Danganronpa Zero - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




24.9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   25.2 


           
Bölüm 25.1

"…Hehe, heyecanlı değil mi?"

Kamishiro-kun hemen sesini neşe içinde yükseltti. 

"Bundan eğleniyor gibi görünüyorsun… korkmuyor musun?"

"Ahaha, tabii ki korkuyorum!"

Kamishiro-kun yüzünde bir gülümseme ile cevapladı. 

"Dürüst olacaksam çok korkuyorum aslında, o kadar çok ki kaçmak istiyorum. Adamım, ilk defa böyle hissediyorum. Benim gibi birinin böyle bir şeyden korktuğuna inanamıyorum… ama işte bu yüzden çok eğlenceli! Sonuçta bu korkunun üstesinden gelebilirsem bir ajan olarak daha çok gelişmiş olacağım! O yüzden kaçmayacağım. Bir ajan olarak güçlenmek adına, kaçmayacağım!"

Sonra aklıma basit bir soru geldi.

"Hey, Kamishiro-kun. Sen neden-"

"Neden mi yeteneğim konusunda bu kadar inatçıyım? Bu aptalca bir soru, abla."

Sorumu önceden bildi ve yanıtladı.

"Bu bir yüzücüye 'Sana bu kadar acı çektiriyorsa neden hala yüzücülük yapıyorsun?' diye sormakla aynı… yeteneğine kafayı takmak gayet normal. Sonuçta sahip olduğum tek şey bu."

Kamishiro-kun konuşurken ellerini olabildiğince yukarıya kaldırdı.  

"Ah, abla, sen de vücudunu esnetmelisin. Beklenmedik şeylere hazırlanmak için bilirsin ya? Hadi, o göğüslerini şişir!"

"…Yok almayayım."

"Ahaha! Bunu diyeceğini tahmin ettim!"

O masum yüzle gülümsedikten sonra ciddi görünümüne geri döndü.

"Bir ajan olarak yaptıklarımı elimden alsaydın hiçbir şeyim kalmazdı. Aşırı derecede fark edilmez olan bir çocuk… sadece bu olurdum. Ama benim bir yeteneğim var. Yeteneğimiz olduğu için, hayatımızı nasıl yaşayacağımızı seçemiyoruz. Bize yeteneğimiz verildiği andan itibaren, hayatımızı planlanmış bir senaryoya göre yaşamaya başlamış olduk… ha, ne kadar da tek taraflı bir yaşam biçimi, değil mi?" 

Yeteneğin olduğu için sana uğraşman gereken, önceden belirlenmiş bir kader ayarlanmış. Buna tek taraflı yaşam biçimi deniyorsa bu muhtemelen isabetli bir açıklama.

"Ancak aslında, bu tek taraflı yaşamı biz kendimiz arzu ediyoruz. Bundan dolayı Umudun Zirvesi Akademisi'ne geldik. Gurur duyduğumuz yeteneklerimizle boğuşmaya devam etmek için. Bu okulun diğer öğrencileri ile birlikte sen de aynısın, değil mi abla? O yüzden ilerlemeye devam etmeliyiz, ne kadar korksak da. Bu 'kendine inan' gibi ucuz bir slogan değil, bu bizim görevimiz. Kaçsaydık bu kendi varlığımızı reddetmek olurdu. Bu sebepten, bu mücadeleye devam etmeliyiz."

Açıkçası, -diğer herkesten daha fazla şekilde- kendinden şüphe etmeyi sürdüren benliğim, Kamishiro-kun'un hislerini hiç anlayamadı.

Neticede korksaydım öylece kaçabilirdim.

Onun benimle hiçbir ilgisi yok.

"…Ah, ama sadece korkmuş değilim, anlarsın ya."

Kamishiro-kun kendini temize çıkarmak ister gibi konuştu.

