Yukarı Çık




           
(Ruhlar Diyarı: Bir uçuruma uzanan, karanlığın hüküm sürdüğü bir orman. Orman yolunda ilerleyen bir ruhlar alayı ve görülmeyecek bir mesafede, yukarıdan onları takip eden iki sis perisi: Daisya ve Maja.)

(Ruhlar alayının önünde ilerleyen uzun, ince bir figür aniden durur. Ruhların ilahileri susar ve hepsi sessizce Organon'u dinlemeye hazırlanır.)

Daisya (fısıldayarak): İşte başlıyor.
Maja (alayla gülümseyerek): Eğlenceli olacak.


(Organon'un bakışları grupta gezinir. Diğerleri gibi, sis perilerinin varlığından habersizdir.)

Organon (bir fısıltıyı andıran yumuşak, derinden gelen bir sesle): Hummalı bir heyecanla titriyorsunuz. Hissediyorum, bazılarınız korkuyorsunuz. Bilinen'in güvenliğinden Bilinmeyen'in dikenli, karmaşık kucağına atılacaksınız. (Sesini yükseltir) Yaşam! Sizler henüz yaşamıyorsunuz, ama yolumuzun sonunda, hassas ve savunmasız ruhlarınız duvarlarla sarmalanacak, ruhlarınızın barındırdığı anılar birer birer komaya yatacak ve yaşayacaksınız!

(Ormanda derin bir sessizlik vard-)

Maja (hiddetle): Ahh, beni deli ediyorsun yazar! Kes şu dram dolu betimlemeleri!

(Heh. Uzun zamandan beri bu karakterler yüzünden doğum sancıları çekiyordum. Hem okuyucuyu havaya başka nasıl sokarım? Bunun dramatik bir tiyatro kesiti olması gerekiyor ya zaten! Hmm, ama şu an postmodern bir yapıt olma yolunda ilerliyor-)

Maja: Ah, evet evet... Kağıda dökmeye karar verdiğinde, biz çoktan bağımsızlığımızı kazandık. Bizi kaleminde hapsetme şansın vardı ama sen, bizi serbest bır-

Organon (köpürür): Hey, burada çekmem gereken bir nutuk vardı! Yazar ya unutursa n'apacaksın?! Rolümü çalma aptal, figuranlığından bu yolla sıyrılmaya çalışma!

Maja (küçümseyerek): Yazarın bir hilesi bu sonuçta. ''Iyy, ne dram ama!'' diyeceklere karşı bir troll çekiyoruz şu an.

(Geri kalan tüm karakterler): ARTIK DEVAM EDEBİLİR MİYİZ ŞUNA?! 

(Hıh. Devam öyleyse)
                                                          ...


Organon (öksürür): (Ruhların belirsiz siluetlerinde bakışlarını gezdirerek) Hiçliğin uçurumunun karşısındasınız! Hiçlik, varlığın ana rahmi! Hiçlik; ruhun, gagasının sağlam bir vuruşuyla yaşama koşacağı yumurta! Her biriniz, hiçlikle bir ama ondan ayrısınız! Hiçlik, her birinizde varlık bulacak. Bir olduğunuzu unutarak, ayrı yaşamlarda sürükleneceksiniz!

(Ruhların belirsiz, silik siluetleri yavaşça seğirir.)

Organon (dudağının kenarını bir gülümsemeyle kıvırarak): Ah, korku! İnsancıl bir duygu! Ama bu duygular insanlardan mı doğar yoksa yaşam bulan insanı zaten en başından beri orada mı beklemektedirler? Ne kadar doğurgan bir evren! (Başını geriye atıp karanlık, hiçbir şey kıpırdamayan gökte bir süre gözlerini gezdirir.)

Duygulara, düşüncelere, ahlak ve ahlaksızlığa, inanca ve inançsızlığa doğurgan bir evren! İnsanlar mı onları yaratıyor yoksa onlar mı başından beri sahnenin yukarısında, ipleri hazır bir şekilde, kuklalarını bekliyorlar?!

Hıh. (Yavaşça nefes vererek tekrar gözlerini siluetlere döndürür) Ne kadar belirsizlik. Ne kadar muğlak bir zemin. Her biriniz, böyle bir rüyaya atılmaya can atarak beni takip ettiniz! Artık kaçış yok, Hiçliğin uçurumunda yutulacak ve yaşam bulmaya koşacaksınız!

