"Biz... Senin bize yardım etmeni istiyoruz..."

"Ne tür bir yardım?"

"Şeytan kral olan ben, normal bir şekilde dirilirsem daha gücümü toparlayıp kaçamadan öldürülürüm."

"Kaçmak mı? İnsanlarla savaşmak gibi bir düşüncen yok mu?"

"Açıkçası pek yok, bu tanrıların insanlara dayattığı bir yalan."

"O zaman benim ne yapmam lazım?"

"Çok kolay. Güçlen ve dirilişimde kaçmam için bana zaman tanı."

"Amaa... Nasıl dirileceksin ki?"

"Seninle saatlerce sohbet edecek vaktimiz yok, ilahi alemden seninle konuşmak için bazı kuralları ihlal ettik, o yüzden de kısıtlı bir zamanımız var."

Ve ardından da Vulkan konuşmaya başladı

"Yani kısacası evlat, güçlenmen için sana yardım edeceğiz ve sen de bu hıyarın dirilişin de yardımcı olacaksın."

"Hıyar mı?!"

"Her neyse evlat. Uyanınca ruh kitabına bak"

Konuşmamız burada son bulmuştu ve ben de uyanmıştım.

"... Ne yaşadım lan ben?"

Bi saniye ruh kitabı mı demişti o?

[Meslek: Amatör dövüş sanatçısı]

[Irk: Üst İnsan]

[Kan: Venom↑]

[Kutsamalar: Bifron, Vulkan]

[Yetenekler: İrade, Optik Zaman, Metal El]

Bifron galiba şeytanın adı ve diğeri de Vulkan. Acaba ne gibi özellikler veriyor?

Bifron: Şeytanlar ile olan dostluğunuz artar, şeytani varlıklar sizi sever.

Vulkan: İlahi gücünüz artar, büyü gücünüz artar, vücut gücünüz artar, ateş size kısmi olarak boyun eğer. 

Tuhaf şeyler ama iş görürler. Demir yumruk kitabını açtım ve çalışmaya devam ettim. Garip bir şekilde şimdi ayak haraketlerini daha düzgün yapıyordum.

"Ama hala yetersiz."

Şu an eski halimden yaklaşık 6 kat daha güçlü olsam bile siklet farkı yüzünden bir tepegözü veya ejderhayı yenemem.

Bu siklet farkının gerçek yüzü, ne kadar güçlü olursanız olun üstünüze tonlarca ağırlıktaki yük binince ezilirsiniz.

"Bu kadar antrenman yeter."

Aşağı inelim artık... Yavaş yavaş indim ve resepsiyoniste Cecil'in nerede olduğunu sordum. 

"Senin yokluğunda başkaları ile parti kurdu."

"Peki bana buradaki canavarların sıklığını gösteren bir kitap verir misiniz?"

"Elimizde öyle bir şey yok ama daha işe yarar bir şey var"

İşe yarar dediği şeyi aldım ve cidden de daha işe yararmış. Çünkü direkt olarak harita üzerinde canavarları göstermişler.

"Hmm... Sanırım bir orc ile savaşabilirim. Buralarda orc avlama görevi falan var mı?" 

"Var.  Her orc testisi için 2 gümüş alacaksınız."

"Orc testisleri neden bu kadar pahalı?"

"Çünkü... İşe yarıyor..."

Resepsiyonist kız çok fazla utanmıştı, muhtemelen cinsel bir şey için kullanıyorlar. 

"Tamam, bu görevi alıyorum."

Hazırlandım ve çıktım, yeni kılıç ve önemli bazı şeyler almam gerekiyordu.

O yüzden de malzeme almaya çıktım, saraydaki insanların dediğine göre bir demirciye gidip yaptırmak mağazadan almaktan daha kârlıymış. 

"Clink! Clink!! Clink!! Clink!!!"

Demirciye girdiğimde tüm mekana demir dövme sesleri yayılmıştı. Çok kaba ama bir o kadar da uyumlu seslerdi. 

Saatler süren bekleyişin ardından sesler bir anda kesildi. Ben de o arada demir yumruk kitabını tamamen bitirmiştim.

Demirci sonunda atölyesinden çıkmıştı.

"Nasıl yardımcı olabilirim?"

"Kendime uygun silah yapmak istiyorum ama... Neden bu kadar kısasınız?"

"Çünkü cüceyim. Gel şöyle, ölçülerini alıcam."

Terzilerin kullandığı ölçü alma aletini çıkardı... Ama burada bilgi veremeyeceğim çünkü her şeyin ismini bilmiyorum.

Kolumu ve vücudumun ölçüsünü almaya başladı.

"Nasıl bir silah istersin? Uzun kılıç gibi bir şey mi yoksa hançer gibi bir şey mi?"

"Kısa kılıç gibi bir şey olursa sevinirim."

"Hmm... Son olarak dövüşme stilin ve gücünü göster."

"Daha çok yumruklarımla dövüşüyorum ve gücümü neyin üstünde göstericem?"

"Şurada ki obsidyeni görüyor musun? Ona doğru hiçbir teknik kullanmadan vur"

"Tamam"

Gücümü kaslarımda topladım ve yumruğumu attım.

"Sertmiş"

"Evet, obsidyen sert ama işlenemez."

"Neyse 4 güne kadar yaparım geldiğinde alırsın. 60 gümüş fiyat, o zamana kadar hazırla."

