Yukarı Çık




Sonraki Bölüm   2 

           
O gün özellikle yorgundum.
O gün başka bir daha mülakatı geçemedim. Gökyüzü sanki kalbimdeki bulanık duyguları temsil ediyormuş gibi kara bulutlarla doluydu.
Trafik ışığı yeşile döndü. Ağır adımlarla yol boyunca yürüdüm. Sonra uzaktan bir çığlık duydum.
Gözlerim caddeyi taradı ve bakışlarımı sarı anaokulu üniformalı bir çocuğa sabitledim. Sanki tökezleyip yolun ortasında düşmüş gibiydi. Birkaç gözyaşı tombul yanaklarını lekeledi.
Biipppp !!
Ses o kadar yüksek çıkmıştı ki artık çocuğun ağlama sesini duyamıyordum.
Uzaktan hızını biraz bile düşürmeden büyük bir kamyonun bize doğru geldiğini gördüm.
Frenlerin kırılıp kırılmadığını bilmiyorum ama ben deli gibi titriyordum.
‘Ha?’
 
Çocuk!
Farkına varmadan önce bedenim içgüdüsel olarak tepki gösterdi.
Ben çocuğa doğru atladım ve onu uzağa ittim.
Sonra her şey karardı…
Gözlerimi açtım ve üzerimdeki gökyüzüne baktım.
Gün boyu gökyüzünde duran kara bulutlar sonunda kaybolmuştu.
Yavaşça kalkarken yağmur damlaları gökyüzünden düştü. Garip hissettirmişti.
‘Öldüm mü?’
Bu şekilde ölmek istememiştim.
Uyanıp ve başımı çevirdiğimde, vücudumu gördüm, bütün vücudum kanla kaplıydı.
Yanımda anaokulu üniformalı çocuk ağlıyordu ve insanlar bizim çevremizde toplanmaya başladı.
Bir ambulans sireninin sesi binalar boyunca yankılanıyordu.
‘Ben bir aileye sahip değilim,cenazeyi kim yapacak….?’
Gözlerimin önünde garip bir pencere çıktığında gözüm kanlı gövdeme düştü.
(Sen öldün)
Seçenek 1. Hayatınızın geri kalanını Cennet veya Cehennemde yaşayın.
 
Seçenek 2. Başka bir dünyaya reenkarne olun.
 
* Eğer şimdiki yaşamınızda insan hayatları kurtardıysanız, size ek seçenekler ve buff öğeleri verilecektir.
 
* Hatırlatma: Reenkarne olacağınız dünya rastgeledir.
 
 
“......”
 
 
 
Ne, melekler işini mi kaybetti?
Başka bir pencere ortaya çıktığında açıklamayı sakince okuyordum.
 
10, 9, 8, 7 …….
 
(Hiçbir şey seçilmezse, seçenek 1 otomatik olarak seçilmiş sayılacaktır.)
 
Cennet veya cehennem için yargılanma…… dürüst olmak gerekirse, kendime güvenmiyordum.
Günahlarla dolu bir hayat yaşamadım ama bir aziz gibi de yaşamadım. Tabi ki bir hayat kurtardım…. Ama… yine de….
Bununla birlikte düşünmeden ikinci seçeneği seçmek benim için dikkatsiz bir karar olur.
Rastgele yeni bir hayat verilirse, o zaman bir suçlu ya da canavar olarak reenkarne olma şansım var değil mi?
* Sistem işleniyor ………. 5, 4, 3, 2 …… ..
 
