"Hey bakın! Bu Su Yang, eşinin okduğunu bilmesine rağmen kıdemli çırak-kardeş Xing’e kur yapmaya karar veren aptal!"

"Kıdemli çırak-ağabey Yan bugün onunla bir ölüm maçı yapmamış mıydı? Ne oldu?"

"Cübbesine bakın; kanla kaplı. Bu, ölüm maçının çoktan sonuçlandığı ve Su Yang’ın kazandığı ve Yan Ming’in artık öldüğü anlamına mı geliyor?"

"İmkânsız! O sadece Temel Ruh Âleminin üçüncü seviyesindeyken, Yan Ming Temel Ruh Âleminin altıncı seviyesinde! Arada bu kadar büyük bir fark varken, bırakın o işe yaramaz Su Yang’ı, ben bile kazanmayı hayal etmeye cesaret edemezdim!"

"O zaman neden hâlâ hayatta? İki kişi bir ölüm maçı için sahneye çıktığında, biri ölene kadar dövüşmek zorundadır. Ölüm maçından sonra iki dövüşçünün de hayatta kaldığını hiç duymadım."

"Gidip ona soralım."

Öğrenciler, Su Yang’ın beyaz cübbesinde kanlı bir delikle, sanki göğsündeki ağır yaranın farkında değilmiş gibi sakin bir ifadeyle tarikatın içinden geçişini izlerken birbirleriyle konuştular.

"Hey, Su Yang, seni piç kurusu. Yan Ming’e karşı ölüm maçından nasıl sağ çıktın?"

 Bir grup öğrenci yolunu keserek adımlarını durdurdu.

Öğrencilerin bu hareketi kısa sürede etrafındakilerin dikkatini çekti ve ilgi odağı haline geldiler.

"Çocuklarla oynayacak vaktim yok - defolun." 

Su Yang onlara bir kez daha bakmayı reddetti ve etraflarında dolaşarak oradaki herkesi şaşkına çevirdi. Bu salak ne zamandan beri bu kadar cüretkâr ve kibirli olmuştu? Bu kadar çok öğrencinin yüzünü aynı anda görmezden gelebileceğini düşünmek, sonunda delirdi mi?

"Su... Su... SU YANG! BIR ADIM DAHA ATARSAN BEDELINI ÖDERSIN!"

 Grubun başındaki kişi aniden kükreyerek herkesi korkuttu.

Ancak, tehditkâr sözlerine rağmen Su Yang yürümeye devam etti, başını çevirip bakmadı bile, onları tamamen görmezden geldi.

"Seni lanet olası piç..." 

Bağıran öğrencinin alnında damarlar belirdi ve yumruklarını sıkarak Su Yang’ın peşinden gitti.

İkinci adımını atarken, Su Yang aniden başını kaldırıp öldürme niyetiyle dolu daralmış bakışlarla ona baktı.

Büyük bir kayada delik açacak kadar keskin görünen dehşet verici bakışları öğrencinin hareketlerini dondurdu ve sanki kendisine doğru atılmak üzere olan aç bir canavarı izliyormuş gibi kontrolsüzce titremesine neden oldu.

Plop -

öğrencinin bacağı kevgire döndü ve yere düştü.

Arkasındaki öğrenciler bile bacaklarını sallamaya başladı, soğukta dans eden palyaço kalabalığı gibi görünüyorlardı.

"Hımm. Bir avuç aptal."

 Su Yang soğuk bir şekilde homurdandı ve yürümeye devam etti.

"..."

"..."

"..."

"Bu... gerçekten Su Yang mıydı? Yoksa onu Su Yang mı sandılar?"

"Bu nasıl Su Yang olabilir? Benzer görünseler de, onu saran o asil hava benim aşina olduğum işe yaramaz Su Yang’dan tamamen farklıydı!"

"Değil mi? Su Yang’ın yüzünde her zaman aptalca bir ifade vardır, ancak az önceki yakışıklı adamın keskin ve ciddi bir yüzü vardı - bunlar tamamen farklı iki insan!"

