Şişman yaşlı bir adam yerde yatan genci tekmeledi ve yere dallardan yapılma eski püskü süpürgeyi attı.
"Off"
Yerde yatan genç, kemikleri sayılırcasına zayıftı. Üstüne üstlük gözleri kördü ve ten rengi soluktu. Yüzünün yarısından fazlasını simsiyah çiller kaplıyor ve uzun siyah saçları dizlerine ulaşıyordu.
Çirkindi.
Yerden kalkmak için uğraştı. Bedeni titredi ve kendini zorla kalkmaya zorladı.
Güçsüzdü.
Yırtık pırtık elbisesi vardı. Bazı yerleri yamalı, bazıları ise yamasız ve delikti.
Midesi seslice guruldadı.
Fakirdi.
Başının arkasında, boyun tarafında siyah daire içinde yıldız işareti kazınmıştı derisine. Bu onun kölelik işaretiydi. Boynunda ve bileklerinde demirler vardı lakin hareket etmesini engelleyen zincirler yoktu.
Tutsaktı.
İlk başta her şeye sahipti. Her şeye! Büyük ve güçlü bir klana sahipti. Babası klan lideriydi. Annesi çok güçlü bir buz elementi kullanıcısıydı. Babası ise ateş kullanıcısıydı.
Ne yazık ki, iki ebeveynden ona ne ateş elenenti, ne de buz elementi geçmişti. İşe yaramaz bir hava elementine sahipti!
Hava ne saldırabilirdi ne de savunma yapabilirdi.
Tek işe yarayan şey uçabilmekti lakin o da kişiyi resmen ortaya çıkarıp apaçık bir hedef haline getirirdi!
Kısaca işe yaramazdı.
Lakin simsiyah gözleri uzay kadar derin, gizemli ve olgundu.
İşe yaramaz bir yeteneğe sahip olması nedeniyle herkes tarafından hor görüldü. Neyse ki annesi ve babası ona gücü nedeniyle ayrımcılık yapmamıştı. Aksine ona daha da özenle yaklaşmışlardı.
Lakin iki sene önce...
Yani 8 yaşlarındayken tam bir katliama sahip olmuştu o gün.
Asıl tuhaf olanı ise ne ağlamıştı, ne de korkmuş.
Aslında o zamanlar saldırının gerçekleştirileceğini bir şekilde duymuştu. Güçsüz ve yeteneksiz olabilirdi lakin bu onun akılsız olduğu anlamına gelmiyordu. Bu nedenle gizlice bir plan yaparak annesini ve babasını bir görev nedeniyle klandan uzun süreli uzaklaştırdı.
Kendisi için ne yazık ki yapabileceği bir şey yoktu. Bu nedenle klandan bir boyutsal yüzük ve değerli birçok şeyi aşırdı zamanla.
Annesi ve babası görev nedeniyle klandan gittikten bir süre sonra katliam başladı.
"Aura" klanı bir gecede yok olmuştu o gün.
Tüm klan karmaşa içindeyken bir şekilde klanın hazinesine girip en üst seviye boyutsal yüzükle değerli eşyaların hepsini yüzüğe depolamış, ardından da onu ipe bağlayıp yutarak ipin ucunu dişine bağlamıştı.
Sonuçta hazinenin boşaltıldığını gören yağmacılar herkesin üstünü arasa da kimse çocuğun ağzına bakacak değildi ya ?
O gece klanın hazinesini soyduktan sonra elinde meyve suyuyla katliamı izliyordu.
Neden böyle olduğunu bilmiyordu lakin bu konunun üstünde durmayı gerek de görmedi. Tuhaf bir çocuksa ne olmuş ? Katliam gerçekleşirken duygusuz bir şekilde patlamış mısır yiyorsa ne olmuş ?
Hiçbir hüzün, korku benzeri duygu hissetmemişti ve üstüne düşmeye de gerek yoktu ona göre.
Olmuyorsa olmuyordu, zorlamanın manası neydi ?
Normal olacam diye ağlamak için gözüne tebeşir mi sürsün yani ? Savaş kolayca bitti.
Erkekler katledildi, kadınlar zevkleri için tutsak edildi, çocuklar ise köle olarak satılmak üzere hapsedildi. 8 yaşında bir kızdı. Köle olarak satılacağını biliyordu. Kadınların üzerinde yapılan iğrenç tecavüzler o gün gözünü açtı. Bir erkek olursa hayatının daha kolay olacağını biliyordu.
