Bungo Stray Dogs: Osamu Dazai’s Entrance Exam - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




Sonraki Bölüm   2 


           
"İdeal" nedir?
Bu sorunun sayısız cevabı vardır. Bahaneye dayalı, ideolojiye dayalı, "ideal"i tanımlayabilecek binlerce sözcük vardır.
Ama bana sorarsanız, cevap apaçık ortadır: "ideal" defterimin üzerinde yazan kelimedir.
Defterim ise her şeyden üstündür.
Bir prensip, üstat ve peygamber olarak bana rehberlik eder. Zamanı gelince, bir silah veya anahtar olabilir.
İdealdir.
Defterimde hakkımdaki her şey yazılıdır. Her zaman yanımda taşıdığım bu defterle ayrıca tüm geleceğimi elimde tutarım.
Bugün akşam yemeğinde ne yiyeceğimden beş yıl sonra hangi eve taşınacağıma...
Yarının işinden bölgedeki en ucuz turpa kadar...
Programım, planlarım, hedeflerim ve rehberliklerim... her şeyi yazdım ve onları gerçekleştirmek için çabalıyorum.
Biraz abartırsam, bu "ideal"ler benim kahinim. "İdealler"im de kehanetlerim.
Onları takip edersem bir sorun çıkmaz.
Bu deftere uyduğum sürece geleceği kontrol edebilirim.
Geleceği kontrol etmek...
Ne kadar da güzel bir tabir...
Ancak-
Bu kavram ne kadar güzel olursa olsun, çözüm yolundaki asıl resmi göremiyorsanız, bu görkemin taklitten bir farkı kalmaz. İdealistlik de saçmalığa döner.
Her şeyden önce, defterimin ilk sayfasını açarsanız, idealizmin kısa bir açıklamasının yazıldığını görürsünüz.
"Yapman gerekeni yap."
Benim adım Kunikida Doppo.
Doğruların idealisti olarak, ideallerimin peşinde bir savunucuyum.
İdeallerimi gerçekleştirmeye çalışan birisiyim ve ideallerimi altüst etmek için doğmuş yeni bir üyeyle, eminim ki hoş olmayan anılarımız olacak.
000
7
Defterimin sayfalarını çevirdim ve son iki, üç günü gözden geçirdim.
Bu zaman içerisinde, benim hakkımda gerçekleşecek önemli olaylar altı çizili şeklinde yazılıdır.
Takekoshi-kun geldi. Ay ışığı altında yürüyüş yaptık.·Hacker, Taguchi ile denizaşırıda gerçekleşen savaş hakkında bir telefon görüşmesi yaptım.·Armut yedim, çok şekerliydi.
Başımı belaya sokma potansiyeline sahip önemsiz konulara takılma iznim yok.
Böylece yanlış yola düşmüyorum. Kahretsin! Bundan başka ne istemiştim ki?
"Bekle!"
Yokohoma caddelerinde takip ettiğim suçluya bağırdım.
Caddedeki kalabalık her zamanki gibi gürültüydü. Tezgahtarların gelip geçenleri çağıran gür sesleri, insanların caddede yürürken çıkardıkları gürültü, müşterilerin daha ucuz bir fiyat için pazarlık etmesi ve sağ ile sol taraftan trafiğe yakalanmış arabaların sesleri... Eğer bir tarafta kavga çıkarsa diğer tarafın bunu fark etmeyeceğine şüphe yok.
Kalabalığı itiştirerek suçlunun arkasından koştum.
Arkasından koştuğum adam küçük bir hırsızdı. Bir kuyumcuda curcuna yarattıktan sonra kuyumcuyu soymuş ve kaçmıştı. Büyük bir olay değil ancak bu üç kere gerçekleşmiş ve caddedeki mağaza sahiplerinin ihmal edemeyeceği bir konu haline gelince, hırsızı yakalama ricasıyla bize geldiler.
Dördüncü suç mahallinden ayrıldıktan sonra, hırsızın peşine düştük. O zamandan beri yorulmuş gibi gözükmüyor, yavaşlamıyor ve durmuyordu. Caddenin sonunda, dar bir arka sokağa girince izini kaybettim. Kargaşa ve gürültünün arasında koşuşturmayı bıraktım.
"Yavaş olma, yeni adam!"
Arkamdan bana yetişmeye çalışan iş arkadaşıma seslendim.
"Lütfen bir dakika bekle, Kunikida-kun. Ayaklarım mahvoldu."
"Umurumda değil. Acele et ve gel!"
Arkamdan beceriksizce beni takip eden kişi bir meslektaşım. Sadece bir kaç gün önce ajansa katılmış yeni bir çalışan.
Adı Dazai Osamu.
Bu isim olmadan ne yapılabilir ki?
"Ah, çok yorgunum. Kunikida-kun çok hızlı koşuyor. Biraz yavaşla. Biliyorsun, sağlığına zararlı."
"Ben koşmaya alışığım, tembel! Karnımın ağrımasının sebebi sensin!"
"Tebrikler."
"Kapa çeneni."
Bu Dazai adındaki adamın yeteneğinin ne olduğu belli değil, ayrıca geçmişi de bilinmiyor ve motivasyonu sıfır. İşleri her zaman kendi yolunda, hızında ve planlarımı bozarak hallediyor.
Daha kötüsü ise bu adamın hobisi-
-
"Bu arada, Kunikida-kun. Bizim arkadaş kaçacak."