Yine de, 2. seçeneği seçtim.
Kalbimle mutlu bir hayat için dua ettim.
***
Yeni bir hayata reenkarne olduğumdan beri bir hafta geçti ve hiç mutlu değilim.
Reenkarnasyon yaptığım kişi felaket bir geleceğe mahkumdu. Hayatı mutlulukla değil, eziyetlerle doluydu.
Elody McClaire.
Kont McClaire'nin kızı, yıllar sonra ölmeye mahkumdu.
‘Evet, kendimi hiç şanslı biri olarak görmedim…’
Bu bana verilmiş ikinci bir hayat şansı olsa da…
Elody McClaire bir romandaki kötü karakterdi.
Tabi ki, bu dünyaya geldiğimde bir romanda olduğumu fark etmedim.
İlk başta normal bir büyülü fantezi dünyasında olduğumu düşündüm.
Aslında kocam Caville Cernoir’e bunun için teşekkür etmem lazım çünkü onu fark etmemle bu yerin saf kurgu olduğunu fark ettim.
Caville, romantizm romanında yapay bir erkek baş karakterdir.
Yakışıklı,yapılı, iyi huylu ve yetenekli.
'Neden……'
Ne yazık ki baş kadın karakter Elody değildi.
Baş kadın karakter savaşın başlamasından birkaç yıl sonra yıkılan Dayev krallığının bir prensesiydi.
Caville’e birazcık şefkat duymamın bir nedeni vardı.
Sadece kaderi benimkine benziyordu.
Caville, Cernoir Dükü tarafından yeni doğmuş bir bebek olarak yetimhaneye verilerek terk edildi. Bu dünyada yetimhanelerde bile çocuklar yetişkinler tarafından ciddi bir şekilde rahatsız edilmektedir.
İki ebeveyni dük ve düşes ölünce aileden geriye kalan tek kişi olduğu için dük unvanını devraldı.
Böylece talihsizlikleri başladı.
Dük olunca kendisinden altı yaş büyük birisiyle evlendi.
Kötü davranan eş Elody McClaire’idi.
Elody dükün eşi olarak hüküm sürdü ve tüm hizmetçileri onun altında görev yapan kişilerle değiştirdi. Onlara Caville’in varlığına kayıtsız kalmalarını emretti.
‘Bu elma şarabı olmayan bir roman ...’ (Sanırım bir deyim ama deyimin anlamını bulamadım)
Hikaye o kadar sinir bozucuydu ki sadece okuyarak öfkeden ölebilirdim.
Birkaç yıl sonra Caville şövalyelere savaş alanına öncülük etmek üzere atandı.
O liderlik yeteneklerini etrafındakilere yaydı ve şövalyelerin güvenlerini kazandı. Savaş, Caville'i küçük bir çocuktan saygın bir genç adama dönüştürmüştü.
Sonra hayatının aşkıyla tanıştı.
Bu baş kadın karakterdi.
‘Keşke baş kadın karakter olsaydım…’
Ne yazık ki gerçek olamadı.
Her neyse savaş sırasında büyük katkıda bulunan Caville kahraman olarak baş kadın karakter ile geri döndü.
Elody, Caville’nin eşi ihmal edilmiş kocası savaştan döndüğünde ona olan tutumunu değiştirdi.
O savaşa gittiğinde onu ne kadar özlediğini ve o zamandır dönüşünü nasıl beklediğini ona anlatıyordu.
Onun bilmediği şey ise Caville’nin boşanmak istemesi oldu ve Elody öfkeden deliye döndü.
Elody onun isteklerini reddetti. O köşke kalmaya gelen prensese zulüm etti ve acı çektirdi. Sonunda düzeltilemez bir iş yaptı…
‘Tüm vücudu taş gibi sertleştirebilecek bir zehir…’
Ve bu şekilde kullanılabilen bir zehir yaptı.
Elody büyüde bir dâhiydi. Bu sayede prensesi öldürebilmek için korkunç bir zehir geliştirebildi.
Neyse ki Caville onun planını keşfetti ve düşesi Cernoir evinden sürdü.
‘Ilık elma şarabı benzeri son…’
Kötü karakter tipik sonuyla karşı karşıya kaldı.
Unvanından atıldıktan sonra Elody yaptığı tüm zehir gibi semptomları olan tedavi edilemez bir hastalıktan muzdarip oldu.
O yalnız bir şekilde gecekondu mahallelerinden birisinde öldü.
'Evet o benim.'
Elody acı bir şekilde gülümsedi ve uyuyan kocasına baktı.
Şimdi Caville sadece yedi yaşındaydı ama tüm istismar yılları, yetersiz beslenen vücudunun, yaşındaki ortalama bir çocuktan daha küçük ve daha ince olmasına neden oldu.
Onun için üzgün hissediyordum. Bir çocuğun midesi ve yanakları uyurken dolgun olmalı…
Bir karar verdim.
Bana yeni bir hayat şansı verildi. Bu şansı boşa harcamayacağım ve Elody’nin önceki hatasını tekrarlamayacağım. Mutluluk dolu bir hayat süreceğim.
Ben bu dünyaya geldiğimde kaderin gidişatını değiştiremeyeceğim bir kısıtlama gibi bir şey yoktu…
Caville'i orijinal romandaki gibi kötüye kullanmak gibi bir niyetim de yoktu.
Çok sevimli olan birisini nasıl kötüye kullanabilirsiniz ki?
Uzun ve mutlu bir hayat yaşayacağımı düşündüm.
Bunu yapmak için Caville’yi iyi bir şekilde büyütüp ve tedavi edilemez hastalık için bir tedavi geliştirmeliydim.
Amaç açık ve netti.
‘’Caville hadi kalk. Yemek yemek zorundasın’’
‘’Ah…’’
Caville’yi hafifçe salladım. Onun küçük bedeni battaniyenin altındaydı.
Bu noktada, Caville sadece yedi, Elody on üç yaşındaydı.
‘’Yemeğini yedikten sonra sana perilerle ilgili masal okuyacağım.’’
‘’Bir peri masalı?’’
Peri masalı kelimesini duyduğunda gözleri parlıyordu.
Caville’nin bilgisi eksikti çünkü uzun süre ihmal edilmişti.
Bu yüzden okuma ve yazma konusunda yetersizdi. Orijinal romanda savaşa gidene kadar okuması yazması yoktu.
Ama ben zaten bundan önce Caville’ye öğretmeyi planlıyordum. ‘Hadi cesaretimiz kırılmasın’
Onun dünya tarafından tanınmasını istiyordum.
***
Cernoir ailesinin sıra dışı güce sahip bir dük soyu vardı.
Cernoir'in ilk Dükü, geniş araziyi kendisi fetheden bir savaş kahramanıydı.
Ancak, Caville’nin babasının mülkü kötü yönetimi nedeniyle, Cernoir Evi şu anda finansal zorluklardan muzdaripti.
Elody’nin ailesi de çok zengin değildi.
Kızı fakir bir dükle evlendiren kont McClaire’nin karakteri iyi biliniyordu.
Küçük Elody’nin bulanık hatıralarıyla hayata geri döndüğünde Kont McClaire denilen kişi hırs ile dolan birisiydi. Çocuklarını satamayan dükün uşağına önemli miktarda para teklif etti. Sonra dükün sadık uşağı olan Norman, bu parayı Caville için önemli çeyiz yaptı.
Bunun yüzünden Caville yetimhaneden gelerek tamamen adapte olamayıp hala yetişkinlerden korkan birisiydi.
Uşak, Caville'nin biraz daha olgun bir eşe sahip olmasının daha iyi olacağını düşündü. Onu koruyabilecek ve üzerine dikkat edebilecek bir eş mesela.
O bilmiyordu ki onun seçimi çocuk için büyük bir çile olacaktı. Kazandığı paranın israf haline geldiği noktaya kadar…
Tabi ki uşak kızın altı yaşındaki çocuğu suiistimal edeceğini bilemezdi.
İlk başta kimse Elody’nin Caville’yi kötüye kullandığını bilmiyordu.
Bu duman ve ayna gibiydi.
Orijinal hikayede Elody evlendikten sonra uşağı kovdu ve büyüdükçe Cernoir evinin statüsünü ve idaresini eline aldı.
Bütün sadık hizmetkarlar değiştirildi.
Elody zekiydi ve gücüyle beraber çok sayıda kötü şeyler yaptı.
Aslında o tıp alanında büyük bir bilgiye sahipti.
‘’Bu arada büyülü hapları incelemeliyim…’’
Elody Caville gözlerini ovuşturmasını izlerken mırıldandı.
‘’Büyülü hap nedir?’’
‘’Heniz bilmek zorunda değilsin. Şimdi ilk önce yüzünü yıkayalım.’’
‘’Yüzüm kurumuş gibi…’’
‘’Sana eğer kirli olursan çirkin olacağını söylemiştim.’’
Caville somurtarak başını salladı.
Bir hafta önceye kadar bir kedi gibi tetikteydi neyse ki yavaşça kalbini bana açtı.
Benim içinde aynıydı ama her gün aynı yatakta uyuduktan sonra ona bağlanmaktan kendimi alamadım.
Caville'in daha önce hiç insan sevgisi yaşamamış olması üzücü bir şeydi.
Hizmetçi ılık suyla dolu bir havza getirdi. Havzayı yerleştirdikten sonra kollarını sıvadı.
‘’Leydim, şimdi yapacağım.’’
Hizmetçinin sözleriyle Caville tedbirli gözlerle Elody’nin arkasına saklandı.
‘’Sorun değil. Ben yaparım. Sen çıkabilirsin’’
‘’…Peki genç bayan’’
Hizmetçi Elody’e gözleri parıldayarak baktı sanki kalbi erimiş gibiydi.
Hizmetçi Marie adında olan genç bir bayandı ama uşak gibi dükün sadık hizmetkarıydı.
‘Sonunda uygun bir efendim var’
Marie umutla heyecanlanmıştı.
‘Nasıl bu kadar olgun olabilir?’
İlk başta bu fikre karşı çıkmıştı. Yetimhaneden yeni evlat edinilmiş bir çocuğun hemen evlenmesi gerektiğine inanamıyordu….
Ancak endişelerinin aksine, uşağın kararı doğruydu.
Karısı ile evlendikten sonra genç lord hızla bir şekilde Dük rolüne adapte olmuştu.
 
Ne rahatlatıcı bir durum.
***
Hizmetçi dışarı çıktığında Cavilla Elody’nin arkasında saklanmayı bıraktı.
Büyük ihtimalle yetimhanedeki kötü muamele nedeniyle, hala yetişkinlerden korkuyordu.
‘’Hadi, yüzünü yıkayalım’’
Elody, Caville’in boynuna bir havlu koydu ve yüzünü ılık suyla iyice yıkadı.
‘’Hadi bakalım!’’
“Ah …… .. Hayııı… ..”
‘’Haha!Hareket etmeyi kes lütfen’’
“...... heung!”
Küçük bir çocukla oynamama rağmen heyecanlandığımı hissettim…
Bir şekilde küçük bir erkek kardeşe sahip olmak gibi hissettiriyordu.
Elody Caville’nin yüzünü silerken gururla gülümsüyordu.
Evet, onu iyi bir şekilde yetiştirip prensese teslim edeceğim!

*Ben çevirirken zevk aldım umarım siz de okurken zevk alırsınız*


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


Sonraki Bölüm   2 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.