Lakiiiin, bütün klan tarafından güzel bir kız olarak biliniyordu. Ne yapmalıydı ? İşte o gece kendini zehirledi ve siyah çilleri o geceden kalma bir hediyeydi ona. Erkek olma konusuna gelirse, hazinede bu konuyla ilgili bir hap bulmuştu şansına.
Çocuk da haliyle erkek kılığına girdi. Çirkin görünüşü sayesinde klanın rastgele bir hizmetçisi olarak tahmin edildi ve kimse üstüne düşmedi. Kısaca kızın bütün planları tıkırında ilerledi.
Köle olarak satıldı. Ve o zamandan beri 2 yıl geçmişti. Şişko bir ihtiyar tarafından 1 bakıra satın alınmıştı. 1 bakır!
Ekmek dahi alamayacağın 1 bakıra satılmıştı. Hani derler ya, canı sudan ucuz. İşte böyle bir duruma düşmüştü. 2 yıl köle olarak yaşasa da bu zamanlarını boş geçirdiği anlamına gelmiyordu.
Kalanından çaldığı hazinedeki kitapları okuyordu sürekli.
Şişko yaşlı adam, yani sahipleri Ostim, her sabah onları temizlik ya da iş için uyandırır ve görevlerini verir, ardından da akşam olduğunda zindana geri götürürdü köleleri.
Kısaca zindanda yaşıyorlardı. Bu iki yılda zindandaki insanların hayat hikayelerini dinlemiş, dışarıdaki yaşam hakkında bilgi sahibi olmuştu. Öncelikle küçük bir krallıkta, küçük bir yerde yaşıyorlardı.
Yaşadıkları krallığın ismi "Rajna" idi ve 7 farklı şehre, bölgeye ayrılıyordu. "Ristim" "Papiryus" "Koryus" "Saptambah" "Abahrem" "Ebutuor" "Miyras"
Miyras bölgesinde küçük bir köyde yaşıyorduk biz ise.
Benim geldiğim ve yaşadığım krallık ise Rajna krallığının yan komşusu "Mitris" krallığı. Bu krallık ise orta seviye krallık. Krallıklar küçükten büyüğe doğru "KüçükHer şeyin seviyelendiği bir dünyadaydık.
Her şey, para da dahili, "Bronz Olarak ilerliyordu. Kısaca çöp bir krallığın, çöp bir şehrinin, çöp bir köyünde, çöp ünvanına sahip birinin çöp kölesiyim.
Ben "..."
Lakin hayatımı böyle sürdürmek istemiyordum. Her insanın olduğu gibi benim de içinde özgürlük hayalleri tutuşuyordu!
Güçlü olmak istiyordum!
Ruhsal enerjiyi hissedip bir yetişimci olmak istiyordum!
Dünyamızda kızların genellikle sahip olduğu kader yolundan yürümek istemiyordum. Ben bir savaşçı olmak istiyordum!
Gezmek, serbestçe dolaşabilmek, istediğimi yapabilmek istiyordum. Diğer kızlar gibi bir eve tıkınmak, rahat ve huzurlu bir yaşam sürmek istemiyordum. Ben aksiyon, macera ve adrenalin istiyordum!
İşte bu nedenle o gece klanıma saldırı düzenleneceğini anlatmadım. Bana kötü davranan, dalga geçip hor görenleri ne diye kurtarayım ? Bu olaydan yararlandım ve hepsini kendi şansıma çevirdim!
Şimdi ise planım istediğim gibi işlemişti.
Ailem ? Onları aramayacaktım.
Onlar güçlüler, kendilerini koruyabilirler lakin bana istediğim hayatı vermeyecekler.
Ben Aura klanından Aura Shi La, bu günden itibaren sadece Shi La'yım! Basit, ailesiz bir köylü. Bir erkek ve bir yetişimci.
Karşımda duran şişman ve yaşlı sahibimiz Ostim'i benden küçük bir kızı taciz ettiğini gördüğümde, o gece kendimi bir erkek olarak saklama kararımın ne kadar doğru olduğunu anlıyordum. Lakin diğerleri gibi görmezden gelecektim. Bu ilk zamanlarımdı. 8 yaşındayken görmüştüm kısaca.
9 yaşında ise kör olmuştum. Tam olarak kör değildim lakin basbaya kirli suda görmeye çabalamak gibiydi, bulanık görüyordum. İşte o zaman "yanlış mı yapıyorum ne ? Ailemi mi arasam acaba?" diye düşünmeden edememiştim.
Şimdi ise 10 yaşındayım. Bulanık görmeye alıştım. Lakin etrafımdaki ruhsal enerjiyi az buçuk hissedebiliyordum. Buna göre hareket etmeye başladım.
-Devam Edecek-
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.