Buraya geleli 2 haftayı bulmuştu bile, ve ne yaparsam yapayım hala buraya alışamadım. Güçsüz gözükse bile bir kayayı parçalayacak kadar güçlü olan azize, benden bile büyük karıncalar, örümcekler ve kelebekler
Yani kısacası burası bambaşka bir yer. Beni sorarsanız bende pek bir değişim olmadı desem yeridir, sadece büyüye pek bir yatkınlığım olmadığını ve 2-3 tane dövüş sanatı tekniği öğrendim desem yeridir.
Diğerlerinde ise değişimler şu şekildeydi:
Zhen: Mızrak ustalığında biraz gelişti ama çok fazla pürüzü var ve kas gücü bakımından da insanlığı çoktan aştı
Yuu: Büyücülükte hala temelde ama büyü kapasitesi anormal derecede yüksek, 5 tane yüksek seviye büyüyü yapabilecek kadar manası var ve kas gücü bakımından bir arabayı kaldıracak kadar kas gücü var
Flex: Okçuluk eğitimi alıyor ve şu anda 20 metreyi pek zorlanmadan atabiliyor, kas gücü bakımından bana en yakın olan o
Shinyan: En fazla 1204 kere kılıç sallayabiliyor, kas gücü olarak en güçlümüz o
Qensin: Canavar çağırıyor
Alex: Korkunç bir canavar
Burada yazanlar aslında ruh defterime not aldıklarım. Qensin hakkında elimde hala pek bir bilgi yok, en son çağırdığı küçük bir kedinin ağacı parçaladığını gördüğümde tatlılıklarına göre yargılamamaya karar verdim
Ve ben de şu an da ayak adımlarına çalışıyorum, tekniğin adının pek bir önemi yok, çoktan çalıştığım tekniğin adını unuttum bile
"Aghh!! Böyle olmuyor, tebeşirle adımların yerlerini mi çizsem? Evet, öyle yapayım"
...
"Cidden böyle yapmam gerektiğine emin misin?"
"Evet, gösterdiğim gibi yaptığına emin ol"
Bu sarayın tek dövüş sanatları ustasından eğitim alıyorum ve gösterdiği haraketler biraz mantıksız, insan kemiklerinin yapamayacağı bir haraket dizisi gösteriyor
"Hadi ama, ayağını 180 derece döndürüyorsun!!"
"Böyle olmasa bile benzerini yapman gerek!!"
"Pekii"
İsteksiz de olsam yapmaya karar verdim ve saatler geçmişti bile, ustam da çok geçmeden gitti ve ben hala çalışıyorum
"Ön, arka çapraz, sol çapraz, sağ çapraz, dön ve çevi---"
Mermere kafa atmıştım... Bunu yapabilmek gerçekten de mümkün mü acaba?! En azından insan vücudunda mümkün değil...
"İnsan mı?"
Yerde kalkıp hemen saray kütüphanesine indim.
İnsanların arasından geçtim ama hiçbiri bana selam bile vermedi, muhtemelen beni gereksiz olarak görüyorlar
Uzun bir yolun ardından kütüphaneye gelmiştim, hava çoktan karardığı için yakalanma şansım yok
Geldiğim ilk günden beri merak ediyorum, neden kütüphanede insan yazan yere girmek yasak? Gerçekten de merak ediyorum
Büyü ile korunsaydı girmeye tenezzül dahi etmezdim, ama küyüphanenin tamamında büyü engelleyici var, bu hem büyüyü yapanın hem de diğer tarafın büyü kullanmasını engeller, bu yüzden de insan yazan yerde hiç bir şekilde büyü koruması yok
Ve orada 3 tane koruma vardı, muhtemelen algıları yüzünden gizlice giremem
"Beyler, değişim saati geldi"
"Ama daha 2 saat var"
"Alex bana öyle dedi, ben de tam bilmiyorum, gidin sorun isterseniz"
"Sen buraya baksana 2 dk"
Ve bana verdiler koruma işini, aslında 1 tanesinin gitmesi gerekiyor ama terfi alma şansı için 3'ü birden gitti
"Burası çok tozlu"
Mermer merdivenlerden indikten sonra aşşağıda 7-8 tane kitap gördüm
"Bunlar ne böyle? İnsan beyni, kemik sistemi, damar yolları... Evrimleşmek?"
