15/Kıdemli Kardeşin Kız Kardeşi izlemesi


"Su Yang... Neler oluyor...?" 

Su Yang on güzelden oluşan bir grupla döndüğünde Tang Hu’nun çenesi yere düştü. Bu kadar güzeli aynı anda toplamayı, hatta onları kendisini takip etmeye ikna etmeyi nasıl başarmıştı? Ne zamandan beri böyle bir playboy olmuştu?

"Onlar benim müşterilerim." 

Su Yang umursamaz bir ifadeyle konuştu.

"Müşteriler mi? Yine mi?" 

Tang Hu onların Yaşlı Lan ile aynı türden müşteriler olup olmadığını merak etti. Su Yang son birkaç gündür ne yapıyordu acaba?

Su Yang hazırlıklarını bitirdikten sonra kızları teker teker odasına davet ederken, diğerleri dışarıda oturma odasında bekledi.

Su Yang’ın odasının kapısı kapandığında, dışarıda bekleyen kızlar konuşmaya başladı.

"Usta bize güvenilir olduğuna dair garanti verdi ama... Burada kendimi rahat hissetmiyorum..." 

dedi kızlardan biri.

"Hey, sen Su Yang’ın oda arkadaşısın, değil mi? Bize ondan bahset." 

Kızlar, duvarın yanında gergin bir şekilde durup onları izleyen Tang Hu’ya baktılar.


"Eh? Ah... um... Oda arkadaşı olmamıza rağmen, hiç gerçek bir sohbetimiz olmadı, bu yüzden ben bile onun hakkında pek bir şey bilmiyorum. Ancak, her zaman etrafını saran gizemli bir his var. Ne düşündüğünü asla anlayamıyorum ya da hareketlerini kavrayamıyorum."

"Gizemli bir adam, ha? Kulağa biraz seksi geliyor, sizce de öyle değil mi?"

"Şey... keşke hakkında bu kadar çok olumsuz söylenti olmasaydı..."

"Hımm... kıdemli çırak kız kardeşler Tıp Salonu’ndan, değil mi? Su Yang’la burada ne işiniz var? Kıdemli çırak kardeşlere müşteri mi dedi?"

"Hm? Masaj hizmetinden haberiniz yok mu?"

Kızlar ona tuhaf tuhaf baktı. Gerçekten oda arkadaşı mı bunlar? Birbirleri hakkında hiçbir şey bilmiyor gibiler.

"Masaj hizmeti mi?" 

Tang Hu onlara inançsızlıkla dolu geniş gözlerle baktı. 

"Hepiniz Su Yang’dan masaj almak için mi buradasınız?"

Başlarını sallayarak onun şüphesini doğruladılar.

"Ustamızla bir iddiaya girdik. Su Yang’dan masaj aldıktan sonra bir kez bile tökezlemeden buradan çıkabilirsek, her birimize birer Derin Yin Hapı vereceğini söyledi."

"Derin Yin Hapı mı?! Dişilerdeki Yin’i büyük ölçüde artıran değerli hap mı?"

 Tang Hu şok olmuştu. Neden biri böylesine pahalı bir kaynak için bahse girsin ki? Aynı anda on tanesinden bahsetmiyorum bile!

"Ustanız..." 

Tang Hu, Su Yang’ın Yaşlı Lan’a müşterim dediğini hatırladı.

 "Yaşlı Lan mı?"

Başlarını salladılar. 

"Ustamızın bizimle neden böyle bir bahse girdiğini bilmesek de, bu bahsi kazanmak kesinlikle çocuk oyuncağı olacak."

"Hehehe... Hepimiz masajdan sonra bir Derin Yin Hapı alırız. Belki de sıkı çalışmamız için bizi bu şekilde ödüllendiriyordur?"

"Bir Derin Yin Hapı Beyaz İnci Hazinesi’nde 3.000 Prim Puanı’na mal olurken, bir tanesine sahip olmak için yalnızca 10 Prim Puanı ödememiz gerekiyor! Bu çok kolay!"

Bir grup güzel, bir grup kuşun şarkı söylemesi gibi ses çıkararak güldü.

Birden Su Yang’ın odasının kapısı açıldı ve Su Yang sakince dışarı çıktı.