Etraftaki öğrenciler dedikodu yapmaya başladı, hatta bazıları onu durdurmaya karar veren gruba güldü.

"Bu gerçekten Su Yang değil miydi?"

 Yere düşen öğrenci şaşkınlık içinde kendi kendine düşündü.

Bu tarikatta gerçekten de neredeyse aynı özelliklere sahip iki kişi olabilir miydi?

Su Yang’ın canavar bakışları müridin kafasında yeniden belirdi ve şüphelerini çabucak yok etti. Bu kesinlikle Su Yang değil, ona benzeyen biriydi! Onun tanıdığı aptal Su Yang, bırakın başkalarını bu bakışlarla tehdit etmeyi, onlara cevap vermeye bile cesaret edemezdi!

-

-

-

Su Yang eve girdikten sonra doğrudan odasına gitti ve düşüncelerini düzenlemeye başladı.

"O yaşlı adam... ne yaptı?" 

Duvarda asılı aynaya baktı ve çocukluğuna dair anılar kafasında belirdi.

"Bu açıkça benim gençliğimdeki bedenim, ama nasıl oluyor da burada olduğumu hiç hatırlamıyorum? Gerçekten reenkarne oldum ve sadece göğsüme bir kılıç saplandıktan sonra mı anılarımı geri kazandım? Bu şekilde yaralanmak için, şu anki halimle gerçekten çok zayıfım!"

Su Yang şu anda 16 yaşında ve yaklaşık bir yıldır bu Derin Çiçek Tarikatı’nın öğrencisi. Ancak, neredeyse bir yıldır tarikatta olmasına rağmen, xiulian uygulamasında bırakın bir ilerleme kaydetmeyi, neredeyse hiç ilerleme kaydedemedi.

Onun gibi tarikata yeni katılan Dış Mahkeme Öğrencileri, tarikattan herhangi bir yardım almaz ve xiulian uygulamak için karşı cinsten iki kişinin cinsel ilişkiye girdiği ikili xiulian uygulaması için kendi başlarına bir eş bulmak zorundadır. Bir İç Mahkeme Öğrencisi olduğunda, tarikattan kendisine uygun bir eş bulmasını isteyebilir.

Ancak Su Yang, tarikata katıldığından beri en yüksek kalitede özelliklere sahip olmasına rağmen kendisine bir eş bulamadı. Şüphesiz son derece yakışıklıydı

 - geçmiş yaşamında Ay Tanrısı’nın karısını baştan çıkaracak kadar yakışıklıydı. Birçok kadın öğrenci, hatta kıdemli öğrenciler bile ilk başta onun partneri olmak için mücadele etti, ancak sıfır yeteneğe sahip ciddi zihinsel sorunları olduğunu öğrendiklerinde onu çabucak görmezden geldiler.

Ne kadar yakışıklı olursa olsun, gelişimlerinin partnerlerine bağlı olduğu bu tarikatta, sırf yakışıklı olduğu için kimse geleceğini riske atacak kadar aptal değildi, bu tarikattaki sayısız diğer yakışıklı genç erkek ve kadından bahsetmiyorum bile.

"O yaşlı adam tarafından bana başka bir hayat bahşedildi ama bu tür bir hayat... 
off!" 

Su Yang yüksek sesle iç çekti.

Geçmiş yaşamında dünyanın en yakışıklı erkeği olan, sayısız eşsiz tanrıça ve yeşim taşı gibi perinin sırf onun partneri olmak için sıraya girdiği Su Yang, binlerce genç bakirenin bulunduğu bu tarikatta tek bir partner bulabilmek için acı çekecekti.

"Eğer hala aynı dünyadaysam, o zaman onların hala bu dünyada yaşıyor olma ihtimali var..."

 Su Yang’ın bakışları derin bir ışıkla titrerken zihninde birçok eşsiz figür belirdi:

 "Onları bulacağım ve bir kez daha kucağıma alacağım ve bu sefer gitmelerine izin vermeyeceğim! Ancak, tüm bunlardan önce, zedelenen itibarımı düzeltmeliyim..."