Sonra ocağının başına geri döndü ve demir işlemeye devam etti.

"Sanırım her şey tamam. Hadi gidelim!"

Geçici bir kılıç, bir çift deri eldiven ve bot aldım. Adam akıllı kıyafetler falan derken 1 altın gitti bile.

Şehirden çıktım ve orcların bulunduğu bölgeye gittim.

"Çok fazla orc var. Ve ne hikmetse sol kolum karıncalanıyor."

Evet, yok olan kolum karıncalanmaya başladı. İyileştiği için mi yoksa başka bir şey yüzünden mi bilmiyorum.

Çoğu orc 3 metreye kadar ve sopalı.

"Saldırma zamanı!"

Ayak haraketlerimi yaptım ve bir orcun sol bacağına tekme attım ama pek hissetmemiş gibiydi.

"Nesin sen Hulk falan mı?!"

"Roooarrr!!"

Bir orc neden kükreme sesi çıkartıyor lan? Her neyse, bu sefer de midesine art arda yumruklar sallamaya başladım ve sonunda yere yıkıldı, midesini tutuyor ve ağzından mide sıvısı bile çıkıyordu.

Bu siktiğimin orclarının neden tüm vücutları yağ ve kas tabakasından oluşuyor? Normal şartlarda saf kastan oluşmalı.

Zaman geçti ve 20'den fazla orc öldürdüm.

"Derim aşındı, daha fazla savaşamam."

Deri eldiven takmama rağmen derim bu hale geldi. Orcların vücutları çok sert. Aslında bu sertlik derilerinde olsaydı çok güzel zırh yapılırdı ama ne yazık ki saldırımın hasarının yarısını emen bir yağ tabakası var. Üstüne çok da kaslılar.

"Orclardan çıkan çekirdekler cidden de büyük. Neredeyse tırnağım kadar."

Ve şu orc taşaklarını nasıl muhafaza edicem lan!? Sırf o kıllı yaratıklar için özel bir torba aldım.

"Artık dönme vakti"

Dönerken de pek bir sorun çıkmadı. 4 gün boyunca böyle devam ettim, toplamda 129 tane orc öldürdüm. 

****

"41 tane orc taşağı."

"Bu kelimeleri bu kadar açık söylemeniz doğru mu?"

"Üstüne ödül koyan sizsiniz."

"Haklısın, 85 gümüş..."

"Hmm?.. Neden 85 gümüş verdin?"

"Çünkü 41 tane verdin, lonca bu gibi durumlarda biraz daha fazla para öder"

"Hmm... Bu gibi durumlar sizi zarar sokmaz mı?"

"Hayır sokmaz, bu şeylerin normal fiyatı daha fazla. Yani 3-5 kuruş fazla vermek kısa vadeli kârı azaltır ama uzun vadede sizin daha fazla getirmeniz için teşvik eder."

"Bu arada loncanın bir hamamı filan var mı?"

"Yok... Hah, hatırlamışken söyleyeyim. Geleneksel oyunlar olacak bu ay ve loncanın katılımı zorunlu."

"Neden zorunlu?"

"Etkinliği biz düzenliyoruz."

****

Biraz sohbet ettik ve sonra da ayrıldım. Ardından hamama uğradım ve şu pis orc kokusundan kurtulmak için uğraştım.

"Bir daha orc taşşakları için uğraşırsam ne olayım!!"

Sanırım silah yapılmıştır. Cücenin yanına gittim.

"Clink. Clink!! Clink!!!!"

Etraf tekrardan bu sesler tarafından esir alındı, kulağı ağrıtıyor ama güzel.

"Geldin mi?"

"Evet ve bitti galiba."

"Dün bitmişti, ben de senin gelmeni bekliyordum. Paranı ver ve git."

Parayı verdim ve kılıcı aldıktan sonra beni kapı dışarı etti.

"... İşkolik yaşlı adam."

Kılıca bakıyorum da... Güzelmiş. Sanırım kılıcın bakımı için bileme taşı ve yağ almam lazım.

Bunlarda ortalama 20 gümüş gibi bir fiyat tutuyor. 15 gümüşü yağ için verdim

Elimde 19 altın falan var. Loncanın dışına mı çıksam yoksa bu kasabadan gidip başka bir yere mi yerleşsem?

"Ya da kalayım, buraya alıştım"

Sanırım emlak fiyatlarına falan baksam fena olmaz, eşyalarımın çalınma derdinden kurtulurum.

Loncanın içinde Cecil ok alıyordu.

"Cecil!"

"Hmm? Efendim?"

"Buradaki emlak fiyatları hakkında bir fikrin var mı?"

"Emlak mı? Ne kadarlık bir bütçen var?"

"19 altın..."

"Hmm... 19 altına pek de bir şey yok... Taksit taksit vermek sana uyar mı?"

"Nasıl yani?"

"Yakınlarda bir yerde toplam 2 tungstene bir ev var."

"Pahalıymış."

"Evet, pahalı ama ev cidden güzel. Eşyaları falan hazır."

"Ama o kadar parayı da toplayamam."

"Haklısın, fiyatın yarısını vermen lazım evi taksitle alabilmen için."

"Hufff, işim biraz yaş desene..."

Yazar:Yasir00

Editör:SherFSiz