6 tanesi insan vücudunu anlatıyor ama geriye kalan ise evrimi anlatıyor
"Ruh defteri"
Hızlı olmam lazım, ruh defterini fotokopi makinesi gibi kullanıp sayfaların çıktısını alıcam
Güzel, tüm kitapları kopyaladım sayılır, gizlice oradan kaçtım ve odama çekilip yattım
"Burada onları okuyabilirim"
Ruh defterimin özelliği herhangi bir kitabı kopyalamak, herkesin ruh defterinin bir özelliği vardır
*****(Geçmiş anısı)
"Ruh defterlerinin 2 temel kullanım prensipi vardır, kişinin yetenekleri ve genel durumu hakkında bilgi vermek ve onu bir defter gibi kullanabilmek. Ama son bir özelliği daha var, o da kişiye özgüdür, benim ruh defterimin özelliği büyü isimlerini ve istediği mana kapasitesini gösteriyor"
"Hocam, peki bu bilgiyi nasıl öğreneceğiz?"
"Defteri açtığınızda içgüdüsel olarak öğreneceksiniz"
****
"Evet, bunlar gerçekten de insan anatomisini anlatıyor"
Muhtemelen ayak haraketini yapamamamın sebebi ayağımda ki kemik yapısından kaynaklı
"Son olarak şu evrim kitabı kaldı..!"
"Ha? Bu sayfalar boş!?"
O kadar gizlenen kitabın içi boş mu?! Bu doğru olamaz!!
"Burada bir şey yazıyor..."
"Bu kadar mı? Kitabın içinde sadece slimeler evrimin son noktasıdır yazıyor"
Bu kadar saçma bir kitabı cidden okuduğuma inanamıyorum...
Sabah uyandığımda kral huzuruna çıkmamızı istiyor, hazırlandırıldıktan sonra kralın huzuruna çıkmak için toplandık
"Buraya geleli 2 hafta oldu bile, bence artık kral bizi serbest bırakacak"
"Bencede, artık zamanı geldi"
Diğer 5 kahraman kendi aralarında konuşuyordu, beni aralarına almak için hiç gayret göstermiyorlardı, bu arada onlara çoktan kahraman denilmeye başlandığı için ben de kahraman diyorum
Uzun bir yolun ardından kralın huzuruna gelmiştik bile
"Sizi buraya neden çağırdığımı anlamış olmanız lazım"
"Evet, bizi serbest bırakacaksınız, değil mi?"
İlk konuşan Shinyan oldu
"Evet, sizi serbest bırakacağız ve bu dünyaya vücudunuz alıştığı için tanrıçalar/tanrılardan gerçek kutsamaları alma zamanınız geldi, ama ne yazık ki bu krallıkta sadece Apollon tarafından kutsama alan kişiye gerçek kutsamasını verebiliriz"
"Yani ben bu krallıkta mı kalıyorum?"
"Evet, küçük Yuu. Diğerleri için ise hepinize belli bir miktar bütçe ve takım arkadaşı verilecektir, ayrıca gitmeniz gereken ülkeleri de takım arkadaşlarınızdan öğreniceksiniz"
"Peki ben?"
Bu söyledikleri kutsama alanlar için geçerliydi, ama benim ne kutsamam ne de bir tanrı ile bağlantım vardı
"Sen tamamıyla özgürsün, şu rozeti al, bu rozet sayesinde senden gümrük vergileri alınmayacak, ve bu şey diğer krallıklar için de geçerli"
"Teşekkürler, o zaman ben ayrılıyorum"
"Ayrıca, sana 4 altın parçası verebiliyoruz, bütçe konudunda biraz sıkıntı çekiyoruz, anlarsın ya"
Muhtemelen diğer kahramanlar ve doğudan gelen tehditler yüzünden pek bütçeleri kalmadı
"Pekala, maceranda sana şans diliyorum. Aquirus"
"Teşekkürler, kralım"
Önünde saygıyla eğildim ve salonu terkettim, aynı şeyi ustama da yaptım. Bana kitaplar verdi ve ben de şehirden ayrıldım
****
"Alev yumruklar tekniği"
3 kere art arda yumruk atılan bir teknik, ama ana mesele her yumruğu ayak adımların ile harmanlaman, bu da kısmi olarak zor
"Ses?!... Goblinler"
İleride 5 kişilik bir goblin sürüsü vardı, 2 tane balyoz, 1 kılıç ve 2 tane de sopa, sıkıntılı bir durum olabilir
Kısa kılıcımı çektim ve savaş pozisyonunu aldım, goblinlerden biri geliyordu, sağ bacağımı 180 derece açtım ve ve tüm gücümle goblinin karnına bir tekme attım, gelen momentum ile etrafımda dönerek diğer gobline de sağlam bir döner tekme attım, kısa kılıcımı güçlü bir şekilde 3. gobline fılattım, o da ölmüştü, 2 tane goblin kaldı. Onları da yakın dövüşte yendim
"Goblin derisi... Sertmiş--- Böğğğğ"
Kendimi tuhaf hissediyorum... İlk defa öldüğüm için böyle olmam da biraz abartı
"Sanırım kusmam... Bitti gibi... Bitmemi---"
"Neyse, goblin cesetlerini inceleme vakti"
İnce kılıcımı aldım ve vücudunu parçalamaya başladım. Kafa, kollar ve bacaklar. Kafasında anormal bir şey yok, sadece kemikleri sert, kafatasını parçalamak için bir kayaya sertçe vurmam gerekti, kollarında ise 1 tane fazladan kemik vardı. Bacakları da normaldi, bu işlemi yaparken 5 kere kusacak gibi oldun
"Ana gövdeye geçelim..."