"Öyle mi? On dakika oldu mu?"

"Evet, sırada kim var?"

 Su Yang sakince onlara seslendi.

"Ha? Peki ya kıdemli çırak-kardeş Xuan?"

 Kızlar içeri ilk giren kızı sordular.

Su Yang soğukkanlı bir ses tonuyla,

 "Hareket etmekte zorlanıyor," 

dedi ve devam etti: 

"Ve benden içeride biraz daha kalmasına izin vermemi istedi."

Kızlar ona şaşkın şaşkın baktı.

"Neden hareket etmekte zorlanıyor? O iyi mi?"

 İçlerinden biri endişeli bir ses tonuyla sordu.

"Endişelenmenize gerek yok, iyi olacak; masajdan sonra vücudu biraz hassaslaştı sadece."

"..."

"Ee? Sırada kim var?"

Oradaki kızlardan hiçbiri Su Yang’ın sakin yüzünde sıra dışı bir şey göremedi, bu yüzden başka soru sormadılar.

Biraz sonra, ikinci kız onun odasına girdi ve içeri girdikten sonra ilk fark ettiği şey, yüzü domates gibi kıpkırmızı olmuş, yataktan kalkmaya çalışırken ağır ağır nefes alan kıdemli çırak-kardeş Xuan oldu.

"Kıdemli çırak-kardeş Xuan?! İyi misiniz?"

Kız hemen ona destek olmaya gitti ama Xuan onu itti ve şöyle dedi: 

"Dokunma bana! Bunu daha da kötüleştireceksin!"

"Kıdemli çırak-kardeş...?"

"Ben... iyiyim... sadece vücudum... biraz hassas..."

 dedi Xuan, titrek gözlerle Su Yang’a bakarken, yüzü daha da kızarmıştı.

Su Yang ona gülümsedi ve ikinci kıza döndü. 

"Yatağa gel, hemen başlayacağız."

Kız gözlerinde tereddütle ona ve buruşuk yatağa baktı. Eğer o yatağa uzanırsa, hayatını bir daha asla aynı ışıkta yaşayamayacağını hissediyordu.

"Küçük çırak-kardeş Yu... devam et ve yatağa uzan... pişman olmayacaksın..."

 Xuan ona aynı zamanda kötü niyetli bir sırıtış olan nazik bir gülümsemeyle seslendi. Az önce kendisinin yaşadıklarını çırak-kardeşinin de yaşamasını istiyordu çünkü aynı deneyimi daha fazla kişi paylaştığında kendi utancı da azalacaktı.

Çok güvendiği kıdemli çırak ablasından cesaret alan öğrenci Yu, tereddütlerini bir kenara bırakmaya karar verdi ve hâlâ Xuan’ın vücut kokusunun sindiği yatağa uzandı.

"O halde... başlayalım..."

 Su Yang ona seslendi.

Saniyeler sonra, oda on dakika sonrasına kadar bitmeyecek olan, kulağa hoş gelen bir iniltiyle yankılandı.

Bir köşede oturmuş gücünü toplamaya çalışan Öğrenci Xuan, Su Yang’ın zarif hareketleri ve sakin yüzü karşısında büyülenmiş gibi iri gözlerle ona bakıyordu. Böyle bir durumda nasıl bu kadar sakin olabiliyordu? Sanki bir enstrüman çalıyormuş gibi görünüyordu 

- yatağındaki kız da o enstrümandı.

"Vücuduma da böyle mi dokunuyordu?"

 Xuan’ın vücudu Su Yang’ın küçük çırak-kız kardeşine masaj yapmasını izlerken bile ısınmıştı.

Kendisiyle aynı odada bulunan kıdemli çırak kız kardeşinin de farkında olan öğrenci Yu ise Xuan’ın varlığına aldırış etmeden kendini tutamadan çılgınca inlemeye devam etti.

"Ben de onun tarafından dokunulurken benzer utanç verici yüz ifadeleri takınmış ve böyle kaba sesler çıkarmış mıydım?"

 Xuan şoktan ağzını kapattı. Küçük çırak kız kardeşinin eğlenmesini izledikçe, vücudunun alt kısmı daha fazla titriyordu.