Ancak bilinciniz, derinlerde bu sözlerimi hatırlayacak! Doğumunuz sona erdiğinde, bu derin muğlaklığın korkusuyla ağlayacak ve varlığınızı diğerlerine duyuracaksınız!

(Hırsla gülümseyerek) Evet evet-
                                                          ...


Organon (büyük bir öfkeyle): Hey, yine niye durduk be?! Ne berbat bir yazarsın sen ya!

(Hey, sonu nasıl getireceğimi düşünüyorum. Bunu düşünürken de biraz eğleneyim diyorum.)

Ruhlar (mırıl mırıl): Nasıl bir aptalın kalemine düştük böyle...

Maja (tırnaklarını törpüleyerek): Pff, iyi bir ara oldu bu bence. Kahkahamı tutamayacaktım yoksa.

Organon (köpürür): Senin gibi alaycılardan nefret ediyorum! Alaycıların bile dalga geçemeyeceği bir yapıt yazamayacak kadar beceriksiz bu yazardan da nefret ediyorum!

(Poff, daha yolun başındayım. Kendi eserimle kendim bile dalga geçiyorum. Ama madem kafamda bir kere doğdu, dışarı atmazsam kendimden nefret etmeye devam edeceğim. Neyse, devam edelim bakalım. Bir şeyler oluşuyor gibi...)

                                                             ...

(Ruhlardan biri yavaşça öne atılır): Demek, bu anı unutacağım... (Silik bir ses, sanki her taraftan yankılanıyor gibi karışık ve derin. Etrafındaki ruhlarda bakışlarını gezdirerek) Buraya nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum aslında. Kendi varlığımı hissettiğimde, çoktan senin peşine takılmıştım bile. Hiçliğin bir parçasıyım öyle mi? Hiçliğin yaşamak isteyeceği bir rüya yaşayacağım. Diğer rüyaları da benimle karışacak ve karışık bütünlüğün oluşturduğu bir zeminde yaşam bulacağım, ha?

(Başını yavaşça dikleştirerek) Ancak, bilinmezliğin korkusunu ve senin tarif ettiğin tüm o muğlaklığı gerçekten de ilk anımda hatırlayacağım ama bu hatıra bir daha asla benimle olmayacak. Tekrarlanmayacak. Bir daha yaşanmayacak. Unutulacak. Unutkanlığımla mutlu olacağım, cahilliğimle avunarak yaşamıma devam edeceğim.

Ben hepsini kabul ediyorum. Kaçarsam, asla varlık bulamayacağım. Hiçlik beni kaplayacak ve yok olacağım. Hayır, bunu istemiyorum! Cahilliğin o mutluluğunu bir kez olsun tatmak istiyorum. Mutlu olmayacaksam bile olur! Yaşamak ve o duyguları tatmak istiyorum. O kuklacıların tiyatrosunda rol almak istiyorum.

Organon (elini uzatır): Yaklaş öyleyse. Yaklaş, Hiçliğin rüyalarından birinin irisi.

(Ruh elini uzatır. Organon'a dokunduğu anda, şiddetle büzülmeye ve seğirmeye başlar. Tüm aurası titriyordur. Bir çığlıktan sonra, yere düşerek şiddetle zemine yapışır ve cenin pozisyonunda kıvrılana kadar sarsılmaya devam eder. Çıtırtı. Aurası gittikçe küçülürken, bir et parçası yavaşça üzerinde sürünür. Ruhuna karışır. Kıvrılır, ruhunu sarmalar ve tamamen ele geçirir.

Tüm orman, hafif bir kahkayla kaplanır. Alaylı, ürkek fakat hırslı. Uçurumun derinlerinden büyük bir gümbürtü kopar ve ardından, beliren bir sürü kollar ve eller yığını, etin hapsettiği ruhu sarmalar. Hızla aşağıya çekilir. Pat. Sessizlik.

Ruhlar tüm yaşananlar boyunca sessizdir.  İçlerinden biri daha Organon'a doğru yürür. Sonra bir diğeri. Bir diğeri daha. Ta ki, ormanda kimse kalm-)

Maja ve Daisya (somurtarak): Hey, bizi unuttun!

(Heh, farkındayım. Sondan önce küçük bir eğlence daha sadece :P Neyse, hikâye burada sonlanıyor. Gökten üç elma düşürmeli miydim? Ama onlar masallarda oluyordu. Neyse ya.

İşte bu sıkıcı bir felsefeyle yazılmış, berbat bir yazarın ilk tiyatro denemesi. Adios.)

                                                       ...

(Perde kapanır.)


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.






DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.