Cilt 2 - Kısım 4 - Her Tahmin
Sudou'nun C sınıfıyla yapacağı müzakereye sadece bir gün kalmıştı. Horikita'nın işbirliği yapması ve Sakura'nın tanıklık yapmayı kabul etmesinin yanı sıra Kushida'yla Hirata'nın hareketleri sınıfın tamamını canlandırmış ve cesaretlendirmişti.
Sınıfça birlik olduğumuzu söyleyebilirdiniz.
Yine de Sudou'nun masumiyetini reddedilemez kılacak kanıtlardan yoksunduk. Anlaşılan her şey yapılacak olan müzakereye kalmıştı.
"Bugün de acayip sıcak be adamım..."
Bunaltıcı havaya aniden çıkmam, önceden hiç düşünmediğim kadar küresel ısınma hakkında düşünmeme neden oldu. Ağustos'a kadar hemen her gün bu şekilde acı çekeceğim düşünüldüğünde bunalmakta haklıydım.
Yurdun lobisinden çıktığım an sıcak ve nemli hava üzerime doğru esti. Yanan cildimin acısına katlanırken, okula giden yeşil yapraklı ağaçlarla dolu yolu yürüdüm.
Yine de bugün bir şey farklıydı. Merdivenin yanında, ayakkabı bölmelerinin biraz önündeki ilan tahtasında asılı bir şey vardı. Tahtadaki asılı kağıtta, Sudou'yla C sınıfının yaşadığı olayla ilgili bilgisi olan öğrencileri aradıkları yazılıydı.
"Bu--"
Görünen o ki birisi yardım etmeye çalışıyordu. Yürekten takdir edilecek cinstendi. Böylesi tedbirleri biz bile almayı düşünememiştik.
Anlaşılan bu gizemli kişi daha çok aksiyon adamıydı. Dahası, ilanın kendisi zayıf bir çaba olarak görünse bile hazırlayan kişi, yardımcı olabilecek bilgilere karşılık puan verileceğini de yazmıştı. Bu gibi durumlarda kayıtsız öğrenciler bile ilgi gösterirdi.
Şöyle bir bakınca, etkilenmiştim harbiden.
"Günaydın Ayanokouji-kun!"
Yeni yeni gelen Ichinose arkamdan bana seslendi.
"İlan tahtasındaki kağıdı gördüm de, onu sen mi hazırladın Ichinose?"
Ichinose'de benim gibi ilana bakmaya başladı. Çok ilgili gibiydi.
"Hmm.. anlıyorum… böyle bir yöntem de varmış demek."
"Ha? Hazırlayan sen değil miydin?"
Bunun kesinlikle ona ait bir strateji olduğunu düşünmüştüm.
"Bu muhtemelen-- ah, burdaymış! Günaydın Kanzaki-kun."
Ichinose yalnız başına duran bir erkek öğrenciye elini salladı. İşaret ettiği kişi Ichinose'yi farketti ve sessiz adımlarla bize yaklaştı.
"Bunu sen mi astın, Kanzaki-kun?"
"Evet, cuma günü hazırlayıp asmıştım. Bir problem yoktur umarım?"
"Ah, hayır. Hiçte bile. Sadece buradaki arkadaşım kimin hazırladığını bilmek istiyordu da. Durun durun sizi tanıştırıyım; B sınıfından Kanzaki-kun, D sınıfından Ayanokouji-kun."
"Tanıştığımıza memnun oldum Kanzaki."
Tavırları sert gibiydi ama ciddi duruyordu. Uzun ve ince bir vücudu vardı. Hirata'dan farklı bir havası olsa da yakışıklı çocuktu. Uzattığı elini sıktım.
"Peki nasıl gidiyor Kanzaki-kun? Faydalı bir şeyler öğrenebildin mi?"
"Maalesef. Kullanışlı herhangi bir bilgi öğrenemedim."
"Demek öyle. Peki, ilan bölümüne baksak nasıl olur?"
