Yukarı Çık




09   Önceki Bölüm 
           
Birkaç gün içinde Tilkinin arkadaşı Anka'yı görmeye yola çıktık. Tabii ustam mor yüzüğünde, kısaca kendi yerinde dinlenip enerjisini topluyordu. Tilki her zamanki gibi omzumda otururken Su Zifu ise arkamdan geliyordu.

"Burası mı ?"

Açıkçası sıradan bir ormandaydık. Tilkinin arkadaşı olduğunu düşününce bir an efsanevi bir yaratık olacağını düşünmüştüm. Sonuçta tilki elmas seviyesinde bir yaratıktı.

Tilki "Dur" deyince durdum. Minik ve sivri burnunu yukarı yükseltip bir iki kere havayı kokladı. Koklarken burnu sevimli bir şekilde hareket etti.

"Burada ne arıyorsun insan ?"

Alışılmadık bir ses kulağıma ilişince arkamı döndüm. Karga boyutunda kızıl tüylerle süslü bir kuş vardı karşımda. Gözlerinin içinde sanki ateş vardı ve yanıyordu. Minikti lakin verdiği baskı olağan üstüydü.

Zarifti ve keskin bakışlara sahipti.

"Ben tilkinin arkadaşıyım"

Keskin gözleri bedenimde dolaşırken gezdiği her yer sanki tenimde bir keskinlik bırakıyordu.

"İnsan, ne dediğinin farkında mısın ?"

Sesi ürkünçtü ve bedeni her an atağa geçip beni parçalayacak gibiydi. Pençelerindeki sivrilen tırnaklarını gördükçe sanki azraili ensemde hissediyordum.

"Tilki şu an yanımızda."

Kanatlarını sinirle açtığında yutkundum "Onun ruhu şuan burada ve bunu kanıtlayabilirim"

Tilki hızla aklıma dokundu. Bedenimin kontrolünü kaybettiğini hissettim.

Tilki bedenimi ele geçirmişti.

***

"Hey Anka görüşmeyeli epey bi oluyor. Ne dersin ?"

Shi La'nın bedenini kontrol eden tilki epey bir kibirle gülümsedi.

Anka gözlerindeki şaşkınlığı gizleyemeyerek "İmkansız... olamaz...sen...sen ölmüştün!" diye haykırdı.

Tilki sırıttı. 

Tilkinin sırıtışını gören Anka ise gerildi. Bütün bedeni titriyordu "T-Tilki, b-bak b-ben..."

"Sen ne ?" Tilki kaşlarını çattı. Bir göz açıp kapamayla Ankanın arkasında belirip onu tekmeledi.

Ankanın savrulan bedeni 4 ağaca çapıp ağacın gövdelerini yok etti. 5. Ağaçtaysa durdu.

Epey bir yaralanan anka hareket edemeyecek duruma geldi.

Tilki gözündeki bandajı çıkarttı. Shi La'nın bedenine geçtiğinden altın sarısı gözleri gümüş rengine dönmüştü.

"Anka, ne diyeceksin ? Bana ihanet ettiğini mi itiraf edeceksin? Oysaki hayatını kurtarmıştım"

Alay ederek güldü ve küçümsemeyle "Peki ya sen ne yaptın ? Her neyse şuan işim senle değil. Ölmek istemiyorsan sökül. Kraliyet Tüyünü ve Bilinç Gölünün yerini istiyorum. Bu iki şeyi bana verirsen yaptıklarını unutacağım"

Anka başını sallayarak onayladı. "Bilinç Gölü, seninle önceden sıkça gittiğimiz bölgede. Horyat tepesinde. Kraliyet Tüyü ise... korkarım bunu sana veremem"

Tilki hızla Ankanın karnını tepinmeyip ezdi. Gözleri ölüm yayıyordu ve kibirle "Sana verip veremeyeceğini sormadım çöp"

"Vermek zorundasın."

Psikopatça sırıttıktan sonra "Yoksa ? Anka, he he cidden bir seçim şansının olduğunu mu sanıyordun ?"

"TÜM SÜLALENİ KATLETMEDEN VER ŞU BOKTAN TÜYÜNÜZÜ A*INA KOYAYIM!"

Tilkinin sinirli sesi gökyüzünde yankılandı.

Anka'nın bedeni titredi ve tilkinin verdiği baskıyla kan kustu. 

"O-Odamda, takı kutumda" Anka'nın sesi güçsüz ve zorlu çıkıyordu.

"Hah, işte böyle aferim. Köpekler sadık olmalı" diyerek Ankanın kafasına bir kere aşşagılayarak bastıktan sonra odaya çıkıp Kraliyet Tüyünü aldı.

"Şerefsiz, yaptığı iki yüzlüklükten sonra kaçabileceğini sanıyor, salak" Tilki mırıldanarak Bilinç Gölünün olduğu yere ilerlemeye başladı.

Su Zifu ise küçük dilini yutmuş bir şekilde arkadan takip ediyordu.

Tilki Shi La'nın bedeninden ayrılır ayrılmaz Shi La'nın ağzından ince bir kan damlası sızdı. Tilkinin güçlü ruhunu kaldıramamıştı güçsüz bedeni.

***

"Tilki Anka senin hani arkadaşındı  ?"

Sinirle sorduğumda tilki aptalca gülümseyip "Düşmanım olduğunu söyleseydim gelir miydin ?" dediğinde başımı sallayarak reddettim.

"İşte bu nedenle yalan söyledim. Her neyse, hadi bilinç gölüne gidelim. Ayrıca Kraliyet Tüyünü senin için aldım" 

Tilkinin dediklerini duyunca ona sarıldım ve "Ayy tilki sen beni mi düşünüyorsun? Çok şekersin" dedim. Tilki "Bırak ya, boğuyorsun" diye kollarımda çırpınırken arkamdan takip eden Su Zifu bizim bu manyak hallerimize alışmaya başlıyordu.

