Sabah güneşinin ışıkları yüzüme vuruyordu. Kalkmak istemesem de daha fazla uyuyamayacağımı anladım. Gerilerek kalktım. Saatin kaç olduğuna bakmak için telefonumu aldığımda bir sürü mesaj karşıladı beni. Bu günün buluşmak için birbirimize söz verdiğimiz gün olduğunu hatırladım. Hemen kalkıp hazırlandım. Yeni aldığım kısa kollu mavi elbisemi giydim. Evden hızlıca çıktım. Uzun zamandır gelmesini beklediğimiz bir kitabı almaya gidecektik. Sonra da her zaman takıldığımız kiraz ağacının altında aldıklarımızı okumaya anlaşmıştık. Oraya gitmeyeli uzun zaman olmuştu. Her buluştuğumuzda o ağacın altında eğlenceli yeni anılar biriktirirdik.
Yürürken gök yüzüne çevirdim gözlerimi. Güneş bana gülümsüyordu. Ben de ona gülümsedim. Hızlı adımlarla yürürken saatime baktım. Bu kadar geç kaldığımı bilmiyordum. Koşmaya başladım. Mari 'nin çoktan evinin kapısında ayaklarını bağdaş kurmuş oturduğunu gördüm. Bir çocuk gibi görünmesine rağmen 22 yaşındaydı. Beni gördü ama yerinden kalkmadı. Dayanamadım ve seslendim.
"Ne bekliyorsun? Yanıma gel!"
Mari ağır çekimde kalkıyordu. Beni sinirlendirmek istediği için böyle davrandığını anladım. Nefeslerimi düzene soktum.
"Ahh~ Bu sıcakta bir tembeli beklemek çok yorucu!"
Mari Elindeki çantayı bana fırlattı.
"Kimin yüzünden burada 10 dakikadır bekliyorum acaba!?"
Ve o çarpık gülümsemesini yaptı. Bende güldüm. Çantasını geri vermeden önce elimi kaldırdım.
"Ben de bu sıcakta birilerini daha fazla bekletmemek için koştum ama..."
Derin bir iç çektikten sonra elime şaplak atıp "Adil bir ödeşme mi sence?" dedi.
Birbirimize bakıp 2 saniyelik sessizliğin ardından gülümsedik ve o susmayan çenesinin açılışını yaptı. Bir yandan yürümeye başladık. Beni takmadan yeni çıkan roman hakkında konuşmaya başladı. Dinlemekten bıktığımı söylesem de anlatmaya devam etti. Bu arada gideceğimiz yere yaklaşmıştık. Bir köşe daha döndükten sonra karşıdaki mağazayı gördük. Tam heyecanımız yenilenmişken kırmızı ışık yandı. İnsanlar yanımda kaldırımda dizilmeye başlamıştı bile.
Çoğu insan Tokyo' nun kalabalığından şikayetçiydi ama alışmışlardı artık.
O sırada beyaz renkli, şirin bir köpek dikkatimi çekti. Ona bakarken bir yandan Mari' yle birlikte dünkü favori komedi programımızı konuşuyorduk. Konu ne zaman ona gönderdiğim savunma teknikleri ve dövüş sanatları videolarına geldi anlamamıştım bile. Dövüşçülerin taklidini elleriyle göstermeye çalışıyordu. Mari' nin mimiklerini her zaman çok beğeniyordum. Çünkü bana çok samimi ve komik geliyordu. Sürekli oynayan ellerini izlerken kendimi gülmemek için zor tuttum ve ellerinin taklidi yapmaya başladım. Koluma hafifçe vurarak hızını kesmeden konuşmasına devam etti. Yanımdaki küçük kızın köpeğini bir kez daha görebilmek için yere doğru baktığımda bağcığımın çözüldüğünü fark ettim.
'Koşarken açıldılar herhâlde..'