"İlan bölümüne mi? Ne yani, başka bir şey daha mı astınız?"
Ichinose hafifçe gülümsedi. Başka bir şey kastediyor gibiydi.
"Okulun anasayfasına hiç bakmadım deme. Orada mesajlaşılabilen bir forum var. Öğrencilerden, eğer okulda herhangi bir şiddet olayına tanık olmuşlarsa bilgi vermelerini rica ettim."
Ichinose bunu söyledikten sonra telefonunun ekranını gösterdi. Olaya şahit olmuş kişilerin arandığını bildiren mesajın yanı sıra bu mesajı görüntüleyenlerin sayısı da görünüyordu.
Sayı şimdilik sadece iki basamakla ifade edilse bile tek tek insanlara sormaktan çok daha etkili olduğu kesindi. Ayrıca anasayfaya gönderilen mesajda, herhangi bir tanıklık veya yardımcı olabilecek bilgi için puan ödeneceği de söyleniyordu.
"Bu arada, puan konusunda endişelenmenize gerek yok. Bunu kendimiz karşılamaya karar verdik. Zaten bu aralar yeni bir bilgi öğrenmek epey zor olacaktır. Aah!"
"Bir şey mi oldu?"
"Görünen o ki gönderiyle ilgili iki yeni mesajım var. Belki de bir şeyler öğrenmişizdir, ha?"
Ichinose emin olmak için mesajları kontrol etti. Yüzünde hafiften bir gülümseme belirmişti.
[img=304x428]https://turkcelightnovels.com/wp-content/uploads/2019/12/cilt2.webp[/img]
"İşte bu."
Bana okuyabilmem için mesajı gösterdi.
"Görünüşe göre C sınıfından Ishizaki-kun, ortaokulda baya kötü bir öğrenciymiş. İyi dövüşüyormuş ve bölge halkına dehşet saçıyormuş. Muhtemelen bu bilgiyi de onunla aynı yerden gelen bir çocuk sızdırmıştır."
Kanzaki mesajı okurken "İlginç…" diye mırıldandı.
Ben de onun gibi bu bilgiyi oldukça ilginç buldum. Herkes Sudou'nun kavga ettiği üç öğrencinin senin benim gibi çelimsiz çocuklar olduğunu düşünmüştü. Ama eğer onlar da Sudou gibi başa bela tiplerse, durum giderek ilginç bir hal alıyordu…
Diğer ikisi ise basketbol oyuncusuydular, bu da fiziksel olarak gelişmiş olduklarına işaret ediyordu. Ve Sudou burnu bile kanamadan durumu lehine çevirip üçünü de dövmüştü. Bunda doğal olmayan bir şeyler vardı ya… çözemedim.
"Sen ne düşünüyorsun, Kanzaki-kun?"
"Belki de bilerek Sudou'nun onları dövmesine izin vermişlerdir? Eğer o üçü Sudou için bir tuzak hazırlamak istemişse, her şey çok mantıklı bir hal alıyor."
"Evet, ben de öyle düşünüyorum. Çözeceğini biliyordum Kanzaki-kun. Harikasın. Eğer bu bilgiyi doğrulayabilirsek, Sudou'nun masumiyetini kanıtlamaya bir adım daha yaklaşmış oluruz. Yine de sadece bunu kullanarak kazanamayız, öyle değil mi?"
"Kesinlikle. Bu argümanla insanları ikna etsek bile yolun daha yarısındayız. Ayrıca onların ağzının burnunun kırılıp da Sudou'da tek bir iz bile kalmaması bizi çok zor bir duruma sokuyor."
Sudou muhtemelen o üçü dururken suçluluğun birazını bile üstlenmek istemezdi, bizim sınıfın da aynı şekilde düşüneceğinden emindim.
Yine de eğer D sınıfından bir tanık olsaydı kazanma ihtimalimiz %50, belki %60 bile olabilirdi.
“Maalesef tanığımız daha konuşmadı.”
