Born As The Daughter Of The Wicked Woman(Novel) - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




18   Önceki Bölüm 

           
Lennox Daphne’i ilk gördüğünde, çocuk çok hasta görünüyordu. Yara dolu bedeni yürümekte zorluk çekerken sıska bedenini görünce kaşları çatılmıştı.
 
Lennox sempatik bir bakışla bir vücudun gecekondu mahallesinden olsa bile bu kadar yaralarla dolu olamayacağını düşünmüştü. Bir anlaşma yapmak için gelen çocuğa üzülmüştü.
 
Bir yerde bir tacize uğradığı açıktı ve bu dikkatini çekmişti.
 
Yine de onun durumu kendiliğinden anlattığını görmek ilgi çekiciydi ve sözleri yüzünden yüreği titremeye başlamıştı.
 
Zayıf vücuduna rağmen kendine olan güveni ve cesareti olduğu için rahatlamalıyım
 
Ricarda’nın doğru zamandaki raporuyla kızın sözleri annesinin dikkatini çekmişti.  Ancak nedense annesi kolay kolay kızı kabul edememişti.
 
Çiçek toplama koşulu; Şehir kapısından dışarıya hiç çıkmamış gibi görünen bir kıza.
 
Lennox bir an annesinin koşulunu sorgulamıştı.
 
 Ani bir fırtınaya düşecek bir çocuk için bu gülünç bir durum olmalıydı.
 
‘Hayır ama onun bir süre önce orman yolunu temizlediğini duymuştum’
 
Tamamen umutsuz bir durum değildi. Başkentteki bir kurumun yeni yolu süslemek için yeni çiçekler satın aldıklarını duymuştum.
 
‘Annem çocuğu sevmiş gibi görünüyor. Onu test mi etmek istiyor?’
 
Öyle olsa bile bunun çok sert olabileceğinden endişeliydi.
 
Eğer kız şehrin kapısından çıkıp düzgün düzenlenmiş yolu takip ederse çiçekleri bulabilirdi.
 
Yine de dışarısı hala soğuktu ve çocuğun durumu saçmalıktı bu yüzden Lennox çocuğun vazgeçmesini istedi. Ancak çocuk duraksamadan koşulu kabul etmişti.
 
Korkunç görünse bile annesinin talebini karşılayabileceğini söyleyip bunu kabul edip gidip çiçek toplayabilecek kadar cesurdu.
 
Ancak koşulun gereksinimlerinin aksine çocuk şehir kapısına giden yolu bilmiyordu ve soğukta titremesiyle onu tek başına gönderemeyeceğine ikna olmuştu bile.
 
‘Senin sorunun ne ağabey?’ Ricarda’nın sesi içinden geçmişti.
 
Ancak Lenox onun kelimelerini umursamayarak çocuk için küçük olsa bile sıcak bir şeyler arıyordu.
 
Sonunda kaybolmasına rağmen çocuk pes etmemişti. O karanlık ormanda tek başına dolaşıp vücudundaki tüm yaralara rağmen kırmızı çiçeği bulmuştu.
 
‘…..’
 
Nefes alamıyormuş gibi görünen çocuğu gördüğünde doğal olarak ağzından lanet çıkmıştı.
 
Lennox farkında olmadan ormana doğru koşup çocuğu kucağına almıştı ve gizli köşke yönelmişti.
 
Lennox’un eve döndüğünü öğrendikten sonra Chloe ve Ricarda’da eve dönmüştü. Onlar da Daphne’nin ölmek üzere olan görüntüsünden şoklarını saklayamamışlardı.
 
‘‘…Bu nasıl oldu?’’
 
‘‘Bence çiçekleri ararken oldu… Bir yerde düşerek ormanda dolaştı.’’
 
Bazı nedenden dolayı elleri titriyordu. Halbuki Lennox bu çocuğun sahip olduğundan daha fazla yaralar görmüştü ama ellerinin titremesini durduramıyordu.
 
Chloe utancını gözlerinde sakladı ve sakin görünerek Daphne’nin durumuna baktı. Bakışları Daphne'nin ağrıyan bacağına döndükten sonra vücudundaki bütün yaraları gördü ve sonunda elinde tuttuğu kırmızı çiçeğe baktı.
 
Chloe, ancak o zaman, çocuğun koşullarından ne kadar acı çektiğiyle yüzleşti.
 
Bu çocuğun bu kadarını kaldırabileceğini düşündüğü geçmişini anlayamıyordu.
 
‘Mantıklı olduğunu düşünmüştüm… Peki neden şimdi böyle geri geldi?’
 
Bu pişman olduğumun bir işareti mi?
 
Çocuğunun durumunun iyi olmadığını bildiği halde neden ona böyle bir seçenek sunmuştu?
 
Sanki bunu ona yapmak zorundaymış gibiydi.
 
Aksi takdirde, o narin çocuğu gecenin yarısı ormana göndermezdim.
 
Ancak, tüm gücümle inkar etsem bile, yaralı çocuğun iyi olması için hiçbir mucize gerçekleşmedi.
 
Bunun karşısında Chloe gözlerini sıkıca kapattı.
 
Bu durum en kötü kaldığım durumlardan bir tanesi.
 
Tanımlanamayacak bir utanç duygusu onu çarpmıştı.
 
Chloe ancak o zaman Daphne’nin gözlerini hatırlayabilmişti.
 
O gözler yaşamak için çaresizdi.
 
Daphne’nin görünüşü gözlerinde yansıyana kadar Chloe anlaşılmaz acımasız hatalarını kendine itiraf edememişti.
 
Chloe derin bir iç çekerek pişmanlıkla konuştu.
 
‘‘Bu çocuğa çok sert bir şey yaptım… Ricarda’’
 
‘‘Evet, anne. Onu tedavi edeyim mi?’’
 
‘‘Bu bir rica’’
 
Sonunda, yutkunamayarak pişmanlık içinde ona izin verdi. Ricarda, izin aldıktan sonra Daphne'yi hızla boş odaya götürdü ve tedaviye başladı. Vücuttaki morluklardan şişmiş bacaklara kadar, hafif bir düzelme göstermeden önce mananın akması neredeyse bir gün sürmüştü.
 
Tedavinin ilerleyişi bir tahta çubuk ile bacağının bağlanması ve bandajlama gibi tedavilerin yapılmasına yol açmıştı.
 
Ricarda işini bitirdiğinde oturduğu yere yorgunlukla çöktü.
 
‘‘Tuhaf bir şekilde çok mana tükettim. Görünüşe göre çocuğun bedeni manayı reddediyor’’ (Arkadaşlar burası için yorumlarınızı duyalım. Açıkçası benim aklıma fantastik fikirler geliyor )
 
Ricarda başını olumsuz anlamda salladı ama vaz geçmedi.
 
‘‘Daha iyi bir yol bulmalıyım. Onu etkili bir şekilde tedavi etmenin yolu’’
 
Çocuğun nefes almakta zorlandığını gören Chloe, onu saran pişmanlığa karşı duyduğu tiksintiye karşı koyamadı. Öyle bile olsa çocuğun yanından ayrılamadı.
 
Lennox da çocuğun yanından ayrılamadı çünkü soğukta titrerken bile bir çocuktan farklı olarak ne kadar enerjik olduğunu hatırlıyordu.
 
Bitkin olan Ricarda bile çocuğun yanında uyuyakalmıştı.
 
O gün dört kişinin aile olmak üzere küçük bir odada birlikte kaldıkları ilk geceydi.
 
***
 
Daphne’nin ağzından hüzünle birlikte karışık hıçkıran bir ses sızmaya başladı.
 
‘‘Kur-tar…’’
 
‘‘Ölmek istemiyorum…’’
 
‘‘Ben- ben istemiyorum…!’’
 
Daphne kabus görmeye başlamıştı.
 
Daphne’nin hayatı hakkında ağladığını gören Ricarda yorgunluğu hakkında şikayetinden vazgeçip onun yanından ayrılamamıştı. Sürekli iyileştirme büyüsü nedeniyle çökmüş gözleriyle derin düşüncelere dalmış gibi görünüyordu.
 
Lennox, sanki bir büyü yapıyormuş gibi, onun ölmesine izin vermeyeceğini ciddiyetle fısıldıyordu.
 
Ricarda, kabusları kovmak için bir sihir numarası geliştireceğini söyleyerek yanından ayrılmamıştı.
 
‘‘Anne… Ölme…’’
 
Daphne annesinin bulunduğu kabusu görürken Chloe tüm işini bırakıp Daphne'yi kollarında tutarak ve sırtını okşayarak öne çıkmıştı.
 
Chloe’nin okşama ve yumuşak fısıltısı Daphne ağlamayı bırakana, rüyalarının korkusunu atana ve rahat bir şekilde uykuya dalana kadar durmamıştı.
 
Chloe'nin sesi ve sabit okşaması yüzünden miydi yoksa onun düzenli kalp atışları mı onu sakinleştirmişti?
 
Neyse ki, Daphne kabusundan kaçmayı başarmış ve uykuya dalmıştı.
 
***
 
Daphne uyanmıştı.
 
Lennox Ricarda’nın neşe dolu sesini bırakıp Daphne’nin odasına koşmuştu.
 
Sessizce çalışan Chloe, haberi duyar duymaz elinde ki dolmakalemle koşarak odaya gelmişti.
 
Chloe saç rengine yuvarlak gözüyle bakan Daphne’nin annesinin onun için saç rengini aldığını söylerken ki halini hatırlamıştı.
 
‘Böyle şeyler yaşan bir çocuk nasıl bu kadar tatlı şeyler söyleyebilir?’
 
Görünüşü Chloe'yi daha da üzüyordu.
 
Lennox, Daphne'nin geleceğe giden yolu bulabilecek kadar zeki bir çocuk olduğunu düşünüyordu.
 
Boo hooo-
 
Ancak boş odada yalnız olan Daphne’nin ağladığını duyunca Lennox yanıldığını anlamıştı.
 
Lennox mutfağa gidip bir tepside yemek için yulaf lapası ve ilaçlarla dönerken, Daphne sanki üzüntüsünden kurtulmaya çalışıyormuş gibi ağlıyordu.
 
Ancak yalnız bırakılınca rahatlayan kız, gözyaşlarına boğulmuştu.
 
Sıcak yulaf lapasına bakan Lennox, kıpırdamadan durmaya ve ağlaması bitene kadar beklemeye karar verdi.
 
Ve yanında olan Ricarda’da yere oturup onun ağlamasını dinliyordu.
 
Pipoya tütünü koymaya çalışan Chloe de bir duraksamayla pipoyu bırakıp cebine geri koymuştu.
 
‘‘Sanırım artık rahatladı’’
 
Lennox’un sözleriyle Ricarda başını salladı.
 
‘‘O hala çocuk’’
 
‘‘Dün çocuk yedi yaşında olduğunu söylemişti.’’
 
‘‘Yedi yaşındaki bir çocuk böyle saklanıp böyle nefessizce ağlıyor mu?’’
 
Ricarda’nın sorusu üzerine Chloe ağzına hüzünlü bir gülümseme koydu.
 
“O çocuğa bakarsanız, büyüdüğü çevre hakkında bilgi edinebilirsiniz. Daphne…. "
 
Hayal ettiğimizden daha çetin bir çevrede yaşıyor olmalı.
 
İlk bakışta Daphne’nin sözleri abartılmamış olabilirdi.
 
Chloe bundan daha kötü olabileceğini söylediğinde Ricarda’nın ifadesi endişeyle doluydu.
 
‘‘Bu çocuğu halef olarak alacak mısın?’’
 
Lennox’un sorusuna yanıt olarak Chloe, ifadesini değiştirmeden kesin bir şekilde konuştu.
 
"Elbette, Daphne hayatını riske attığı ve koşulları koruduğu için sözümü de tutmalıyım."
 
Chloe elindeki cam kavanoza bakarken acı acı gülümsedi.
 
Ortaya koyduğum şartlar zorlu olsa da, Daphne gereksinimleri yeterince yerine getirdi. Ve her şeyden önce, o zavallı çocuk bana bir hediye getirmek için hayatını riske attı.
 
Chloe ne kadar soğuk olursa olsun içgüdüsel olarak kalbine kazınmış çocuğu bırakamayacağını hissediyordu.
 
‘‘Ve ben Daphne’i gerçekten seviyorum. Gözlerini gördünüz mü? Onda çocukluğumu görüyor gibiyim’’
 
Chloe vahim durumu göstermek için kasten güldü.
 
‘‘Benim gibi akıllıca şeyler yapacağını düşünüyorum’’
 
‘‘Ağabeyim ve ben annemin gençken nasıl olduğunu bilmiyoruz’’
 
Chloe’nin gururlu sesinin ardında Ricarda’nın homurdanan sesi belirdi.
 
Lennox, doğal olarak tartışmaya başlayan ikisini izlerken gülümsedi.
 
Daphne geleli bir haftadan az zaman olmuştu ama çoktan üçünün de hayatına sızıyordu.
 
***
 
İlk birlikte zaman geçirdiğimizde,
 
Lennox’un sevgisi Daphne’i zehirlemişti.
 
Daphne’nin dostça davranmama sözlerini duyduktan sonra, Lennox sessizce ayrıldığına pişman olmuştu.
 
‘Kirpi gibiyim. Phew, böyle ayrılmak istemiyordum’
 
Daphne gergin olmalı ama ben aptal gibi hiçbir şey söyleyemedim.
 
‘Sen bir aptalsın’
 
Pekala, tanışmamızın üzerinden sadece birkaç gün geçti. Daphne şimdiye kadar zorlu bir yerde yaşadı; bu yüzden bize inanması onun için zor olmalı.
 
‘Bu yüzden ona hemen cevap vermeliydim’
 
Lennox hızlı cevap vermediği için kendini suçladı ve ertesi gün ona iyi davranması için Daphne'den izin istemeye çalışacaktı.
 
‘Ama neden birdenbire meşgul oluyorum?’
 
Lennox, birisinin işine karışmış gibi gelen hisle gelen kızgınlığını yatıştırmayı başardı.
 
Ancak işten zar zor döndüğünde, zaten uyumuş olan Daphne hala kabuslarından acı çekiyordu.
 
‘Üzgünüm Daphne. Bundan hoşlanmadığını söyledin ama bugünlük beni mazur gör’
 
Daphne'nin görünüşü okşamasına rağmen düzelmediğinde, Lennox bitkin bedeninin üstesinden geldi ve Daphne'ye sarıldı.
 
Ve bir zamanlar duyduğu ninniyi alçakgönüllü bir şekilde mırıldanarak, onu düzenli olarak okşadı.
 
Ninni, Daphne’nin sert nefesi sakinleşene kadar devam etti.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


18   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.