***

"Burası bilinç gölü, burada aradığın her sorunun cevabını bulabilirsin. Göle gir"

Tilkinin dediklerini onaylayarak göle girdim. Aniden gölden çıkan kollar bedenime sarılıyor ve beni dibe çekiyordu.

Bilincimi kaybettiğinde kendimi simsiyah bir boşlukta buldum.

"Ne öğrenmek istiyorsun ?" Narin bir kadının sesi duyuldu hiçlikten.

Ben.

Ne öğrenmek istiyordum cidden ?

"Kendim hakkında her şeyi"

Kadın tereddütle "Emin misin?" diye sorduğunda hiç tereddüt etmeden "evet" dedim.

Karanlık bilincimde ani bir ışık hüzmesi aydınlandı.

Önceki hayatımın bilgileri beynime doluyordu.

Önceki hayatımda kimsesiz bir yetimdim.

Yoksuldum.

Bu neden para konusunda hassas noktam olduğunu açıklıyordu. Yoksulluk ve para yokluğu derinden ruhuma kazınmıştı.

Teknolojinin var olduğu bir dünyada yaşıyordum ve epey bir kuralcı yapıya sahiptim. Şimdi ise ruhumu o kuralcı yapıdan arındırdığımdan dolayı zincirlerimden kurtulmuş gibiydim.

Ve...

Li Shi isminde derinden sevdiğim bir kardeşe sahiptim.

Araştırmayı seven bir yapıya sahiptim.

Tam olarak düzenli bir mesleğe sahip değildim. Geçici işler yapardım.

Elektroniğe bir ara ilgim oldu, bu konuda bilgiler öğrendim.

Bir ara yazılıma ilgim oldu, bu konuya çalıştım.

Bir ara tıpa ilgim oldu, buna çalıştım.

Bir ara ilgim mangaka olmaya kaydı, dijital ve normal çizimle uğraştım.

Hobi olarak kukla yapmayı seviyordum. Hatta bir ara silikondan gerçekçi insanlar yapıp bunu gelir kaynağım olarak kullanmıştım.

Her şeye çalışmış lakin uzmanı olmamış, sadece temelimi atmıştım.

Kararsız bir insandım.

59 yaşına geldiğimde ise...

Aslında ölümüm trajikomikti. Ben adrenalin sporları yapmayı seven biriydim, haliyle de uçaktan paraşütle atlama gibi heyecanlı sporlar yapardım. 

"Nine sen otur oturduğun yerde, örgünü ör" diyenlere kulağımı kapatırdım.

Ve uçaktan yaşlılığın getirdiği unutkanlıkla paraşütsüz atlamıştım ha ha ha...

Bekardım. Kardeşim dışında yanlızdım, çevremde kimsem yoktu.

Daha fazla anı, daha da fazlası beynime akın ediyordu.

Öldükten sonra ruhum bu çocuğun bedenine varmıştı lakin hafızam silinmişti. Daha önceki hayatımda kaybolan ailem burada bana nasip olmuştu.

Bana ikinci bir şans verilmişti.

Bedenimi saran sudan eller, bedenimi suyun daha da derinliklerine taşıdı.

Narin kadının sesi bir süre sonra tekrar duyuldu.

Boğuluyordum. Çekmeyin beni! Nefesimi daha fazla tutamıyorum! 

"Sen savaşçı olmaktan vazgeç, bu konuda yeteneklerin yok"

"Kendini tanımak istediğini söyledin. Bedenini en iyi duruma çıkartsan bile ruhsal gücü bedenine alamazsın. Kısaca Savaşçı olamazsın."

"Büyücü hiç olamazsın. En fazla hava elementinde güçlenirsin lakin bu da sana tek başına fayda sağlamayacak"

"Merak ettiğin gizemli güçlerine gelince. Aslında senin de tahmin ettiğin gibi ruhsal enerjiyi görüp tam olarak hissedebildiğinden rakibinin bedeninde küçük çaplı basınçlar oluşturuyorsun, sahip olduğun tek elementi yani havayı kullanarak. Bu senin en büyük kozun"

"Bunun dışında tanrı hiçbir canlıyı yeteneksiz yaratmaz"

"Senin asıl yeteneğin ruhsal gücü görebilmen değil, zekân. Ruhsal güç dışında öğrendiğim her meslekte başarılı olma eğilimin var. Çok yönlüsün"

"Bu zamanda var olan bir dehasın Shi Li."

"Tanrı hiçbir canlıyı boşuna yaratmamıştır"

"Senin kaderin ise zekanla ünlü olmak Shi La"

Duyduklarim hem beni sevindirmiş hem de üzmüştü. Aslen zekaya güçten daha çok değer veren biriydim lakin bu dünyada güçsüzler insan yerine bile konmuyordu.

İç çektim.

Bekle. 

Nefes alabiliyorum ?

"Burası özel bir yer, nefes alabilmek normal" kadın düşüncelerimi tahmin ederek cevap verdi.

"Peki, hiç mi bedenimi geliştiremem?"
Yine de bir umutla sordum.

"Ah Sli La cidden hırslısın. Elindekilerle yetinmeyi bilmiyorsun."

"Gelişmek istiyorsan ilk olarak hız ve esnekliğe gelişebilirsin. Güçlü olmayı aklından bile geçirme. Silahlı olarak dövüşmeli tavsiye ederim. Sana en uygun silah şimdilik kılıç gibi görünüyor. Çift elle kullanabilme özelliği kazanabilirsen daha da karlı olabilirsin. Senin için en iyi senaryon bu ne yazık ki"

-Devam Edecek-


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


09   Önceki Bölüm 


468x60


DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.