Hala pazarlık aşamasında olduğumuzdan, Sakura'nın ismini söylemek istememiştim.
"Anlıyorum, bir nedeni var mı peki?"
Sakura'nın durumu çok hassas olduğundan detaylı bir açıklamadan kaçındım, ne de olsa tam müzakere yapılacakken bile tanıklık yapmaktan vazgeçme potansiyeline sahipti. Bir kaçış yolumun bulunmasını istedim.
"Başka bir tanık ortaya çıkmadı, tam da düşündüğüm gibi. Çıksaydı ilginç olurdu ama sanırım bu çok zor. Her neyse, zamanımız doldu. Şimdilik tek umudumuz internetten ya da asılan ilandan bilgi gelmesi."
"Yine de beklemekle doğru bir şey yaptığımızdan emin miyiz? Demek istediğim, şu C sınıfındaki elemanlar bizi gözlerine kestirebilirler."
"Bir şey olacağını sanmam. Üstelik, A sınıfı da C sınıfı da daha baştan bizi hedef bellemişlerdi zaten."
"Ichinose haklı. Kurallara uygun hareket etmek isteseniz bile herkes sınırların dışına oynuyor. Sorun olacağını zannetmem."
Ichinose ve Kanzaki, diğer öğrencilerle adil ve dürüst bir şekilde rekabet etmek istediklerini açıkça belli ettiler.
"Her neyse. Kim bize bilgi sağlarsa ona puan transfer etmemiz gerekiyor, değil mi? Ama aklıma takılan bir şey var. Ya bunu anonim olarak yaparlarsa? O zaman puanları nasıl göndereceğiz ki?"
"İstersen sana söyleyebilirim." dedim.
"Bir şey mi biliyorsun, Ayanokouji-kun?"
"Telefonumla boş boş takılırken keşfettiğim bir şey aklıma geldi de. Kişinin telefon numarasını biliyor musun?"
"Ücretsiz bir numara ama hatırlıyorum." [1]
Ichinose yaklaştı ve telefonunu işaret etti. Birisine bu kadar yakın olmak genelde insanları savunmasız hissettirir. Bir kızın bu kadar yakınında bir erkeğin bulunmasına izin vereceğini düşünmezdim.
Ve.. tam olarak kestirememekle beraber, Ichinose'nin kendine has hoş bir kokusu vardı.
"İşte, ordaki puanları gönderme ekranını aç. Kimlik numaranı sol üst köşede görmen lazım."
Ona talimat verdiğim gibi, kalbim bir roket gibiymişçesine atmaya başladı.
"Umm…"
Ichinose'nin parmakları hızlı hareket ediyordu. Kendi puanlarını görebildiği ekranı açmak için tuşa bastı. Sayfa yüklendikten sonra ekranda göründü.
"Tamamdır, işte burada. Öyleyse, kimlik numaramı görebildiğime göre şimdi ne yapmalıyım?"
"Kimlik numarandan geçici bir jeton anahtarı oluştur, bunu açıp anahtarı gönderdiğin zaman bir ödeme talebi alacaksın."
"Anladım.. teşekkür ederim."
"Tamamdır. Hadi gidelim, Ayanokouji-kun."
"Pekala."
Ichinose yürümeye başladı.
"………."
Tam o an… Ichinose'nin telefonunda bir şey gördüm. Aklımı kolay kolay terk etmeyecek, kasıp kavuracak bir şey… Ne yapmalıyım? Bu mümkün müydü ki?
Ichinose, Horikita'nın A sınıfına ulaşma hedefine karşı büyük bir engel oluşturabilirdi.
[hr]
Çeviren: lightningbridge21
Düzenleyen: fatoshisme
[1]: Araması ücretsiz, numara sahibinin aldığı her arama başına faturalandırıldığı bir sistem. "Toll-free" diye geçiyor, alternatif çeviri bilen varsa aydınlatabilir.
Daha fazla bilgi için: