Şehirde gördüğüm ve tilkinin inatla beni uyardığı o saydam ruh buradaydı. Tilki farkında değil gibi görünüyordu. Tilkiye ne yapacağını bilmiyordum lakin tilkiye, tek dostuma dokunmasına izin veremezdim!

Saydam ruh bir an dondu. Bana bakan gözleri şaşkınlık doluydu. Kaşlarını ilgiyle yükseltti ve tilkiye uzanmış elini geri çekti. Tilki ise bağırmamla ne olduğunu fark etmiş, hızla yanıma gelip önümde durmuştu. 

Ruh bize ilerleyecekken tilki hırlayarak korumacı bir tavır takındı. Ruh ise gülümsedi ve ardından bana bakarak "Görebiliyorsun, bu cidden ilginç" dedi.

Saydam ruhun uzun siyah saçları ve mor gözleri vardı. Erkekti.

Gülümsemeyle "Bir anlaşma yapmaya ne dersin ?" diye sordu.

"Anlaşma?" Kaşlarımı çatarak tekrar ettim.

Başını sallayarak "İki tarafın da kazançlı çıkacağı bir anlaşma." dedi.

Tilki reddederek bağırdı "Ona güvenemeyiz Shi La!"

Ruh gülümseyerek "Kan sözleşmesi yapabiliriz" dedi.

Tilki ne olduğunu biliyora benzediğinden onaylayarak başını sallayıp "Bu olabilir" dedi.

"Kan anlaşması nedir ?"

Merakla sorduğum soruyu bu sefer tilki yerine ruh cevapladı "İki tarafın da bir anlaşma yaparak bu anlaşma üzerine kanlarını damlatarak yemin etmesiyle gerçekleşir. İki taraftan biri sözünü tutmaz ve bozarsa ruhu yok olur. Ciddi anlaşmalarda kullanılır" dedi.

Tilki şüpheyle "Lakin bu çok antik bir büyü türü. Sen bunu nereden biliyorsun ?" diye sorduğunda ruh gülümsemeyle "3.000 yaşındayım" dedi.

Soğukça nefesi içime çektim.

Ben daha 10 yaşındaydım.

Tilki ise 800, ruh 3000.

Bu ne büyük bir farktı ?

Tilki biraz ikna olur gibi oldu. Ruh gülümsemeyle tekrar "Bu anlaşma eski zamanlara ait olsa da pek zor bir şey değil. İkinize de öğretebilirim" dedi.

Tilki heyecanla "Bu harika olur!" diye bağırdı.

Ben de mutluydum lakin yine de ruha karşı şüpheciydim.

"Ee, peki anlaşma yapmak istediğini sordum. Bizden isteğin nedir ?" Şüpheyle sorduğum soruyu ruh ciddiyetle karşıladı.

"İlk defa benimle iletişime geçebilen bir insan görüyorum. Bu neden açık olmam gerekirse bu benim için büyük bir fırsat. Bedenime geri dönmeme yardımcı olabilmen karşılığında sana istediğini vereceğim. Tabi bu karşılayabileceğim bir şey ise."

Tilki bir süre sessizlikten sonra konuştu  "bedenine dönmek istediğinden bahsettin. Sen bir ölü değilsin değil mi ?"

Ruh başını salladı "Komaya girdim" dedi.

"Bedenine dönmen için ne yapmamız gerekiyor ? Bunun için benim bir bedel ödemem gerekiyor mu ? Ya da canımızı tehlikeye atmamız gerekir mi ?"

Bu soruyu şimdiden sormalı ve olayları açık etmeliydim. Aksi takdirde, belki de o bedenine dönebilsin diye kendimi kurban etmem gerekecekti ? Ya da belki de benden asla gerçekleştiremeyeceğim bir istekte bulunuyordu ?

Ruh gülümsemeyle "Cidden temkinli birisin. Açık olmak gerekirse beni bedenimin yanına ulaştırman gerekiyor. Bir de birkaç şey daha gerekli. Bir ilaç, birkaç eşya vb.

Lakin merak etme, hepsi senin ulaşabileceğin şeyler." dedi.

Kafamı salladım. 

Ben kabul edecektim. Biraz toyca bir seçim yaptığımın farkındayım lakin öncelikle karşımdaki bir ruhtu. İsteseydi bana şimdiden zarar verebilirdi ya da tehdit edebilirdi. Bunun yerine bana istediğim bir şeyi vermeyi teklif etti.