"Şey, korktuğum doğru ama… aynı derecede heyecanlıyım. İzuru Kamukura, Junko Enoshima, Öğrenci Konseyinin elitleri, Yasuke Matsuda ve Komite Heyeti… hepsini birbirine geçiren kaosu ortadan kaldırma şansı. Eminim ki her şeyi çözebilirsem adım Umudun Zirvesi Akademisi'nin tarihine kazınır. Süper Lise Seviyesi Umut'u kurtaran efsanevi ajan, Yuuto Kamishiro!"

"…Eh? Kurtarmak mı?"

Düşünmeden yanıt verdim. Şimdiye kadar hiçbir kelime etmeden dinlememe rağmen cevap verdim ama tam da bu sebepten ifade etme şekli bu kadar ilgimi çekmişti. 

"Kurtarmak derken benim kastettiğimi mi kastettin? Biliyorsun, İzuru Kamukura, Umudun Zirvesi Akademisi'nin En Kötü Olayının suçlusu, değil mi?"

"Anlatmak istediğim şu ki İzuru Kamukura da bir kurban, kastettiğim, bu, anlarsın, ya?"

Aniden her şeyin sustuğunu hissettim, bu his beni kaplayan acayip duyguydu.

"Ama kimsenin bu 'korkunç gerçeği' keşfetmesine izin vermeme kararı alanlar, Komite Heyeti üyeleriydi. Bundan dolayı, o sebebi kullanarak sadece İzuru Kamukura'yı buraya sakladılar… Eğer gerçek hakikati ortaya çıkarıp 'gerçek suçlu'yu yakalamayı başarırsam bu, Umudun Zirvesi Akademisi'nin tarihine iz bırakacak seviyede bir şey olmaz mıydı?"

Birden gözleri parlamaya başladı.

"Okuldan pek minnettarlık falan istemem ama bir hayal et. Müdürün, gözlerinden akan yaşlarla diz çöküp bana teşekkür ettiğindeki görüntü… aha, ahahahaha!"

Kamishiro-kun gülümseyerek etrafta dönmeye başladı. Bu heyecanın görüntüsü, bir kişiyi selamlayan bir köpeğe benziyordu.

"Aslında, ben çoktan her şeyi kafamda kurdum! 'Umudun Zirvesi Akademisi'nin kurtarıcısı, Süper Lise Seviyesi Gizli Ajan, Kamishiro Yuuto' falan! Ahahahahahahaha, işte bu cidden ilgi çekerdi! Deli gibi ilgi çekerdi! O kadar ilgi çekerdi ki farkedilmez olmamı tamamen sona erdirirdi!"

O noktada, nihayet onun gerçek hislerini bir anlığına görmüşüm gibi hissettim.

Yeteneğine aynı anda hem güvenip hem de nefret duyduğuna emindim.

Bu karmaşık bir şeydi ama büyük olasılıkla bu durumda olan tek kişi o değildi.

Kendisine bir yetenek verilmiş herkes, muhtemelen bu hisse bir şekilde kapılırdı.

Ve o, bundan hemen sonra oldu.

çınnn

Bu sesle birlikte şiddetli titremeler oluştu ve motorun nihayet durmasının sesi duyuldu. Görünüşe göre asansör hedefine ulaşmıştı.

"…Anlaşılıyor ki geldik."

Gülünç dansını sonunda bitirdi, asansör sakince ulaştığında kısık bir ses çıkardı. Ve sonra kapıya doğru yürürken dedi ki "İşte şu an, Elebaşları şimdiden buradalar mı merak ediyorum..."

"Bekle."

Farkında olmadan Kamishiro-kun'un yöneldiği kapıyı tuttum.

"…Hm? Sorun ne? Azimli savaş başlamadan önce bir öpücük mü istiyorsun?"

"Hayır, öyle değil…"

Bununla ilgili içimde kötü bir his vardı. Çok kötü bir his. Ama buna rağmen, ona sordum. Ona sormam gerekiyordu.

"Hey, Elebaşı derken neyi kastediyorsun?"

Kamishiro-kun'un kaşları birden kıpırdadı.