Hiç düşünmeden, cık cıkladım.
ÇN: Buradaki cık cıklamak diliyle olumsuz manada çıkarılan ses olarak kullanılmış. Aklıma yazacak başka bir şey gelmedi.
Bulunduğumuz bölgenin haritasını hatırlamaya çalıştım. Hırsızın kaçtığı yer çitlerle çevrili bir yerleşim bölgesiydi. Orada saklanabileceği onlarca gizli yer ve ev vardı.
"Gördün mü, Dazai! Sırf sen ağır davrandın diye hırsız saklanacak baş belası bir yer buldu!"
"Mükemmel! Tıpkı planlandığı gibi. Daha da önemlisi az önce harika bir şey keşfettim. Bilmek ister misin?"
"Sonra söyle!"
"Anlatayım, ’İntihar El Kitabını Uygulamak’ adında çok nadir bir kitap var. Bunca zamandır onu arıyordum ve antika bir kitapçının vitrininde sergilenirken gördüm-Ah, hemen geri dönmeliyiz yoksa satılacak!"
Beni dinlemeden, öylece konuşuyordu.
"Eğer bu kadar çok ölmek istiyorsan seni vurayım mı?" Bağırdım, o ise utangaç bir şekilde gülümsedi. "Eh? Gerçekten mi? Teşekkür ederim." Kendini tutma gereği duymadı bile.
Bu adam işini bile ciddiye almıyor ve ister uyuyor olsun ister uyanık olsun düşündüğü tek şey intihar etmek. Benim anlayamayacağım bir dünyada yaşıyor, ama çözüm ne kadar kolay veya basit olursa olsun, gece ve gündüz boyunca yaptığı tek şey kendinin öldürmenin yollarını aramak. Diğer bir değişle, intihar manyağı.
İntihar manyağı mı?
Ne itici bir kelime.
Ancak bu kişinin hobisinin delice olması, ya da işini yapması için uğraşmam, bunlar tutuklama görevinin başarısızlığı için bahane olamaz.
Çünkü "başarısızlık" defterimde yazan bir kelime değil.
Suçlu köşeyi döndüğünde, takibimi sürdürmeye devam ettim.
Saptığım sokak sıkışık ve karanlık bir hal aldı. Bir seferde sadece tek bir insanın geçebileceği kadar dardı. İki taraf da çitlerle kaplıydı ve arka bahçeler ile eski evlerin su kuyuları görülebiliyordu. Evlerin ön taraflarında asılmış çamaşırlar, rüzgarda dalgalanıyordu.
Akıllı telefonla bölgenin haritasını açtım. Ekrandaki bir nokta bizi çevreleyen binaları ve etrafımızdaki yolları gösteriyordu. Bulunduğumuz yol yerleşim yeri boyunca devam ediyordu ve dahası suçlu düz gitmeye devam ederse birçok depo ve fabrikanın bulunduğu sanayi bölgesine girecekti. Eğer oraya ulaşırsa, onu saklandığı yerden çıkarmak imkansız hale gelirdi.
Yolun sonundaki diğer tarafta, küçük bir silueti koşarken gördüm. Cidden hedefi sanayi bölgesine gitmek miydi?
"Kahretsin!"
Kaba sözcükler söylendi. Aramızdaki bu mesafeyle onu yakalamak zor olacaktı. Onu tutuklamayı başaramazsak suç işlemeye devam edecekti. Ne yapmalıydık?
"Öyleyse, hızlıca bu işi bitirelim ve kitabı satın almaya gidelim. Sadece kaçmasını engellememiz yeterli, değil mi?"
Dazai büyük bir kahkaha attı.
Derin bir nefes aldı ve kulakları çınlatan sesiyle bağırdı:
"Yangın var!"
Suçlunun kaçış yoluna, paniklemiş insanlar çıkmaya başladı. Tencere kapağı taşıyan bir ev hanımı, uyku sersemi genç bir adam, elinde şogi tahtası bulunan yaşlı bir adam... Şaşırmış yerleşimcilerin hepsi dar sokağı dolduruyordu.
Suçlu artık telaşlanmıştı.
Kaçmak için kullanacağı yolda bir kalabalık vardı, ileri ya da geri gidemezdi. İnsanları tehdit etmeye kalkışsa bile yangınla uğraşmaktan çok meşgul olduklarından onu dinlemezlerdi bile. Kurtuluş yolu açılmış tahta kapılarla kapanmıştı.
"Nasıl yaptım ama?"
"Aptal! Düşman durdu ama biz de bir yere kıpırdayamıyoruz!"
"Endişelenme, ne de olsa yetenekli dedektif Kunikida Doppo yanımızda? Bu yüzden sana özel bir kargaşa yarattım, lütfen hallet."
Sonra şu dilini susturmak için dudaklarını birbirine dikeceğim!
Aziz defterimi açtım ve sayfaya hızlıca "kanca silahı" yazdım. Kağıdı yırttıktan sonra bağırdım: "Doppo Şairi!"
Yeteneğim.
Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi? Mantığa veya sebeplere dayandırarak açıklayamam. "Oluyor işte."den başka bir ifadeyle anlatmam mümkün değil. Neden bir defterin sayfası olmak zorunda? Neden normal bir sayfa fizik kurallarına karşı gelerek başka bir nesneye dönüşebiliyor? Bir açıklama sunmak imkansız.

