri yoktu. Yolun yarısında geri dönüp, uzaktan gittikçe küçülen evine, Orleans’a baktı.
 
“Üzgünüm anne. Ama, bunu yaparak birkaç yılımı boşa harcadım ve artık bıraktım. Bunu biraz anlarsın. Ben de yaşamak için kendi yolumu seçmeliyim.”
 
Yüzündeki gülümsemeyi yok edemedi.

--


evet yeni romanımız. yorumlarınız bekliyorum. beğenirseniz devam ederim. aksi halde bırakılır. zaten ingilizce çevirsini pek beğenmedim. teşekkürler şimdiden.
 
 
 
 
 
 

 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.






DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.