Kalın bağırsak yoktu, tek bir ana bağırsak vardı, onun dışında midesi de çok büyüktü. Bir de vücudundan bir çeşit taş çıktı
"Bu canavar kristali olmalı"
yarım milimetre büyüklüğünde bir kristal varıdı, diğerlerine de aynısını yaptım. Başka bir şey göremedim
Yola devam ederken kafamı bir ok sıyırdı. Hemen savunma pozisyonuna geçtim ve okun geldiği yöne doğru baktım
Bir insan vardı, hemen aramızda ki mesafeyi kapattım ve ok'un işe yaramayacağı bir dövüş istedim
Ama ok'u atan da hızlı bir şekilde aramızda ki mesafeyi açıyordu, dakikalarca süren kovalamaca ardından aramızda ki mesafe açılmıştı ve ok atmaya başlamıştı bile
"Bu şekilde giderse ölücem"
Oklar çok uzaktan geldiği için kaçabiliyorum ama bu şekilde mutlaka kaybedeceğim. Beni görmeden yanına gitmem lazım
Yerde ki taşlara bakıyordum, bir tanesini aldım ve son gücümle attım, ama yakın bir yere düştü ve hedefe ulaşamadı... Ne yapmam lazım, bir şekilde zaman kazanmam gerek... İşe yarar mı acaba? Denemekten zarar gelmez
Bir anda durdum ve sol tarafıma doğru baktım, elimi alnıma koydum ve bir şeye odaklanıyormuş gibi yaptım, ani bir şaşınlık ve korkuyu da ekleyince ters yöne doğru son sürat kaçmaya başladım, kafamı ona doğru çevirince onun da benim baktığım noktaya doğru baktığını gördüm, ne gördüğümü anlamaya çalışıyordu muhtemelen, ona doğru koştum.
Var gücümle aramızda ki mesafeyi kapatıyordum, neredeyse onla aramızda 4 metre varken benim geldiğimi yeni farketti, bir anlık şaşırma ve afallama ile onu yakaladım.
İlk başta bir aparkat attım ve diyaframına da sağlam bir tane geçirdim. Daha kendini savunmaya alamadan boynundan tuttum ve düzlük bir yere indirdim.
"Benle ne yapmak istiyorsun?!"
"Bunu sen mi söylüyorsun lan! Geldin bana saldırdın be!!!"
Saçından tuttum ve kafasına doğru bağırdım. Sanki çok tuhaf bir şey söylemişim gibi bana bakıyordu
"Ne saldırması, kirpi sana uyarı atışı yapıyordu, sonra bana saldırdın"
"Kirpi?"
"Hemen sol tarafında bir kirpi vardı, kirpinin bölgesine girdiğin için de sana uyarı atışı yaptı"
"Yani sen saldırmadın mı?"
"Evet, ama sen bana saldırdın"
"Üzgünüm"
Ondan uzaklaştım ve toparlanmasına izin verdim
"Neyse ki yumrukların güçsüzdü de pek zarar veremedi"
Evet, güçsüzdü ama doğru bölgeye vurduğum için kazanan oldum
"Bu arada en yakın şehir nerede? Savaştığımız için yolu kaybettim de"
"Pek de uzakta değil, 2 saatlik yürüme mesafesinde"
"Saol, ben gidiyorum o zaman"
"Bekle, ben de oraya gidiyorum"
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.