"Ahhh, bu benim dikkatsizliğimdi. Herkesi buraya kapattıktan sonra suç ortakları hakkında her şeyi açığa çıkarmayı planlıyordum…"

Sonra acı bir tebessüm ile dudaklarını yaladı.

"Suç ortağı…"

Bu kategoriye uyan tek kişi, o kız olurdu. Aslında aklıma gelen tek kişi oydu.

"Bahsettiğin kişi… Mukuro İkusaba değil mi?"

"Ha?! O şüpheli mi?!"

Beklenmedik şekilde Kamishiro-kun şaşırmış gibiydi. 

"Vay, bunu bilmiyordum! Öyleyse bu demek ki iki suç ortağı var, ha? Peki, peki, peki... bu dev bir aile!"

Bu sefer şaşırma sırası bendeydi.

"Bekle, sen Mukuro İkusaba'dan bahsetmediysen o zaman…"

"Elbette Yasuke Matsuda'dan bahsediyorum."

O anda öyle güçlü bir şok dalgasıyla vurulmuştum ki "şok dalgası" ifadesi, bunu düzgünce açıklayamazdı. Kalbim olabildiğince hızlı atmaya başladı, ızdırap verici çığlıkları tüm vücudumda yankılanıyordu. Soğuk bir ürperti sırtıma tırmandı, omurgamı uyuşturup nefesimi kesti.

"Şey, sana bunu muhtemelen şimdi söylemem gerek ama… İzuru Kamukura suçlu denilmesi gereken bir kişi değil bir kere. O sadece bu kaosun içine sürüklenmiş zavallı bir gençti. Bunların hepsini planlayan kişi Junko Enoshima idi. Kısacası, o sadece olayı ilk keşfeden kişi değildi, gölgeler içinde, ipleri elinde tutan Elebaşıydı. Gizlice onun asistanı olarak çalışan kişi, Yasuke Matsuda'dan başkası değil… ancak bir adamın bu tarz bir şey yapması garip değil mi merak ediyorum." [asistanın japonca yazılışındaki ilk iki karakter, kadın bir danışman veya eş anlamına geliyormuş. bu yüzden kamishiro son cümlede matsuda'nın erkek olmasından bahsediyor olabilir.] 

Kamishiro-kun'un Çözülme Evresinin başlangıç noktası, öyle beklenmedik bir konuydu ki tek yapabildiğim öylece durup dinlemekti. 

"Eminim ki o ikisinin ilişkisini tek bilenler kendileridir. Yani okul bilmiyor en azından. Diğer türlü, en başından Yasuke Matsuda'dan yardım bile istemezlerdi… ya da belki yardım isteme sebepleri tam olarak buydu… her neyse, sonuç olarak Enoshima okulun sorgusundan başarılı şekilde kaçabildi."

Basit bir cevap bile veremeyen beyinsiz bir mankene dönüştüm.

Bu arada, şu bahsettiği Yasuke Matsuda kim? Hangi Yasuke Matsuda olabilirdi o?

"Ancak, onunla işbirliği yapmak, Yasuke Matsuda'nın yaptığı tek şey değildi. Öncesinde dediğim gibi, Komite Heyeti üyelerinin kaybolmasının, Enoshima'nın işi olması… Görünüşe göre Matsuda bu vakayla da ilişkiliydi. Adamım, gerçekten çok iyi bir birlikler!"

Neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Doğrusu, onun sözlerini anlamayı tüm gücümle reddetmiştim.

Şimdiden bilmemeyi istediğim şeyleri duyarsam başım ağrır. Göğsüm acır. Kusacak gibi hissederim.

"Ayrıca, onları bağlantılı kılan kesin kanıt… gördüm onu. Şey, gerçeğe bu kadar yaklaşabilmemin sebebi, bu kanıta tanıklık edebilmemdi ama…"

Daha fazla duymak istemiyorum!

Ancak o beni hançerlermiş gibi konuşmaya devam etti.

"…Junko, Enoshima, ve, Yasuke, Matsuda'nın, aşk, sahnesi."


bu bölümün devamı yakında...

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


24.9   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   25.2 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.