İkinci olarak o 3000 yaşında, ben ise daha 10 yaşındaydım. Sizce düşünsenize, böyle uzun yaşamış birisi bilgili olmaz mıydı ? Ondan pek çok şey hakkında bilgi öğrenemez miydim ?

Üçüncü olarak tilkinin bile şaşırdığı ve öğreneceğini duyduğunda heyecandan zıpladığı bir antik büyü biliyordu ve buna rağmen bu büyüyü gözünde çok büyütmüyordu. Bu da demek oluyor ki bu adamda daha değerli şeyler vardı. Böyle bir fırsat ayağıma kadar gelmişti, bunu nasıl geri tepebilirdim ?

"Peki sen tilkiye neden dokunmak istedin ? Amacın neydi ?"

Yine de anlaşma yapmadan önce her şüphemi gidermeliydim. Tilkiye zarar  ermek gibi bir düşüncesi varsa bunu kabul edemezdim.

Tilki de şüpheyle ruha baktı.

Ruh "Açıkçası, ona anlaşma yapmayı teklif edecektim. Senden anlaşma yapmamın sebeplerinden biri, buradan ayrılamıyor olmam. Birisinin yardımına ihtiyacım var. Ee, kabul ediyor musun , etmiyor musun ?"

Başımı sallayarak "Kabul ediyorum" dedim.

Ruh merakla "peki, benden isteğin nedir ?" diye sordu.

Sinsice gülümsedim. Gülümsediğimi gören tilki acımsar bir şekilde ruha baktı ve "Bu adamın da sonu Ostim gibi olmasa bari" diyerek ruhu da soyup soğana çevireceğimi tahmin ederek mırıldandı.

"1 dilek hakkım var değil mi ?" 

Ruh başını salladığında, bittin sen edasıyla sırıtarak "eh, o bir dilek hakkımı, 3 dileğim olmasını dileyerek harcıyorum" dediğimde tilki "Bu iflah olmaz" diyerek başını salladı.

Ruh bir an şaşkınca donduktan sonra güldü.

"Ha ha, cidden ilginç bir kızsın" dedi.

Dondum ve "Kız olduğumu nereden biliyorsun ?" diye sordum.

"Normalde kişilerin ruhlarını göremem lakin şuan ruhsal formda olduğumdan görüyorum" diye cevap verdi.

Anladığımı belirterek başımı salladım.

Bu arada 1 dilek hakkımı 3 dilek için harcamak yerine 100 ya da daha çok dilek için de harcayabilirdim. Lakin çok açgözlü olup da her şey sahip olmaya çalışırsam, elimdekileri de kaybedeceğimi söylemişti babam. 

Bu nedenle 3 dilek yeterdi.

"İlk dileğim öğretmenim olman"

Ruh şaşkınca sordu "Neden ?"

"Bilgili birine benziyorsun. Öyle olmasan bile benden bilgili olduğun kesin. Kısaca senden bir tane dahi olsa bir şey öğreneceğim orası kesin."

Ruh başını sallayarak "Peki diğer iki dileğin ?" Diye sordu.

"İkinci dileğim, hayatım tehlikede olduğunda bir kereliğe mahsus da olsa o an beni koruyabilmeni istiyorum"

Başını sallayan ruh bu dileğin gerçekleştirilebilecek bir şey olduğunu onayladı. 

"Son dileğimi sonrası için saklayacağım"

Ruh "Öyle olsun, o zaman şimdi göstereceğim şeye kanını damlat ve sözlerinle onayla"

Havaya parmağıyla bir şekler yazmaya başladı. Sonradan yazdıklarının benim ve onun anlaşma şartları olduğunu fark ettim.

Dediği gibi, havadaki beyaz ve şeffaf forma kanımı damlatıp "anlaşmayı onaylıyorum" dedim.

Anlaşma gerçekleştikten sonra, benim ve ruhun göbek taraflarında bir iz oluştu. Kısacası ruhsal kalbimizin olduğu bölgedeydi ve bunun sebebi, anlaşma bozulduğunda direk ruhumuzu yok etmek içindi.

Ruh tekrar konuştu.

"Kan sözleşmesi, bir diğer adıyla "Ruhsal Sözleşme" denir. Size bunu öğreteceğini söyledim. Bunu yapabilmek için önce "שקחגצצםתצגצגל"
Sözlerini söylemeli ardından da anlaşma şartlarını havaya maddeler halinde geçirmelisiniz. Son olarak iki tarafın da hem kanı, hem de onaylaması gerekir. Sadece bu kadar"

-Devam Edecek-