Aslında sınıf seçimimde ki belirleyici kriterlerin pek fazla rol aldığını söyleyemezdim. Çünkü ne aralarında en iyi ofansif ve defansif sınıf olan Fedakar'ı seçmiş, nede diğer sınıflardan daha az iyi olan sınıfları seçmiştim.
Öncelikle diğer sınıflara genel olarak yetkinliklerine göre bakmamız gerekirse;
Yabani Cadı: Bütün yetenekleri temel aldığı kabiliyet istatistiğinden şaşmamasından, yüksek hayatta kalma ve adapte olma becerilerine sahip olmasıyla öne çıkıyordu.
Kadim Tarikatçi ise: sağladığı üstün yeteneklerinin açtığı pratik yollar ve zekice kullanıldığı taktirde birçok stratejik açıdan avantajlıydı.
Fedakar: başta da dediğim gibi aralarında bulunan üstün saldırı ve savunmanın harmanlandığı yegane sınıftı.
Kara Ruhban: Pasif ve Aktif yetenek konusunda Kadim T. ve Fedakar'ın altında kalsa da kendisini üst sırlara çıkaracak olan şeytanlarla dolu bir ortama sahip olmamla sırada iyi bir yer ediyordu.
*****
Ama şimdiden anlaşılmış olacak ki Ölümden Gelen'i seçmiştim. Bunun sebebiyse: Düşük değerli pasif yeteneği değil aktif yeteneğin beni cezbetmesi idi.
Diyeceklerim size pek mantıklı gelemeyebilir ama arayüzün içinde barındırdığı tanımlar hep muğlak ve olağanın dışındaki yetkinliklere sahip olmasıydı.
Buna en büyük örnek hali hazırda sahip olduğum Nekrotik Nufuz yeteneğiydi. Bir çok kez Düşler diyarındaki bulduğum her anda ruhlar la oynama fırsatı yakalamış ve edindiğim Ruh Kristalini fazlasıyla kurcalama imkanım olmuştu. Bu sırada ise yeteneğimin hasar vermekten çok daha fazla etkiye sahip olduğunun farkına varmıştım.
Bunu söylüyorum çünkü bu yetenek hala çehresine zarar vermek üzerine kurulu olmasına rağmen, yıpratıcı doğası ruhlara temas etmemi sağlıyor ve hiç yoktan minimum hasarla fiziksel bir şekilde etkileşime girmemi sağlıyordu. Onları tutabiliyor, yönlendirebiliyor ve form değiştirmesini bile sağlayabiliyordum.
Bu yazılı olmayan bir kuraldı ama kullanımı son dere uçsuz bucaksızdı.
İşte bu yüzden panellerde bahsi geçen yazılara pek fazla kulak asılmaması gerekiyordu. Ve işte bu yüzden yetenekler arasında en anlaşılmaz yeteneğe sahip olan sınıfı seçmiştim.
Bunu bir kumar olarak değerlendirebilirdiniz ama içimde bulunan her bir sesin bunu sadece eğlenceli bulduğunu size söyleyebilirim.
*****
Sınıfı kabul etmem ile birlikte diğer bir panele geçmiştim.
------
-Ölümden Gelen-
Ölümün suretiyle tanışan bu kişiler, yegane güçlerini kaosun kendisinden ve efendilerinden alırlar.
---
Pasif Yetenek: --Kudretli Olana Yatkınlık-- Kaotik Aura ve kudret sahibi kişilerden gelen enerjiyi %40 daha fazla soğurulurken, diğer etkenlerden %20 daha az enerji soğurulmasını sağlar.
-Not-
* Kaotik Aura sadece Farkındalık Kabiliyeti ile ilişkili olup çehrenizde bulunan her canlıyı piskolojik olarak tahrip etmenizi sağlar. * Varlıklardan güç edinirken soğurulan enerji miktarı sabit %50 soğrumayla başlayıp kalan etkenler Farkındalık Kabiliyeti ile ilişkilidir. Bu oran her 1 puana karşılığında %5'lik bir farkla gelişmektedir.
---
Aktif Yetenek: --Çarpık Varoluş-- Çarpık Varoluş odaklandığınız taktirde biyolojik biçiminizden yarı bağımsız olarak ruhunuzun bağlı olduğu yapıları kontrol etmenizi sağlar.
-Not-
*Yetenek Farkındalık ve Kuvvet Kabiliyeti ile ilişkilidir.
---
-Seçilmesi Tavsiye Edilen Materyaller-
* Kil Bebek * Otopsi Kiti * Yenileyici Muska
---
Sınıfı seçmek için devam edin.