İnsanların yanımdan geçtiğini anlasam da bağcıkları hızlı bir şekilde bağlayabileceğime karar verdim. Önümde yürüyen arkadaşıma baktığımda hala yanında ben varmışım gibi gülümseyerek bir şeyler anlattığını gördüm. Yine beni güldürmüştü.
Bağcıklarımı hemen bağladım. Ona yetişmek için büyük adımlar attım. Yolun ortasında olduğumu fark edemeden ard arda gelen korna seslerini duydum. Ben hızlanıp geçebileceğimi zannetmiştim. Taki yoldan gelen araba sahibinin kızgın bir şekilde bağırdığını görene kadar. Onun arkasından hızla gelen bir araba yanımdan geçti. Hızından ve yakınlığından sarsılıp yere düştüm. Benim yolun ortasında durduğumu fark etmeleri uzun sürmedi. Gözlerim yanımdan geçen arabaya kilitlendi. Şoför camdan kafasını uzatıp bana doğru bağırarak bir şeyler söyledi ama mesafe yüzünden dediklerini duyamadım. Gözlerimi diğer tarafa çevirdiğimde diğer arabanın hızla bana doğru geldiğini gördüm.
Ama neden önümdeki araba hâlâ üstüme gelmeye devam ediyordu? Adam bana baktığı halde.. Umursamaz ve kötü bir insan olduğunu aklımdan geçirmeden edemedim. Beni korkutmak için falan mı yapıyordu acaba? Uzaktaydı ama bu hızla mesafeyi saniyeler içinde kapatabilirdi.
Yolun ortasında durduğumu hissettim kendimi toparlayıp ayağa kalktım, koşarak karşıya geçmeyi denedim. İnsanların bağırışları yüzünden tarifsiz bir panik kaplamıştı beni. Mari arkaya doğru hızlıca döndü. Yüzünü dehşet kaplamıştı.
"Riiiiiinn!!"
Onu duymuştum ama yüzümü ister istemez yan yola doğru çevirdiğimde Arabayı kullanan kişinin ağlayan yüz ifadesini gördüm. Dudaklarından çıkan kelimeleri az da olsa okuyabildim. Aklımdan söylediklerini heceledim.
"F-ren tut-mu-yo!!"
Bunların hepsi en fazla 1 dakika gibi kısa bir süre içinde yaşansa da ben ağır çekimde yaşıyormuş gibi hissettim. Tek bir 1 dakika hayatımın tamamen değişmesine sebep olacaktı.
Mari bana doğru koşuyordu. Panikledim. Sonrası ise acı... Ne olduğunu anlamadım. Gelme diye bağıramamıştım bile. Her şey çok anlamsızca hızlıydı.
Karanlık, gözlerimi son noktasına kadar açsamda gitmiyordu. İnsanların bağırışlarını duyuyordum ama çok uzaktan.. Kafamı zar zor yerden kaldırdığımda buğulu gözlerimle, bir arabanın binaya çarptığını ve parçalanmış ön camların üstünden kan boşaldığını gördüm. Camların arasında bir kol hareketsiz duruyordu. İnsanlar orada toplanmışlardı. Herkes panik halindeydi. Arabanın üstüne doğru bakamadan kafam kendiliğinden yere düştü.
Geride hiçbir anı kalmadı. Soğuk ve karanlık. Soğuktan nefret ettiğimi bir kez daha hatırladım. Başımda şiddetli bir ağrı hissettim. Ağrıyla gelen sıcak hissi de... Bunun kan olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Aniden bu kaosun ortasında bir mırıltı sesi duyduğumu sandım ama daha önce hiç duymadığım bir sesle. Bu güzel melodi beni az da olsa rahatlatmaya yetmişti. Sanki biri kulağıma fısıldıyor gibiydi. Narin ve hoş bir sesle. Ama bunu kimsenin yapamayacağını yanımda tek bir insanın olmayışından biliyordum..
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.