'Çocuğunuz o savaşçı olacak.'

Ama bunu söyleyemedi.

Yelena geleceği gördüğünde yalnızdı ve bunu destekleyecek başka bir kanıtı yoktu.

'Eğer o yaşlı kadın şimdi buralarda olsaydı...'

O yaşlı kadın nereye kayboldu?

Yelena yaşlı kadının yeri konusunda  endişelenmeye başlarken, Dük Mayhard tekrar konuştu.

Yelena'nın cevabını duyunca Dük Mayhard'ın yüzü vurulmuş gibi görünüyordu ama konuştuğu ton sertti.

"Üzgünüm."

"Üzgünsün?"

"Üzgünüm?"



Eğer bu durumda özür diliyorsa, bunun tek bir anlamı olabilirdi.

Yelena tedirgin oldu.

Beklendiği gibi, endişeleri gerçeğe dönüşmüştü.

"İstediğini veremem, karıcığım."

"Bu demek oluyor ki... O zaman benimle bir gece geçirmeyecek misin?"

"Doğru."

"Neden?"

Yelena bunun evli çiftler arasında doğal bir davranış biçimi olduğunu düşünmüştü.

Eğer reddetmek istiyorsa, özel bir nedeni olması gerekirdi.

'Bunu yapamıyor olamaz.'

Yelena, bazı erkeklerin fiziksel yeteneklerinden endişe ettiğini hatırladı.

Ama bu hiçbir şekilde Dük Mayhard ile ilgili olmamalıydı. 

'Yapamasaydı, yaşlı kadın bana bu yöntemi en başta söylemezdi.'

Savaşçı olmaya yazgılı bir çocuk sahibi olmak başka nasıl mümkün olabilirdi?

"Bana sebebini söyle. Benden nefret ediyor olabilir misin…? yapmıyorsun, değil mi?”

Yelena, Dük'ün sarayına geldiğinden beri yaptığı her şeyi hatırladı.

Özellikle bir şey yapmadı.

Bir şey yapsa bile, Dük'ün nefretini uyandıracak bir şey değildi.

En azından o öyle düşünüyordu.


Dün geceki olaylar tekrar aklına geldi ama Dük Mayhard onunla yatmaya niyetli olmadığı için duruma uymuyordu.

"Yanlış bir şey yapmadım, değil mi?"

Neyse ki Dük Mayhard da bunu onayladı.

"Yapmadın."

"İyi."

Bunu biliyordu.

Yelena içinden rahat bir nefes aldı.

Tabii ki, neden benden hoşlanmasın ki? Bunun böyle olması için hiçbir sebep yok.

"Öyleyse nedir?"

Dük Mayhard sessiz kaldı; ya derin düşüncelere dalmıştı ya da devam etmeye hiç niyeti yoktu.

'Mümkün değil…'


Yelena konuşmaya devam etmeden önce derin bir nefes aldı.

"Karşı cins olarak senin gözünde hala çekiciyim, değil mi?"

"Doğru."

Onunla aynı fikirdeyken Dük Mayhard'ın gözleri büyüdü.

Yelena'nın böyle şeyler düşüneceğini hiç düşünmemiş gibiydi.

"Tamam o zaman."

Kalbi çırpındı.

İnkarı biraz sonra gelseydi, incinmiş hissedecekti.

"Peki sorun ne? Benden nefret etmiyorsun ve ben çekiciyim.”

Kritik bir sorunu da yoktu.

"Yani geceyi benimle geçirmek istememen için hâlâ bir neden var mı?"

"Üzgünüm."

'Bana nedenini söyleyemeyeceği anlamına mı geliyor?'

Kızan Yelena, Dük Mayhard'ı izleyerek hızla gözlerini kırpıştırdı.

"Sorunlu olan benim. Yanlış anlayabilirsen, bu senin hatan değil.”

'Peki sorun ne?'

Yaşlı kadının sözleri olmasaydı, Yelena onu yanlış anlayacaktı.

Yelena, sözlerinin yanlış anlaşılmalara yol açabileceğinin farkında olup olmadığından veya yanlış anlaşılmaktan endişe duymadığından emin olamadığı için sessiz kaldı. Yine de Dük Mayhard daha ileri gitmedi.

Bir süre sonra nihayet dedi ki:

"Bunun yeterli olup olmayacağından emin değilim ama karşılığında sana istediğin başka bir şey vereceğim."

Yelena neredeyse ağzından çıkacak olan küfürü tuttu. 

Herhangi bir şey?

Başka bir şeye ihtiyacı yoktu.

Tek bir şeye ihtiyacı vardı, ister evliliklerinin ilk günü, ister şimdi.

Tek istediği, dünyayı kurtaracak olan Dük'ün çocuğunu doğurmaktı.

"Anladım."

Yelena şimdilik geri adım atıyormuş gibi yaptı.

Onu biraz daha zorlarsa, muhtemelen ondan duymak istediklerini duyamayacaktı.

'Geri adım atıyorum.'

Yelena konuşmayı böyle bitirmeye karar verdi. Neyse şimdilik.



Tabii işler bu hale geldiğine göre Yelena'nın bundan sonra da planları vardı.

 

***
Ç.n'' ಠ◡ಠ"
 

'Onun üzerine atlayacağım.'


Yelena dikkatle kütüphaneden bir kitap seçti.

Benimle yatmak istemiyor mu?

'Tabii, iyi o zaman.'

zorunda değilsin.

Onun yerine yapacağım.




Allah'ım sana geliyorum kxössmdkdjkdjdlğdşslslslmösşsşsslsp