[Devam]
------
Farklı bir şey var mı diye paneli kontrol ederken, hücremin önünden birçok kişi gelip geçmiş sanki buraya aitmişim gibi gözardı edilmiştim.
Zaten hak vermemek elde değildi resmen son olayda sıçıp batırmış, sabah televizyonlarındaki gibi ortamı kargaşaya sürüklemiştim. Oysaki sadece arkada bir yemekhane dolusu ceset bırakmayı planlıyordum.
Beceremedim. Hepsi o p*ç yüzünden.
Tekrar odaklanıp pek yenilikçi bir şey sunmayan bu panelde, açıklamaları kısa bir teyit edişimin ardından sadece "devam" tuşuna bastım.
-----
-Standart Ekipman Listesi- ARA:
-Not-
* F, E ve D standartlarında bulunan Ekipman havuzu, sınırsız olduğu için lütfen talep ettiğiniz eşyanın adını arama kısmına giriniz. * Dikkat! Arma barına gireceğiniz ilk eşyayı seçmiş olursunuz.
-----
Tekrar bi' ekipman arama listesini görmeyi düşünmüyordum ama bu panel bir önceki "Seçilmesi Tavsiye Edilen Materyaller" kısmını çıkma sebebini de açıklıyordu.
Bi an tekrar güncel önerilenlerden gitmeyi düşündüm ama şimdilik pek ihtiyacım olmadığını düşünerek önceden es geçtiğim bir şeyi almayı düşündüm.
Ha bi' de zaten muska dışında diğerlerini bu dünyadan da temin edebilirim gibi gözüküyordu. Tabi Düşler Diyarına nasıl eşya götürebileceğimden pek emin olmasam da hemende fevri davranmamak gerekliydi.
Ve direkt eşyamı seçtim.
-----
-Mutlak Sözleşme Parşömeni-
[?] Eşya Kalitesi: E++ Dayanıklılık Durumu: Sağlam
--
-Özellikler-
* Bu parşömenle hazırlanacak herhangi bir sözleşme, anlaşma şartlarını kullanıcının o anki baskınlığı doğrultusunda mutlak bir geçerlilikte kılar.
-----
Aslında İmp'in sunduğu anlaşma konseptinden esinlenerek bu eşyayı seçmiştim. Tabi görünürdeki açıklaması ve bana sağlayacağı potansiyel dönüşü, şimdiden muamma gözükmeye başlamıştı.
O an "Umarım bunu seçerek hata yapmamışımdır" diyerek iç geçirdim.
Artık önemli değildi kaybedecek zamanım yok ve yapacak çok şeyim vardı.
Düşler Diyarına geçişim için kalan süremin beş saat kadar olduğunu görünce, güncel tecrübe durumumu kontrol etmeden duramadım.
Tecrübe: 150/1940
Gördüğüm benim için büyük bir üzüntüye sebep olsa da aklıma bunun için bir çare yolu gelmişti.
Çözümüm saçma gözükebilirdi ama eğer ki kalan süre boyunca uyuyup en son anlarımı uyanık geçirirsem ne olurdu?
Vakit geldiğinde hemen düşler dünyasına mı geçerdim? Yoksa tekrar uyuyana kadar etrafta dolaşma imkanım mı olurdu?
Tecrübelerim kendime güvenmemi söylese de yinede denemeden bilemeyecektim.
Son olarak panelden çıkmadan önce son kabiliyetimi de Farkındalığa verip ardından arayüzdeki işlemlerimi tamamlamıştım.
*****
Bunu yapmamla birlikte asıl her şey bu andan sonra gerçekleşmeye başladı.
Hücreme en yakın az sayıdaki insanlar inleyip, ağlamaya ve manyaklar gibi bağırmaya başlamıştı.
Ne yapacağımı şaşırdığım o vakitte, vücuduma dayanılmaz ağrılar girerek aniden patlak vermişti.
Baş ağrım yüzünden farkında olmadan bir kolumu sinirle duvara savurmuş ve bunun eşliğinde inanılmaz yırtılma ve çatırdama seslerini işitmiştim.
Bu sesler duvardan değil, kolumdan geliyordu. Adeta kolumdaki kemikler kırılmış ve etlerim parçalanmıştı.
Sonrasında her geçen saniye şiddetlenen ağrılarla kendimi durmaksızın yıpratır bir hale sokmuştum.
Kısa bir süre sonraysa sadece karanlık vardı. Kendimi kabusun ortasından çekip çıkarmışçasına güzel rüyalar alemine dalmıştım.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.