Bölüm 1062: Evren Titrerken Bir Paragon Alçalır! I


Karanlık Evren, sayısız farklı varlığın gelip evrende asimile olmaya başladığı şu anda hareketlilikle çalkalanıyordu.


Animus, Nekrotik ve Automaton Evreninde onları sürekli rahatsız eden bir Antik Çağın baskısı, her saniye boğuluyormuş gibi hissetmelerine neden olan korkunç durum etkileri altında olmadıkları için tamamen ortadan kalkmıştı!


Merak ve olasılıklarla dolu gibi görünen yepyeni bir alandaydılar ve gelen tüm varlıkların yerleşimini oldukça kolaylaştıran özel bir şey de hepsinin Noah’a sadakat yemini etmiş olmasıydı.


Herkes aynı sancak altındaydı ve çatışmalar ya da savaşlar iptal edilmişti!


Ne kadar kısa olursa olsun, varlıkların şu anda kendilerini toparlamaları ve zihinlerini rahatlatmaları için bir barış dönemi başlatıldı.


Sadece birkaç saatliğine bile olsa!


Kılıç İmparatoru, Morgana, Paragon Quinnie, Lich İmparatoru Agobo gibi önde gelen varlıklar.... hayatın her kesiminden sayısız varlık birbirlerinin etrafında görüldü ve bir kez daha savaşa koşmadan önce başarılarını takdir etmek için birbirlerine bir an ayırdılar.


Elbette, pek çok kişi Mavi Balçık’a odaklanmışken, Noah’ın sözleşmeli Hayvanları ve diğer pek çok astı savaş için Balçık’a doğru giderken, diğerleri ise yardım edemedi ama münakaşaları başlattı!


Chronos’un Kozmik Dao’sunun, Yok Oluş’un... ve diğerlerinin gücüne sahip olan ve aynı zamanda evrenindeki Galaksileri birbirine bağlamanın yarısında olan Mavi Balçık, karşılaştığı herkese karşı rakipsizdi!


BOOM!


Kazuhiko’nun üzgün figürü o anda gökyüzünü bir mermi gibi yırttı, onu koruyan karanlık kılıç aurası parçalanarak yakındaki yemyeşil bir dağa çarptı.


Konuşurken, durmadan iç çekerken, bakışları umutsuzdu ve diğer herkesi yere serdiği için gözleri hala gökyüzünde tek başına süzülen Mavi Balçık’a kilitlenmişti.


"Ahh... Balçığı şimdi bile yenemiyorum!"


BZZT!


Gururlu İmparator Penguen, Çelik Mikhail, Anna ve diğerlerinin figürleri Mavi Balçık’ın artık gülünç hale gelen gücünü aşmaya çalışırken, Kazuhiko şikâyetlerine rağmen vücudunun etrafında vızıldayan öz yine gökyüzünde uçuyordu.



Noah, şu anda bulundukları alanın etrafına yemyeşil dağları ve altın ışıltılı nehirleri önceden zarif bir şekilde tasarladığı için bu hiçbir yerde bulunamayacak bir harikalık ve benzersizlik sahnesiydi.


Valentina bu sahnelere uzaktan bakarken, altın rengi sıvıyla dolu kıpkırmızı bir fincandan su içiyordu; Noah’ın ana gövdesi ise onun arkasında, yüksek bir cam binanın içinde meditasyon pozisyonundaydı.


Bir Hegemonyanın zarafeti ve gücü ondan daha da güçlü bir şekilde hissedilebilirdi ve herkes anlık olarak kutlama yaparken veya tartışırken, o Noah’a yakındı ve ona mevcut durum hakkında daha fazla bilgi verdi!


Ne yapabileceğini düşünürken gözleri parıldıyor, içini çekerken zihni hep arkasındaki adamın görüntüsüne geri dönüyordu.


Güçlü bir Hegemonya olarak, kendisinden bir rütbe aşağıda olan erkeğine bağımlı olduğu için aslında o kadar zayıftı ki! Düşmanlarına karşı diğer herkese kıyasla daha fazla şey yapabilen varlığa karşı!