Yırtılmış kağıt, üzerine yazılan kelimeye uygun olarak, kanca silahına dönüştü. Çitlerin üstünden atlayarak silahımla suçluyu hedef aldım fakat o da arka cebindeki tabancayı çıkışını kapatan insanları tehdit etmek için kullanıyordu. Onun gibi dengesiz bir hırsızın elinde silah gibi bir alet... oldukça tehlikeliydi.

Ne olursa olsun, kalabalık bir alanda iken silahının ateş almasına izin veremezdim!

Nişan aldım ve ateş ettim. Silahımdan çıkan kanca hedefe doğru fırladı ve demir teli gerildi. Kanca, suçlunun arkasındaki duvara saplanmadan önce tişörtünün kolunu yırtmıştı.

"Bingo."
Dazai etkilendiğini belli ederek ıslık çaldı.
Kırılmış çitle beraber kancayı tabancaya geri çektim. Sonra, dar yoldaki çitlerin birisi sayesinde yönünü değiştirdim ve insanların kafalarının üstünden geçirerek suçlunun önüne düşmesini sağladım.
Suçlu cebinden bıçağını çıkarıyorken kafamı kaldırdım.
Kısa bir an bıçağı salladı ve aşağıya sapladı.
Onun gibi bir amatörden gelen hareket, tabii ki hedefini tutturamazdı.
Başımı hafifçe yana eğdim ve bıçaktan kaçındım. Suçlunun dirseğini tuttuktan sonra bileğini aşağı çektim. Onu yere sermek için bileğini kıvırdım ve aşağıya doğru güç uyguladım. Diğer kolunu da tersi yönüne çekerek kolayca etkisiz hale getirdim.
Havada savruldu.
Suçlu boşlukta yuvarlandı ve yüzüstü düşmeden önce vücudu duvara çarptı. Düşüp bayılmadan önce ne olduğunu anlayamamış gibi duruyordu.
Bedenine güç uygularken rakibi fırlatmak: bunun adı "yukarı-aşağı at yöntemi".
Şaşırmaktan dillerini yutmuş kalabalık bir bize bir suçluya bakıyordu.
Sonunda olan bitenin farkına varan Dazai, yerleşimcilere seslendi:
"Herkese selam! Kargaşa yarattığım için özür dilerim, şu an hiçbir sorun yok! Yangın yanlış alarmmış."
"S-siz kimsiniz?" diye sordu birisi.
Cebimden dedektif lisansımı çıkardım ve herkesin gördüğünden emin olacak şekilde kaldırdım. "Endişelenmenize gerek yok, biz Silahlı Dedektif Ajansı’ndanız."

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


Sonraki Bölüm   2 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.