‘’Peki düşes!’’ Kucağında yaşadığı kitapla hızla çıkarken Diana son kez seslendi.
‘’İki fincan getirmeyi unutma.’’ Mary odadan çıkmadan önce duyduğu son cümleyle mutlulukla hareket etti. Buraya gelmesinin üzerinden tam dört yıl geçmişti. İki yıl normal hizmetçi olarak görev yaptıktan sonra , Düşesin emriyle kişisel hizmetçisi olmuştu.
Ve Düşese hizmet ettiği süre boyunca , ona her daim nazik davranmıştı. Bundan dolayı Mary, Diana’ya karşı her zaman minnettar hissediyordu.
* Diana Mary’nin çıktığı kapıya doğru baktıktan sonra gözleri saate ilişti. Çıkalı bir süre olmuştu ama hala gelmemişti. Diana, içinde hissettiği uğursuz hislerle birlikte ayağa kalktı. Tokmağa tutacağı sırada hızla kapı açıldı. Nefes nefese kalmış, yüzü nerdeyse patlayacak kadar kızarmış bir yüzle karşısında gördüğü kişiye gülmeden edemedi.
‘’Maj…es… hah!’’
Heyecanla ellerine sarılan küçük bedeni odaya doğru çekti.
Nefesini bir süre düzenlemesini bekledikten sonra, kalktığı koltuğa oturtup sordu.
‘’Mary iyi misin?’’
‘’Özür dilerim majesteleri…’’ Mary kendine geldikten sonra önünde durmuş kadına bakıp , yutkundu.
‘’Bir sorun mu var?’’ Diana hafifçe kaşlarını çattı.
Bir süre kıpırdanan kız sonunda konuşmaya başladı.
***
Mary ona verilen kitabı kütüphaneye teslim ettikten sonra, çayı hazırlamak için mutfağa doğru ilerledi. Merdivenleri indiği sırada Dük’ün yanında sıklıkla görmeye alışık olduğu uzun boylu, zayıf ve kumral saçlı beyefendiyi kahya ile konuşurken gördü. Tam o esnada kahya Mary’e doğru dönerek sesini yükseltti.
‘’İşte sör Lennox bahsettiğim hizmetçi Mary bu!’’ Lennox kahyayı geride bırakarak kıza doğru ilerledi.
‘’Merhaba. Siz Düşesin hizmetçisi Mary olmalısınız. Öyle değil mi?’’
‘’Ah. Evet efendim!’’
Lennox önünde tedirgin bir şekilde duran hizmetçiye bakıp gülümsedi.
‘’Majesteleri Dük sizinle görüşmek istiyor.’’
Mary tam olarak ne olduğunu anlamadan kendini ofisin içinde, dükün karşısında buldu.
Daha önce sadece bir iki kez gördüğü efendisini şimdi tam karşısında duruyordu. Uzun siyah saçları, daha önce güneş görmemiş gibi görünen beyaz teni ve kibirli siyah gözleriyle anlatılandan daha yakışıklı olduğunu düşündü. Yaydığı his ezici olmasına rağmen hayran kalmamak neredeyse imkansız gibiydi. Bunları düşünürken aklına bir anda düşes geldi. Dükün aksine o sanki el değmemiş bir güzellikti. Bakışları nazik ve sıcaktı. Bazen çekingen tavır sergiliyordu ki bu onu daha eşsiz kılıyordu. En azından Mary öyle düşünmekteydi.
Ellerini önünde bağlamış bir şekilde ona yöneltilecek en ufak bir sesi bekliyordu. Nihayet boğucu sessizliği dük bozdu.
‘’İsmin ne demiştin?’’
‘’Mary …’’
‘’Diana’ya ne zamandır hizmet ediyorsun?’’
‘’İki senedir majesteleri.’’
Elindeki kağıtlara bakan Kael bir süre sessiz kalıp devam etti.
‘’Diana’nın son zamanlarda neler yapıyor?’’
Bir süre düşesin rutinlerinden bahseden kız , yöneltilen diğer soruları cevapladıktan sonra ofisten ayrıldı.
Geriye kalan tek şey ona verilen akşam yemeği emriydi.
*** Diana duydukları karşısında şaşırmak yerine sessizce pencereye yöneldi. Aklına sonradan geldiğine dair çıkardığı sesle Mary cümlesine devam etti.
‘’ Bir de majesteleri bu akşam sizinle akşam yemeği yiyeceğini söyledi.’’
Diana duyduğu habere ne heyecanlandı ne de panikledi.
Gülümseyerek pencereden bakmaya devam etti.
*
Bölüm sonu
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