Ona arkadan sarılırken bulunduğu yere ışınlandı ve kısa bir süre sonra gözlerini açan varlığa karşı hayal kırıklığı içinde ve yalvaran bir tonda konuşur gibi göründü.


"Seninle aynı seviyede gücü nasıl sergileyebilirim? Ya da Tiamat ve Mavi Balçık gibi? Animus Evreninde Ambrose’u taciz etmek için sadece klonlarımı konuşlandırabildiğim için kendimi boğulmuş hissediyorum!"


Altın ışıkla çevrili varlığa doğru yumuşak bir sesle yakınan Hegemonya, Noah’a kendisi gibi birinin nasıl daha büyük bir savaş gücü kazanabileceğini sorarken şok edici bir şekilde utangaç davranarak ona sıkıca sarıldı. Diğerleri böylesine güçlü bir varlığın kendisinden bir kademe aşağıda olan bir varlığa karşı bu tonda konuştuğunu duysalar ve görseler şok olurlardı


Sadece özel biri için belli bir yönünü ortaya koyarken, soğuk bir Hegemonya tavrı ondan kaybolmuştu! Diğerleri ona sadece muazzam güce sahip dokunulmaz bir varlık olarak bakabilirdi, ama Noah... onun hareketlerine hafifçe gülümserken sadece başını kaldırdı.


"Elbette birçok yöntem var, sadece bunları kabul edip etmeyeceğinizi bilmiyorum!"


"Öyle mi?" Noah’ın sözleri, kulakları dikilen Valentina’nın ilgisini çekerken, Noah gözlerinden keskin bir ışık saçarak ona cevap verdi.


"Evrenimi kurduğumda, benimle bir sözleşme yapabilir ve sadece bana bağlanabilirsin... sonra seninle birleşebilir ve sana sayısız Kozmik Dao’ya ve çok daha fazlasına erişim sağlayabilirim!"[Not: Yoksa bu Çağırma Daosunu mu diyor?? Noahhh Çağırma daosuna ortaya çıkaran varlığa karşı bu daoyu uygulamak hele hele bu bir insanken... Noah oğlumuz kendi kadınını neyse...]


RUMBLE!


Bir Hegemonyaya akıl almaz bir fikir verildiğinde Valentina sadece bir hıçkırık çıkardı, cevap vermeden önce gerçekten biraz düşünürken gözleri olasılıklarla yüzüyordu.


"Unut gitsin... Sırada ne var? Fetih’in bir sonraki hedefi hangi Evren?"


Bunu söylerken gözlerini tam da şu anda Noah’ın üzerine bembeyaz özünü serpiştiren parlayan Fetih Yıldızı’na çevirmişti.


Noah’ın duyuları da bu yıldıza odaklandı ve İlkel Yıkım Klonunun görüntüsünü paylaşırken,  ağzı serbestçe hareket etti.


"Klonum şu anda Cthulhu ve diğer Terörlerle birlikte Chthonian Evrenine girmiş durumda..."


THRUM!


"İlkel Kozmos’taki çoğu evrenden daha büyük olmakla övündüğü için Gezegen boyutunda varlıklarla dolu bir Evren..."


Evet! Chthonian Evreni son derece ürkütücü bir evrendi çünkü içindeki varlıklar diğer varlıklara kıyasla çok farklı boyutlardaydı. Chthonian ve Titan ırkları bu Evrende çok gelişmişti çünkü İlkel Kozmos’un birçok Evrenin varlıkları arasında, tek başına boyutları diğerlerinden iki kat daha büyük olduğu için aslında en büyüğüydü!


"Yalnızca sen ve Terörler mi?"


Noah gülümseyerek cevap verirken Valentina şüpheyle sordu.


"Biz sadece gelişmiş bir partiyiz. Bazıları yakında bu Evrende bana katılacak, diğerlerinin klonlarını Mavi Balçık önderliğinde başka bir Evrene inmek üzere böleceğim..."


...!


Not: Durmuyor Noah reis be. Şimdide başka Evrene gidiyor. Resmen Evrenleri Daha doğrusu İlkel Kozmos’u çocuk alanına çevirdi.😅